Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1830 E. 2023/1707 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1830
KARAR NO: 2023/1707
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/08/2023 – 17/08/2023 tarihli ara kararlar.
NUMARASI: 2023/481E.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasında ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ara karalarda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir ve haciz talebinin reddine dair verilen ara kararlara karşı, ihtiyati tedbir ve haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … Malzemeleri arasında 22.01.2022 tarihli “Uzun Vadeli Uluslararası Ticari Satın Alma Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmeye göre bu davalı tarafından çeşitli markaları içeren sneaker spor ayakkabı ve çanta gibi ürünlerin müvekkili şirkete satılarak ihraç edilmesinin taahhüt edildiğini, müvekkil şirket satın aldığı ürünleri, kendisine teslim edilmesini müteakip Fransa ve diğer birçok Avrupa ülkesindeki müşterilerine sattığını, davalı … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketinin tek yetkili ve ortağı olan … tarafından 280/12022 tarihinde kurulduğunu, …’nin eşi … ile reşit olmayan oğulları …’yi davalı … Malzemeleri isimli firma yönünden yetkili kıldıklarını, davalı … Malzemeleri şirketinin paravan şirket olduğunu, adresinin kapalı olduğunu, yetkili …’nin bu paravan şirket aracılığı ile sözleşmeler akdettiğini, buna istinaden sahte ürünler yollayarak kazandığı paraları diğer davalı şirkete aktardığını, öyle ki davalı … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketinin kuruluşundan kısa bir süre sonra sermayesini arttırarak 10.000.000 TL’ye çıkmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle tüzel kişilik perdesinin aralanması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından sipariş edilen 7.800 adet spor ayakkabıya istinaden, … Malzemeleri tarafından 18.05.2022 tarih ve … numaralı proforma fatura düzenlendiğini, 189.105,82-Euro tutarındaki kısmı müvekkili şirket tarafından söz konusu firmaya ödendiğini, yine müvekkili tarafından sipariş edilen 5.000 adet spor ayakkabının … Malzemeleri tarafından 18.08.2022 tarih ve … numaralı proforma fatura düzenlenerek 84.405,50-Euro tutarındaki meblağ müvekkili şirket tarafından ödendiğini ancak ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkil şirketin, şüphelilerin kurduğu davalı … Malzemeleri hesabına 654.638,86-Euro gönderdiğini ancak ürünlerin gönderilmediği gibi gönderilen bir kısım ürünlerin de sahte olduğunun tespit edildiğini, davalılar tarafından, aralarındaki sözleşmeye istinaden müvekkili şirkete teslim edilen ve müvekkili şirket tarafından İngiltere’deki müşterisine gönderilen spor ayakkabılar sahte çıktığından ötürü yapılan şikayetler sonucunda Londra Polis Teşkilatına bağlı Fikri ve Sınai Haklara İlişkin Suçlarla Mücadele Bürosu tarafından ürünlere el konularak sahte ürün sattıklarının tespit edildiğini, davacı tarafça, davalılardan … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin tek ortağı ve yetkilisi … ve eşi … aleyhine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2023/73637 soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, davalıların, işbu dava ikame edildikten sonra mal kaçırmaları ve müvekkilin dava sonucunda hüküm altına alınacak alacağına ulaşmasının engellenmesi kuvvetle muhtemel olduğunu ileri sürerek, daha sonra arttırılmak üzere şimdilik 1000 Euro’nun davalılardan faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca, davalılar adına kayıtlı tüm banka hesapları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklar ile taşınır ve taşınmaz mallarının tamamı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARLARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 17/08/2023 tarihli ara kararında; “… 6100 sayılı yasa gereğine ancak taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan şey hakkında tedbir kararı verilebilir. Talep konusu malvarlığı değerlerinin el değiştirmesi halinde hakkın elde edilmesinin zorlaşması yahut imkansızlaşması söz konusu olamaz. Zira elde edilmek istenen hak, söz konusu malvarlığı değerleri değildir. Para alacağına ilişkin olan bu davada ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacı yanın tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 18/08/2023 tarihli ara kararında; “… Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye istinaden davacı şirketin, davalıdan birden fazla parti halinde teslim edilmesi hususunda çok sayıda ayakkabı ürünü siparişi verdiği, davacı şirketin siparişi verilen mallar karşılığında ödemeyi de yaptığı ancak bedelleri ödenen malların sahte ürün olduğunu ve bir kısım ürünlerin de teslim edilmediğini, davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edilmediği gerekçesiyle düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacak nedeniyle davalılardan alacaklı olduğu iddiasıyla ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu faturalara ilişkin alacağının ödenip ödenmediği, alacaklı olup olmadığı, davalı tarafın iddia edildiği kadar borçlu olup olmadığı dava dilekçesi ile birlikte sunulan belgelerin incelenmesinden anlaşılmadığından, bu hususların değerlendirilmesinin ancak yargılama sonucunda düzenlenecek bilirkişi raporu sonucunda ortaya çıkacağından bu hali ile ihtiyati haciz kararı verilebilmesine ilişkin İİK’nın 257. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı anlaşıldığından ve dava konusu yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.” ” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine, karar vermiştir. Bu ara kararlara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçelerinde özetle; gerek davadan önce gerekse dava sırasındaki geçici hukukî korumaların, kişilerin haklarının korunması bakımından ve özellikle hak arama hürriyetinin etkin olarak gerçekleşmesi bakımından hayati bir misyona sahip olduğunu, hak arama hürriyetinin en etkin bir “unsuru”, “enstrümanı” ya da “ayrılmaz bir parçası olduğunu, madde lafzında geçen ” uyuşmazlık konusu hakkında” ibaresini hatalı ve dar bir şekilde yorumlandığını, bu madde lafzında kanun koyucunun amacının, yalnızca talep edilen söz konusu alacağın türüyle aynı türdeki mal varlıkları hakkında ihtiyati tedbir uygulanabilmesi değil; alacağı ne olursa olsun mağdur olan kişinin dava sonunda elde etmesi muhtemel alacağını koruma altına alarak daha da mağdur olmasının önüne geçmek olduğunu, nitekim davacı müvekkilinin iş bu davanın sonunda elde etmek istediği alacağa, para alacağı olsa dahi, davalıların adına kayıtlı mal varlıklarını elden çıkartması, banka hesaplarını boşaltması, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını yok etmesi ve şirketlerin içini boşaltması halinde ulaşamayacağını, ayrıca, davalıların, müşterek çocuklarını kullanmak suretiyle adresi kapalı ve mal varlığı bulunmayan şirket üzerinden işlerini kötü niyetli biçimde gerçekleştirerek yalnızca davacı müvekkillerini değil bir çok şirketi mağdur ettiğini, bu sebeplerle somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu; yine ihtiyati haciz talebinin reddi kararının da hatalı olduğunu, davacı müvekkilinin alacağının vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olduğunu, davalıların temerrüde düşmüş, sözleşmesel yükümlülüklerini hukuki ve cezai yönden ihlal ettiklerinden ötürü sözleşmeden dönülmüş ve kazandıkları edimleri iade etmekle mükellef olduklarını, davalıların, dünyanın birçok ülkesine göndermiş oldukları ürünlerin sahte olduğundan ötürü söz konusu ülkelerde baskınlar yapılarak ürünlerin sahte olduğunun tespit edildiğini, bu ürünlere, ülkelerin ilgili birimleri tarafından el konulduğu ve birçok şirketin bu işlemlere yönelik hukuki ve cezai işlemler başlatmış olduğunu, müvekkilince de davalılardan … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin tek ortağı ve yetkilisi … ve eşi … aleyhine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, soruşturmanın 2023/78637 soruşturma numarası ile yürütülmekte olduğunu, ihtiyati haczin şartlarının gerçekleştiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, alacak talebine; istinaf başvurusu ise dava içerinde ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara kararlara ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin reddine karar verilmiş; bu ara kararlara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı … Malzemeleri arasında 22.01.2022 tarihli “Uzun Vadeli Uluslararası Ticari Satın Alma Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşmeye göre bu davalı tarafından çeşitli markaları içeren sneaker spor ayakkabı ve çanta gibi ürünlerin müvekkili şirkete satılarak ihraç edilmesinin taahhüt edildiğini, müvekkili şirket tarafından ürünlerin bedelinin ödendiğini ancak ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkil şirketin, şüphelilerin kurduğu davalı … Malzemeleri hesabına 654.638,86-Euro gönderdiğini ancak ürünlerin gönderilmediği gibi gönderilen bir kısım ürünlerin de sahte olduğunun tespit edildiğini, ayrıca davalı … Malzemeleri şirketinin paravan şirket olduğunu, adresinin kapalı olduğunu, yetkili …’nin bu paravan şirket aracılığı ile sözleşmeler akdettiğini, buna istinaden sahte ürünler yollayarak kazandığı paraları diğer davalı şirkete aktardığını ileri sürerek, ödediği bedelin iadesini talep etmiş ve ihtiyati tedbir ve haciz kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, alacağın varlığının yaklaşık ispatı sağlanamadığı, uyuşmazlık konusunun davalının malları olmadığı gerekçesiyle taleplerin reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacının ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararların yerinde olup olmadığı, somut olayda ihtiyati haczin ve tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacının ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 18/08/2023 tarihli ara karar yönünden yapılan değerlendirmede; İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Dosya kapsamından; taraflar arasında mal alımına ilişkin sözleşme bulunduğu, anlaşma uyarınca davacının ödeme yaptığı, ancak davalının sözleşme konusu malları teslim etmediğinin ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Somut olayda, sözleşme gereği bedelin davacı tarafından ödendiği ancak malın teslim edilmediği iddia edilmiş ise de dosya kapsamındaki delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, davacının alacağını yaklaşık olarak ispat edemediği anlaşılmaktadır.Davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 17/08/2023 tarihli ara karar yönünden yapılan değerlendirmede; 6100 sayılı HMK’nın 389/1.maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ”Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir. Somut olayda dava, alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ile taşınır taşınmaz malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Her ne kadar davacı tarafından ihtiyati tedbir talep edilmişse de davalının üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ile taşınır taşınmaz mallarına ilişkin olarak herhangi bir davanın açılmamış olduğu ve bunların uyuşmazlık konusu bulunmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinin şartlarının değerlendirilmesi de uygun olmayacaktır. Bir an için talep içerisinde değerlendirilebileceği kabul edilse dahi aynı yasal düzenleme kapsamında dava konusu uyuşmazlık nedeniyle tedbir talep eden davacı tarafça HMK’nın 390/3 fıkrası gereğince kendisinin haklılığını yaklaşık ispat etmiş olduğunun kabulü de mümkün olmayacağından bu talebin reddinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında değişen delil durumuna göre talep edilmesi ve şartların oluşması halinde her zaman ihtiyati haciz ve tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğu da nazara alındığında, bu aşamada şartları oluşmayan ihtiyati haciz ve tedbir taleplerinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2, 391/3 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1, 391/3. ve 258/3 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1, 391/3. ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.26.10.2023