Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1808 E. 2023/1705 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1808
KARAR NO: 2023/1705
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
EK TARİHİ: 13/07/2023 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2023/125 D.İ – 2023/128 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına borçlu vekilince yapılan itirazın kabulüne dair verilen 13/07/2023 tarihli ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin (…) bir kredi kuruluşu olan … Limted şirketinin teminat yöneticisi ve yediemini olduğunu, bu kredi kuruluşu tarafından 16/07/2021 tarihli sözleşme ile karşı taraf/borçlunun yetkilisi ve sahibi olduğu … Ltd.şirketine 8.573.868 USD kredi kullandırıldığını, karşı taraf borçlunun bu krediyi 16/0/2021 tarihli şahsi garanti sözleşmesi ile garanti ettiğini, müvekkili …’nın somut uyuşmazlıkta teminat yöneticisi olarak hak ve görevlerinin herhangi bir Tür mevzuatında değil Singapur hukukuna tabi olarak düzenlenen kredi tahsis sözleşmesi, teminat yönetim sözleşmesi ve şahsi garanti sözleşmesinde düzenlendiğini, müvekkilinin de kredi veren … Limted şirkinin bu belgelerden doğan haklarını korumak ve bu doğrultuda yasal yollara başvurmak konusunda yetkilendirilen bir finans kuruluşu olduğunu, borçlunun kullandırılan kredileri belli vadelerde ödemekle yükümlü olduğunu, ancak borçlunun 2022 yılında Nisan taksiti Eylül ayında ödediğini, bundan sonra da borçlunun ödeme yapmadığını, ödenmeyen ana para tutarının 7.983.868 USD olduğunu, bunun üzerine borçlulara kat ihtarı gönderildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, takdiren teminat alınmaksızın, yahut uygun bir teminat karşılığında, alacağın 100,000 USD’lik kısmını karşılayacak şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 15/05/2023 tarihli değişik iş kararında; “Talep, İİK’nın 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebine ilişkindir.İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Kanun’un 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. TBK’nın 586. maddesi uyarınca da kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse, alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz (Yargıtay 11. HD 2016/13086 E 2016/9051 K 22.11.2016 T. Yine Yargıtay 19 HD 2012/4803 E 2012/10127 K 14.06.2012 T. Ve 2010/6302 E 2010/10114 K 22.09.2010 tarihli emsal kararı) İ.İ.K’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İ.İ.K’nun 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. İİK’nun 258. maddesi hükmüne göre, ihtiyati haciz talebinde kesin ispat aranmayıp alacağın varlığının yaklaşık ispatı yeterlidir. Kredi sözleşmelerine dayalı taleplerde, taraflarca imzalanmış kredi sözleşmesinin bulunması, bu sözleşme gereği bankanın hesabı kat edip, kat ihtarnamesini borçluya tebliğe çıkartarak ihtiyati haciz isteminde bulunabilecektir. Somut olayda; sunulan 16/07/2021 tarihli şahsi garanti sözleşmesinin incelenmesinde karşı tarafın garantör olduğu ve sözleşmenin 3,4, ve 6.maddeleri uyarınca kredi borcundan sorumlu olduğu ve 30 Eylül 2022-Ocak 2023 döneminde ödenmeyen muaccel borç bulunduğu anlaşıldığından, alacağın varlığı bakımından yaklaşık ispat olgusu somut olayda gerçekleşmiş olmakla İ.İ.K.nun 257. Maddesi uyarınca alacaklının ihtiyati haciz talebinin %20 teminat üzerinden kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçesiyle, talebin kabülü ile İİK’nun 257/1 maddesi gereğince alacaklının, 100.000-USD (100.000 USD*19,53=1.953,000 TL) alacağının alınabilmesini sağlamak için borçlunun borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, borçlu ile 3. kişilerin uğrayabilecekleri zararı karşılamak üzere taktiren alacağın % 20 oranında (‭390.600,00TL) nakit veya teminat mektubu türünden teminat alınmasına, gerekli teminat yatırıldığında kararın gerekliliğinin yerine getirilmesi için İİK m.261/1 gereğince karar tarihinden itibaren on gün içinde karar suretinin mahkemiz yargı çevresinde İcra Müdürlüğüne gönderilmek üzere alacaklıya (vekiline) tevdine karar vermiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının ihtiyati hacze konu evraklarının tecümesinin kısmen ve talep eden vekilince yapıldığını, esasen yüzlerce sayfadan ibaret olan evrakta yalnızca ileri sürdükleri olguları destekler görünen kısımların kısmi tercüme olarak tercüme edildiğini, yabancı dildeki evrakın tercüme ettirilerek mahkeme önüne getirilmesi gerektiğini, bu nedenle, taraf olan avukatın yaptığı tercümeye dayanarak yine taraf olan avukatın bu tercüme evraka dayanarak ileri sürdüğü taleplerin sıhhatinin irdelenmesi gerektiğini, uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığını, Singapur hukukunun uygulanması gerektiğini, talep edenin husumet ehliyeti olmadığını, kredi kullandıranın farklı şirket olduğunu, karşı tarafın dayandığı şahsi garanti sözleşmesinin 18.1 maddesine göre sözleşmeye ilişkin uyuşmazlıklarda Singapur mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu sebeple mahkemenin yetkisiz olduğunu, teminat miktarının çok düşük belirlendiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, faize ve faiz başlangıç tarihine itirazları olduğunu, genel işlem niteliğindeki bir kısım belgelerle şahsi garanti oluşturulduğunu, talep eden ile … şirketi arasında kredi kullanımı olmadığını, dosyadaki kısmi tercümesi bulunan evrakların hiç birinde müvekkilinin imzası olmadığını, kredi kullandırıldığına dair delilin bulunmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığını savunarak, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 13/07/2023 tarihli ek kararında; “Talep, hukuki niteliği itibariyle İİK.265.vd.maddeleri uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. Bilindiği üzere, ihtiyati hacze itiraz, yetkiye, teminata ve ihtiyati hacizin dayandığı sebeplere yapılabilir. Somut itirazda, öncelikle yetkiye yönelik itiraz incelenmiş, İİK 258 ve 257 maddeleri genel HMK nun yetki kurallarına atıfta bulunduğu, HMK 6. maddesi uyarınca; genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalı borçlunun talep tarihi itibariyle yerleşim yeri adresinin “…” olduğu ve alacaklının adresinin mahkememiz yargı çevresinde olduğu, dolayısıyla yetki yönünden her hangi bir yasaya aykırılık bulunmadığı görülmekle, davalı borçlunun bu itirazının reddi gerekmiştir. İhtiyati haczin dayandığı sebepler bakımından yapılan inceleme de; itiraz ekinde sunulan belgeler uyarınca, ihtiyati hacze konu alacağın dayandığı sözleşmenin alacaklının vekili tarafından yapılan tercümesinin dosyaya sunulduğu, tarafsız bir yeminli tercüman tarafından tercümesinin yapılmadığı, bu hususun alacağın varlığı ve uygulanacak hükümler bakımından tereddüt oluşturmaktadır. İtiraz eden borçlu tarafın sunmuş olduğu belgeler gözönünde bulundurularak alacağın varlığı, ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ödenen miktarın tespiti yargılamayı gerektirdiği takdir ve sonucuna varılarak, mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle,15/05/2023 tarihli ihtiyati hacze ilişkin değişik iş kararının ve 16/05/2023 tashih şerhli başlıklı kararın kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; kredi alanın da verenin de yurt dışında mukim olduğu bir ticari ilişkide belgelerin Türkçe düzenlenmemesinin doğal olduğunu, HMK 223.maddesine göre yabancı dildeki belgelerin mahkemeye tercümesinin sunulması gerektiğini, müvekkilinin diğer vekillerinden Av… tarafından tercüme yapılarak sunulmasının usule ve yasaya aykırı olmadığını, tercümelerin sıhhatinden şüphe duyulması veya yeterli görülmemesi halinde mahkemece yazıl şekilde karar verilmek yerine resmi tercümelerinin talep edilmemesinin hatalı olduğunu, konunun yargılamayı gerektirmesi diye bir ihtiyati haciz şartı olmadığından bu yöndeki gerekçenin de hatalı olduğunu, borçlunun sunulan mail yazışmalarında borcu kabul ettiğini, hattı bir kısmının silinmesini istediğini, şahsi garanti sözleşmesine göre ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiğini, borçlunun itirazlarının dayanağı bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati haczin kaldırılması yönündeki ek kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz kararının aynen devamına karar vermesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair kararın borçlunun itirazı üzerine kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş; bu ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, müvekkilinin, bir kredi kuruluşu olan … Limited şirketinin teminat yöneticisi ve yediemini olduğunu, bu kredi kuruluşu tarafından 16/07/2021 tarihli sözleşme ile karşı taraf/borçlunun yetkilisi ve sahibi olduğu … Ltd.şirketine 8.573.868 USD kredi kullandırıldığını, karşı taraf borçlunun bu krediyi 16/07/2021 tarihli şahsi garanti sözleşmesi ile garanti ettiğini, müvekkilinin somut uyuşmazlıkta teminat yöneticisi olarak hak ve görevlerinin herhangi bir Tür mevzuatında değil Singapur hukukuna tabi olarak düzenlenen kredi tahsis sözleşmesi, teminat yönetim sözleşmesi ve şahsi garanti sözleşmesinde düzenlendiğini, müvekkilinin de kredi veren … Limted şirketinin bu belgelerden doğan haklarını korumak ve bu doğrultuda yasal yollara başvurmak konusunda yetkilendirilen bir finans kuruluşu olduğunu, borçlunun kullandırılan kredileri belli vadelerde ödemekle yükümlü olduğunu, ancak borçlunun 2022 yılında Nisan taksitini Eylül ayında ödediğini, bundan sonra da borçlunun ödeme yapmadığını, ödenmeyen ana para tutarının 7.983.868 USD olduğunu, bu sebeple borçlulara kat ihtarı gönderildiğini ancak ödeme yapılmadığını ileri sürmüş, şahsi garanti sözleşmesi, kredi sözleşmesi ile borçlulara gönderilen ihtarnamelere dayanmış, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair verilen 15/05/2023 tarihli karara karşı borçlu tarafından ileri sürülen itiraz kabul edilmiş ve ihtiyati haczin kaldırılmasına dair 13/07/2023 tarihli ek karar verilmiştir. Mahkemece ”… itiraz ekinde sunulan belgeler uyarınca, ihtiyati hacze konu alacağın dayandığı sözleşmenin alacaklının vekili tarafından yapılan tercümesinin dosyaya sunulduğu, tarafsız bir yeminli tercüman tarafından tercümesinin yapılmadığı, bu hususun alacağın varlığı ve uygulanacak hükümler bakımından tereddüt oluşturmaktadır… ” gerekçesi ile itirazın kabulüne dair 13/07/2023 tarihli ek karar verilmiştir. HMK’nın ”Yabancı dilde yazılmış belgeler” başlıklı 223.maddesi ”(1)Yabancı dilde yazılmış belgeye dayanan taraf, tercümesini de mahkemeye sunmak zorundadır. (2) Mahkeme kendiliğinden veya diğer tarafın talebi üzerine, belgenin resmî tercümesini de isteyebilir.” hükmü içermektedir. HMK’da yer alan bu açık hüküm uyarınca somut olayda mahkemece, ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından sunulan belgelerin resmi tercümesinin sunulması istenip dosya kapsamına dahil edildikten sonra ihtiyati hacze yönelik itiraz sebepleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, mahkemece, ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından sunulan belgelerin resmi tercümesi dosya kapsamına dahil edilerek borçlu karşı tarafça ileri sürülen itiraz sebepleri hakkında gerekçeli, denetime açık ve somut tespitlerin yer aldığı bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, alacaklı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemenin 13.07.2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu 13/07/2023 tarihli ek kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati hacze itirazların yeniden görülüp karara bağlanması için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Alacaklı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince alacaklıya iadesine,4- Alacaklı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas kararla birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.