Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1803 E. 2023/1936 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1803
KARAR NO: 2023/1936
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09.06.2023
NUMARASI: 2023/288 E. – 2023/421 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari satıma ilişkin avans ödemesinden kaynaklı)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıdan, 2020 yılında yapmış olduğu avans ödemesinden kaynaklanan 50.000,00 Euro tutarında cari hesap alacağı bulunduğunu, taraflar arasında geçmişe dayalı ticari ilişkiler bulunduğunu, davacı şirketin davalı şirketten otomasyon hizmetleri aldığını, davalı şirket tarafından davacı şirkete yapılacak olan otomasyon hizmetleri için avans ödemesi olarak 30/09/2020 tarihinde cari hesaba mahsuben davacı şirket tarafından davalı şirketin banka hesabına havale edildiğini, ancak davalı şirket tarafından davacı şirkete hiçbir mal veya hizmet verilmemesi ve avans ödemesinin de iade edilmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine “İşbu takipte alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcumuz bulunmamaktadır. Borca itiraz ediyoruz. Borca, işletilen ve işleyecek faize, yetkiye ve tüm ferilere itiraz ediyoruz.” beyanı ile itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu fakat anlaşma sağlanamadığını, yapılan itirazının takibi uzatmaya yönelik olduğunu iddia ederek, itirazın iptaline, alacağın davalıdan tahsiline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davalı şirket adresinin İstanbul Zeytinburnu ilçe sınırları içerisinde olduğunu, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davaya yetki yönünden itirazda bulunduklarını, dava konusu bedelin 30/09/2020 tarihinde gönderildiğini, davacı şirketin bu bedelin iadesini ilk defa İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile talep ettiğini, 2 sene sonra talep edilen bedelin zamanaşımına uğradığını, davacı ile 2020 yılı sonunda alacak ve borcun olmadığına dair mail yolu ile hesap mutabakatı yapıldığını, bahsi geçen 50.000 Euroluk bedel kapsül patlatma makinasında davacı tarafından sonradan istenen revizyon ve sonrasındaki süreçte yapılacaklar için ödendiğini, muhasebeleştirilerek cari hesabın kapatılmasının tüm bu işlerin bitirilmesinden sonraya bırakıldığını savunarak, davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, dava konusu talebin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak dosyanın yetkili Bakırköy Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiş olup, işbu davada davacının yerleşim yerinin Beylikdüzü ilçesi, davalı şirket adresinin Zeytinburnu ilçesi olduğu görülmüş olup, tarafların yerleşim yeri adresinin mahkememiz yetki sınırları içerisinde bulunmadığı ve davalı vekili tarafından süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunularak dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği dikkate alınarak mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla; davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddi ile, mahkememizin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair karar vermek gerekmiş… ” gerekçesiyle, HMK’nın 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddi ile mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,HMK’nın 20.maddesindeki prosedür çerçevesinde ve talep hâlinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafın süresi içinde usulüne uygun olarak yetki ilk itirazında bulunduğunu, itirazın iptali dosyalarında özel bir yetki kuralı öngörülmediğini, dolayısıyla genel yetki kurallarına göre yetkili mahkemenin belirlenmesi gerektiğini, HMK’nın 114/1-ç maddesinde mahkemenin yetkili olmasının dava şartı olarak düzenlendiğini, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğini, somut olayda davalı vekilinin cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunarak dosyanın yetkili Bakırköy Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiğini, kararın kaldırılması ve düzeltilmesi gerektiğini, davalı tarafın icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının mahkemeye ibraz edilen Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yeni tarihli ilamında belirtildiği üzere, yetki itirazının geçersiz olduğunu, icra müdürlüğünün yetkili olması sebebiyle yetkili mahkeme olduğuna dair açıklamaların dikkate alınmaksızın hukuka aykırı karar verildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını veya düzeltilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi kapsamında gönderilen avansın geri tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında uyuşmazlık mahkemece verilen yetkisizlik kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirket merkezinin Beylikdüzü/ İstanbul, davalı şirket merkezinin ise Zeytinburnu/İstanbul olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bu konuda herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Davacı tarafça, alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmıştır. Davalı şirket icra takip talebine karşı yapmış olduğu itirazında, takip konusu alacak ve ferilerine itiraz etmiştir. İtirazında “yetkiye” itiraz edildiği şeklinde ifadeye yer verilmiş ise de yetkili yer icra dairesi açıkça gösterilmemiştir. Bu nedenle icra dairesinin yetkisine karşı geçerli bir itirazın bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava aşamasında ise davalı vekili yasal cevap süresi içerisinde, müvekkili şirket adresinin İstanbul- Zeytinburnu ilçesi sınırları içerisinde olduğunu, davanın Bakırköy’de açılması gerektiğini belirterek, mahkemenin yetkisine itiraz etmiş ve dosyanın yetkili Bakırköy Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir. HMK’nın genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi, “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklindeki düzenlemeyi içermektedir. Yerleşim yeri 22/11/2001 tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenmelidir. Davacının adresinin Beylikdüzü/İstanbul olduğu ve Bakırköy icra daireleri ve mahkemelerinin yargı alanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç TBK’nın 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır. O hâlde davacı/alacaklının seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri olan Bakırköy Mahkemelerini de yetkili olacaktır. Ancak davacı taraf yetkiye dair seçimlik hakkını doğru kullanmamıştır. Davanın açılmış olduğu mahkeme, gerek davacının gerekse de davalının yerleşim yeri sınırları içerinde kalan mahkeme değildir. Davacı tarafça söz konusu davanın, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekir iken her iki şirket adresinin de yetki alanı içerisinde bulunmayan yetkisiz mahkemede dava açılmıştır. Bu durumda yetkili yeri belirleme yetkisi davalı tarafa geçmiş olduğundan ve davalının yerleşim yerine Bakırköy Mahkeme sınırları içerisinde bulunduğundan, mahkemenin davalının yetki ilk itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı vermesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekili tarafından emsal olarak belirtilen karar icra dairesinin yetkisi ile ilgili olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş ve/veya usulüne uygun şekilde itiraz edilmemiş olması, davalının mahkemenin yetkisine dair yasadan kaynaklanan itirazını engellemeyeceğinden, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve hükmünde yetkisizlik kararı için HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 144/1-ç bendine yer verilmiş ise de söz konusu kabul yerinde değildir. HMK’nın 114/1-ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hâllerde mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Somut olayda ise kesin yetkiye dair bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Davalı tarafın HMK’nın 116/1. maddesi kapsamında, yetkiye dair ilk itirazı üzerine verilen bir yetkisizlik kararı söz konusudur. İlk derece mahkemesinin yetkisizlik kararı vermekle ve dava dosyasının HMK’nın 20.maddesindeki prosedür çerçevesinde yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken ayrıca dava şartlarından bahsedilmesi ve usulden ret kararı verilmesi usule aykırı olmuşsa da bu husus sonuca etkili olmadığından, eleştirilmekle yetinilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 30.11.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.