Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/176 E. 2023/708 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/176
KARAR NO: 2023/708
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08.12.2022
NUMARASI: 2022/503 E. – 2022/1022 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Taraflar arasındaki zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin, Kozyatağı Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi oldugunu, TTK’nın 18. maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin, 13.12.2011 tarih, 28141 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No 1) ve 19/10/2019 tarih, 30923 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliği’nde (Sıra No 1) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’e (Sıra No:3) göre 2019 yılı Ocak ayından itibaren kanunun öngördüğü defterleri elektronik ortamda tuttuğunu, bununla birlikte gelinen süreçte müşterilerinden birinin hesaplarını kontrol etmek için 2021 yılına ait hesap ekstresine ihtiyaç duyan müvekkilinin bu dönemde kullanılan server’a ve muhasebe programına bağlanmak istediğini ancak bağlantının kurulamaması nedeniyle bilgi işlem birimi ile irtibata geçtiğini, bilgi işlem biriminin sistemleri kontrol etmesi sonucunda server’in fidye yazılım ile kilitlendiğinin tespit edildiğini ve verilerin kurtarılmasına yönelik çalışmalara başlandığıni, bu kapsamda … sertifika numarası ile Kalite Yönetim Sistemi gerekliliklerini karşıladığı tasdik olunan ve sertifikalı olarak görev yapan … Dış. Tic. Ltd. Şti.’ne başvurulduğunu ve Veri Kurtarma Merkezi’nden elektronik evrakların mümkünse kurtarılması, kurtarılamaması durumunda bu hususun bir rapor halinde tanzim edilmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin söz konusu talebi üzerine … Dış. Tic. Ltd. Şti. tarafından VKM5120 sayılı 13.06.2022 tarihli rapor düzenlendiğini ve söz konusu rapor ile şirket cihazına bağlı sabit diskteki verilerin kurtarılmasına dair kontrollerin yapıldığını, verilerin tekrar getirilememesine neden olan yazılımlar ile verilerin tamamının kurtarılamayacak şekilde siber saldırıya maruz kaldığını, sabit sürücülerdeki dosyaların uzantısı ile birlikte yeniden yapılandırılıp şifreli bir yapıya çevrilerek dosya yapısının bozulmasına sebep olunduğunu ve verilerin kurtarılamaz hale gelmesine crypto virüsü diye bilinen fidye yazılımının sebep olduğunu, 2021 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayı dönemlerine ait e-defter dosyaları ve Aralık ayındaki muhasebe verilerinin bu nedenle kurtarılamadığının tespit edildiğini, ayrıca e- defter ve beratlarının silindiğine ilişkin olarak … Ltd. Şti. tarafından özel amaçlı rapor tanzim edilerek “…16.05.2022 tarihinde meydana gelen virüs bulaşması sonucu 2021/10-11-12 dönemleri e- defter ve berat dosyaları ile 2021/12 dönemi muhasebe kayıtları kurtarılamayacak şekilde zarar görmüş olduğunun … sertifikasına sahip bir kurum tarafından tespit edildiği , mükellefin e-defter ve beratlarının tekrar GİB sistemine yüklenebilmesi için ikincil kopyaların GİB sistemine yüklendiği hususunun da dikkate alınarak gerekli işlemlerin mükellefin talebi doğrultusunda Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılması gerektiği, yeniden yüklenecek e-defter ve beratların vergisel anlamda herhangi bir kayba neden olmayacağı…” sonuç ve kanaatine varıldığının ifade edildiğini, söz konusu veri kurtarma raporu neticesinde verilerin kurtarılamayacağı tespit edildikten ve e- defter ve beratların silindiğinin tespitine yönelik YMM tarafından özel amaçlı rapor tanzim edildikten sonra Gelir İdaresi Başkanlığı Elektronik Defter ve Belge Yönetim Müdürlüğü ile iletişime geçilerek ikincil kayıtların müvekkili şirkete verilmesinin talep edildiğini, ancak Kurum tarafından söz konusu kayıtların müvekkili şirkete verilemeyeceğinin şifahi olarak iletildiğini, akabinde 22.06.2022 tarihli dilekçe ile Gelir İdaresi Başkanlığı Elektronik Defter ve Belge Yönetim Müdürlüğüne başvuruda bulunulduğunu, ayrıca … @…gov.tr adresine mail atıldığını, müvekkili şirketin yazılı başvurusuna rağmen kurum tarafından henüz resmi cevap verilmediğini ancak taraflarına gönderilen maile dönüş yapıldığını ve ikincil kayıtların verilemeyeceği, zayi olduğu belirtilen e- defterlerle ilgili olarak zayi belgesi verilmesi için mahkemeye başvurulması gerektiğinin ifade edildiğini, açıklanan nedenlerle TTK’nın 82/7 maddesi uyarınca ziyaın öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün içinde zayi belgesi talebinde bulunulması gerektiğinden hak düşürücü sürenin geçmemesi ve müvekkilinin hak kaybına uğramaması amacıyla 13.06.2022 tarihli veri kurtarma raporu ile verilerin zayi olduğu taraflarınca öğrenilmiş olduğundan bu tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkili şirketin herhangi bir kusuru olmaması ve günümüz teknolojisi ile elektronik defter kayıtlarının kurtarılamaması dikkate alındığında işbu durumun TTK’nın 82/7 kapsamında bir mücbir sebep olduğunu iddia ederek, müvekkili şirketin zayi olan 2021 Ekim/ Kasım/ Aralık aylarına ait elektronik yevmiye defteri, elektronik defteri kebir ve elektronik defter raporu ve tüm e defter verileri ile 2021 yılı aralık ayındaki muhasebe verilerinin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesine ve bu kayıtların Gelir İdaresi Başkanlığı nezdinde bulunan suretlerinin dijital kopyasının taraflarına teslim edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tekmil dosya kapsamında her ne kadar davacı şirket tarafından dava dilekçesinde ve şirket temsilcisi tarafından duruşmada isticvabında bilgisayar sistemlerine giren virüs sebebiyle ilgili yıllara ait ticari defterlerinin ve eklerinin zayi olduğunu ileri sürülerek zayi belgesi verilmesi talep edilmiş ise de, Elektronik Defter Genel Tebliği uyarınca ticari defterlerin ikincil örneklerin tutulması gerekli olup, bu gerekliliğin usulünce zayi tarihi itibariyle yerine getirilmediğinin davacı tarafın ve şirket yetkilisinin beyanlarıyla sabit olduğu, zayi belgesi verilmesi istemine konu ticari defterlerin ikincil örneklerinin davacının ticari defterlerinin saklandığı ağa bağlı olmayan, virüs bulaşamayacak harici bir ortamda tutulmasının, basiretli tacir olarak davacının yükümlülüğünde olduğu, kanunda tahdidi olarak sayılmamakla birlikte isteme konu ticari defterlerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sonucu yada bunlara benzer bir sebepten dolayı basiretli bir iş adamının göstereceği tüm dikkat ve özenin gösterilmesi halinde dahi önlenemeyen bir sebepten ötürü ziyaa uğradığının ispatlanamadığı …” gerekçesiyle, zayi belgesi verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davanın reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin TTK ‘nın18. maddesi uyarınca ticari defter tutmakla yükümlü bulunduğunu, elektronik defter genel tebliği uyarınca 2019 yılı Ocak ayından itibaren kanunun öngördüğü defterleri elektronik ortamda tuttuğunu, gelinen süreçte müşterilerinden birinin hesaplarını kontrol etmek için 2021 yılına ait hesap ekstresine ihtiyaç duyulduğunu, müvekkilinin bu dönemde kullanılan servera ve muhasebe programına bağlanmak istediğini, ancak bağlantının kurulamaması nedeniyle bilgi işlem birimi ile irtibata geçtiğini, bilgi işlem biriminin sistemleri kontrol etmesi sonucunda serverın fidye yazılımı ile kilitlendiğinin tespit edildiğini ve verilerin kurtarılmasına yönelik çalışmalara başlandığını, bu kapsamda görev yapan dava dışı şirkete başvurulduğunu ve veri kurtarma merkezinden elektronik evrakların mümkünse kurtarılması kurtarılamaması durumunda ise bu hususun rapor halinde tanzim edilmesinin talep edildiğini, söz konusu şirket tarafından 13.06.2022 tarihli rapor düzenlendiğini söz konusu rapor ile şirket cihazına bağlı sabit diskteki verilerin kurtarılmasına dair kontrollerin yapıldığını, verilerin tekrar getirilememesine neden olan yazılımlar ile verilerin tamamının kurtarılamayacak şekilde siber saldırıya maruz kaldığı sabit sürücülerdeki dosyaların uzantısı ile birlikte yeniden yapılandırılıp şifreli bir yapıya çevrilerek dosya yapısının bozulmasına sebep olunduğu ve verilerin kurtarılamaz hale gelmesine crypto virüsü diye bilinen fidye yazılımının sebep olduğu 2021 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayı dönemlerine ait e-defter dosyaları ve Aralık ayındaki muhasebe verilerinin bu nedenle kurtarılmadığının tespit edildiğini bu raporun mahkemeye sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun TTK 82/7. maddesiyle Elektronik Defter Genel Tebliği ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, zayi belgesi verilmesi için sadece TTK 82/7 maddesindeki yer alan koşulların aranmasının usul ve yasaya aykırılık tespit ettiğini, tebliğin 7./1 maddesinde defter tutanağı, Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebep halleri nedeniyle e-defter veya beratlarına ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-defter saklama hizmeti veren özel kuruluşlardan veya başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik bilgi ve belgeler ile birlikte 15 gün içerisinde yetkili mahkemeye başvurularak zayi belgesi verilmesinin istenebileceği hükmünü içerdiğini, maddenin TTK 82/7 maddesine ayrılık teşkil etmediğini, müvekkili şirketin elektronik defter ve beratlarını ikincil kopyalarını Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine yüklendiğini bu kapsamda müvekkili şirketin basiretli tacir gibi hareket ettiğinin açık olduğunu, Gelir İdaresi Başkanlığı Elektronik Defter ve Belge Yönetim Müdürlüğü ile iletişime geçildiğini ikincil kayıtların müvekkiline verilmesinin talep edildiğini ancak kurum tarafından söz konusu kayıtların verilemeyeceğinin şifahi olarak iletildiğini, sonrasında 22.06.2022 tarihli dilekçeyle başvuruda bulunulduğunu mail atıldığını ,yazılı başvuruya rağmen cevap verilmediğini, ancak maile dönüş yapıldığını, ikincil kayıtların verilemeyeceği zayi olduğu belirtilen e-defterlerle ilgili olarak zayi belgesi verilmesi için mahkemeye başvurulması gerektiğinin ifade edildiğini, mahkemece talep edilen deliller celp edilmeden yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan usul ve yasaya aykırı karar verildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.” Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8). HMK’nın 385. maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde resen araştırma ilkesi hâkim olup, ayrıca TTK’nın 82/7. maddesinde de mahkemenin gerekli gördüğü delillerin toplanmasını resen de emredebileceği hüküm altına alınmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde, Elektronik Defter Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’e göre 2019 yılı Ocak ayından itibaren kanunun öngördüğü defterleri elektnorik ortamda tuttuğunu, müşterilerden birinin hesaplarını kontrol etmek için kullanılan server’a ve muhasebe programına bağlanmak istediğini ancak bağlantının kurulamaması üzerine bilgi işlem birimi ile irtibata geçildiğini, kontrol sonucunda server’ın fidye yazılım ile kilitlendiğinin tespit edildiğini ve verilerin kurtarılmasına yönelik çalışmalara başlandığını, bu kapsamda sertifikalı olarak görev yapan şirkete başvurulduğunu, elektronik evrakların mümkünse kurtarılması aksi halde rapor tanzim edilmesinin talep edildiğini ve rapor düzenlendiğini verilerin kurtarılmayarak siber saldırılara uğranıldığının rapor edildiğini, ayrıca e-defter berakların silindiğine ilişkin yeminli Mali Müşavirlik görevini ifa eden şirket tarafından rapor tanzim edildiğini, e-defter ve beratların silindiğinin tespitine yönelik rapor sonrasında Gelir İdaresi Başkanlığı elektronik defter ve belge yönetim müdürlüğü ile iletişime geçilerek ikincil kayıtların müvekkil şirkete verilmesinin talep edildiğini, 22.06.2022 tarihli ikincil kayıtlarının verilmesine ilişkin dilekçe ve mailin ekli olduğunu, söz konusu mailde verilen cevapla , mahkemeye zayi belgesi için başvurulması gerektiğinin belirtildiğini iddia ederek zayi belgesi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, şirket yetkilisi isticvap edilerek beyanı alınmıştır. Şirket yetkilisi 08.12.2022 tarihli zapta geçen beyanında, 2021 yılı Haziran ayında muhasebe müdürünün kendisini arayarak sistemlere ulaşamadığını söylediğini, daha sonra teknik arkadaşla irtibata geçildiğini bir virüsün muhasebe programlarını şifreleyip fidye talep ettiğini bildirdiğini, fidye talep edilenler ile yazıştıklarını ancak güvenemedikleri için taleplerini yerine getirmediklerini, yedek serverlerinin olduğunu fakat fidye yazılımının yedek serverlerini şifrelediği için ona da ulaşamadıklarını hukuki yollara başvurduklarını beyan etmiştir. Mahkeme tarafından yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2022/1633 Esas,2022/1177 Karar sayılı kararındaki gerekçelere istinaden davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 64/3. maddesinin son cümlesi “Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.” şeklindedir. TTK’nın 82/7. maddesinde “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 19/10/2019 tarih 30923 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 3 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğle; elektronik ortamda tutulan defterlerin, vergi güvenliğini sağlamak ve virüs, siber saldırısı vb. diğer teknolojik ataklara karşı tedbir almak amacıyla ikincil kopyalarının gizliliği ve güvenliği sağlanmış şekilde Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde ya da Başkanlıktan izin alabilen güvenli saklamacı kuruluşlar bünyesinde de saklanması zorunluluğu getirilmiştir (Bkz. Tebliğ m.4.4.1-e). Aynı tebliğin 7.1. maddesininde, e-defter tutanların, Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen “Mücbir Sebep” halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtlarının bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemeye başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini isteyebilecekleri; mahkemeden zayi belgesinin temin edilmesini müteakip, zayi belgesi ile birlikte durumun Başkanlığa yazılı olarak bildirilmesi ve Başkanlık tarafından istenilen bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi halinde, mükelleflerin zayi olan e-defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-defter ve berat dosyalarının e-defter uygulaması aracılığı ile Başkanlık sistemine yeniden yüklenmesi için Başkanlık tarafından yazılı izin verileceği düzenlenmiştir. TTK’nın 82/7. maddesine uygun şekilde düzenleme yapılan anılan tebliğde e-defter veya beratlarına ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren 15 gün içinde yetkili mahkemeden zayi belgesi verilmesini istemesi gerektiği belirtilmiştir. TTK’nın 82/7. maddesinde düzenlenen zayi belgesi verilmesi için başvuru süresi hak düşürücü süre olup bu süre içinde başvuru yapılması zorunludur. Somut olayda da, davacı hak düşürücü süreyi kaçırmamak için eldeki davayı açtığını beyan etmiştir. TTK’nın 82. maddesi düzenlenmesi anılan Tebliğ hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde, e-defter veya beratlarına ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi hallerini de kapsadığını kabul etmek gerekir. Tebliğ hükümleri gereğince davacı tarafça Gelir İdaresi Başkanlığı Elektronik Defter ve Belge Yönetim Müdürlüğüne olay sonrasında 22.06.2022 tarihinde gerek yazılı dilekçeyle gerek ise mail yolu ile başvurularak müdürlük nezdinde bulunan ikincil kayıtların verilmesinin talep edildiği, yazılı dilekçeye davacı vekilinin kabulünde olduğu üzere, dava tarihinde henüz cevap verilmediği ancak aynı tarihli yazılan maile 23 Haziren 2022 tarihinde verilen cevapta, sonuç olarak 2020/ Ocak döneminden başlamak üzere müteakip dönemlerin e-defterlerinin ve beratlarının ikincil kopyalarının saklanmak üzere başkanlığa gönderildiği, ikincil kopyaların hali hazırda sadece başkanlığın bilgi işlem sistemlerinde muhafaza edildiği, ancak bu durumun mükelleflerin asıl e-defter ve berat dosyalarının muhafaza ve ibraz ödevlerini ortadan kaldırmadığı, yer verilen hüküm ve açıklamalara göre zayi olduğu belirtilen e-defterlerle ilgili olarak anılan mükelleflerin tebliğde belirtildiği üzere ticari işletmelerinin bulunduğu yetkili mahkemeye zayi belgesi için başvurmalarının gerektiğinin belirtildiği, davacı vekili tarafından cevabı mail üzerine kısa süre sonra iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, yukarıda yer verilen yasa ve Tebliğ hükümleri kapsamında ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmak suretiyle davacı şirket hakkında herhangi bir soruşturma bulunup bulunmadığı araştırılarak davacının dosyaya ibraz etmiş olduğu deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekir iken dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle talebin reddedilmiş olması isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesini gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.04.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.