Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1721 E. 2023/1375 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1721
KARAR NO: 2023/1375
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05.04.2023
NUMARASI: 2022/931 Esas – 2023/316 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUN.ARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu … Şti. tarafından, davacının lehine düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği üzerine icra takibi başlatıldığını, fatura alacağı için 05/08/2009 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası ile icrai işlemler başlatıldığını, başlatılan takip kapsamında düzenlenen ödeme emri 28/04/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, yasal sürede ödeme emrine itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, borçlu şirket, davalı …’nun tasfiye memurluğu gözetiminde 28/12/2011 tarihinde tasfiye edildiği ve davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından ticaret sicilinden terkin edildiğini, icra takibinin henüz sonuçlandırılmadığını, tüzel kişiliğin sona erdirilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, tasfiyeye konu edilen borçlunun tarafı olduğu uyuşmazlıkların sonuçlandırılması ve icra takiplerinin infazının sağlanmasının gerektiğini, dava dışı borçlu şirket … aleyhine icra takipleri 05/08/2009 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile derdest edildiğini, borçlu firmanın tasfiye tarihi ise 28/12/2011 olduğunu ve terkin işlemlerinden önce icra takibine başlandığını, yürütülen icra takibinin hala derdest olduğunu ve davalı kurum tarafından 09/01/2012 tarihinde sicil gazetesinde ilan edilen terkin işleminin usul ve amir yasalara aykırı olduğunu bu nedenle borçlu firmanın sicilden terkin edilemeyeceği ve tasfiyeye bağlanan sonuçlardan faydalanamayacağını, ihya davasının kabulünü … Ltd. Şti.’nin ihyasına ve terkin kaydının iptali ile tesciline, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü “Yasal Hasım” olduğunu, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer davalı ve aynı zamanda tasfiye memuru olan “Zorunlu Hasım” … üzerine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ticaret sicil müdürlüğü vekili, savunmasında özetle; tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı ticaret sicil müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, davalının davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, davalı sicil müdürlüğü dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığını iddia edilen işlemlerin muhatabı tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle “yasal hasım” konumunda bulunan davalı, “yargılama giderleri”nden sorumlu tutulamayacağını, davanın niteliği gereği “yasal hasım” konumunda bulunan davalı aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce Bakırköy … İcra Dairesinin … (eski …)…) esas sayılı dosyası sureti dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiş, alacaklısının davacı şirket, takip borçlusunun tasfiye sonu terkin olmuş, ihyası istenen şirket olduğu belirlenmiştir. TTK.nun 547/1 maddesinde “tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. ” düzenlemesi getirilmiştir. Bu kapsamda Bakırköy … İcra Dairesinin … (eski …) esas sayılı takibinin tasfiye öncesi başlatılmış olduğu, bu takibin sürdürülmesi yönünden ek tasfiye işlemlerinin yapılması yönünden davacının hukuki yararının bulunduğu belirlenmekle Tasfiye Halinde … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin ihyasına…” gerekçesiyle, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memurunca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Şirketin tasfiyesini gerçekleştirdiğini, zamanında icra takibi yapılmadığını, eğer yapılsaydı şirkete alacak sırasına sokulup taşınır taşınmazlar satılırken alacaklı olduğunu iddia eden şirkete varsa alacağının ödenebileceğini, yoksa da itirazı yapılacağını, kaldı ki ne tasfiye edilirken ne de edilmeden herhangi bir talebi olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri için şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 09.01.2012 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. Davacı, ihyası istenen şirket aleyhine Bakırköy … İcra dairesinin … ( eski …) esas sayılı dosyasında icra takibi başlatmıştır. Buna göre icra takibinin tasfiye öncesi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Davacının iş bu davayı açmasında, terkin olan şirketle ilgili devam eden icra takibi kapsamında yasal işlemlerin yapılabilmesi için yeniden tescilini talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır Mahkemece, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, anılan madde hükmü uyarınca son tasfiye memuru olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında da yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle davalı tasfiye memurunun aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı tasfiye memurunun istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davalı tasfiye memurundan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tasfiye memuru tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14.09.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.