Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1718 E. 2023/1346 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1718
KARAR NO: 2023/1346
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21.09.2022 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2022/243 D.İş – 2022/242 Karar
İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN/
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince kabulüne dair karara borçlu vekilinin itirazının reddine dair verilen ek karara karşı, itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden/alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; 30/06/2021 ödeme tarihli, 90.000,00 TL bedelli ve 31/12/2021 ödeme tarihli, 66.600 ,00 TL bedelli iki adet senedin borçlu tarafından ödenmediğini, borçlunun adres değiştirme ve kaçma ihtimali bulunduğunu ileri sürerek, borçlunun Sarıyer ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel ve … ada 1 parselde kayıtlı taşınmazları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 03.08.2022 tarihli kararla, %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. Borçlu vekili, İİK’nın 265.maddesi uyarınca bu karara itiraz etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden/borçlu vekili, itiraz dilekçesinde özetle; sahte imzalı senetlere dayanarak müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, haciz kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını, haciz talebine dayanak gösterilen senetler üzerindeki imzaların hiçbir şekilde müvekkilinin eli ürünü olmadığını, resmi kurumlarda atmış olduğu imzalar ile senetler üzerinde yer alan imzaların çıplak gözle dahi incelendiğinde imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşılabileceğini, açık bir sahtecilik söz konusu olduğunu, sahte senetlerden dolayı talep eden hakkında savcılığa şikayette bulunulduğunu, mevcut olmayan bir borcun varlığına ve sahte imzalı senetlere dayanarak müvekkiline ait tüm taşınmazlar üzerine haciz işlemi uygulandığını, müvekkilinin ciddi bir mağduriyet yaşadığını, senetlere dayalı olarak müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verildiğini savunarak, ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili 05/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; itiraz edenin iddia ve beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, takibe konu senetlerin bizzat tanıkların ve gözü önünde imzalandığını, borçlunun tarafına olan borcu sebebiyle düzenlenen senetlerin, 25.02.2021 tarihinde … A.Ş ünvanlı inşaat şirketinin merkezi olan … Mahallesi … Cad. No:… Vadi İstanbul Bulvar .. Blok Kat: … Ofis No:… Maslak-Sarıyer-İstanbul adresli ofisinde şirket yetkilisi ve muhasebe müdürü … tarafından bizzat fiziki olarak düzenlendiğini ve yine söz konusu şirketin yazıcısından senetlerin çıktısı alınmak suretiyle senetler somut olarak oluşturulduğunu, şirket yetkilisi olan …’ın, şirket muhasebe müdürü …’nun, kendisinin ve tanık olarak senet üzerinde imzası olan kişilerin ve şirkette bulunan diğer 3. kişilerin gözü önünde bizzat senede itiraz eden borçlunun kendisi tarafından imzalandığını, tarafı lehine senet imzalayan tarafın yalnızca itiraz eden değil, söz konusu itiraz eden ile aynı durumda olan diğer hissedarların da tarafı lehine yine aynı şekilde senet imzaladıklarını, söz konusu dava dışı olan diğer kişilerin ödediklerini, borçlunun itiraz ettiği senetlerin bizzat borçlunun el ürünü olduğunu, imzaya itiraz etmelerinin ve sahtecilik iddialarının tamamen kötü niyetle ve senet borcunu ne kadar geciktirebilirsek hesabı ile yapıldığını ileri sürerek, ihtiyati hacze itirazın reddini istemiştir. Mahkemece, borçlu vekilinin itirazı duruşma açılarak değerlendirilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince itirazın değerlendirildiği 21.09.2022 tarihli ek kararda özetle;” … İİK 265.maddesine göre, Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İhtiyatî haczin dayandığı sebepler İİK 257.maddesinde belirtilen alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Somut olayda, talep konusu senetler yönünden alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması şartları gerçekleşmiş olup başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün olmadığından ve ileri sürülen itiraz sebepleri ancak menfi davasına konu edilebileceğinden İİK 265.maddesindeki yasal şartlar oluşmadığından itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. … ” gerekçesiyle, borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilgili senetler üzerinde yer alan imzaların müvekkilin eli ürünü olmadığının açıkça tespit edileceğini, müvekkiline ait olan, müvekkilinin resmi merciler önünde önünde atmış olduğu imzaların sunulduğunu, bu imzalar ile ihtiyati haciz kararına dayanak olan senetler üzerinde yer alan imzaların çıplak gözle dahi incelendiğinde imzaların müvekkiline ait olmadığının anlaşılabildiğini, sahte senetlere dayanarak başlatılan kambiyo takibine karşı icra hukuk mahkemesinde borca ve imzaya itiraz davası açıldığını, takibin icra mahkemesince tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, zira İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan incelemede de, … tarafından ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan senetlerin ve üzerlerinde yer alan, müvekkiline ait olduğu iddia edilen imzaların sahte olduğu hususunda ciddi bir kanaat uyandığını, bu doğrultuda icra takip dosyasının tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, mahkemece yaptırılan adli tıp bilirkişi incelemesi ile de ihtiyati hacze dayanak gösterilen senetler üzerinde yer alan imzaların müvekkilin eli ürünü olmadığı ve sahte olduğunun tespit edildiğini, 10662325342 iş emri numarası ile … hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma süreci devam ettiğini, müvekkilinin mağduriyetin büyümemesi ve geri dönülemez zararların ortaya çıkmaması için ihtiyati haciz kararının kaldırılarak müvekkile ait taşınmazlar üzerindeki haciz işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2008/2289 Esas, 2008/2938 Karar ve 10/03/2008 tarihli kararında “İhtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı ve şekli nitelikte olup, bunun dışındaki nedenlere dayanarak ihtiyati haciz kararına bir itirazda bulunulamaz ise de dava konusu olayda olduğu gibi çekin tek imzalı olması nedeniyle şirketi bağlamayacağı yönündeki itirazının ihtiyati haczin dayandığı sebepler kapsamında bir itiraz olduğu nazara alınarak mahkemece gerek TTK’nın 321/3.maddesi ve gerekse itiraz aşamasında sunulan imza sirküleri doğrultusunda aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen şirketin itirazının değerlendirilmesi gerekirken bu hususun asıl yargılamada dikkate alınacağına yönelik mahkeme gerekçesi yerinde görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şekliden hüküm tesis edilerek ihtiyati haciz kararlarına karşı imza ve temsil ile ilgili yapılacak itirazların İİK’nın 265’de sayılan itiraz sebepleri içerisinde kabul edilmesi ve itirazların incelenerek yapılacak inceleme sonucu karar verilmesi gerektiğinini karara bağlandığını, müvekkilin tüm taşınmazlarına haksız şekilde haciz işlemi uygulanmasının müvekkilini zor duruma düşürdüğünü, müvekkil açısından çok büyük bir mağduriyet yarattığını, bunlardan en önemlisinin, müvekkilin pay sahibi olduğu İstanbul ili, Sarıyer İlçesi, … Ada .. Parsel ve .. Ada … Parsel adreslerinde mukim taşınmazlar üzerinde müvekkili adına kayıtlı paylara uygulanan ihtiyati haciz işlemi olduğunu, ilgili taşınmaza ilişkin pay sahipleri ile yüklenici … Yapı arasında imzalanmış arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, ilgili sözleşme uyarınca müvekkilinin yüklenici firmaya karşı kendi hissesi üzerinde herhangi bir takyidat (ipotek, rehin, tedbir, haciz vs.) bulundurmama yükümlülüğü olduğunu, taraflar arasında imzalanan bu sözleşme uyarınca müvekkilinin bu yükümlülüğünü yerine getiremediği her bir gün için 2.000 TL cezai şart ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, bu sebeplerle çok büyük zararların ortaya çıktığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına ve ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 ve devamı hükümleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine; istinaf ise ihtiyati hacze borçlu tarafın yaptığı itirazın reddi kararına ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin kabulü kararına borçlu vekilince yapılan itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, itirazın reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme İİK’nın 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.Öte yandan, İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaate varılması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulmasıdır. İİK’nın 265/1.maddesi hükmü uyarınca ise borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Eldeki dosyada, ihtiyati haciz talep eden alacaklının 25.02.2021 düzenleme ve 30.06.2021 vade tarihli, 90.000,00 TL bedelli, 25.02.2021 düzenleme tarihli, 31.12.2021 vade tarihli, 66.600,00 TL bedelli senetlere dayanarak alacağın vadesinde ödenmemesi üzerine ihtiyati haciz talep ettiği, senette düzenleyenin borçlu/karşı taraf, lehtarın ise ihtiyati haciz isteyen/alacaklı olduğu, mahkemece ihtiyati haciz isteminin alacağın %15’i oranındaki teminat karşılığında kabulüne karar verildiği, bu karara borçlu vekilince yapılan itirazın reddine karar verilmesi üzerine bu ek karara karşı istinaf isteminde bulunulduğu, alacaklı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile itiraz eden/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından takibe ve imzaya itiraz edilerek takibin geçici olarak durdurulmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde; ihtiyati haciz talep eden alacaklının yukarıda belirtilen iki adet senette yer alan alacak nedeniyle ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, somut olayda ihtiyati hacze konu kambiyo senedinin bononun tüm unsurlarını taşıdığı, ihtiyati haciz talebinde bulunanın lehtar olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar borçlu tarafça senetteki imzanın borçluya ait olmadığı ve sahte olduğu itiraz ve istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de bu ve belirtilen diğer hususlar açılacak bir menfi tespit davasının konusu olabilecek nitelikte olup, ihtiyati haciz bakımından somut olayda yaklaşık ispatın sağlandığı nazara alındığında, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi ve bu karara yapılan itirazın reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür. Borçlu vekilince istinaf dilekçesinde belirtilen Yargıtay kararının da somut olaya emsal nitelikte olmadığı, faklı bir konuda olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verilen ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, karşı taraf borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2–İhtiyati hacze itiraz eden/borçlu vekili tarafından yatırılması gereken 738,00 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına; bakiye 269,85 TL istinaf karar harcının ihtiyati hacze itiraz eden borçludan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14.09.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.