Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1703 E. 2023/1348 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1703
KARAR NO: 2023/1348
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20.06.2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2023/410 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki ariyetlerin teslimi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkin davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ara kararda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve Protokol akdedilerek davalıya akaryakıt bayiliği ve işletmecilik hakkı tesis edildiğini, bu kapsamda, taraflar arasında kurulan ticari ilişki kapsamında davalı şirkete ariyeten çeşitli malzeme ve teçhizatlar, pompa otomasyonu, tank otomasyon ekipmanları ile kurumsal kimlik ekipmanları teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından Üsküdar … Noterliğinin 06.10.2022 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirketin sözleşme ve protokol hükümlerine aykırı davranışlarının düzeltmesinin ihtar edildiğini, davalının sözleşmeye ve mevzuata aykırı davranışlarının devam ettiğini, EPDK tarafından davalının bayilik lisansının 08.11.2022 tarihli kararıyla iptal edilmiş olduğunu, bu nedenle davalı ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme ve protokolün münfesih olduğunu, davalı şirkete müvekkili şirket tarafından keşide edilen Üsküdar …. Noterliğinin 16.02.2023 tarihli .. yevmiye numaralı ihtarnamede ise, davalı şirkete sözleşmenin 26.maddesi ve devamı hükümleri uyarınca ariyet olarak bırakılan tüm malzeme ve ekipmanların müvekkiline iade edilmesinin ihtar edildiğini, ancak bunların iade edilmediğini, bu malzemelerin iade edilmemesi şeklindeki haksız eylemin akde aykırılık olduğunu ileri sürerek, davalının kullanımına tahsis edilen ariyet konusu tüm malzeme ve teçhizatlar, pompa otomasyonu sistemleri ve ekipmanlarının müvekkiline eksiksiz ve hasarsız teslimine, ariyetlerin müvekkiline teslim edilmemesi halinde ariyetlerin güncel piyasa bedelinin, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince TCMB’nin kısa vadeli avanslar için uyguladığı değişen oranlı faiz ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca davaya konu ariyetlerin müvekkiline veya müvekkilinin göstereceği 3. kişiye teslimine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 20.06.2023 tarihli ara kararında; ” … Tüm dosya kapsamına göre:İhtiyati tedbir talebi için mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmasından ve ya tamamen imkansız hale gelmesinden veyahut gecikme nedeni ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi gerekmekte olup tedbir talebinde buna ilişkin bir delil sunulmadığı ve dava konusunun aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedele yönelik olduğu, ayrıca tarafların haklılık durumunun (davacı yanın davalı yana dava konusu emtiaları teslim edip etmediği ve etti ise nelerden ibaret olduğunun) yargılama sonucunda belirleneceği anlaşılmakla yaklaşık ispat koşulunun da sağlanamadığı … ” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle ; dava dilekçesini tekrarla, davalı ile bayilik ilişkisinin sona ermiş olması sebebiyle ariyetleri teslim etmemesi sebebiyle müvekkilinin logo ve amblemi altında satış yapma ihtimali ve tüketiciyi yanıltma ihtimali olduğunu, ihtiyati tedbir müessesi ile amaçlananın talepte bulunan taraf yönünden dava sonuçlanıncaya dek geçecek sürede geçici anlamda bir hukuki koruma sağlanması, gecikmesinde sakınca bulunan haller sebebiyle bir hak kaybı yaşanmaması ve zarara uğramasının önüne geçilmesi olduğunu, yaklaşık olarak ispatın gerçekleştiğini, tedbir taleplerinin reddinin hukuki gerekçelendirmesinin yapılmadığını, ret kararının hukuka uygun bir gerekçesi olmadığını, bayilik sözleşmesi sonunda da bayilerin ariyetleri iade yükümlülüğü bulunduğunu, emsal nitelikteki İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/968 Esas sayılı dosyasında aynı konuda tedbir taleplerinin kabulüne karar verildiğini, aynı şekilde İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/538 Esas sayılı dosyasında da tedbir isteminin kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin daha fazla zarara uğramaması adına söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbirin kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ariyet konusu malların iadesi, bu kabul görmediği takdirde bedelinin tazmini istemine; istinaf, ariyet konusu mallar üzerine HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir konulması talebinin reddi ara kararına ilişkindir.İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389.maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ise, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda davacının, davalı ile arasındaki bayilik ilişkisinin sona erdiğini, aralarında imzalanan bayilik sözleşmesi, protokol ve ariyet sözleşmeleri uyarınca davalıya verilen malzemelerin iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep ettiği, ayrıca ariyet olarak verilen malzemelerin tedbiren davacıya veya göstereceği üçüncü kişiye verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etiği, mahkemece, davanın aynen iade, mümükün olmazsa bedelin tazmini olduğu, tarafların haklılık durumunun, emtiaların davalıya teslim edilip edilmediği, edildi ise neler olduğunun yargılama sonunda belirleneceği, yaklaşık ispatın sağlanamadığı gerekçeleri ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyanın mevcut aşaması itibariyle ispat faaliyetinin devam ettiği, tedbirin koşullarının henüz bulunmadığı, kaldı ki ariyet olarak verildiği ileri sürülen malzemelerin dava sonucuna göre davalıdan teslim alınmasının mümkün olmaması halinde, davacının dava dilekçesindeki talebi doğrultusunda değerinin davalıdan tahsili de mümkün olabileceği dikkate alındığında, mahkemenin tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararı isabetli olmuştur. Ayrıca yargılamanın ilerleyen aşamalarında toplanacak delil durumuna göre talep edilmesi ve tüm sözleşme örnekleri, protokoller ile ariyet konusu malları tek tek gösteren teslim tutanağının sunulması sonrasında şartların oluşması halinde her zaman ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğu da nazara alındığında bu aşamada dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgeler yaklaşık ispat için yeterli kabul edilecek nitelikte olmayıp ilk derece mahkemesince verilen ara kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan bu gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 89,95 TL bakiye karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14.09.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.