Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1698 E. 2023/1403 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1698
KARAR NO: 2023/1403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14.04.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2021/85 E.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
Taraflar arasındaki genel kurul kararları ile yönetim kurulu kararlarının iptali istemli açılan davada, davacı vekilince talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava konusu 25.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararlar ile … AŞ’de davacıya ait hissesinin usulsüz satış ve tesciline esas tüm yönetim kurulu kararlarının iptali ve 25.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptali ile işbu olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına dayanak teşkil eden davalı şirket nezdinde alınan 18.05.2018 tarih ve 2018/3 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline ve genel kurul kararının TTK’nın 449. maddesi gereğince icrasının geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının … A.Ş.’nin hissedarı olmaması sebebiyle TTK’nın 445 ve devamı maddelerinde düzenlenen genel kurul kararlarının iptalini isteme hakkına sahip olmadığını, davacının usul, yasa, hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olan tüm tedbir taleplerinin reddin gerektiğini, aynı iddia ve taleplere ilişkin İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 Esas sayılı dosyasıyla görülen dava bulunmasına rağmen, aynı/benzer iddia ve taleplerle İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/507 esas sayılı dava dosyasıyla yeniden açılan davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini savunarak, davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 29.03.2023 tarihi dilekçesinde özetle; müvekkilinin, plastikten banyo küvetleri, lavabolar gibi ürünleri üreten …’nin eski ortağı ve yöneticisi olduğunu, Arnavutköy ilçesi … ada … parsel sayılı taşınmazın daha önce şirket adına kayıtlı olmasına rağmen davalı şirketten …’a, sonra da … A.Ş’ye intikal ettiğini, bu şirketçe sat geri kiralama yöntemi ile … AŞ’ye devredildiğini, ancak bu taşınmazın … Anonim Şirketi tarafından ayrılma akçesi olarak müvekkiline devir ve tescil edilecek iken, … tarafından müvekkili adına tescil edilmeyerek, bir kısmının hileli yollarla elden çıkarıldığını, diğer kısmının da benzeri yollarla elden çıkarılmaya çalışıldığını, şirketçe taşınmazın müvekkili adına tescili gerektiği halde hileli işlemlerle el değiştirdiğini, borçlunun mal kaçırma ihtimali bulunduğundan borçlu adına kayıtlı dilekçede belirtilen taşınmazların ihtiyaten haczi gerektiğini ileri sürerek, dilekçede belirtilen taşınmazların öncelikle teminatsız, aksi takdirde teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 14.04.2023 tarihli ara kararında; “..dava, davalı şirketin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptali istemine ilişkin bulunmaktadır. İhtiyati haciz talebinde bulunabilmek için birçok şart aranmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde düzenlenen bu müessesenin talep edilmesini alacaklıya ilişkin şartlar açısından incelendiğinde, öncelikle ihtiyati haciz isteminde bulunan kişinin alacaklı sıfatını taşıması gerekir. Kambiyo senedine dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunan alacaklının ticaret hukuku bakımından haklı(meşru) hamil durumunda olması gerekir. İhtiyati haciz talebinde bulunabilmek için alacak açısından aranan şartlar ise, hakkında ihtiyati haciz istenen alacağın para alacağı olması, alacağın güvence altına alınmamış olması ve alacağın vadesinin gelmiş olması gerekir. Bu itibarla eldeki dava konusunun, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin olması da dikkate alınarak, şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin 2018/507 Esas, 2019/960 sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 26.11.2020 tarih ve 2020/917 Esas, 2020/1277 Karar sayılı ilamıyla kaldırılması ile yargılamaya devam edildiğini, bu davanın konusunun “25/05/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararlar ile … A.Ş.’de işbu hissesinin usulsüz satış ve tesciline esas tüm yönetim kurulu kararlarının iptali ve 25.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptali ile işbu olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına dayanak teşkil eden davalı şirket nezdinde alınan 18.05.2018 tarih ve 2018/3 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline ve genel kurul kararının TTK’nın 449. maddesi gereğince icrasının geri bırakılmasına karar verilmesinin istenmesi” olduğunu, para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için ihtiyati haciz kurumunun getirildiğini, davalı tarafın işlerinin bozulması nedeniyle, borçlarını ödememek için mallarını gizlemeye çalıştığını, hileli işlemlerin sürdürüldüğünü, buna ilişkin tanıkların kısa sürede dinletileceğini, buna rağmen mahkemece yeterli kanıt bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yeterli delil bulunduğu gibi, dinletilecek tanıklarla da iddianın tamamen ispat edileceğini, müvekkilinin çabaları ile oluşturulan … A.Ş.’nin tasfiyesi için her türlü hileli işlemin yapıldığını, hukuka aykırı eylemler sonucu müvekkilinin %48 hisseye sahip olduğu … A.Ş.’de işbu hissesinin usulsüz satış ve tesciline esas tüm yönetim kurulu kararlarının iptali ve 25.05.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptali ile işbu olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına dayanak teşkil eden davalı şirket nezdinde alınan 18.05.2018 tarih ve 2018/3 tarihli yönetim kurulu kararının iptalinin talep edildiğini, muhtemel zararların önlenmesi amacıyla TTK’nın 449. maddesi gereğince icrasının geri bırakılması amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiğini, müvekkilinin hissesinin rehinin paraya çevrilmesine dair takip dahi yapılmaksızın paraya çevrilip, Viem iştiraki … şirketince ele geçirildiğini, yönetim kurulu üyesi olan müvekkilinin genel kurula çağrılmadan dava konusu kararların alınmasının yasaya aykırı olduğunu, ayrılma akçesi olarak verilme si gereken taşınmaz ile şirketin diğer mal varlığının hileli şekilde elden çıkarılmaya çalışılması nedeniyle, alacağın teminat altına alınması için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, şirket yönetim ve genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, davacı, dava içinde İİK’nın 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı tarafından, davalı şirketin 25.08.2018 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında alınan kararlar ile iş bu toplantının yapılmasına dayanak 18.05.2018 tarih 2018/3 sayılı yönetim kurulu kararlarının iptali istemli açılan davada, dava konusu kararların TTK’nın 449. maddesi uyarınca icrasının durdurulması yönünde istenen ihtiyati tedbir kararının reddine yönelik olarak verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz talep dilekçesi ile istinaf dilekçesinden, ihtiyati haczin TTK’nın 449.maddesinde düzenlenen genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması amacıyla ihtiyati haciz talep edilmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesi ile birlikte istenilen genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması talebi ilk derece mahkemesinin 06.09.2018 tarihli ve 2018/507 Esas sayılı ara kararı ile reddedilmiştir. Bu karara yönelik istinaf başvurusu da Dairemizin 21.03.2019 tarih ve 2019/367 Esas 2019/437 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir. Bu karardan sonra mahkemece davanın reddine dair verilen karar istinaf başvurusu üzerine dairemizce eksik delil toplanması nedeniyle kaldırılmış ve mahkemece yargılamaya devam edilmiştir.Yargılama sırasında davacı vekilince 29.03.2023 tarihli dilekçe ile talep edilen ihtiyati haciz, mahkemece yazılı gerekçe ile reddedilmiştir. Eldeki davada bir para alacağı talep edilmemiş, aksine inşai nitelikte genel kurul kararları ile yönetim kurularının butlanı talep edilmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir.İhtiyati tedbir ise HMK’nın 389 ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup, buna göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gereklidir. İspat kuralları dahilinde hakim, durumun koşullarına göre olumsuz veya sakıncalı bir olasılığın varlığına kanaat getirirse ihtiyati tedbir kararı verebilecektir. Eldeki talep ihtiyati tedbire ilişkin olmayıp, açıkça ihtiyati haciz talep edilmiştir.İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan, alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin alacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi veya alacaklının alacağına kavuşmasına engel olacak davranışlarda bulunması gerekmez.Yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olayın incelenmesinde; talep eden tarafın talebine konu ettiği alacak dava konusu değildir. Bu davada şirketin yetkili kurullarınca alınan bir kısım kararların iptali istenilmektedir. Bu kararların iptalinin dolaylı sonucu olarak davacının bir alacak hakkına sahip olması söz konusu olabilecektir. Bu durumda, davacının eldeki bir davada para alacağının alacaklısı olduğundan söz edilemeyeceği gibi, yaklaşık ispat koşullarının da sağlanmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin hüküm ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin ihtiyati haczin reddine ilişkin ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine dair ilk derece mahkemesince verilen ara kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin ara karara ilişkin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1.b.1, 394/5 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1, 391/3 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir ve haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95 TL peşin karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1,391/3 ve İİK’nı 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.09.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f, 391/3 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.