Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1685
KARAR NO: 2023/1512
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09.05.2023
NUMARASI: 2023/24 Esas – 2023/320 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Ltd. Şti’nin yetkilisinin cezaevinde tutuklu olarak kaldığı zaman diliminde, şirketin ekonomik ve finansal işlerinin takibi için davalı-borçlu … Kadıköy … Noterliği … Yevmiye Nolu 03.04.2019 tarihli vekâletname verdiğini, davalı …, 03.04.2019 tarihli vekâletname ile kendisine verilmiş olan yetkilerin dışına çıkarak şirketin hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı ve müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında hareket etmek suretiyle ağabeyi olan …, … Ltd. Şti.’ nin … Bankası Batı Ataşehir Şubesi … Iban Nolu hesabından toplamda 100.000,00 (yüzbin)-TL gönderdiğini, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında haksız ve kötü niyetli olarak gerçekleşen para transferlerini öğrenir öğrenmez davalıyı Kadıköy … Noterliğinin … Yevmiye Nolu 13.04.2021 tarihli azilnamesi ile azlettiğini, iş bu hadise sebebiyle İstanbul Anadolu 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/269 E. sayılı dosyası ile yargılamasının devam ettiğini, davalının vekaleti kötü kullanarak kendi aile bireylerinden birine para aktarması sebebiyle müvekkiliniin mağdur olduğunu beyan ederek şimdilik 115.386,30 TL, takip çıkışı, faiz ve masraflar hariç ve ilerde arttırmak kaydıyla alacaklarının, takip tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalılardan tahsiline, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline, yargılama harç, masraf ve giderleri ile ücreti vekâleten davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; Zaman aşımının dolmuş olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili … , davacı şirketin, vekalet ile işlerini yürüttüğü dönemde şirket aleyhine hiçbir işlem yapmadığını, müvekkili …, diğer müvekkili …’ın kardeşi olduğunu, tarafların ayrı ticari faaliyetlerde bulunduğunu, dava konusu iddiaların asılsız olduğunu, … kardeşine şahsi bir ilişkiden kaynaklı para göndermediğni, şirketin tüm işlemleri …’in onayı ve kararıyla yapıldığını, şirketin tüm banka hesaplarının yetkili … kontrolünde olduğunu, müvekkillerinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, ceza yargılaması devam ederken müvekkilleri hakkında vekaletin kötüye kullanıldığı ispatlanmışçasına bu davanın açılmasının hukuka aykırı nitelikte olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibi başlatan davacı taraf aleyhine, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Sonuç olarak, usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davacı tarafça belirlenen kesin sürede eksiklik giderilmediği gibi daha sonraki tarihlerde ve dahi ön inceleme duruşma gününe kadar da eksikliğin giderilmemiş olduğu ve arabuluculuk son tutanağının sunulmadığı, bu hali ile başlangıçta arabuluculuğa başvurulmuş olsa bile süreç sonlandırılmadan davanın açıldığı kanaatinin mahkememizde hasıl olduğu ve dava şartının gerçekleşmediği, bu hususun da hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken ve eksikliği giderilemeyecek bir konu olduğu, 6100 sayılı HMK 114/2 maddesi gereğince özel kanunlardaki dava şartlarının da incelenmesi gerekeceğinden HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19.Hukuk Dairesi 28.06.2019 tarih 2019/1734-1521 E-K sayılı ilamı)…” gerekçesiyle, davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İş bu kararın gerekçesi incelendiğinde; davanın konusu nedeniyle arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu, arabuluculuk son tutanağının sunulmasının gerektiği ve bu hususta tensip zaptı ile davacı tarafa süre verilmesine ve ihtarat yapılmasına rağmen eksikliğin giderilmemesi nedeniyle bu şekilde hüküm kurulduğu açıklandığını, Dava itirazın iptaline ilişkin olup; TTK’nın 5/A maddesi uyarınca dava şartı – zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu hususunda herhangi bir itiraz veyahut uyuşmazlık bulunmadığını, Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu fakat olumlu bir netice alınamadığından davalılar ile arabuluculuk sürecinin sonlandığına ilişkin tutanak düzenlendiğini, arabuluculuk görüşmelerinde davalı taraf ile uzlaşma sağlanamadığından yargılamaya konu dava ikame edildiğini, Tensip zaptı 19 nolu ara kararı gereği; yasal süresi içerisinde 19/01/2023 tarihinde taraflarınca ara karar yerine getirilerek arabuluculuk son tutanağı dosyaya sunulduğunu, “…Arabuluculuk son tutanağını işbu dilekçemiz ekinde sunuyoruz…” açıklaması ile İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosunun … numaralı arabuluculuk son tutanağı UYAP üzerinden dosyaya 19.01.2023 tarihinde sunulduğunu, ne var ki; ön inceleme duruşmasının görüldüğü 09/05/2023 tarihli celsede ilgili zabıt katibi ve hâkim tarafından eksik, yetersiz ve hatalı inceleme yapılması nedeniyle dilekçe ekinde arabuluculuk tutanağının bulunmadığı, onun yerine banka dekontlarının bulunduğu belirtildiğini, bu durumun celse zaptına geçirildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kaldığı yerden devamı için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesine göre, itirazın iptaline ilişkin ticari davalar zorunlu arabuluculuğa tabidir. 6325 sayılı HUAK’ın “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi getirilmiştir.Bu yasal düzenlemeler gereğince 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticarî davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olup, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya son tutanağın sunulması için bir haftalık kesin süre verilmesi zorunludur. Ticari nitelikteki itirazın iptali davalarında da dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması zorunlu olup ve arabulucuya başvurulmuş olması 6100 sayılı HMK m. 114(2) ve 6102 sayılı TTK m. 5/A hükümleri gereği dava şartı olduğuna karar verdiğinden, eldeki itirazın iptali davasının dava şartı (zorunlu) arabuluculuk kapsamında olduğunda duraksama bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı tarafça istinaf dilekçesinde arabuluculuk son tutanağının mahkemenin tensip tutuanağı ile tanıdığı bir haftalık kesin sürede 19.01.2023 tarihinde uyaptan sunulduğu ileri sürülmüştür. UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, ilk derece mahkemesinin tensip tutanağının davacı vekiline 17.01.2023 tarihinde usule uygun tebliğ olduğu, tensip tutanağının 19 nolu kararı ile arabuluculuk son tutanağının sunulması için bir hafta kesin süre verildiği, davacı vekilince 19.01.2023 tarihli dilekçe ekinde arabuluculuk anlaşmazlık tutanağının tanınan kesin süre içinde uyuptan sunulduğu anlaşılmaktadır. Arabuluculuk tutanağının UYAP sistemi üzerinden de teyidi mümkündür. Nitekim davacı vekili dava dilekçesinde, ekte sunulmamakla birlikte arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığı da belirtilmiştir. Buna rağmen mahkemece yazılı gerekçe ile davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının arabuluculuk yoluna başvurduğu anlaşıldığından, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın usulden reddi isabetsiz olmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince dava şartlarının yanlış değerlendirilerek karar verildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28.09.2023