Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1666 E. 2023/1503 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1666
KARAR NO: 2023/1503
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2022
NUMARASI: 2022/121 E. – 2022/810 K.
DAVANIN KONUSU: Alacağın yoklukla malul olduğunun tespiti ile ek tasfiye
Taraflar arasındaki alacağın yoklukla malul olduğunun tespiti ile ek tasfiyeye talepli davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı …’in … Tic. AŞ’nin kurucu ortağı olduğunu, diğer davacının ise bu şirketin alacaklısı olduğunu, şirketin Libya’da inşaat ihalesi aldığını, Libya Devletinin şirketten inşaat ihalesi için teminat mektubu talep ettiğini, şirketin teminat mektubunu kapatılan … Bankasından alıp Libya’da … Bankasına sunduğunu, … Bankasının teminat mektubunu yeterli bulmaması üzerine teminat mektubunun garantörü olarak davalı … Bankası ile garantörlük belgesi düzenlendiğini, bu teminat mektubu için … Bankası lehine … AŞ adına kayıtlı olan Kocaeli İli, … İlçesi, … pafta, … parsel sayılı ve yine aynı mahalde … pafta, … parsel sayılı arsalar üzerine, ortaklığın şahsi apartman daireleri üzerine teminat ipoteği tatbik edildiğini, sonrasında şirketin Libya’ya makine, ekipman, işçiler, kereste, mermer ve inşaat malzemeleri götürdüğünü, şirketin aldığı inşaat ihalesinin %90 oranını tamamladığı aşamada Libya’da çıkan iç savaş nedeni ile şirketin tüm mallarına Libya Hükumeti tarafından el konulduğunu, şirket çalışanlarının canlarını zor kurtararak Türkiye’ye geldiklerini, şirket ortaklarının can güvenliği olmadığından maddi zarar ve alacakları için Trablus Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada inşaatların %90 seviyesinde bitmiş olmasından ötürü teminat mektubunun nakite çevrilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verildiğini, … Bankasının kapatılması nedeni ile devir alan davalı … Bankası AŞ ve garantör … Bankasına bu kararın tebliğ edildiğini, ancak şirketin malvarlığı Libya’da kaldığından Libya’ya giden malzemelerin bedellerinin Türkiye’deki alacaklılara şirket tarafından ödeme yapılamadığından şirketin acze düştüğünü, … Bankasının önce şirket ortakları …, …, …, …, …’e ait daireleri ve arsaları teminat mektubu paraya çevrilmiş gibi işlem yaparak ipotek bedellerini tahsil ettiğini, şirketin malzeme bedellerini ödeyememesi nedeni ile davacı alacaklı …’nun başlattığı icra takipleri nedeni ile … AŞ’nin 24/09/1987 tarihinde İstanbul 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 1987/690 Esas, 1987/691 Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verildiğini, bankacılık faaliyeti sonlandırılan ve hak ile alacakları devrolunan … Bankası yerine geçen … Bankasının iflas masasına alacak kaydı yaptırdığını, iflas masasını ele geçirdiğini, … AŞ hakkında alınan teminat mektubunun kısa bir süre önce … Bankasınca nakde çevrilmediğini öğrendiklerini, Kocaeli Gebze’de bulunan arsalarının halen şirket üzerine kayıtlı olduğunu, ipoteğin nakite çevrilmediğini, satılmadığının tespit edildiğini, iflas sonrası iflas masası … AŞ adına kayıtlı taşınmazları şatışa çıkardığını, sonradan satıştan teminatın nakde çevrilmediğini bildiğinden vazgeçtiğini, dairelerin ipotek bedellerini tahsil edilmesi ve şirketin üzerindeki ipotekli taşınmazları satmaya teşebbüsünün iflas idaresinin bilerek görevini kötüye kullanması olduğunu, … Bankası vekilinin iflas masasını yönettiğini, ancak kusurlu iflas masasının eksik işlem yaptığını, borç doğup doğmadığını araştırmadığını, ipoteğin fekki için iflas masasına ihtarname gönderdiklerini, şirketin halen malvarlığı bulunduğunu, tasfiyenin tamamlanmadığını, şirketin halen mal varlığı bulunduğu tespit edildiğinden ve TTK’nın 547.maddesi uyarınca … Bankası lehine verilen ipotekler için teminat mektubunun nakde çevrilmemesi sebebiyle yokluk hali oluştuğunu, iflas masasına haksız kayıt yaptıran … Bankası AŞ ve kefili, garantörü olan … Bankasına teminat mektubunun akıbetini araştırmayan iflas müdürlüğü ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı ek tasfiye talep etmek zorunda kaldıklarını ileri sürerek, ek tasfiyeye ve banka alacağının yoklukla malul olduğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sicili Müdürlüğü vekili, savunmasında özetle; şirketin sicil kaydının iflas sebebi ile aktif olduğunu, şirketin re’sen terkin kapsamında olmadığı gibi herhangi bir işlem tesis edilmediğini, bu itibarla dava konusu şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden davacının hukuki yararı bulunmadığını, Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilin davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı T.C … Bankası AŞ vekili, savunmasında özetle; … AŞ’ne ilişkin iflasın kapatılmamış olup tasfiye sürecinin devam etmekte olduğunu, Yargıtay uygulamaları gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, şirketin ihyası ve ek tasfiye davaları ticaret sicilinden terkin edilen şirketler için açılabilecek olduğunu, davanın konusunun müflis şirketin iflasının kapanmadığını, tasfiye halinde olduğunu, ticaret sicilinden terkin edilmediği dikkate alındığından iş bu davayı açmakta hukuki yarar bulunmadığını, müflis şirketlerin tasfiye sürecinin devam etmesi halinde tüzel kişiliğini kaybetmemesi nedeniyle ihya davası açmakta hukuki yarar olmadığını, dava konusu müflis şirketin iflası kapanmadığını, ticaret sicilden terkin edilmiş olsa dahi davacı …’in müflis şirket açısından dava açma ehliyeti bulunmadığını, aktif husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, tarafların şirket ihyasına ilişkin dava açma hakkı bulunsa bile şirket ihyası ve ek tasfiye davalarında davalı taraf olarak sadece ticaret sicil müdürlüğü ile iflas masasının olması gerektiğini, dolayısıyla taraflartarafların şirket ihyasına ilişkin dava açma hakkı bulunsa bile şirket ihyası ve ek tasfiye davalarında davalı taraf olarak sadece ticaret sicil müdürlüğü ile iflas masasının olması gerektiğini, dolayısıyla tarafları aleyhine açılan davanın pasif husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusunun tasfiyesi sona eren ve ticaret sicilden terkin edilen şirketin yeniden faal hale getirilmesine ilişkin özel nitelikli bir dava olması nedeni ile taşınmaz üzerinde bulunan banka ipotekleri bu davanın konusunu teşkil etmediğini, şirket ihyası davalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, söz konusu davanın 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiğini, davacıların birlikte dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, söz konusu dava şirketin ihyası, ek tasfiye dava olduğunu, davanın konusu ipotek ve teminat mektubu teşkil etmediğinden bu hususların tartışılamayacağını, açıklanan bu nedenlerle; davanın usulden ve esas yönünden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı … Bankası AŞ vekili, savunmasında özetle; davacının banka alacağının yoklukla malul olduğu kararı verilmesini istemesine rağmen sadece ek tasfiye talebi uyarınca maktu harç yatırdığını, davacının taleplerinin benzerini içeren ve teminat mektubunun hükümsüzlüğü istenmesine rağmen peşin harcı yatırılmamış olan davacılara mahkemenin ön inceleme aşamasında harç ikmali yapmak için 2 haftalık süre vermesi gerektiğini, yatırmaması halinde davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, arabulucuya başvurulmadığından davanın usulden reddini gerektiğini, davacının davasını 21/02/2022 tarihinde açtığını, bu tarihten evvel müvekkil bankaya tebliğ edilmiş bir arabulucu davetiyesi bulunmadığını, davacının dava açma yetkisi bulunmadığını, davacı vekili dilekçesinde … AŞ vekili olduğunu beyan ederek … AŞ’nin teminat mektuplarından kaynaklanan bir borcu bulunmadığını, şirketin ek tasfiyesini talep ettiğini, ancak davacılar arsında … AŞ’nin yer almadığını, dava dosyasına bu şirketten alınan bir vekalette bulunmadığını, dosyaya sunulan bir teminat mektubu olmadığını, teminat mektuplarında anlaşmazlık halinde yurt dışındaki mahkemelerin veya tahkim yerlerinin yetkili olduğunun yazılmadığını, henüz teminat mektubu metinlerini arşivlerinde bulamadıklarını, teminat mektupları veya kontrgarantiler ile ilgili olarak davacıların müvekkil bankanın operasyonel müşterisi olmadığını, teminat mektubu lehtarı olan firmanın da dava konusu mektup nedeni ile müvekkili bankaya verdiği herhangi bir teminat da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı … Şirketinin TTK 547. maddesine dayanan ek tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkindir. TTK’ nun 547. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Somut olayda ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu dosyaların görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur. İhyası istenen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı … İnşaat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketinin sicil kaydının incelenmesinde, şirketin terkin edilmediği, sicil kaydının açık olduğu ve İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 24.09.1987 gün, 1987/690 Esas sayılı dosya ile iflasına karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul … İflas Dairesi … İflas sayılı dosyasında 15.06.2022 tarihle yazısı ile; “İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı … İNŞAAT A.Ş.’nin iflasına İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.09.1987 tarihli ve 1987/690 Esas sayı ile saat 16.30 itibariyle karar verilmekle, İFLAS açılmış ise de; Müdürlüğümüz … Esas sayılı iflas dosyasında alacaklılara dosyaya tasfiyeyi yürütmek için avans yatırmaları hususunda tebligat çıkartılmasına rağmen dosyaya avans yatırılmadığı, dosyada tasfiyeyi devam ettirmek için gerekli avans bulunmadığından müflis şirket hakkındaki iflas dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup, Müdürlüğümüz … Esas sayılı iflas dosyası Avans Yetersizliğinden ve Takipsizlik nedeniyle İ.İ.K. Yönetmeliğinin 101. Maddesine göre 12/10/1999 tarihinde İŞLEMDEN KALDIRILMIŞTIR. “Mahkememize bilgi vermiştir. Yargıtay 11. HD nin 2021/6684 Esas 2022/2498 Karar sayılı ilamının ilgili kısmı; “Bölge Adliye Mahkemesince, ihyası istenen şirketin Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/459 Esas sayılı dosyasından iflasına karar verildiği, ihyası istenen müflis şirketin iflas ve tasfiye sürecinin halen devam ettiği, hükmi şahsiyetini kaybetmediği gibi ticaret sicilinden de terkin edilmediği dosya kapsamıyla sabit olduğu, işbu davada davacının ihya davası açmakta hukuki yararının bulunmadığından açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddi kararı usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.” Davacılar dava dilekçesinde açıkça ek tasfiye yapılması zorunluluğu doğduğundan TTK md. 547 uyarınca eldeki davanın açılması gerektiğine ilişkin açıklamada bulunmuştur. Diğer yandan 2004 sayılı İİK 191. madde ”Borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür.” hükmü uyarınca, iflasın açılmasından sonra iflasına karar verilen şirketin iflas masasına ait mallar üzerinde tasarruf ehliyeti bulunmamaktadır. Dolayısıyla iflas nedeni ile davacıların şirket adına işlem yapma tasarruf ehliyetleri ve talepte bulunma yetkileri bulunmamaktadır. İhyası istenen müflis … Anonim Şirketinin iflas ve tasfiye sürecinin halen devam ettiği, hükmi şahsiyetini kaybetmediği gibi ticaret sicilinden de terkin edilmediği dosya kapsamıyla sabit olmakla, işbu davada davacının ihya davası açmakta hukuki yararının bulunmadığından açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddi karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekilleri, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … Bankasının ihtiyati tedbir kararına rağmen, yokluk halini bile bile iflas masasına tasfiye işleri için masraf yatırmayarak 36 yıl takipsiz bıraktığını, arsaların halen tapuda … AŞ adına kayıtlı olduğunu, teminat mektubunun kısa bir süre önce nakde çevrilmediğini öğrendiklerini, Libyadaki alacak davasının lehe sonuçlanması üzerine müvekkili …’in önce şifahi olarak … Bankası ve … Bankasına başvurduğunu, talebi kabul edilmeyince bu kere davalı … Bankasına Genel Müdürlüğü’ne ve … Bankası Genel Müdürlüğü’ne Beyoğlu …Noterliğinin 22.03.2021 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile ipoteğin fekki ve iflas masasından İİK 185.maddesi uyarınca çıkarılmasının talep edildiğini, taleplerinin ek tasfiye olduğunu ve kararın ise ihya hakkında olduğunu, açılan dava da TTK 547.maddede ek tasfiye şartları sayıldığını, hiçbir zaman şirket ihyası talep etmediklerini, dava açılırken sebep olarak açık seçik yokluk sebebine dayanılarak ek tasfiye talep etmelerine rağmen yerel mahkemenin talepleri nazara almadığını, halbuki “yokluk” halinin itiraz olduğunu ve resen nazara alınması gerektiğini, dava dilekçelerinin ve taleplerinin hiçbir yerinde şirketin ihyasını talep ediyoruz cümlesi yer almadığını, ayrıca dava dilekçesinin netice-i talep kısmında ve keza yerel mahkemenin gerekçeli kararında da taleplerinin ek tasfiye olduğu yazılı iken mahkemece dava da talebe aykırı olarak uygulama imkanı olmayan İİK 191.maddeye atıf yapılmasının talebe aykırı olduğunu, dayada İİK 191.maddesinin uygulama yeri olmadığını, zira davada talebin TTK’nın 547.maddesine dayalı olduğunu, mahkemenin talebi ihya olarak kabulünün haksız ve dosyaya aykırı olduğunu, müvekkili …”in Libyaya … Bank ile görüştüğünü, bankanın teminat mektubunun paraya çevrilmediğini bildirdiğini, bankanın bu konuda ancak mahkeme’den kendilerine yazı yazılırsa resmi olarak cevap vermeye amade olduklarını bildirdiğini, bu sebeple mahkemeden yazı yazmasını talep ettiklerini, yerel mahkemece bu konudaki taleplerine ilişkin olarak kabul veya red şeklinde bir karar verilmediğini, mahkemece … Bankasına yazılsa idi “alacağın yoklukla malul” olduğunun tespit edilmiş olacağını, mahkemece eksik inceleme dayalı karar verildiğini, tasfiyenin tamamlandığını, ancak mahkemenin tasfiyesinin tamamlanmadığını belirterek ek tasfiye talep edilemeyeceğine karar verdiğini, lakin şirketin iflas etmekle sicilden terkin edildiğini, kayıttan silindiğini, aradan 36 yıl geçtiğini, iflas ile şirket kaydının re’sen sicilden silindiğini, Ticaret Sicilden silinmemiş olması faal olarak kabul edilemeyeceği anlamına gelmediğini, davalı … Bankasının İİK 197.maddesi hükmü gereğince iflas masasına taliki şartla alacak kaydı yapabileceğini, davalının masaya karz gibi kayıt yaptırmasının yasaya aykırı olduğunu, böyle kayıt hakkı olmadığını, mahkemece bu hususun gözetilmediğini, her iki davacı yönünden aynı gerekçe ile tek bir red kararı verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bankaların teminatın nakte çevrildiğine dair belge sunamadığını, davalı … Bankasının haksız fiil işlediğini, ipotek alacaklısı gibi kayıt yaptıran … Bankasının alacaklılığını karz ipoteği olmadığı halde …AŞ’nin 20.000. m2 alanlı arsasını 36 yıldan beri haksız olarak kitlediğini, ipotek alacağı olmayan … Bankasının haksız işlemi ile zarar verdiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı … alacağının yoklukla malul olduğunun tespiti ile ek tasfiyeye ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacılar vekili, davacı …’in dava dışı … İnş.ve Tic. AŞ’nin kurucu ortağı olduğunu, diğer davacının ise bu şirketin alacaklısı olduğunu, şirketin Libya’daki inşaat ihalesi aldığını, bu kapsamda şirketin teminat mektubunu kapatılan … Bankasından alıp Libya’da … Bankasına sunduğunu, … Bankasının teminat mektubunu yeterli bulmaması üzerine teminat mektubunun garantörü olarak davalı … Bankası ile garantörlük belgesi düzenlendiğini, … Bankasının davalı … tarafından devralındığını, dava dışı … AŞ adına düzenlenen söz konusu teminat mektubunun Libyada nakte çevrilmediğini öğrendiklerini, bu nedenle davalı … Bankasının alacaklı olmadığını, buna rağmen bu alacağının dava dışı şirketin iflas masasına kaydının hatalı olduğunu ileri sürerek, davalı … alacağının yoklukla malul olduğuna ve TTK’nın 547.maddesi uyarınca tasfiyeye karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının talebi şirketin ihyası olarak değerlendirilip dava dışı … AŞ’nin iflas ettiği ancak ticaret sicil kaydının halen devam ettiği, terkin edilmediği, davacının bu nedenle ihya istemekte hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava dışı … AŞ şirketinin İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.1987 tarihli ve … Esas sayılı dosyası ile iflasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin İstanbul …İflas Dairesince yürütüldüğü, avans yatırılmadığından dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre şirketin sicil kaydının halen faal olup en son tescilin 24.09.1987 tarihinde iflasa ilişkin olarak yapıldığı görülmektedir. Davacıların ek tasfiye ile birlikte davalı bankanın alacağının iflas masasına kaydının hatalı olduğu, bankanın alacaklı olmadığı ve bu nedenle davalı … alacağının yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece bu kapsamda inceleme yapılmamış, talebin hukuki nitelendirmesi sadece ihya olarak yapılmış ve yazılı karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın şirketin ihyasına ilişkin olduğu belirtilip talep şirketin ihyası olarak nitelendirilmiş ise de; davacı vekili istinaf dilekçesinde ve 08.12.2022 tarihli duruşmada taleplerinin ihya olmadığını belirtmiştir. Mahkemece davacıdan taleplerine ilişkin herhangi bir izahat alınmamıştır. Oysa ki HMK’da yargılamaya hakim olan ilkeler düzenlenmiş ve Kanunun 31. maddesinde “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” denilerek hâkimin davayı aydınlatma ödevinin gereğine değinilmiştir. Söz konusu düzenlemede hâkimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği delil gösterilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Somut olayda davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde, davacıların birinin dava dışı şirketin alacaklısı, diğerinin de şirket ortağı olduğunu belirtmiş, davalı … Bankasınca düzenlenen teminat mektubundan bahsetmiş, teminat mektubunun nakte çevrilmemesine rağmen bu bankanın dava dışı şirketin iflas masasına haksız olarak alacak kaydettirtiğini, alacağının yoklukla malul olduğunu belirtmiştir. Dava dilekçesinde bu iddialarla birlikte TTK 547.maddesine de değinilmiştir. Ancak talebin ihya olmadığı davacı vekilince tekrarlanmıştır. Bu durumda mahkemece, davacılara HMK’nın 31. maddesi kapsamında açıklama yapması için süre verilmesi, taleplerinin ne olduğunun açıklattırılması, uyuşmazlığın kapsamının belirlenmesi, hukuki nitelendirmenin doğru bir şekilde yapılması, delillerin ve açıklamaya göre tarafların husumet ehliyetlerinin birlikte değerlendirilmesi sonunda bir karar verilmesi gerekir iken bu yönde açıklama yaptırılmaksızın ve deliller değerlendirilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemeseine gönderilmesi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacılar tarafından yatırılan teminatın yatıran tarafa iadesine,5-Davacılar tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.28.09.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.