Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1665 E. 2023/1402 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1665
KARAR NO: 2023/1402
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14.06.2023 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/379
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
Taraflar arasındaki alacak davasında davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilince kiralama faaliyetinde kullanılmak üzere davalı … A.Ş’den 2020 Model Mercedes-Benz marka bir adet aracın 17.06.2021 tarihinde satın aldığını, aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile dava dışı … Şirketine kiralandığını, ancak aracın alındıktan bir süre sonra üst üste arıza verdiğini, dava tarihine kadar 15 kez arızalandığını, arızların dışında da iki kez bakım için servise bırakıldığını, arızaların aracın kullanımının engellendiğini, aracın birkaç kez yolda kaldığını ve çekici ile servise götürüldüğünü, aracın kullanılmasından bir süre sonra ortaya çıkan arızalar sebebiyle yetkili servise başvurulduğunu, servisçe aracın tamir edildiğinin bildirilmesine rağmen arızaların devam ettiğini, yapılan işlemlerin büyük kısmının garanti kapsamında yapıldığını, bir kısmının bedelinin ise hukuka aykırı olarak davacıdan tahsil edildiğini, son arızanın tamamen yazılım kaynaklı olduğunu ve araçta üretimden kaynaklanan gizli ayıp olduğunu, ayıbın davalılar tarafından kasten gizlendiğini, aracın kiralanması nedeniyle müvekkilinin kira sözleşmesine aykırı davranışı nedeniyle temerrüde düşerek zarara uğrayabileceğini ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine veya bedelin indirilmesine ve araçtaki mevcut veya ortaya çıkabilecek arızaların can ve mal güvenliği açısından telafisi imkansız zararlar doğurmaması ve müvekkilinin kira sözlemesi nedeniyle telafisi imkansız zararlara uğramaması için müvekkilince dava dışı … A.Ş’ye kiralanan aracın yerine dava sonuna kadar aynı marka ve model bir aracın temin edilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, talebi değerlendirdiği 14.06.2023 tarihli ara kararında; “..HMK 389.maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK 390/3 maddesi gereğince ise; tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayanağı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacı vekili davaya konu araç yerine aynı marka ve model muadil bir araç temin edilmesini tedbiren talep etmiş ise de HMKnın 389.maddesi gereği ancak dava konusu olan şey üzerine ihtiyati tedbir konulabileceğinden, ayrıca 3. kişiler lehine araç temini hususunda tedbir kararı verilemeyeceğinden…” gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin 14.06.2023 tarihli ara kararıyla tedbir talebinin reddedildiğini, ancak redde ilişkin gerekçenin hatalı olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır araç kiralama işi ile uğraştığını, bu kapsamda davalılardan 2020 model aracın sıfır kilometre araç olarak 17.06.2021 tarihinde satın alındığını, aracın üç yıl süreyle … A.Ş’ye kiralandığını, araçtaki üretimden kaynaklanan arızalar nedeniyle umulan yararın sağlanamadığını, aracın sık sık arızalandığını ve yolda aldığını, bir kaç kez çekici ile servise götürüldüğünü, arızaların garanti kapsamında olmasına rağmen bir kısım arızalar nedeniyle yersiz şekilde ücret alındığını, araçtaki ayıp nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının sarsıldığını ve müşteriye sağlanan araç nedeniyle müvekkilinin zarara uğrama tehlikesi bulunduğunu, kiralanan aracın üçüncü kişilerin mal ve can güvenliği tehlikeye düşürdüğünü, bu nedenle HMK’nın 389.maddesinde belirlenen ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu, araçtaki ayıp nedeniyle müvekkilinin müşterisi için aynı kalitede araç temin etmek zorunda kalacağını, ”0” km alınan bir aracın bu kadar kısa sürede birden fazla kez arıza vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yargılama sırasında da mahkemelerce işin gerektirdiği tüm tedbirlerin alınabileceğini, bu nedenle kiralanan aracın yerine muadili bir aracın tahsisi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satılan araçtaki ayıp nedeniyle satılanın misli ile değiştirilmesi veya bedelin indirilmesi istemine ilişkindir. Davacı, dava içinde araçtaki ayıbın can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturması nedeniyle satılan aracın yerine muadil bir aracın tahsisi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati tedbirin reddine dair ara kararına karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından davalı … AŞ’den diğer davalı tarafından ithal edilen 2020 model bir adet araç 17.06.2021 tarihinde satın alınmış ve bu araç 18.06.2021 tarihinde dava dışı … AŞ’ye uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiralanmıştır. Davacı tarafından ibraz edilen belgelerden, araçta birçok kez arıza oluştuğu anlaşılmaktadır. İhtiyati tedbirin değerlendirildiği tarih itibariyle henüz cevap dilekçesinin sunulmadığı, ara karardan sonra satıcı tarafından sunulan cevap dilekçesinde, araçta ayıp bulunmadığı, aracın aynı arızalarla birkaç kez servise getirildiği ve garanti belgesinde yazılan sürede tamir edildiği, tamir süresince araç tahsis edildiği belirtilmiştir. HMK’nın 389.maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir ” hükmünü, aynı Yasa’nın 390/3 maddesi ise ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir geçici hukuki korumalardandır. Yasada yer verilen uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir düzenlemesi emredici niteliktedir. Mahkemece verilebilecek tedbir türleri yasada sayılmamıştır. Mahkeme, uyuşmazlık konusunu muhafaza altına almak için gerekli olan tedbirlere karar verir. Ancak, tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nın 390/3.maddesi uyarınca, davanın esası yönünden haklılığın yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanması gerekir. Tedbir talebinin değerlendirildiği tarih itibariyle mahkemece henüz tarafların delilleri toplanarak değerlendirilmemiş ve uyuşmazlık, ön inceleme duruşması yapılarak belirlenip vasıflandırılmamıştır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları dikkate alındığında ihtiyati tedbir talebinin, değerlendirildiği tarih itibariyle yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi yerinde olup, deliller toplanıp değerlendirildikten sonra uyuşmazlık vasıflandırılıp belirlendikten sonra talep edilmesi halinde ihtiyati tedbirin yeniden değerlendirilebileceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesine yönelik istinaf başvurusun esastan reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve 394. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1, 391/3. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95 TL peşin karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1, 391/3.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.09.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f , 391/3. maddesi uyarınca karar kesindir.