Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1664 E. 2023/1405 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1664
KARAR NO: 2023/1405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/08/2022 Tarihli Karar
NUMARASI: 2022/697 D.İş – 2022/723 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın tedbir talep eden vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin paylarını 03.07.2020 tarihli pay devir sözleşmesi ile davalılardan aldığını, müvekkili ile devir edenler arasında düzenlenen 07.01.2021 tarihli pay devrinin esaslarının belirlenmesine ilişkin sözleşmenin 3. Maddesindeki hüküm gereğince müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, sadece 30.12.2021 tarihli 117.550,00 EURO bedelli bononun ödenmediğini, dava dışı işçi …’nın payı devir alınan şirkete keşide ettiği ihtarla işçilik alacağı talep ettiğini, 07.01.2022 tarihli sözleşmenin 4.2. maddesinde şirket çalışanlarının borçlarından hangi ortakların sorumlu olduğunun ayrıntılı şekilde düzenlendiğini, buna göre anılan çalışanın tüm borçlarından devir edenlerin sorumlu olduğunu ve bu hususun devir edenlere ihtarla bildirildiğini, ihtar üzerine …’ın 30.12.2021 tarihli 117.550,00 EURO bedelli bononun tahsili için müvekkili ile … Ltd. Şti. aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında 19.07.2022 tarihinde ödeme taahhüdünde bulunulduğunu, dava dışı …’nın 26.07.2022 tarihinde arabuluculuğa başvurduğunu, müvekkilinin paylarını devir aldığı şirketin ileride doğacak borçlarından kurtulmak amacıyla devir edenlerle özel hükümleri bulunan sözleşme imzaladığını, personelin devir tarihine kadarki sorumluluğunun devir edenlere ait olduğunu, takipteki alacağın tahsili halinde müvekkilinin ciddi zarara uğrayacağını ileri sürerek, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapılacak ödemelerin alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi tedbir talebini değerlendirdiği 16.08.2022 tarihli ara kararında; “…İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 389/1 maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya geçikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nun 390/3 maddesine göre tedbir talebi eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, ‘yaklaşık ispat’ kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunun kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle ihtiyati tedbire karar verilirken haksız olma ihtamali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati tedbir kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtayit tedbir şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ıspat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ıspatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir. Her ne kadar davacı tarafından sunulan Pay Devri Sözleşmesinde dava dışı-şirket çalışanı … tarafından işçilik alacağı için ihtarname gönderilmiş ve arabuluculuğa başvurulmuş ise de; davacı tarafça sunulan belgelerden …’nın işçilik alacağı yönünden açılmış bir davanın olmadığı, dava dışı … tarafından talep edilen alacak miktarının ve/veya alacağın belirli olmadığı, belirli olmayan bir alacak yönünden ihtiyati tedbir talep eden lehine taraflar arasındaki Pay Devri Sözleşmesinin 4.2 maddesini işlerlik kazandıracak ve uyuşmazlığı çözecek mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği, ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, oysa ayrıntısı talep dilekçesinde açıklandığı üzere müvekkili ile devir edenler arasında dava dışı …Limited Şirketinin paylarının devri için 03.07.2020 tarih ve … yevmiye numaralı pay devir sözleşmesi imzalanarak şirket paylarının iktisap edildiğini, taraflar arasında ayrıca pay devrine ilişkin özel hüküm ve şartları belirlemek üzere düzenlenen 07.01.2021 tarihli sözleşme düzenlendiğini, anılan sözleşmenin 3. maddesinde, devir bedelinin vadeli şekilde bonolarla ödeneceğinin kararlaştırıldığını ve 30.12.2021 tarihli 117.550,00 EURO bedelli bono dışındakilerin ödendiğini, devir sözleşmesinin 4. maddesinde, devir öncesi borçlarından kimin ne şekilde sorumlu olacağının belirlendiği, sözleşmenin 4. maddesine göre eski çalışan …’nın alacağından davalı …’ın sorumlu olduğunu, durumun anılan kişiye ihbarına rağmen borcun ödenmediğini ve takip başlatıldığını, ödeme yapılması halinde bu miktarın geri alınamayacağını, bu nedenle İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapılacak olan ödemelerin alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesinin istenildiğini, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, ayrılan çalışan tarafından arabuluculuğa başvurularak İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesinin 2022/589 Esas sayılı dosyada dava açıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbire ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 72. madde de menfi tespit ve istirdat davaları düzenlenmiştir. Maddenin 3. fıkrasında ise; “…İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Talep edenin isteği icra takibi sonucu tahsil edilecek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulması istemine ilişkindir.HMK’nın 389/1.maddesi, ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ”Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir.Somut olayda, tedbir talep eden ile aleyhine ihtiyati tedbir talep edilenler arasında dava dışı … Ltd.Şti’nin paylarının devrine ilişkin sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. İhtiyati tedbir talep eden, şirketin paylarını 03.07.2020 tarihli düzenleme şeklindeki limited şirket pay devir sözleşmesi ile devir alarak şirketin tek yetkilisi olduğunu belirtmiştir. Taraflar arasında bu sözlemeden başka, payları devir edilen şirketin borçlarından kimin sorumlu olduğuna ilişkin iç ilişkide geçerli olan 07.01.2021 tarihli devir sözleşmesi düzenlendiğini ve bu sözleşmeye göre belirlenen devir ücreti karşılığı verilen bonoların miktar ve tarihlerinin sözleşmenin 3. maddesinde düzenlendiği belirtilmiştir. Sözleşmenin 4. maddesinde ise şirketin devir tarihinden önce çalıştırdığı işçilerin işçilik alacağı borçlarından kimin ne şekilde sorumlu olacağının düzenlendiği, çalışanlardan …’nın işçilik alacaklarından devir eden …’ın sorumlu olacağının kabul edildiğini, anılan kişinin işten ayrılması nedeniyle devir öncesi döneme ilişkin işçilik alacakları için müvekkili ile şirkete ihtar gönderdiğini, durumun devir edenlere bildirilmesine rağmen sözleşme kapsamında verilen 07.01.2021 tarihinde düzenlenen 117.000 Euro bedelli 30.12.2021 vade tarihli bononun … tarafından İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konduğunu, paranın tahsil edilmesi halinde müvekkilinin telafisi imkansız zarara uğrayacağını iddia ederek tedbir talep etmiştir. Takip talebinden sonra yaklaşık ispat koşulunun sağlanması halinde İİK’nın 72/3.maddesi gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulması talep edilebilir. Ancak, tedbir kararı verilebilmesi için takip konusu bononun ödenmemesi gerektiği, başka bir anlatımla bono borçlusunun borçtan sorumlu olmadığına ilişkin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıt sunulması ve mahkemece, verilecek tedbir kararının HMK’nın 393. maddesine göre uygulanması gerekir. Talep dilekçesinde belirtilen hususların yaklaşık ispat ölçüsünde talep edenin haklılığını kanıtlamadığı, bono ile sözleşme arasında yeterli irtibatın kurulmadığı, bu tür bir talebin açılacak bir menfi tespit davası içerisinde her zaman ileri sürülebileceği, dosyada bulunan deliller itibariyle ilk derece mahkemesinin yaklaşık ispata ilişkin değerlendirme ve gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmakla, talep eden vekilinin istinaf başvurusun esastan reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelememi sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1, 391/3. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 188,95 TL harcın davacıdan tahsiline,3-İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1, 391/3.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.09.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f , 391/3.maddesi uyarınca karar kesindir.