Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1647 E. 2023/1493 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1647
KARAR NO: 2023/1493
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2023
NUMARASI: 2023/397 E. – 2023/460 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Sözleşmenin Hükümsüzlüğü/İptali)
Taraflar arasındaki satış kararı ve satış ilanının iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14.03.2016 tarihli danışmalık sözleşmesi gereğince … AŞ şirketinden mahkeme kararı ile tespit edilen miktar kadar alacaklı olduğunu, … AŞ’den alacaklı olduğunu, TMSF’nin … AŞ, … AŞ ve … AŞ şirketlerine kayyım olarak atandığını, bu şirketlerin, müvekkilinin alacaklı olduğu … AŞ’nin en değerli varlıklarını teşkil ettiğini, TMSF tarafından … AŞ’den alacaklı olduğunu, TMSF’nin … AŞ, … ticaret AŞ ve … AŞ hisselerinin … Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü kapsamında satışının kararlaştırıldığını, müvekkilinin alacaklı olduğu … Holding AŞ’nin davaya konu satışı ile şirketin içi boşaltılarak müvekkilinin alacağını tahsil etmesinin güçleşeceğini, imkansız hale geleceğini ileri sürerek, davalı TMSF’nin … Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü Satış Komisyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen Ticari ve İktisadi Bütünlük Satış İlanı ve buna konu ihale yoluyla satışa ilişkin TMSF kararının öncelikle ve ivedilikle teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına ve bu kararın kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, satış ilanı ile bu satış ilanına konu ihale yoluyla satış kararının iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 115/1. maddesi gereğince mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138.maddesine göre mahkemeler öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir. HMK’nın 114/1-b maddesine göre yargı yolunun caiz olması dava şartlarındandır. Davacının alacaklı olduğunu belirttiği …’in hissedarı olduğu … San. ve Tic. A.Ş.’ye kayyım olarak atanan TMSF aleyhine … Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü Satış Komisyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen Ticari ve İktisadi Bütünlük Satış İlanı ve buna konu ihale yoluyla satışa ilişkin TMSF kararının öncelikle ve ivedilikle teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına, … Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü Satış Komisyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen Ticari ve İktisadi Bütünlük Satış İlanı’nın ve buna konu ihale yoluyla satışa ilişkin TMSF kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu … San. ve Tic. A.Ş.’ye Sulh Ceza Hakimliğince TMSF’nin kayyım tayin edildiği anlaşılmıştır. 5271 sayılı CMK’nın Şirket yönetimi için kayyım tayini başlıklı 133.maddesinde; “(1) Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hâkim veya mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir. Atama kararında, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığı veya yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği açıkça belirtilir. Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur. (2) Hâkim veya mahkemenin kayyım hakkında takdir etmiş bulunduğu ücret, şirket bütçesinden karşılanır. Ancak, soruşturma veya kovuşturma konusu suçtan dolayı kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararının verilmesi halinde; ücret olarak şirket bütçesinden ödenen paranın tamamı, kanunî faiziyle birlikte Devlet Hazinesinden karşılanır. (3) İlgililer, atanan kayyımın işlemlerine karşı, görevli mahkemeye 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre başvurabilirler…” hükmü bulunmaktadır. CMK’nın 133/3.maddesinde ilgililer atanan kayyım işlemlerine karşı görevli mahkemeye TMK ve TTK hükümlerine göre başvurulabileceği düzenlenmiş olup, görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğuna dair açık ve kesin bir hüküm bulunmamaktadır. Kanun maddesinde TMK ve TTK hükümlerine göre başvuru yapılacağının düzenlenmiş olması işlemin Ticaret Hukukundan kaynaklandığı ve bu nedenle Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu anlamına gelmemektedir. 6758 sayılı Kanunun 20.maddesinde; “5411 sayılı kanun ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi TMSF ne verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin veya bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır. “6758 sayılı kanunun 19.maddesinin uygulanmasına ilişkin esaslara ilişkin yönetmeliğin 7. (1)maddesinde; … Mali durum, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sebepler nedeniyle şirketin mevcut halinin sürdürülebilir olmaması halinde şirketin, şirket varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Bakan tarafından karar verilebilir. Bu yasal düzenlemelere göre davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği …’in hissedarı olduğu … San.ve Tic. AŞ’nin hissesinin/malvarlığının idaresinin yürütülen ceza soruşturma süresince kayyım olarak TMSF’ne devredildiği, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesi uyarınca TMSF’nin kayyım olarak atandığı … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … A.Ş.nin tüm mal, hak ve varlıklarının bir araya getirilmesi ile … Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü oluşturulduğu, 6758 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca şirketin mali durumunun sürdürülebilir olmadığı gerekçesiyle oluşturulan ticari ve iktisadi bütünlüğün ihaleyle satışına karar verilmesi kapsamında ihale yoluyla satışı kararlaştırıldığı, satış ilanının 20.04.2023 tarihli 32169 sayılı Resmi Gazete ile ” Ticari ve İktisadi Bütünlük Satış İlanı ” ile ilanen duyurulduğu görülmüştür. Davacı tarafça ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını ve sonrasında iptalini talep ettiği satış ilanı ve ihalesi ile satışı planlanan …’ın hissedarlarından olan … Holding A.Ş. ile davacı … arasında akdedilmiş olan 14.06.2016 tarihli danışmanlık sözleşmesi kapsamında davacı …’in alacaklarına ilişkin olarak danışmanlık sözleşmesinde yer alan yetki şartına dayanarak davacı … tarafından Singapur’da açılan dava sonucunda Singapur Yüksek Mahkemesi tarafından … numaralı dosya üzerinden, 22 Mayıs 2019 ve … numaralı karar ile bu karara binaen aynı mahkeme tarafından aynı numaralı dosya üzerinden … numaralı 19 Kasım 2019 tarihli karar verileek 1.925.755,85 EURO ile 81.498,62 Singapur Doları’nın … tarafından davacı …’e asıl alacak üzerinden 22.05.2019 tarihinden fiili ödeme gününe kadar işleyecek olan yıllık % 5,53 oranında faizi ile birlikte ödenmesine hükmedildiği, davacı tarafından İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/572 esas sayılı dosyası üzerinden Singapur Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi’nin … numaralı davada vermiş olduğu … numaralı 22 Mayıs 2019 tarihli kesinleşmiş karar ve aynı mahkemenin aynı dava kapsamında vermiş olduğu … numaralı 19 Kasım 2019 tarihli kesinleşmiş mahkeme kararının tenfizinin talep edildiği ve davanın halen derdest olduğu UYAP’tan yapılan sorgulamadan ve dosyaya ibraz edilen belgelerden anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre; TTK hükümleri ile bağlı olmaksızın genel kurulun yetkilerinin Fon Kurulu tarafından kullanılabileceği, kaynağı suç soruşturması olan ve ceza yargılamasının konusunu teşkil eden nedenler ile uyuşmazlığın TTK hükümlerine dayalı olarak çözümünün mümkün olmadığı, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği şirketlere kayyım atanma sebebinin 6102 sayılı TTK da düzenlenen hususlardan kaynaklanmadığı, kayyımların yaptığı işlemlerin TTK kapsamında denetlenemeyeceği, Fonun TTK hükümlerine bağlı olmaksızın şirketin genel kurulunun yetkilerine haiz olduğu, buna göre davalı TMSF tarafından alınan satış kararı ve yapılan işlemlerin davalı TMSF’nin idari bir kurum olması nedeniyle idari işlem ve karar niteliğinde bulunduğu, idari yargılama usulü kanunu hükümleri çerçevesinde idari işlem ve karar niteliğindeki dava konusu karar ve işlemlerinin iptaline yönelik davanın çözüm yerinin İdari Yargı Mahkemeleri olduğu ve dolayısıyla mahkememizin yargı yolu yönünden görevsiz olduğu anlaşılmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. HD’nin 2021/1624 Esas – 2022/410 Karar sayılı ilamı, İstanbul BAM 13. HD’nin 2021/553 Esas – 2021/681 Karar sayılı ilamı, İzmir BAM 20. HD’nin 2021/226 Esas – 2021/198 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11. HD’nin 2021/5141 Esas – 2022/9293 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. İzmir Bölge İdari Mahkemesi 6. İdare Dava Dairesinin 2019/1913 Esas – 2019/1606 Karar sayılı ilamında; “…Yasayla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip TMSF ‘nca tek taraflı kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlem niteliğinde olduğu ve dolayısıyla bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idare mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır…” gerekçesi ile görevli Mahkemenin İdare Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. Davamız ile benzer mahiyetteki İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/8 Esas – 2022/232 Karar sayılı, İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/398 esas 2023/467 karar sayılı dosyasında da İdare Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davaların usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Sonuç itibariyle; davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği …’in hissedarı olduğu … San. ve Tic. A.Ş.’ne Sulh Ceza Hakimliği kararı ile kayyım olarak TMSF’nin atandığı, TMSF’nin kamu kurumu olduğu, dava konusu şirkete ait hisselerin satılmasına ilişkin kararın idari işlem niteliğinde olduğu, yasayla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip TMSF’nin tek taraflı kamu gücü kullanılarak tesis edilen satış işleminin ve diğer işlemlerin idari işlem niteliğinde olması nedeniyle bu işlemlerin iptaline yönelik incelemenin idari mahkemelerince yapılması gerektiği ve dolayısıyla bu işlemin iptali istemiyle açılan davada idare mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin bu davada görevli olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmamasından dolayı dava şartı yokluğundan davalı TMSF hakkında açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş bu kapsamda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu … Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü Satış Komisyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen “Ticari Ve İktisadi Bütünlük Satış İlanı” ve bu satış ilanına konu ihale yoluyla 21.06.2023 tarihli olarak belirlenen satış kararının HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca tedbiren durdurulması yönündeki isteminin de görevsiz olan mahkememizce değerlendirilemeyeceğinden aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle, davanın, HMK’nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince yargı yolunun caiz olmamasından dolayı usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 20.04.2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan satış ilanı uyarınca ihalenin çok kısa bir süre içerisinde yapılacak olması nedeniyle hızlıca aksiyon alınarak idare mahkemeleri nezdinde ilk önce dava ikame edildiğini, ancak İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 26.05.2023 tarihli, 2023/1266 Esas – 2023/1442 Karar sayılı kararı ile idari yargıda açtıkları davanın şirketlere ilişkin olarak kayyımın ticari gerekliliklere göre gerçekleştirdiği iş ve işlemlerin idari işlem ve eylem niteliğinde olmadığı, kayyım sıfatıyla ticari kural ve teamüllere dayanılarak tesis edilen işlemlerde kamu yararının değil ticari faaliyet gereklerinin esas alındığı ve kayyım işlemlerinin idare hukuku ilkelerine göre değil ticaret hukuku ilkelerine göre tesis edildiği dikkate alınarak uyuşmazlığın esas itibarıyla Türk Medenî Kanunu’nda düzenlenen kayyımlık görevinin nasıl îfâ edileceğine dair ilke ve kurallar ile Türk Ticaret Kanunu hükümleri dikkate alınmak suretiyle adlî yargı yerlerince çözümlenmesi gerektiği kabul edilerek görev yönünden ret kararı verildiğini, idari yargının verdiği görevsizlik kararı üzerine, müvekkilinin herhangi bir hak kaybı yaşamaması ve hukuken mağdur olmaması için adli yargıda istinafa konu bu davanın ikame edildiğini, ancak Yerel Mahkeme tarafından, istinafa konu karar ile usulden ret kararı verildiğini, davacının herhangi bir hak kaybı yaşamaması ve hukuken mağdur olmaması için görevli yargı yerinin bir an evvel belirlenebilmesi amacıyla istinaf yoluna başvurma zarureti hasıl olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı TMSF’nin … Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü Satış Komisyonu Başkanlığı tarafından düzenlenen ticari ve iktisadi bütünlük satış ilanı ve buna konu ihale yoluyla satışa ilişkin TMSF kararının iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın, idari yargının görevli olduğundan bahisle usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili müvekkilinin alacaklı olduğu … Holding AŞ’nin en değerli varlıklarını teşkil eden … Sanayi ve Ticaret AŞ, … Sanayi ve Ticaret AŞ ve … AŞ hisselerinin TMSF tarafından … Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü kapsamında satışının kararlaştırıldığını, bu satış kararının, ilanının ve ihalenin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek bu kararın iptalini talep etmiştir. … San.ve Tic. AŞ’nin mal varlığının idaresinin yürütülen ceza soruşturması süresince kayyım olarak TMSF’ne devredildiği, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesi uyarınca TMSF’nin kayyım olarak atandığı … Sanayi ve Ticaret AŞ, … Sanayi ve Ticaret AŞ ve … AŞnin tüm mal, hak ve varlıklarının bir araya getirilmesi ile … Gaz Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlüğü satış komisyonu oluşturulduğu, 6758 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca şirketin mali durumunun sürdürülebilir olmadığı gerekçesiyle oluşturulan ticari ve iktisadi bütünlüğün ihaleyle satışına karar verildiği, bu kapsamda ihale yoluyla satışının kararlaştırıldığı, satış ilanının 20.04.2023 tarihli ve 32169 sayılı Resmi Gazetede “… Gaz Grubu Hisseleri Ticari ve İktisadi Bütünlük Satış İlanı” başlığı altında ile ilanen duyurulduğu anlaşılmaktadır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 111.maddesi uyarınca kurulun … kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip bir kuruluştur. 2557 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre, idari işlemin iptali ile idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları idari davalardır. İdari davalar ise ilgisine göre Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi’nde görülür. İdari işlem, yetkili idarenin, kamu hukuku alanında kamu gücü ile hareket ederek, idari faaliyetle ilgili doğrudan hukuki sonuca yönelik, tek yanlı irade açıklamasıyla aldığı ve re’sen icra olunabilen kararlardır. Somut olayda TMSF’nin taşınır ve taşınmaz varlıkların satışına izin kararı, kamusal bir görevin ifası amacıyla, kamu gücü kullanılarak, tek taraflı olarak alınmış idari bir karar olup, uyuşmazlığın çözümünde TTK değil 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi … tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkiler Fona verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde kıyasen uygulanacak olduğundan TMSF’ye karşı açılan eldeki dava adli yargının görev alanında değildir.Bu nedenle mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.28.09.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.