Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1637
KARAR NO: 2023/1404
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22.06.2023 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/388 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 24.06.2020 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesi ile müvekkilinin davalıya ait marka ile akaryakıt ve LPG satışı yapmayı üstlendiğini, sözleşmenin 15. maddesi gereğince davalıya çeşitli teminat mektupları verildiğini, müvekkilince sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmesine rağmen, davalı şirketin haklı neden bulunmaksızın akaryakıt teminini durdurduğunu, yapılan görüşmelerden sonuç alınmaması üzerine Mersin … Noterliğinin 30.01.2023 tarihli ihtarının keşide edilerek akaryakıt teminindeki keyfi tutumun terk edilerek akaryakıt temini talebinde bulunulduğunu, davalının Beşiktaş … Noterliğinin 31.01.2023 tarihli cevabi ihtarıyla bayilik sözleşmesi haklı neden olmaksızın tek taraflı feshettiğini, fesih gerekçesi olarak EPDK tarafından yetkilendirilmiş özel şirketçe yapılan kontrolün gösterildiğini, söz konusu kontrole ilişkin olarak EPDK veya yetkili bir idari kurumca müvekkiline idari yaptırım uygulanmadığını, davalı şirketin müvekkilini zarara uğratma kastına sahip olduğunu, davalı şirketin uhdesinde bulunan teminat mektuplarının nakde çevrilmesi halinde müvekkilinin zarara uğrayacağını, müvekkilince keşide edilen Mersin … Noterliğinin 01.02.2023 tarihli ihtarı ile sözleşme kapsamında verilen teminat mektuplarının iadesinin istenilmesine rağmen, teminat mektuplarının iade edilmediğini ileri sürerek, … Doğu Kurumsal Şubesine ait 12.03.2014 tarihli, … seri numaralı ve 500.000,00-TL bedelli, … Bankası Mersin Ticari Şubesine ait 03.04.2013 tarihli, … mektup numaralı, … muhaberat numaralı ve 1.000.000,00 TL bedelli, …’a ait 04.04.2013 tarihli, … numaralı ve 900.000,00 TL bedelli ve … Bankası … numaralı ve 1.000.000,00 TL bedelli teminat mektuplarının ödemelerinin teminatsız şekilde tedbiren durdurulmasına, yargılama sonunda teminat mektuplarının hükümsüzlüğü ile müvekkilinin davalı şirkete borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi tedbir talebini değerlendirdiği 22.06.2023 tarihli ara kararında; “…dosya kapsamına sunulan deliller(24/06/2020 tarihli bayilik sözleşmesi, … Doğu Kurumsal Şubesi’ne ait 12.03.2014 tarihli, … seri numaralı ve 500.000,00-TL bedelli, … Bankası Mersin Ticari Şubesi’ne ait 03.04.2013 tarihli, … mektup numaralı, … muhaberat numaralı ve 1.000.000,00-TL bedelli, …’a ait 04.04.2013 tarihli, … numaralı ve 900.000,00-TL bedelli ve … Bankası … numaralı ve 1.000.000,00-TL bedelli teminat mektupları, Mersin … Noterliği’nin 30.01.2023 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Beşiktaş … Noterliği’nin 31.01.2023 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tebliğ mazbataları, 27/01/2023 tarihli izinsiz müdahale tespit raporu, istasyon servis formu, yazışmalar vs.) incelendiğinde, bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilmesine yeterli yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı ve bu durumun tespitinin yargılamayı sonucuna varılmakla, davacı tarafın teminat mektuplarının ödemelerinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine…” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ; İlk derece mahkemesince derdest menfi tespit davasında talep edilen tedbir talebinin haksız şekilde reddedildiğini, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, keşide edilen ihtarlarda cari hesap borcuna dayanılmadığını, cezai şart alacağından söz edildiğini, müvekkilin davalı şirkete herhangi bir cari borcu bulunmadığını, bayilik sözleşmesinin 24.06.2020 ile 14.12.2023 tarihleri arasında geçerli olduğunu, anlaşmanın 23. maddesinde düzenlenen 500.000,00TL cezai şart bedeli bayilik süresinin bakiye kalan süre için uyarlanması gerektiğini, davalı şirketin haklı bir neden olmaksızın sözleşmesini feshedildiğini, ihtarda dayanılan denetim raporu ile müvekkiline idari yaptırım uygulanmadığını, cevap dilekçesinde sözü edilen sözleşmenin 22/b ve 22/d. maddeleri gereğince günlük 1.500 USD cezai şart alacağının bulunduğuna ilişkin beyanın yersiz olduğunu, deprem nedeniyle bayiliğin devredileceği kişi bulunamadığını, daha önce yetkisizlik kararı veren Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince tedbir talebinin kabul edildiğini, ancak teminatın süresinde temin edilmemesi nedeniyle gösterilen teminatın kabul edilmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, teminat mektubunun nakte çevrilmesinin durdurulması yönünde HMK’nın 389 vd maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, tedbir talep eden vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanunun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru sebepleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati tedbir isteyen davacı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında verilen çeşitli teminat mektuplarının nakde çevrilme riski bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede müvekkilinin cari hesap borcunun bulunmadığını, davalının tek yanlı feshinin haklı nedene dayanmadığını, ihtarda belirtilen cezai şartın hukuki dayanağı bulunmadığını bu nedenle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile sözleşme kapsamında verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.Dosya içeriğinden, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde davacı bayinin edimlerini teminen teminat mektupları verildiği, davalı tarafından keşide edilen 31.01.2023 tarihli ihtarla sözleşmenin tek taraflı fesih edildiği, sözleşme kapsamında davacının cezai şart veya sözleşmeden kaynaklı bir borcunun bulunup bulunmadığı, mücbir sebep hallerinin gerçekleşip gerçekleşmediği toplanacak delillerden sonra yargılamadan sonra ortaya çıkacaktır. HMK’nın 389.maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir ” hükmünü, aynı Yasa’nın 390/3 maddesi ise ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir geçici hukuki korumalardandır. Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında karşı taraf lehine verildiği ileri sürülen talebe konu teminat mektubunun kesin teminat mektubu olduğu anlaşılmaktadır. Banka teminat mektubu, bizzat lehtarın veya üçüncü bir kişinin verdiği kontrgaranti karşılığında bankanın muhataba karşı, belli bir paranın, muhatabın ilk yazılı talebi üzerine ödemesi hakkındaki taahhüdüdür. Buna göre, lehtarın muhataba olan borçlarının yerine getirilmemesi halinde bankanın bağımsız olarak yüklendiği bir borçtur. Bankanın bu borcu, üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olup üçüncü kişinin (lehtarın) borcunu yerine getirmemesi halinde, hatta yerine getirilmediğinin muhatap tarafından beyan edilmesi halinde, salt bu soyut beyan üzerine mektup bedelinin ödenmesi yükümlülüğünü doğurur. Bu nedenle de bankanın borcunun, lehtarın muhatap ile olan borç ilişkisinden bağımsız ve asli bir niteliğinin olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte, somut olayda olduğu gibi muhatapla lehtar arasındaki uyuşmazlıkta, teminat mektubunun banka tarafından ödenmesinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir talep edilebilir. Böyle bir talep halinde mahkemece, HMK’nın 391/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispatın aranması gerekir. Ancak, teminat mektubunun açıklanan bu özelliği nedeniyle, burada aranacak yaklaşık ispat, seviyesi yükseltilmiş bir yaklaşık ispat olmalıdır (Müjgan TUNÇ YÜCEL, “Banka Teminat Mektuplarının İhtiyati Tedbire Konu Olması Üzerine Medeni Usul Hukuku Bakış Açısından Bir İnceleme”, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:8, S: 107-108, Temmuz- Ağustos 2013, s.9-18).Bu bilgilere göre somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında bulunduğu belirtilen bayilik sözleşmesi kapsamında davacının borcu bulunup bulunmadığı, teminat mektubunun nakte çevrilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda ileri sürülen iddia bakımından mevcut deliller gözetildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği, yaklaşık ispat ölçüsünde bir kanıt sunulamadığı, aleyhine tedbir talep edilen davalının sözleşmeye aykırı davrandığı ve bu surette teminat mektubunun karşılıksız kalıp kalmadığının bu aşamada yaklaşık olarak kanıtlanmadığı anlaşıldığından, teminat mektubunun niteliği de gözetildiğinde, mahkemece tedbir isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 391/3 ve 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen 22.06.2023 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1, 391/3. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95 TL peşin karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1,391/3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.09.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f, 391/3. maddesi uyarınca karar kesindir.