Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1611 E. 2023/1576 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1611
KARAR NO: 2023/1576
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2023
NUMARASI: 2022/888 E. -2023/473 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin gemi inşaa faaliyeti ile iştigal etmekte olduğunu, hasara konu … Model … motor no’lu … marka gemi motorunun, Kocaeli Evyap Limanı gümrük sahasından, müvekkil şirketin faaliyet ve inşa merkezi olan Pendik İstanbul Askeri Tersanesine nakledilmesi için davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ile anlaştığını, devamla …Tic. Ltd. Şti. tarafından iş bu nakliye işleminin davalılardan … Motorlu Taş. Kooperatifine taşere edildiğini, bu kooperatif üyesi … maliki ve… sürücüsü olduğu … plaka no’lu araç ile 27.11.2020 tarihinde nakliye işlemine başlandığını, araç sürücüsünün İzmit/Körfez mevkiinde, üst geçide çarpmak suretiyle ve tam kusurlu olarak nakliyeye konu gemi motorunu hasara uğrattığını, bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün KTK’nın 2918 sayılı 52/1b (Aracının hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymamak) kuralını ihlal ettiğini, hasara uğrayan gemi motorunun müvekkili şirketin inşa etmekte olduğu, ağır yük gemisi “…” için kullanılmak zorunda olduğundan, projenin gecikmemesi ve olası zararların önüne geçilmesi için müvekkili şirket tarafından yetkili serviste tamir ettirilip gemiye montajının tamamlandığını, hasar gören gemi motorunun tamirinin … yetkili servisi … Dış Tic. Ltd. tarafından gerçekleştirildiğini, Ana Makine Türbün Montaj İşçiliği, 26.01.2022 tarih, … no, 9.025 USD karşılığı 121.837,5 TL tutarlı, Ana Makine Montaj İşçiliği, … no, 12.970 EUR karşılığı 197.695,22 TL tutarlı faturalar ile tamire konu parçalara ilişkin, … Ltd. tarafından … no, 21.05.2021 tarih ve 6.246.000 JPY tutarında faturaların müvekkili şirkete keşide edildiğini, müvekkilinin mezkur faturalar nedeniyle toplam 1.200.729 TL ödediğini, yapılan iş bu tamiratın kapsamının belirlenmesi için Deniz Ticaret Odasına başvurulduğunu ve Deniz Ticaret Odası tarafından atanan uzman bilirkişi tarafından 01.11.2022 tarihli ekspertiz raporu düzenlendiğini, yapılan tamirat ve işçilik bedellerinin piyasa koşullarıyla çelişmediğinin rapor edildiğini, alt yüklenici nakliye firması, …’lu …Motorlu Taş. Kooperatifine, ihtarname keşide edildiğini ayrıca mezkur davalı tarafın sigortacısı konumundaki … AŞ’ye ekli poliçe kapsamında 16.02.2022 tarihinde yazılı, 29.09.2022 tarihinde KEP aracılığı ile başvuru yapıldığını, ancak olumlu sonuç alınamadığını, yine ana yüklenici nakliye firması davalı … İnş. Tic. Ltd. Şti. ve mezkur davalının sigortacısı konumundaki … AŞ’ye de ekli poliçe kapsamında 29.09.2022 tarihinde KEP aracılığı ile başvuru yapılmış olduğunu ancak olumlu sonuç alınamadığını, ayrıca davalılardan araç maliki ve araç sürücüsüne yapılan tazmin taleplerinin de sonuçsuz kaldığını, nakliye işleminin gerçekleştirilmesinde yapılması gereken elzem planlama ve kontrol yapılmayarak gemi motoruna zarar verildiğini ileri sürerek, 1.200.729,00 TL’nin kaza ve dava tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili, savunmasında özetle; davalı Sınırlı Sorumlu … Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifinin müvekkilinin sigortalısı olduğunu, kendisine poliçe şartları kapsamında ve poliçe şartlarına uyulması kaydı ile teminat verildiğini, dava konusu hasarda, müvekkili şirkete yapılan ihbar sonrasında gerekli incelemeler yapıldığını, incelemelerde davalı sigortalıdan Karayolları Genel Müdürlüğü’nden taşıma öncesi alınmış olması gereken şehirlerarası ağır taşıma yapması için alınması zorunlu olan “Özel Yük Taşıma İzin Belgesi”nin alınmaması sebebiyle hasarın poliçe teminat örtüsü dışına çıktığını, davacının ödemeleri yapıp yapmadığının araştırılması gerektiğini, dava konusu hasarın 27.11.2020 tarihinde gerçekleştiğini, davanın ise 04.11.2022 tarihinde yani 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalılar Sınırlı Sorumlu … Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi, …, … ve … İnşaat Ticaret Limited Şirketi vekili, savunmasında özetle; TTK’nın 862.maddesine göre taşınan eşyanın zarar görmemesi için ambalajlanmasının eşyanın niteliğine uygun olarak yapılması gerektiğini, eşyanın niteliğine uygun olarak ambalajlanmaması sonucunda oluşan maddi zarardan müvekkillerinin sorumlu olmadığını, göndericinin, hasar gören eşyayı taşıma güvenliğine uygun olmak şartı ile araca koyması, sabitlemesi ve bağlaması gerektiğini, bahsi geçen olayda bu sorumluluğun gönderici tarafa ait olup müvekkilleri taşıyıcı şirketin bu konuda sorumluluğu olmadığını, Türk Ticaret Kanunu 1182.maddesine göre müvekkili taşıyıcının kusursuzluk karinesi gereğince sorumluluğunun olmadığının açık olduğunu, TTK’nın 1188.maddesinde yargı yoluna başvurmak için hak düşürücü sürenin öngörüldüğünü, bu maddeye göre hasarın gerçekleştiği olay tarihi göz önüne alındığında hak düşürücü sürenin sona erdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, davacı tarafa ait gemi motorunun nakliye işlemi esnasında hasarlanmasından kaynaklı zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı taraf kendisine ait gemi motorunun Kocaeli Evyap Gümrük Sahası’ndan Pendik İstanbul Askeri Tersanesi’ne taşınması için davalı … Nakliyat İnşaat Ticaret Limited Şirketi ile anlaşmış olup davalı … İnşaat Ticaret Limited Şirketi de taşıma işini davalı Sınırlı Sorumlu … Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’ne taşere etmiş, davalı Sınırlı Sorumlu … Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi de taşıma işini kooperatif üyesi ve araç maliki davalı …’ya vermiş, davalı …’da … plakalı araç ile taşıma işini sürücü … ‘ya yaptırırken 27/11/2020 tarihinde kaza meydana gelmiştir. Davalı … Şirketi, davalı Sınırlı Sorumlu … Taşıyıcılar Kooperatifi’nin sigortacısıdır. Davalı Sigorta Anonim Şirketi, davalı … Nakliyat İnşaat Ticaret Limited Şirketi’nin sigortacısıdır. Davalı… Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesiyle birlikte süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Zamanaşımı başlıklı 855 nci maddesi “(1) Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar. (2) Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar. (3) Rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlar. (4) Gönderen veya gönderilen, taşıyıcıya karşı olan haklarını, bir yıl içinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrasına uygun şekilde istemiş olmaları şartıyla, def’i olarak her zaman ileri sürebilirler. (5) Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı; a) Eşya zıyaa, hasara uğramış veya geç teslim edilmişse, b) Yolcu geç ulaşmışsa, taşıyıcının sorumluluğu üç yılda zamanaşımına uğrar. (6) 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki zamanaşımı hükümleri saklıdır.” hükmünü düzenlemiştir. Taşıma işlerinde zamanaşımı TTK’nın 855. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, bu kitap yükümlerine tabi taşımalarda yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması halinde istem haklarının on yılda, diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrayacağı; ikinci fıkrasında ise bu sürenin, eşya taşınmasında eşyanın gönderilene teslimi, yolcu taşımasında yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlayacağı, eşyanın tamamen zayi olmuş veya yolcunun gideceği yere ulaşamamış olması halinde zamanaşımı süresinin eşyanın teslimi veya yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlayacağı; üçüncü fıkrada ise rücu haklarına ilişkin zamanaşımının rücu alacaklısının zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren üç ay içinde rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartı ile rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden kesinleşmiş mahkeme kararının bulunmadığı hallerde ise rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı hüküm altına alınmıştır. Davamız eşya sahibinin açtığı tazminat davası olduğundan uyuşmazlığa TTK’nın 855/2. Maddesi uygulanacak olup buna göre eşyanın teslim tarihinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi bulunduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekir. Somut olayda kaza 27/11/2020 tarihinde gerçekleşmiş olup dava konusu eşya kazadan sonra aynı tarihte yani 27/11/2020 tarihinde gönderilene teslim edilmiş olup bir yıllık zamanaşımı süresi bu tarihten itibaren başlamakta ve 27/11/2021 tarihinde dolmaktadır. Davacı tarafça zamanaşımını kesen arabuluculuk başvurusu da zamanaşımı dolduktan sonra 06/10/2022 tarihinde yapılmış olup dava konusu alacak zamanaşımına uğradığından davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin sorumluluğu ve zaman aşımına ilişkin hükümlerin, dosya içeriğinde mevcut … Poliçe no ve 08/06/2020 tarihli geçerli Nakliyat Taşıyıcı Sorumluluk Katılım Sigorta Poliçesine istinaden, TTK’nın 1401.madde ve devamı hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, burada 2 ve 6 yıllık süre öngörüldüğünü, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için tazminat taleplerinin ilk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan TTK’nın 855.maddesi kapsamında kabul edilse dahi bu maddenin 5.fıkrasına göre hasarın taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı meydana geldiğinden 3 yıllık zamanaşımının geçerli olduğunu, çünkü hasarın, sürücünün “taşıyıcının, alt geçit yüksekliğini hesaplamadan taşıma işlemini gerçekleştirmek ve bu nedenle alt geçide çarparak zarara neden olmak” gibi ağır kusurlu ve pervasızca davranışından kaynaklandığını, yine TTK’nın 855/9.maddesinde taşıma işleri için “13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki zamanaşımı hükümleri saklıdır” hükmü bulunduğunu, bu kapsamda Karayolları Trafik Kanununun zamanaşımı başlıklı 109.maddesinde ” Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır. Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” hükmü bulunduğunu, bu nedenle davanın 2 yıllık zamanaşımı kapsamında da değerledirilebileceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacıya ait emtianın karayolu taşıması sırasında hasarlanması sebebiyle hasar bedelinin davalı akdi ve fiili taşıyanlar, taşıyanların sigortacısı, araç maliki ile sürücüsünden tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamının incelenmesinde; davacıya ait gemi motorunun Kocaeli Evyap limanından Pendik Asker Tersanesine kara yoluyla taşınması için davacının davalı … Ltd. Şti.ile anlaştığını, taşımanın davalı … Motorlu Taş. Kooperatifine kayıtlı üye olan davalı …’ya ait araç ile sürücü davalı … sevk ve idaresinde yapıldığı, 27.11.2020 tarihinde Kocaeli Körfez ilçesinde aracın kaza yapması sonucunda emtianın hasarlandığı, kaza tespit raporuna göre sürücünün ”aracının hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymamak” kuralını ihlal ettiğinin belirtildiği, davalı … AŞ’nin davalı … Ltd. Şti.’nin taşıyıcı mali mesuliyet sigortacısı olduğu, davalı … AŞ’nin ise davalı Kooperatifin nakliyat taşıyıcı sorumluluk katılım sigortacısı olduğu, davacının emtianın hasarlanması sebebiyle tamirini yaptırdığı ve bu kapsamda yaptığını belirtiği toplam ödeme miktarının davalılardan tahsili talep ettiği anlaşılmıştır. Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bu yönüyle zamanaşımı hukukumuzda bir defi olarak kabul edilmiştir ve TBK’nın 161.maddesi uyarınca zamanaşımını niteliği itibariyle defi olduğundan hakim bunu davalı tarafça ileri sürülmedikçe kendiliğinden nazara alamaz. Zamanaşımı def’inin ne zaman ileri sürüleceği hususunda mevzuatımızda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. HMK’nın ilk itirazları düzenleyen 116. maddesinde de zamanaşımı ilk itiraz olarak sayılmamıştır. Bundan dolayı zamanaşımı def’i, Yargıtay kararları ve doktrin uygulaması ışığında genel olarak savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilmiş ve bu def’inin esasa cevap süresi içinde öne sürülebileceği kabul edilmiştir. Ayrıca, TBK’nın 155.mddesine göre “Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur” Ancak zamanaşımı def’i müteselsil sorumlular için ortak savunma değildir. Zamanaşımı definden yalnızca defi ileri süren yararlanır. Bu bilgilere göre somut olay incelendiğinde; davalı … Katılım Sigorta AŞ vekilince süresi içinde verilen cevap dilekçesi ile usulüne uygun şekilde zamanaşımı itirazında bulunduğu, ancak diğer davalılar … Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi, …, … ve … Aracılık Hizmetleri Nakliyat İnşaat Ticaret Limited Şirketi vekilince cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmadığı, aynı şekilde davalı … Sigorta AŞ’nin de zamanaşımı itirazında bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle, mahkemece, davalı … Sigorta AŞ dışındaki davalılar yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yerinde değildir. Öte yandan, mahkemece, davalıların (gerek Kooperatif gerek araç sürücüsü ve maliki) her birinin taşıma ilişkisindeki durumlarının ve taraf sıfatlarının da tartışılıp değerlendirilmeden karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.10.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.