Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1589 E. 2023/1365 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1589
KARAR NO: 2023/1365
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16.05.2023 Tarihli, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar.
NUMARASI: 2023/449 Esas
DAVA: Muarazanın Giderilmesi- İhtiyati Tedbir
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dilekçesinde özetle; davalının Gümrük idaresince el konularak muhafaza edilmek üzere teslim edilen dava konusu eşyaları davacıya teslim etmemek suretiyle oluşturulan muarazanın giderilmesini, dava konusu eşyaların tedbiren müvekkiline teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 16.05.2023 tarihli ara kararıyla; “…Somut olayda davacı vekili talep dilekçesinde; dava konusu eşyaların teslimine ilişkin olarak dava konusu değeri nakit olarak yatırılmak suretiyle eşyaların müvekkiline teslimi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; yaklaşık ispat şartlarının sağlanmamış olması ve uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde veya dava sonunda talep edilen hakkın davanın başlangıcında tedbir yoluyla elde edilmesi sonucunu doğuracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyecek olması nedeniyle…” ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait malların zaten müvekkiline teslimine karar verilmiş olduğunu, eldeki davanın konusunun el konulan eşyaların el konulduğu süre için masrafların müvekkilince mi yoksa 5607 sy Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 11/6. maddesi uyarınca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi gelirlerinden mi ödeneceği hususunda olduğunu, malların teslimi hususunda zaten bir çekişme bulunmadığını gerek savcılık soruşturması sonucunda gerekse idari yargı kararı uyarınca konteyner içindeki eşyaların müvekkiline teslimine karar verildiğini, Gümrük Muhafaza ve İstihbarat Müdürlüğünün ve Ambarlı Gümrük Müdürlüğünün yazıları ile davalıya malların müvekkiline tesliminin bildirilmiş olduğunu, ancak davalının 5607 sy Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 11/6. maddesine aykırı olarak ardiye ücreti ve masrafları için 14.943,83 USD’nin davacı tarafından ödenmesi gerektiğini ileri sürerek malları teslimden kaçındığını ve muaraza çıkardığını, eldeki davada bu tutarın müvekkli tarafından ödenmesinin gerekip gerekmediğinin karara bağlanacağını, davalı şirketin malların teslimi için talep ettiği tutarın teminat olarak yatırılması karşılığı malların müvekkiline tedbiren teslim edilmesi yönündeki tedbir reddinin bu nedenle hatalı olduğunu çünkü malların teslim edilip edilmeyeceğinin iş bu davada karara bağlanmayacağını yani bu konuda çekişme bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 16.05.2023 tarihli istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kaldırılmasına ve belirlenecek tutarda ya da dava müddeabihinin tamamı kadar teminat karşılığı … nolu konteyner içindeki davacıya ait malların tedbiren davacıya teslimine karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, esas hakkındaki dava içinde ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının istinafına ilişkindir. İlk derce mahkemesince davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 16.05.2023 tarihli ara karar verilmiş; bu ara kararı karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389.maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir ” hükmünü; aynı Kanun’un 390/3 maddesi ise ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü içermektedir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de talep konusu eşyaların el koyma kararı uyarınca davalı Liman işletmesine teslim edildiği anlaşılmaktadır. Eşyaların davalı nezdinde beklediği sürede tahakkuk eden ardiye ücreti ve masrafların borçlusunun kim olduğunun tespitinin gerektiği, davadaki uyuşmazlığını bu noktaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin emsal kararları, 5607 sayılı Kaçakçılık İle Mücadele Kanunu’nun 11. maddesi ışığında, mal sahibinin rızası ve iradesi söz konusu olmaksızın kamu gücü ve otoritesi kullanılarak el konulan malların ardiye ücretinin el koyma günü ile el koymanın kaldırılmasına dair kararın ilgiliye tebliğ edildiği tarihe kadar geçecek sürede tahakkuk edecek ardiye ücretinden mal sahibinin değil, idarenin sorumlu olması gerektiği, taraflar arasında serbest iradeye dayalı bir sözleşme ilişkisi kurulmamış olduğu, kamu otoriteleri tarafından el konulan emtia üzerinden davalının herhangi bir tasarruf yetkisi de bulunmayacağı, 5607 sayılı yasa 11/6 maddesi ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre El konulan Eşya ve Alıkonulan Taşıtlara İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin 14/1. maddesi gereğince de el konulan eşyaların muhafazası nedeniyle el konulduğu andan itibaren yapılan masrafların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi gelirlerinden karşılanması gerektiği iddiasıyla eldeki dava açılmış olup, ihtiyati tedbire konu malların davacıya ait olduğu konusunda ihtilaf yoktur. Davada çözülecek uyuşmazlık, malların davalı antreposunda beklediği süreye ilişkin ücret ve masraflardan davacının sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Davalının da bu ücret ve masraftan kaynaklanan hapis hakkına dayanarak malları teslimden kaçındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve davada çözümü gereken uyuşmazlık dikkate alındığında ve davalının talep ettiği ücret ve masrafın depo edilmesi hâlinde dava sonunda davacı haklı çıkarsa alacağı teminat altına alınmış olacağı da dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz olmuştur. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 16.05.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin Dairemizce karara bağlanmasına ve neticede davacının ihtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3 maddeleri uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair istinafa konu 16.05.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasına, davacının ihtiyati tedbir talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca teminat karşılığında kabulü ile … nolu konteyner içindeki davacıya ait malların tedbiren davacıya teslimine, 2-HMK’nın 392/1. maddesi uyarınca 14.943,83 USD’nin karar tarihindeki TL karşılığı olan 403.353,40 TL nakit teminatın, iş bu ara kararının davcı vekiline tebliğinden itibaren bir haftalık süre içinde davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında veya aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunulduğunda, ilk derece mahkemesince iş bu kararın infazı için gerekli müzekkerelerin yazılmasına; müzekkere ile kararın gereğinin yerine getirilmemesi hâlinde, kararın icra müdürlüğünce infazına, 3-HMK’nın 393/1. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının bu kararın davacı vekiline tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmesi ve aynı süre içinde teminatın yatırılması gerektiği, aksi hâlde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına, kararın tebliğinin ihtar yerine geçmesine, 5-Tedbir talebi dava içinde olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 6-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden;a-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,c-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14.09.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.