Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1554 E. 2023/1504 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1554
KARAR NO: 2023/1504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2023
NUMARASI: 2023/410 E. – 2023/532 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Taraflar arasındaki zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği binanın eskimiş olması nedeniyle alt yapı yenilenmesi ile birlikte binada tadilat yapılmasının zorunlu hale geldiğini ve müvekkili şirkete ait defter ve belgelerin ofis katı olan 3. kattan aynı binada 4. kata taşındığını, müvekkili şirkete ait defter ve belgelerin bulunduğu kolilerin yerleştirilmesi sırasında müvekkili şirkete ait Ortaklar Pay Defterinin, dava dışı … Ltd. Şti.’ne ait Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri ile Ortaklar Pay Defterinin, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri ile Ortaklar Pay Defterinin eksik olduğunun fark edildiğini, iş bu defterlerin bulunamadığını, tüm aramalara rağmen defterlerin kayıp olduğunun müvekkili şirketçe 12/06/2023 tarihinde fark edildiğini, ofisteki tüm kamera kayıtlarının izlendiğini ancak herhangi bir bulguya rastlanmadığını, eksik defter ve belgelerin fark edilmeden yanlışlıkla atılmış olabileceğini ileri sürerek, ortaklar pay defterinin zayi olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesi talep ve dava edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, çekişmesiz yargıya konu ortaklar pay defterinin zayi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Dava çekişmesiz yargıya konu olmakla basit yargılama usulüne tabidir, basit yargılama usulüne tabi davalarda mümkün olması halinde HMK. 320/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilecektir, talep eden davacının ortaklar pay defterinin kayıp sürecine ilişkin olay anlatımı, istemin niteliği, delil celp edilmesinin dosyaya yenilik katmayacağı, duruşma açılmasının usul ekonomisine uygun olmayacağı anlaşılmakla dosya üzerinden işlem yapılmıştır.Davacı tarafından, açılan davada şirketin ortaklar pay defterini kaybettiği ileri sürülerek bu konuda zayi belgesi isteminde bulunulmuştur. Konuyu düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 82 maddesi gereğince tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin ziyaa uğraması halinde ziyaa uğraması tarihinden itibaren 15 gün içerisinde bunların ziyaa uğradığından dolayı zayi belgesi verilmesinin açabileceği düzenlenmiştir. Aynı yasal düzenlemede tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya bir hırsızlık sebebi ile ziyaa uğraması halinde bu konuda dava açılabileceği düzenlenmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde sadece ziyaanı istediği defterleri tadilat aşamasında diğer güncel olmayan, önemsiz belgelerle birlikte atılmış olabileceğini belirterek kaybettiğini, tüm aramalara rağmen bulamadığını ileri sürmüştür. Somut olayda davacı taraf zayi belgesi istediği pay defterinin kaybedilmiş olması iddiasında, iddianın yasanın aradığı zayi sebeplerine uymadığı, ortaklar pay defterinin TTK’nun 82/7 maddesinde sayılan yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet, hırsızlık sebebiyle ve davacının defter ve belgelerin korunması anlamında gereken özeni göstermesine rağmen zayi olduğunu ispat edemediği, davacı şirket çalışanlarının yeterli ilgiyi göstermemesi nedeni ile defterin kaybolduğunun açıkça belirtildiği, davacının pay defterinin kaybolmasında basiretli bir tacir gibi davranmayarak talep ettiği defterleri muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermediği ve buna göre basiretli davranmadığı (İzmir BAM 11. HD., 08/02/2023 tarih, 2023/213E., 2023/204K.; Ankara BAM 21. Hukuk Dairesi 22.02.2018 tarih 2018/296-161, 26.10.2017 tarih 2017/622-2017/713 sayılı kararları) anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe defterlere ilişkin tüm dikkat ve özenin gösterildiğini, ancak şirkette zorunlu olarak yapılması gereken tadilat işlemleri nedeniyle tüm ticari defterlerle birlikte dava konusu ilgili defterin de kolilere konularak üst kata çıkartıldığını, tadilat bittikten ve ihtiyaçlara göre açılan kolilerdeki defter ve evrakların arasında dava konusu defterin olmadığının anlaşılması üzerine süresi içerisinde derhal işbu davanın açıldığını, ilgili defterin kolilerden çıkmaması ve binanın hiçbir yerinde bulunamaması, kamera kayıtlarında herhangi bir bulguya rastlanmamış olması nedeniyle; çalışan beyanlarında yer alan taşınma sürecinde bazı eski dergi, kitap ve mesleki yayınların güncelliğini kaybetmiş olduğu için atıldığı yönündeki ifadelerinden dolayı zayi davasının konusu olan defterlerin de güncelliğini kaybeden kitap ve dergilerle birlikte fark etmeden atılmış olabileceği kanaatine ulaşıldığını, dava konusu defterin işçiler tarafından atılmış olabileceği gibi işbu defterin çalınmış yahut çalışanlar ya da müşteriler tarafından kötü niyetli şekilde zarar verilmiş olabileceği hususlarının da söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin iradesi ve kusuru dışında gerçekleşen ve zıyaı uğrayan defter nedeniyle zayi belgesi verilmesi gerekirken davanın reddedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tüzel kişinin yetkilileri veya yöneticileri tarafından taşınma esnasında defterlerin kaybolmasına sebebiyet verilmediğini, müvekkili şirket tarafından evrakların ayrı kategorilere göre klasörlenmiş, dosyalar halinde ayrılmış olduğunu, evrakların muhafazası için gerekli tüm önlemler alınmış, atılması gereken evraklarla ilgili personele bilgi verilmiş ve bu evraklar başka bir bölümde durduğu halde çalışanlarca sehven önemli evraklar da zayi edildiğini, müvekkili şirket tarafından gerekli tüm önlemler alınmış olmakla birlikte, yerel mahkeme kararında dayanılarak atıf yapılan alınabilecek başkaca bir önlem veya basiretli tacir davranışında dahi işbu defterin zıyaının önüne geçilemeyeceğinin ortada olduğunu, onlarca işçinin çalıştığı iş yerinde işveren tarafından işçilerin her hareketinin izlenmesi mümkün olmadığı gibi işçilerin her eyleminden işverenin sorumlu tutulmasının da mümkün dolmadığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15281 E. , 2017/813 K.sayılı ilamında mali müşavirin gözetiminde olan ticari defterlerin personelin ihmali ve kusuru neticesinde zayi olmasında tüzel kişi davacının sorumlu tutulmaması gerektiği ile birlikte bu durumun hırsızlık olmasa dahi, TTK 82/7.maddesinde sayılan yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, zıya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmemesi karşısında yerel mahkemece davacı tarafından defterlerin mali müşavire rıza ile verildiği, bu nedenle hırsızlık sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı ve bozmayı gerektirdiğine hükmedildiğini, mahkemece kamera kayıtları ile birlikte diğer delillerinin sunulması için süre dahi verilmeden dava açılışından 4 gün sonra 20.06.2023 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin basiretli tacir gibi davrandığı, muhafaza konusunda yeterli dikkat ve özeni gösterdiğine ilişkin kamera kayıtları, tanık beyanları vb.delillerin toplanmadığını, müvekkili şirketin halen faal bir şirket olup, zayi olan defteri yeniden çıkarma ihtiyacı zorunlu olduğundan defterin yeniden çıkarabilmeleri için zayi belgesine ihtiyaç duyduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesine dayalı zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, müvekkili şirketin ortaklar pay defterinin şirket ofisinde yapılan tadilat sırasında zayi olduğunu iddia etmiştir. TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.TTK’nın 87. maddesinde zayi belgesi verilebilmesi için aranan zayi halleri tahdidî olarak sayılmamıştır. Zayi olayının, tacirin engelleyemeyeceği bir olaydan ve tacire atfedilecek bir muhafaza kusuru olmaksızın gerçekleşmiş olması yeterlidir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafça zayi olduğu iddia edilen ortaklar pay defterinin şirketin ofisindeki tadilat sırasında kolilere konulan ve diğer kata taşınan defterlerin koliler açıldığında bulunamadığı, taşınma sırasında yanlışlıkla atılmış olabileceği, kamera kayıtlarının izlenmesine rağmen bir bulguya rastlanmadığı beyan edilmiştir. Davacı şirketin zayi ettiğini bildirdiği defter ve evrakların iş yerinde saklanıp, bulunması olağan defterler olduğunun açıkça belirtildiği, defterlerin tasdik bilgilerinin de Eyüp ….Noterliğinden celbinin talep edildiği nazara alındığında, dosya üzerinden, hiç bir inceleme ve araştırma yapılmadan davanın reddi isabetsiz olmuştur.İlk derece mahkemesince öncelikle, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, dava dilekçesine konu edilen belge ve ticari defterler yönünden eksik delillerin toplanması ve her bir belge yönünden zayi belgesi verilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirildikten sonra bir karar verilmelidir. İlk derece mahkemesince, talebin çekişmesiz yargı işi olup resen araştırma ilkesine tabi olduğu da dikkate alınarak, talebe konu belgelerin belirlenmesinden sonra gerekirse konusunda uzman bir mali müşavir bilirkişiden rapor alınarak zayi olduğu ileri sürülen belgelerin TTK’nın 82/7. maddesi kapsamında saklanması zorunlu olan belgelerden olup olmadığı belirlendikten sonra uyuşmazlıkla ilgili bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi yerinde değildir.Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemeseine gönderilmesi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.28.09.2023