Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1540 E. 2023/1426 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1540
KARAR NO: 2023/1426
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/11/2022
NUMARASI: 2022/518 E. – 2022/755 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 22.02.2009 tarihinde vefat eden …’nın terekesinin Sarıyer 1. Sulh Hukuk Hakimliğinin 13.01.2010 tarihli kararı gereğince TMK’nın 589/2, 592/4 ve 595/son maddeleri gereğince yönetici atanarak terekenin idare edildiğini, terekeye ait … binasının güvenlik hizmetinin Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd.Şti.’nin sağladığını, ancak bu şirketin terekenin tasfiyesi sürecinde imzalanan sözleşme nedeniyle çalıştırdığı işçilerin maaşlarını ödememesi nedeniyle, terekenin üst işveren olarak açılan davalar sonucu ücretleri ödediğini, terekenin yönetildiği İstanbul 2.Sulh Hukuk Mahkemesince tereke hesabından toplam 305.599,65 TL ödeme yapıldığını, bu miktarın tahsili için rücu davası açmak üzere çalışmalar yapıldığında şirketin 2018 yılında sicilden terkin edildiğinin öğrenildiğini ileri sürerek, ek tasfiye için şirketin ihyasına karar verilmesini istemiştir. Davanın açıldığı İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.02.2022 tarih ve 2022/60 Esas sayılı dosyasında, kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi ile dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir. Eldeki dava yönünden, söz konusu şirket yönünden çalışanlara maaş ödenmesi ile ilgili eksiklik olduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak ticaret sicil kayıtlarına yansıdığı; yargılaması devam eden söz konusu … Tereke sayılı dava kapsamında işlerin yürütülebilmesi için ve verilecek kararın infaz işlemlerinin yapılmasının TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirketin ihya edilerek yeniden ticaret siciline tescilinin zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır.Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden söz konusu son tasfiye memuru davalı …’ in tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak … tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı … Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından ” gerekçesiyle davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/55 Tereke sayılı dava dosyası yönünden ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyasına ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı Tasfiye Memuru … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece tensip tutanağı, dava dilekçesi, görevsizlik kararı ile 05.10.2022 tarihli duruşma tutanağının TK’nın 21/2.maddesine göre 03.11.2022 tarihinde tebliğ edilerek iki haftalık süre içerisinde cevap verilmesinin istenildiğini, bu nedenle müvekkilince 17.11.2022 tarihinde dosyaya cevap dilekçesi sunulduğunu, ancak mahkemece süre dolmadan 09.11.2022 tarihinde duruşma yapılarak davanın kabulüne karar verildiğini, bu eksikliğini HMK’nın 371.maddesi gereğince usul hatası niteliğinde olduğunu, mahkemece sürelere uyulmadan karar verildiğini, şirketin 20.03.2017 tarihinde tasfiye sürecine girerek usulüne uygun işlemler yerine getirilerek, 17.04.2018 tarihinde tasfiye edildiğini, gerekli ilanların yapıldığını, ihyayı gerektirir bir neden bulunmadığı gibi davacının iyi niyetli olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547.maddesine göre şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesi getirilmiş olup bu düzenleme ile ticaret sicilinden tasfiye sürecine girerek tasfiye sonunda sicilden terkin edilen şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması veya devam eden bir dava bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Öte yandan, şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan Ticaret Sicil Memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekli olup bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması gerekmektedir.Somut olayda da, davacı tarafça husumetin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve ihyası istenen şirkete yöneltildiği, mahkemece 05.10.2022 tarihli ara kararla husumetteki eksikliğin HMK’nın 124.maddesine göre giderilerek davalı tasfiye memuruna duruşma günü ve dava dilekçesinin tebliğine karar verildiği, anılan belgelerin 03.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve mahkemece HMK’nın 317.maddesinde belirlenen iki haftalık yasal süre beklenmeden 09.11.2022 tarihli oturumda karar verildiği anlaşılmıştır. Yargılamanın basit usule göre yapılması nedeniyle, HMK’nın 317. maddesinde belirlenen iki haftalık cevap verme süresine uyularak yargılama yapılmalıdır. Bu süre yasa tarafından belirlendiğinden asgari süre olup, belirlenen süreye uyulmadan karar verilmesi ile davalının savunma hakkı ihlal edilmiştir. Nitekim süresi içinde 17.11.2022 tarihinde verilen cevap dilekçesinin gerekçeli kararda değerlendirilmemesi de HMK’nın 297. maddesinin ihlali niteliğinde olduğundan, belirtilen usulü eksikliğin giderilerek karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle: 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tasfiye memuru tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.20.09.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.