Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1530 E. 2023/1410 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1530
KARAR NO: 2023/1410
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/01/2020
NUMARASI: 2019/842 E. – 2020/6 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki istirdat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaptığı işler karşılığı iki adet çeki ciro ve zilyetliğin devri ile dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’den aldığını, ancak çeklerin müvekkilinin zilyetliğinde iken bilgi ve rızası dışında kaybolduğunu, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/21 Esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını ve mahkemece ödeme yasağı kararı verildiğini, çeklerin davalı şirketçe ödemeden men kararından sonra bankaya ibraz edildiğini ileri sürerek, dava konusu edilen çeklerin davalıdan istirdadına, müvekkilinin yetkili hamil olduğunun tespitine ve çeklerin müvekkiline iadesine, ödeme yasağı kararının devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın, davacının bilgisi rızası dışında elinden çıkan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin davalıdan istirdatına ilişkin İstirdat davası olduğu, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Yasanın 20.maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi olarak eklenen madde hükmü gereğince TTK’nun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, istirdat davasının da alacak talebi içerdiği, madde düzenlemesine aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle” gerekçesiyle zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkil, yargılamaya konu çekleri ciro ve zilyetliğin devri yolu ile … San. Ve Tic. A.Ş.’den ticari alacağı karşılığı devir aldığını, çek tevdi bordosu ve ticari defterlerle çeklerin müvekkiline ait olduğunun sabit olduğunu, ancak alınan iki adet çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığını, zayi nedeniyle iptal davası açıldığını, çeklerin ibrazı üzerine mahkemece istirdat davası açılması için süre verildiğini, iktisap edenin kötüniyetli olması nedeniyle çeklerin istirdarı gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. Maddesi uyarınca çek istirdatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 114/1. maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış; 114/2. maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca, konusu bir miktar para alacağı olan talepler hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. Somut olayda ise uyuşmazlık TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdatı istemine ilişkin olup, konusu bir miktar para alacağı değildir. Dava devam ederken çekin bedelinin davalı tarafça tahsil edilmesi halinde davanın çek bedelinin istirdatına dönüşmesi halinde de durum değişmeyecektir. Zira çek bedelinin istirdatı istemi davadaki asli taleptir.O halde ilk derece mahkemesince, çek istirdatı talebinin TTK’nın 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı dikkate alınarak işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan gerekçelerle, ilk derece mahkemesince dava şartlarına aykırı karar verildiğinden, HMK’nin 353/1.a.4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.09.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir