Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1520 E. 2023/1396 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1520
KARAR NO: 2023/1396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30.03.2023 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2023/99 Dİ. – 2023/99 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; … Bankası … Arnavutköy Şubesi’ne ait, … San. Ve Tic. Ltd. Şti., … İnş. San. Ve Tic. Ltd Şti, olan 31/01/2023 keşide tarihli, Keşide yeri İstanbul, … seri numaralı, 200.000,00 TL bedelli, … Bankası … Arnavutköy Şubesi’ne ait, … San. Ve Tic. Ltd. Şti., Keşidecisi … San. Ve Tic. Ltd Şti, olan 31/01/2023 keşide tarihli, Keşide yeri İstanbul, … seri numaralı, 200.000,00 TL bedelli çek asıllarına istinaden 400.000,00 -TL alacaklı olduğunu, vadesinde borçlunun borcunu ödemediğini, borçlunun borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 06.02.2023 karar ile; “…İhtiyati haciz isteyenin, borçlu hakkındaki talebinin; takdiren %15 teminat mukabilinde KABULÜ ile; 400.000,00 -TL alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere İİK’nın 257.maddesi gereğince yukarıda yazılı alacak miktarı kadar borçlunun gerek elindeki gerek üçüncü kişilerdeki menkul ve gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının İHTİYATİ HACZİNE…” karar verilmiştir. Borçlu vekili, İİK’nın 265.maddesi uyarınca verdiği itiraz dilekçesinde özetle; imzanın müvekkiline ait olmadığını, icra takibinde imza itirazında bulunulduğunu, çekin yargılamayı gerektirir bir hâl aldığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ve hacizlerin fekkini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz kararına itirazı değerlendirdiği 30.03.2023 tarihli ek kararıyla; “…ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İtiraz ise İ.İ.K.’nın 265. Maddesinde düzenlenmiş olup; Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İhtiyati haciz kararı borç ikrarı niteliğinde olan vadesi geçmiş kambiyo senedine dayalı verilmiş olup, itiraz eden borçlunun itirazı çekteki imzaya itiraz mahiyetindedir. İmza itirazı İİK 265. maddesinde düzenlenen itiraz nedenlerinden değildir. Borçlu imzaya itirazını ancak borçlu tarafça açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebilecektir…” gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine, karar vermiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın gerekçelendirilmediğini, itirazlarının İİK’nın 265. maddede düzenlenen nedenlerden olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, iddia ve savunmaların dikkate alınması gerektiğini, İİK’nın 257. maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz şartlarının müvekkili bakımından oluşmadığını, bu sebeple ihtiyati haczin hukuka aykırı olduğunu, karar verilmesi için öncelikle borcun varlığının mevcut olması gerektiğini, müvekkilinin hiç bir borcunun bulunmadığını, taraflarınca İstanbul Anadolu 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2023/136 Esas sayılı dosyasında imzaya itiraz üzerine alınan bilirkişi raporunda imzanın şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığının bildirildiğini, bu sebeple ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını belirterek, itirazın reddine dair ek kararın kaldırılmasına ve itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265 vd. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine dair ek karar verilmiş; bu ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, talep konusu çeklerin … Bankası AŞ Arnavutköy Şubesindeki karşı taraf olan borçlu şirketin çek hesabından … San. Ve Tic. Ltd şirketi adına 31.01.2023 tarihinde keşide edilen 200.000,00 TL bedelli çekler olduğu, söz konusu çeklerin lehtar tarafından ciro edildiği, çekin bankaya ibrazı durumunda banka tarafından çek hakkında Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasındaki ödeme yasağı nedeniyle hiçbir işlem yapılmadığına dair şerh düşüldüğü, her iki çektede aynı şerhin yer aldığı, çek hamili şirket tarafından ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, borçlu şirketin imzaya itirazı üzerine İstanbul Anadolu 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2023/136 Esas sayılı dosyasında 14.04.2023 tarihli düzenlenen bilirkişi raporunda, keşideci imzalarının şirket yetkilisi eli ürünü olmadığına dair rapor düzenlendiği, söz konusu bilgi ve belgelerin fotokopilerinin dosyaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, itirazın reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme İİK’nın 257 ile 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir. Öte yandan, İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaate varılması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulmasıdır. Eldeki dosyada, çeklerin süresinde bankaya ibraz edildiği, muaccel bir alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat düzeyinde kanaat oluştuğu, ihtiyati haczin şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 265/1.maddesi hükmü uyarınca ise borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Somut olayda, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu şirket tarafından çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığı iddia ederek icra Hukuk Mahkemesi adına düzenlenen bilirkişi rapor örneğini dosyaya sunmuştur.Gerek Yasada ve gerekse Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 06.07.2006 tarihli, 2006/6982 Esas, 2016/8051 Karar, 31.03.2008 tarihli 2008/3612 Esas, 2008/4190 Karar sayılı ilamlarda belirtildiği üzere, tahrifat iddiaları ile itiraz eden tarafından ileri sürülen diğer iddiaların açılacak bir menfi tespit davasının konusu olabilecek nitelikte olduğu ve ihtiyati haciz bakımından somut olayda yaklaşık ispatın sağlandığı nazara alındığında, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi ve bu karara yapılan itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmuştur. Bu sebeple itiraz eden vekilinin istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verilen ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, itiraz eden/borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının borçludan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.20.09.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.