Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1461 E. 2023/1408 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1461
KARAR NO: 2023/1408
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/04/2023
NUMARASI: 2022/924 E. – 2023/363 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Şirket Pay Devri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı …’nun kurucu ortağı olduğu … San. Tic. Ltd. Şti’nin paylarının devri için 14.02.2014 tarihinde mutabakata varıldığını, 09.10.2013 tarihinde düzenlenen hisse devir protokolü gereğince 1.600.000 TL bedelle diğer ortağa ait olan payların satın alınması gerekirken, protokolde belirlenen 31.12.2013 tarihine kadar davacıdan kaynaklanan nedenlerle satın almanın gerekçeleşmediğini, bu nedenle aynı şartlarda davacının paylarının diğer ortakça satın alınması veya üçüncü kişilere satma hakkı verildiğini, diğer ortağın payları kendi adına gerçekleştirememesi nedeniyle davacının paylarının protokolle belirlenen esaslara göre davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, tarafların devir bedelinin belirlenmesine ilişkin protokolü rızaları ile düzenlediklerini, buna göre davacının pay bedelinin 1.600.000 TL olduğunu, noterde düzenlenen pay devir sözleşmesinde ise şirketin sermaye değerinin esas alındığını, diğer ortağın referansı ve şifahi kefaleti ile kalan miktarın ödeneceğine güven duyularak şirket paylarının devir edildiğini, devir bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının 14.02.2024 tarihinde şirket paylarını noterde düzenlenen limited şirket hisse devri sözleşmesiyle devrettiğini, TBK’nın 147/4.maddesi uyarınca iddia edilen alacağın beş yıllık zamanaşımına uğradığını, 2014 yılından bu yana hisse devrine ilişkin bedelin alınmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “..Davacının 14.02.2014 tarihli … yevmiye numaralı Üsküdar … Noterliğinde düzenlenen limited şirket hisse devri sözleşmesinde …Sanayi Ticaret Limited Şirketindeki hissesini tüm aktif ve pasifiyle davalıya devrettiği ve devir bedeli olan 650.000 TL’yi nakden ve tamamen aldığını beyan ettiği, ancak davacının davalıya devredilen % 50 şirket hissesinin bedelinin 1.600.000 TL olduğunu belirterek iş bu dava ve dayanağı takip dosyasında taraflar arasındaki hisse satış sözleşmesinden kaynaklanan bakiye 950.000 TL’nin tahsilini talep ettiği, davacının 2014 tarihli hisse devir sözleşmesine dayanarak talepte bulunduğu, 6098 Sayılı Borçlar Kanunun 147/4 maddesinde bir ortaklıkla, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki bir ortağın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar için açılan tüm davalar için ön görülen hisse devir tarihinden itibaren başlayan 5 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihinden önce dolduğu ve davalının da süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu….” gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili ile …’nun … San. Tic.Ltd. Şti’nin hissedarı olduğunu, 14.02.2014 tarihli protokolün ortaklar ile devir alan davalı arasında düzenlendiğini, 09.10.2013 tarihinde düzenlenen protokol gereğince 1.600.000 TL bedelle müvekkilinin, …’nun ait payları almaya taahhüt etmesine rağmen devir alamadığını, bunun üzerine müvekkilinin 14.02.2014 tarihli ve 09.10.2013 tarihli protokollerde payları satışa konu edilen şirketteki paylarını 1.600.000 TL bedelle davalıya sattığını, diğer ortağın, davalıya kefil olması nedeniyle resmi devirde şirketin kayıtlı sermayesi olan 1.300.000 TL’nin gösterilerek, bu bedel üzerinden Üsküdar … Noterliğiin 14.02.2014 tarih ve … yevmiye nolu pay devir sözleşmesinin yapıldığını, protokol gereğince payın gerçek değerinin 1.600.000 TL olduğunu, şirket ortağı olan …’nun sözlü kefaleti ve referansı ile davalının doktor kimliğine duyulan güven sonucu payın bedelinin tamamı olanmadan devredildiğini, kalan miktarın tüm taahhütlere rağmen ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını, payı devir alan davalının dava dışı şirketin ortağı olmayıp üçüncü kişi olduğunu;Davanın, davacının, dava dışı limited şirketteki payların davalıya devrine ilişkin satım bedelinin tamamının ödenmemesinden kaynaklandığını, yasada ortaklar arasındaki alacaktan söz edildiğini, bu hükmün uygulanması için taraflar arasında bir ortaklık sözleşmesinin bulunması, uyuşmazlığın ortaklık sözleşmesinden kaynaklanması gerektiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmadığı durumlarda bu hükmün uygulanmayacağını, dava tarihi itibariyle davalının, dava dışı şirketin ortağı olmadığı gibi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ortaklık sözleşmesinden de kaynaklanmaması nedeniyle 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, pay satımı sözleşmesinin, davalının şirket ortağı olmadan önce düzenlenen protokolde belirlenen 1.600.000, TL bedelle müvekkilinin payını satın aldığını, davalının daha önce 09.10.2013 tarihinde şirket ortakları arasında yapılan hisse devir sözleşmesinin tarafı olduğunu ve sözleşmenin sol tarafına “şirketteki …’in hissesini 1.600.000 TL bedelle satın aldığını” beyan ettiğini, bundan sonra noterde sözleşme düzenlendiğini, pay devri sözlemesinin satış sözleşmesi niteliğinde olması nedeniyle zamanaşımı süresinin on yıl olduğunu, satım sözleşmesinde şirketin taraf olmadığını, tarafın davacı ile şirket ortağı olmayan davalının olması nedeniyle beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen limited şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süreler içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile dava dışı …’nun eşit olarak paydaş oldukları dava dışı … San. Tic.Ltd. Şti’nin paylarının ilişkin olarak davacı ve diğer ortak … arasında 09.10.2013 tarihinde Protokol başlıklı adi yazılı sözleşme düzenlenmiştir. Bu protokolde, bir ortağın paylarının ne şekilde diğer ortak tarafından satın alınacağı ve hangi şartlarda dışarıdan bir kişiye pay satışı yapılacağı düzenlenmiştir. Sözleşmede 7. maddeden sonra el yazısı ile 8. madde yazılmış ve sözleşmenin altı her iki ortak ile tanıklarca imzalanmıştır. Bundan sonra sözlemenin sağ tarafında el yazısı ile “Madde 9.Hisse alım bedelleri olarak …’ 2.000.000 TL … 1.600.000 TL istemiştir. Bu durumda … hisse alacağını beyan ve taahhüt etmiştir. Ödeme vadesi 31.12.2013 tür. ” ibaresi yazılmıştır. Daha sonra davacı, diğer ortak ve davalı arasında 14.02.2014 tarihli Protokol düzenlenmiştir. Bu Protokole göre davacının, 09.10.2013 tarihinde düzenlenen protokolle 1.600.000 TL bedelle …’na ait % 50 payı devir alacağını taahhüt etmesine rağmen 31.12.2013 tarihine kadar kendisinden kaynaklı nedenlerle payı alamaması nedeniyle aynı şartlar geçerli olmak üzere …’nun payını satın alma ve üçüncü kişilere satma yetkisi verilmiştir. … kendi adına hisse satın alma işini gerçekleştirmeyip, davalı adına satış yapılmasını ikinci maddeyle muvafakat etmiştir. Sözleşmenin devam eden maddelerinde ise ücretin ne şekilde belirleneceği ve ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasında bu adi yazılı protokolden sonra 14.02.2014 tarihinde Üsküdar …Noterliğinin … yevmiye numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesi düzenlenmiş ve devir bedeli olan 650.000 TL’nin peşin alındığı belirtilmiştir. Davacı resmi şekilde düzenlenen bu sözleşmede kayıtlı sermaye bedelinin yazıldığını, taraflar arasında düzenlenen protokollerde şirketin pay devir bedelinin belirlendiğini, ödenen miktarın mahsubu sonrası kalan miktarın ödenmesi gerektiğini ileri sürerek takip başlatmış, itiraz üzerine eldeki itirazın davasını açmıştır. Pay devri sonrası şirket ortaklar kurulu kararı ile payı devir alan davalının şirket ortaklığına kabul edildiği, 28.02.2014 tarihinden sonraki ticaret sicil gazetelerine göre, davacının ortaklıktan ayrıldığı ve yerine payı devir alan davalının ortak olduğu, şirketin tasfiyesiz infisah nedeniyle kaydının kapalı olduğu anlaşılmıştır. Pay devir sözleşmesindeki alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı istinaf incelemesinin konusu olup, 6098 sayılı TBK’nın 147/4. maddesinde 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesine benzer bir düzenleme yapılmıştır. Bu yasal düzenlemelere göre, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki bir ortağın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacakların beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirlenmiştir. Yargıtay 11.HD’nin 31.05.2016 tarih ve 2015/12291 Esas, 07.12.2007 tarih 2006/8366 Esas sayılı kararlarında belirtildiği üzere şirket payı devir sözleşmesinin TBK’nın 147. maddesi gereğince 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sözleşme sonucu davalının ortak olması ve ortaklık ilişkisinin devir sözleşmesi ile belirlenmesi nedeniyle ortaklık sözleşmesi bulunduğu kabul edilmelidir. Benzer nitelikli Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 07.03.2021 tarih 2021/6059 Esas 2023/1396 Karar sayılı ilamında da bu hususlar belirtilmiştir. Devir alacağının muaccel olduğu 31.12.2013 tarihinde takibin başlatıldığı 01.06.2022 tarihine kadar zamanaşımını kesen veya durduran bir neden bulunmadığı, bu tarihler arasında zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, davacının bu yöne ilişkin istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.09.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.