Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1450 E. 2023/1236 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1450
KARAR NO: 2023/1236
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10.05.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/290 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı borçlunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ve borçlu aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve borçlunun mal kaçırma ihtimali bulunduğundan telafisi güç zararların doğmaması ve davacının alacaklarının tahsilinin imkansız hale gelmemesi amacıyla davalı yanın menkul ve gayrimenkullerinin ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebinin değerlendirdiği 10.05.2023 tarihli ara kararında; “… dosyada bulunan bilgi ve belgeler doğrultusunda, davacının alacağının varlığına ilişkin iddialarının yargılamayı gerektirdiği, muaccel bir para alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği görülmektedir. Ayrıca borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmadığına veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlandığına yahut kaçmaya ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığından bu yönde kanaatte oluşmamıştır. İİK 257 ve devamı maddeleri koşulları sağlanmadığı sonuç ve kanaatine varılarak….” İhtiyati haciz istemin, İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz koşulları oluşmadığından reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında yapılan protokolün açık içeriği, sözleşme ve protokolde belirtilen miktarlara ilişkin yapılan ödeme dekontları ile davalı tarafa gönderilen ihtarname ve davalı tarafça cevap verilmemesinin taraflar arasında bir alacak verecek ilişkisinin olduğunu açıkça gösterdiğini, davalının yalnızca müvekkilini değil müvekkili gibi İran ülkesinde ikamet eden veya merkezi İran ülkesinde kurulmuş olan birçok hakiki ve hükmü şahıs ile bu şekilde protokoller düzenlenerek yüklü miktarda para tahsil edildiğini, hiçbirinin geri iade edilmediğini, birden fazla şahsın müvekkili gibi mağdur edildiği, icra takibini başlatan ilk müvekkili şirket olduğunu, dava sonuçlanana kadar alacak kalemlerinin tahsili amacıyla ihtiyati haciz talep etme hakkının bulunduğunu, hakkın hukuken korunması gerektiğini, müvekkili şirketin gönderdiği bedellerin iade edilmemesi nedeniyle zararın söz konusu olduğunu, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istediklerini belirterek kararın kaldırılarak kabul kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, itirazın iptaline dair esas hakkındaki dava içinde ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararının istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davalı ve dava dışı Hüseyin Başkaya hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 178.505,00 asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere 180.379,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip borçlularının herhangi bir borçlarının bulunmadığını belirterek takibe itirazda bulundukları anlaşılmıştır. Davacı delil olarak, 28.07.2022 tarihli düzenlenen fatura örneğini, davalı borçlu şirket imzası ile tek taraflı şekilde düzenlenmiş çinko protokolü adı altındaki 01.08.2022 tarihli protokol örneğini, dekont örneklerini, EFT örneklerini ve ihtarname örneğini dosyaya ibraz etmiştir. Delil olarak ibraz edilen bir kısım belgelerin Farsça yazılı olduğu, yazıların okunaklı olmadığı, ayrıca her iki tarafın yer aldığı ortak düzenlenen belgenin veya protokolün dosyaya ibraz edilen belgeler arasında yer almadığı anlaşılmıştır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Davacı tarafça ,müvekkili şirket alacağına dair başlatılan icra takibine haksız itirazda bulunulduğu, davalı taraftan alacaklı oldukları iddia edilerek, ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Yukarıda ifade edildiği üzere dava alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davanın niteliği ve dosyaya delil olarak ibraz eden bilgi ve belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde İİK’nın 258. maddesinde aranan ihtiyati haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delillerin varlığının kabulü mümkün görülmemektedir. Bu nedenle ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği aşamada dosyanın mevcut hâli ile ihtiyati haciz talebinin reddi kararında isabetsizlik görülmemiştir. Kaldı ki yargılama sürecinde değişen delil durumuna göre talep halinde mahkemece her zaman ihtiyati haciz kararı verilmesi de mümkündür. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353 1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.13.07.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.