Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1407 E. 2023/1360 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1407
KARAR NO: 2023/1360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18.07.2022
NUMARASI: 2022/419 Esas – 2022/604 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle şirketin ihyasına dair verilen karara karşı, davacı vekilince ve katılma yoluyla ticaret sicil müdürlüğü tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sigortalılarından …’un tutulduğu meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremez duruma girdiğini, meslek hastalığının meydana gelmesinde sigortalının 2008 yılından önce tersane iş yerlerinde çalışması sonucu iş sağlığı ve güvenliği konusunda önlemlerin alınmamasının etkili olduğunu ve sigortalısının ihyası talep edilen şirket nezdinde çalışmaları sebebiyle yakalandığı meslek hastalığı sonucunda kurum alacağının meydana geldiğini ve müvekkilinin rücu alacağı için İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi’nin 2016 / 461 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, ancak yargılama esnasında ihyası talep edilen şirketin resen terkin edildiğini ve bu nedenlerle, … İnşaat Turizm Ve Gıda Maddeleri Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Odası vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını ve müvekkilinin yapmış olduğu terkin işleminin kanun ve yönetmeliklere uygun bir şekilde tesis edildiğini, ihyası istenen şirketin sermayesinin yasal tutarın altında olduğunun belirlendiğini ve re’sen terkin kapsamına alındığını, bu kapsamda tebligat ve ilan işlemlerinin yerine getirildiğini ve şirketin 07/07/2017 tarihinde re’sen terkin edildiğini, gerekli ihtarların yapılmasına rağmen ihyası istenen şirketin müvekkiline başvurmadığını ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2016/461 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine isnat edilebilecek bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını bu nedenlerle, müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İhyası istenen şirketin sicil kayıtları celp edilmiş, yapılan incelemede; şirketin 6102 sayılı TTK nun geçici 7.maddesine göre 07/07/2014 tarihinde resen terkin edildiği ve bu terkin işleminin tescil edildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 18.İş Mahkemesinin 2016/461 Esas sayılı dosya örneği celp edilmiş; davacı tarafından, davalı tarafların içlerinde ihyası istenen şirketinde olduğu alacağa ilişkin dava olduğu, dosyanın halen derdest bulunduğu, taraf teşkili sağlanamadığı için ihya davası açmak üzere davacıya süre verildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre, ihyası istenen davalı şirket yönünden bu davada pasif husumeti olmayacağı, zaten sicilden terkin edilmiş olduğu için tüzel kişiliği de olmadığı ve taraf ehliyetininde olamayacağı…” gerekçesiyle, davalı … LİMİTED ŞİRKETİ yönünden davanın taraf ehliyeti yokluğundan HMK 114 ve 115. Maddelerine göre usulden reddine, davanın, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil sırasında kayıtlı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin TTK 547.madesi uyarınca İstanbul Anadolu 18.İş Mahkemesinin 2016/461 Esas sayılı dosyası yönünden geçerli olmak üzere ihyasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince ve katılma yoluyla ticaret sicil müdürlüğü tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Öncelikle ihya edilen şirkete tasfiye memuru atanmamış olmasının kaldırma sebebi olduğunu, şirketi temsile yetkili bir kişi olmadığı durumda şirketin sadece ihyasının sonuç doğurmayacağını, Öte yandan lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemiş olmasının da kaldırma nedeni olduğunu, dava açılmasına müvekkili kurumun sebebiyet vermediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, tasfiye memuru atanmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Şirketin ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi hususunda takdir mahkemeye ait olmakla birlikte dava konusu şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğini, gerek davaya cevap dilekçesinde yer alan açıklama ve içtihatlar kapsamında gerekse de huzurdaki davanın dayanağını teşkil eden İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi nezdindeki davanın, resen terkin tarihinden sonra ikame edilmesi karşısında müvekkili müdürlüğün kanunen yerine getirmek zorunda olduğu ve nitekim mevzuatta öngörülen tüm yükümlülükleri de yerine getirerek, dava konusu şirketi ticaret sicilinden terkin etmesi sonucunda yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, yasal hasım konumunda olduğunu, bu itibarla davacı tarafın, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bakımından istinaf gerekçesinin hukuka ve kanuna aykırı olup reddine karar verilmesi gerektiğini, konuyla ilgili bir çok Yargıtay kararı bulunduğunu, Ancak ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmamasının doğru olmadığını, işlemler için tasfiye memuru atanması gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve dava konusu şirkete tasfiye memuru atanmasına, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince istinaf, davalı Ticaret Sicil Memurluğu vekilince, yasal süresi içinde katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, müvekkil kurumun … Turizm ve Gıda Maddeleri Limited Şirketi aleyhine İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi 2016/464 Esas sayılı dosya rücuen tazminat davası açtığını, ancak adı geçen şirketin sicilden terkin edildiğinin öğrenildiğini, bu nedenle taraflarına ihya davası açmak üzere süre verildiğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalı şirket yönünden davanın taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilirken, diğer davalı yönünden kabulü ile ihya kararı verilmiştir. Davacı ve katılma yoluyla davalı Ticaret Sicil Memurluğu vekilince şirketin ihyası ile birlikte tasfiye memuru atanmamasının hatalı olduğu ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile birlikte tasfiye memuru atanmaması da isabetlidir. Çünkü şirket, tasfiyesiz terkin edilmiştir. Şirket, varsa terkin öncesi organlarıyla temsil edilecektir. Yöneticilerin süresi dolmuşsa, şirket kendi organlarını seçebileceği gibi, bunun gerçekleşmemesi hâlinde, şirket aleyhine açılan dava içinde bir temsil kayyımı atanması suretiyle yargılamaya devam edilebilecektir. Şirketin veya bir mal varlığının tasfiyesi söz konusu olmadığından, tasfiye memuru atanması söz konusu değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı isabetli olup davacı ve davalı vekilinin bu konudaki aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacı vekilince lehlerine vekalet ücretine karar verilmemesi nedeniyle karar istinaf edilmiştir. Resen terkin işleminin TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca yapıldığı, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda bulunduğu, davalının terkin işlemlerini usulüne ve mevzuata uygun yapmadığına dair bir iddianın ileri sürülmediği gözetildiğinde, kanuni görevini yapan davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması doğru olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca; davacı vekilinin istinaf, davalı Ticaret Sicil Memurluğu vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Her iki tarafça yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 89,95 TL’şer harcın davacıdan ve davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14.09.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.