Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/140 E. 2023/566 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/140
KARAR NO: 2023/566
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2022
NUMARASI: 2021/823 E. – 2022/692 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Taraflar arasındaki zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yevmiye defteri ve şirkete ait evrakların saklandığı arşiv deposunun bulunduğu bölgede 30/11/2021 tarihinde lodos kaynaklı kuvvetli fırtına ve sağanak yağış meydana geldiğini, bunun sonucunda deponun bulunduğu tek katlı binanın çatısının yaklaşık 60 m2’lik kısmında, duvarlarında çökme ve hasar meydana geldiğini, şirkete ait ticari defter ve evrakların ıslanarak kullanılamaz hale geldiğini ve zayii olduğunu, olay tarihinde iş için şehir dışında olan müvekkili şirket yetkililerinin olaydan 13/12/2021 tarihinde depoya geldiklerinde haberdar olduklarını, durumun öğrenilmesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Arnavutköy İtfaiye Grup Amirliği’ne müracaat edildiğini, depoyu su basmasının 30/11/2021 gecesinde gerçekleştiğini ve itfaiyenin ertesi gün hasar tespiti için depoya intikal ettiğini, müvekkili şirketin de deposunun bulunduğu bölgede 160’dan fazla benzer olay meydana geldiğini, Arnavutköy İtfaiye Grup Amirliğince düzenlenen 13/12/2021 tarihli itfaiye olay raporu verildiğini, bu doğrultuda müvekkili şirketçe 18/12/2021 tarihinde posta gazetesine şirket evraklarının zayi olduğuna dair ilan verildiğini, itfaiye raporundan da anlaşılacağı üzere fırtına nedeniyle arşiv bölümünün çatısı açılmış, uçmuş ve sonrasında sağanak yağış sonucu arşivde bulunan müvekkili şirketin 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait onaylı yevmiye defterleri, defter-i kebir, envanter defterleri, 01/01/2010-/ 28/11/2021 tarihleri arasındaki gider faturaları, ürün emtia alım faturaları, gider belgeleri, önceki dönemlere ait personel, SGK işe giriş ve işten çıkış bildirgeleri, ücret bordoları, özlük dosyaları, 01/01/2010 / 31/10/2021 tarihleri arasındaki mali bütün belgelerin zayi olduğunu, TTK 82/7 maddesi uyarınca ilgili bütün belgelerin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava, zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. Davacı yan; 30/11/2021 tarihinde meydana gelen lodos kaynaklı kuvvetli yağış sonrası davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin zayii olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.TTK’nun 82. maddesine göre, her tacir; ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini, alınan ticari mektupları, gönderilen ticari mektupların suretlerini, 64. maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür. TTK’nun 82/7 maddesine göre de; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. TTK’nın 82. maddesinde neler için zayi belgesi verilmesi istenebileceği tahdidi olarak gösterilmemiş, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerden söz edilmiştir (Y11HD., 08.12.2014 tarih, 2014/12543-19170 E. K.). Zayi belgesi verilmesi davaları sonuçları itibariyle sadece davacı taraf yönünden değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerindendir. Mahkemece bu tür davalarda yapılacak incelemeler, sadece davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalı, zayi belgesi verilmesi istenilen belgelerin, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerden olup olmadığı, TTK’nın 68. maddesinde yazılı afet kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği gözetilerek tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni gösterip göstermediği, tasdike tabi defterlerin tasdik edilip edilmediği, davacıya ait defterler hakkında soruşturma bulunup bulunmadığı ve iddia edilen olayın meydana geldiği yerin tacirin faaliyette bulunduğu yerlerden olup olmadığı hususlarının araştırılarak, ticaret sicil kayıtları getirtilmek suretiyle olayın şüpheden uzak bir şekilde meydana gelip gelmediğinin tespiti gerekir (YHGK. 16.03.2016 tarih, 2014/827 Esas, 2016/311 Karar). Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … tarafından tanzim edilen 06/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin, ticari ikametgahında 30.11.2021 tarihinde meydana gelen lodos fırtınası nedeniyle 1.kat çatının yaklaşık 60 m2‘lık kısmının ve işbu kata ilişkin duvarların fırtına nedeniyle hasarlandığı, davacı yana göre şehir dışında olan şirket Yetkililerinin 13.12.2021 tarihinde depoya geldiklerinde durumdan haberdar olduklarını ileri sürdükleri, durumun öğrenilmesi üzerine aynı gün İstanbul Büyükşehir Belediye İtfaiye Daire Başkanlığı Arnavutköy Grup Amirliğine müracaat edildiği, olayın 30.11.2021 gecesi gerçekleştiği ve itfaiyenin de ertesi gün hasar tespiti için depoya intikal ettiğinin ileri sürüldüğü ancak Arnavutköy İtfaiye Grup Amirliği tarafından düzenlenen 13.12.2021 tarihli “İtfaiye Olay Raporu” daki tarihlerin çelişkili olduğu, ihbarın 01.12.2021 tarihinde yapıldığı, aynı gün içinde olay yerine 3 personel ve 1 araçla intikal edildiğinin rapor edildiği, yine davacı yan tarafından zayi belgesi verilmesi talebine dayanak olarak dosyaya sunulan Arnavutköy İtfaiye Grup Amirliği tarafından düzenlenen 13.12.2021 tarihli itfaiye olay raporunda, fırtınanın 29/30.11.2021 tarihinde olduğu ve fırtına nedeniyle çatının 60 m2’lık kısmının ve çatı duvarlarının hasar gördüğü, bir kısım evraklarında hasarlandığı yönünde rapor edildiği, ilgili raporda hasarlanan ve zayi olan evrakların fırtına sonrası yağan yağmur ile ıslanma suretiyle hasarlandığına dair de her hangi bir tespite yer verilmediği, davacı tarafından, zayi talebinde bulunduğu Ticari defter, kayıt ve belgelerine ilişkin olarak her hangi bir delil tespitinin yapıldığına ilişkin somut bir başka belgede (Mahkeme kararı ile bilirkişi marifesiyle tespit yapılmadığı..) dosyaya sunulu olmadığı, dosyaya sunulan ilgili depoda olduğu belirtilen evrakların görüntülerinden, dava dilekçesindeki beyanlar ile rapordaki tarihlerin uyumsuzluğu, söz konusu evrakların ıslanma suretiyle zayi olduğuna ilişkin İtfaiye raporunda da her hangi bir tespite yer verilememiş olmasıda birlikte değerlendirildiğinde, talebe konu defter ve belgelerin TTK’nun 82/7 maddesi kapsamında, bir doğal afet sonucu zayi olduklarına dair kanaat elde edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; itfaiye raporunda açıkça çatıların yıkılmasına sebebiyet verecek derecede bir fırtınadan söz edildiğini, bu fırtınayla birlikte yoğun bir yağış da yaşandığını, fotoğraflardan da defterlerin, kolilerin ve evrakların ıslanmış olduklarının net bir şekilde anlaşıldığını, itfaiye raporlarında yıkıldığı belirtilen yerin müvekkilin ticari defter ve kayıtlarını sakladığı alan olduğunu, net bir şekilde raporda yer verilen bu bilgiye rağmen aksi yönde karar oluşturulmasının yerinde olmadığını, itfaiye raporunda yağan yağmurla ıslanmanın gerçekleştiğine dair açıklamanın yer almamasının defter ve evrakların ıslanarak zayi olmadığı anlamını taşımadığını, kaldı ki, bunun müvekkili şirketin sorumluluğunda olmayıp, raporu tutan alanında uzman görevlilerin sorunu olduğunu, olayın gerçekleştiği tarih ile raporun tutulduğu tarihlerin örtüşmemesinin de müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığını, gerçekleşen bir olay karşısında dava konusu edilen defter ve kayıtların zayi olduğunu, buna ilişkin müvekkilinin gazeteye ilan vererek ve itfaiyeye haber vererek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, müvekkilinin zayi belgesi alması için başka bir sebebi bulunmadığını, müzekkere cevaplarından tüm ticari defter ve kayıtları usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin tam olduğu, herhangi bir vergi borcu ve cezasının da bulunmadığının anlaşıldığını, tanık dinletme taleplerinin de kabul görmediğini, bunun da usule aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili; davacıya ait deponun 30.11.2021 tarihinde lodos fırtınası sırasında çatısının ve duvarlarının çökmesi sonucunda şirkete ait ticari defter ve belgelerin ıslanarak kullanılamaz hale geldiğini, bu durumdan şirket yetkililerinin 13.12.2021 tarihinde depoya geldikleri sırada haberdar olduklarını, aynı gün itfaiyeye haber verdiklerini, olayın 30.11.2021 tarihinde gerçekleştiğini ve itfaiyenin de ertesi gün hasar tespiti için depoya intikal ettiğinin anlaşıldığını, o gece benzer şekilde 160’dan fazla olay olduğunun şirket yetkililerine belirtildiğini ve Arnavutköy İtfaiye Grup Amirliğince 13.12.2021 tarihli olay raporunun verildiğini belirterek, zayi belgesi verilmesini talep etmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 82/7 maddesi uyarınca “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” Zayi belgesi istemli dava açmak için yasal on beş günlük hak düşürücü süre belirlenmiş olup, bu süre zayi olayının öğrenilmesiyle başlar. Somut olayda, lodos fırtınası ve yağmur olayının 30.11.2021 tarihinde gerçekleştiği, davacı yetkililerinin depoya geldikleri 13.12.2021 tarihinde olayı öğrendiklerinin ve o gün itfaiyeye haber verdiklerinin ileri sürüldüğü, 13.12.2021 tarihli İtfaiye Olay Raporunda ise ihbar tarihinin 01.12.2021 olduğunun belirtildiği, ancak bu ihbarın davacı şirket yetkililerince mi yapıldığının anlaşılamadığı, bu konuda mahkemece herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı görülmektedir. Zayi belgesi verilmesi talebi, çekişmesiz yargı işi olup HMK’nın 385/2. maddesi uyarınca resen araştırma ilkesine tabidir. Mahkemenin resen araştırma yapması gerektiği hususu TTK’nın 82/7 maddesinde de açıkça belirtilmiştir. Bu kapsamda davacı vekilinin delil olarak dayanmış olduğu itfaiye raporunun düzenlendiği İtfaiye Daire Başkanlığına olaya ilişkin rapordan 01.12.2021 tarihinde yapıldığı anlaşılan ihbarın kim ya da kimler tarafından yapıldığının ilgili birimden ve davacıdan sorulması, buna göre az yukarıda bahsi geçen on beş günlük hak düşürücü süre içinde davanın açılıp açılmadığının belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken, hak düşürücü süre konusunda herhangi bir inceleme yapılmadan ve bu hususlar aydınlatılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde hak düşürücü süre konusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılıp davanın süresi içinde açıldığının tespiti halinde ise 13.12.2021 tarihli İtfaiye Olay Raporunda davacı şirkete ait çeşitli evrakların zarar gördüğünün tespit edilmiş olduğu dikkate alınarak zayi belgesi verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 31.03.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.