Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1391 E. 2023/1511 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1391
KARAR NO: 2023/1511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14.03.2023
NUMARASI: 2022/260 Esas – 2023/211 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ilk derece mahkemesince istinaf başvurusunun süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verildiği, bu ret kararına karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemize gönderildiği anlaşılan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı taraf arasında uzun süredir ticari ilişkinin devam ettiğini, bunun sonucunda davacı ile davalı arasında cari hesabın oluştuğunu, davalı tarafın davacıya borcunun bulunduğunu, davalının borca itiraz etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, 07.07.2021 tarihli, 14.030,94 TL tutarlı cari hesaba ilişkin faturanın düzenlenerek kendisine gönderildiğini, haksız ve hukuksuz mesnetsiz yapılan itirazın iptaline, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından yapılan takibin devamına, karşı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, idari para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; davalı müvekkil şirketin açık adresinin Beykoz- İSTANBUL olması nedeniyle yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazı doğrultusunda dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, dava dilekçesinde davalının cari hesap borcunun olduğunun belirtildiği ancak her hangi bir detay bilginin verilmediği, somut dava dilekçesinde talebe esas olacak hiçbir vaka anlatımı bulunmadığından davanın usulden reddini, davacının somutlaştırma yükünü yerine getirmemesi halinde vakıanın belirsizliği, davacının talebinin esastan reddini, müvekkil şirketin davacıya her hangi bir borcunun bulunmadığını, aldığı ürünlerin ücretinin davacıya ödendiği, müvekkil şirketin almadığı danışmanlık hizmetinin fatura edilerek alacak yaratılmaya çalışıldığını, sonuçta davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi kötü niyetli davacının İİK m. 68/son uyarınca iddia ettiği alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasında süregelen ticari ilişkinin mevcut olduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı ve davalının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 14.030,94 TL alacaklı olduğu, davalının defter ve kayıtlarına göre 14.030,94 TL borçlu olduğu, bu itibarla HMK 222. Maddesi dikkate alınarak davacının davalıdan 14.030,94 TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, aksini yazılı delil veya kesin delil ile ispat edebileceği, davalının ise herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmediği, tarafların ticari defterleri arasında borç farkının bulunmadığı, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği, her ne kadar icra takibinde davacının işlemiş faiz talebi olsa da, işlemiş faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği, davacı tarafından davalıya ihtarname gönderilmediği, o halde davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/1037Esas 2019/2322 Karar, 2017/3150 Esas 2019/647 Karar sayılı ilamlarının da bu doğrultu da olduğu…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş ise de ilk derece mahkemesince 18.05.2023 tarihli istinaf başvurusu değerlendirme kararıyla; “…Mahkememizin 2022/260 Esas, 2023/211 karar sayılı ilamının, davacı vekiline 12/04/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekiline 12/04/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin mahkememiz kararını 17/05/2023 tarihinde istinaf ettiği anlaşılmakla dosya ve ekleri incelendi. Mahkememiz kararının davalı vekiline 12/04/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesini 17/05/2023 tarihinde Uyaptan gönderdiği, harçları yatırdığı anlaşılmıştır. HMK.nun 345/1 maddesinde; ” İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir. Davalı tarafın, mahkeme kararını 12/04/2023 tarihinde tebliğ aldığı, istinaf başvuru dilekçesinin 17/05/2023 tarihinde sunulduğu ve istinaf başvurma süresinin 27/04/2023 tarihinde dolduğu…” gerekçesiyle, istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar vermiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nın 346/2. maddesi “Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” şeklinde olduğunu, Müvekkili şirketin İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/260 E. 2023/211 K. sayılı kararından kendisine icra emrinin tebliğ edildiği 11/05/2023 tarihinde haberdar olduğunu, akabinde 17/05/2023 tarihinde gerekli harç ve masrafı da yatırmak suretiyle istinaf kanun yoluna başvurduğunu, dolayısıyla yapılan istinaf başvurusunun süresinde olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına ve esasa dair istinaf sebepleri doğrultusunda inceleme yapılarak esas hükmün kaldırılmasına, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derce mahkemesince 18.05.2023 tarihli ek karar ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde yapılmamış olduğu gerekçesiyle HMK’nın 346. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş; iş bu ek karara karşı davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesinin istinafa konu ilamı, davalı vekiline 12.04.2023 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, HMK’nın 345. maddesindeki iki haftalık istinaf süresi 27.04.2023’de sona ermiştir. İstinaf başvuru dilekçesi ise 17.05.2023 tarihinde, yani yasal iki haftalık istinaf başvuru süresi geçtikten sonra verilmiştir.HMK’nın 346. maddesi gereğince, istinaf dilekçesinin yasal süresi içinde verilmediğinin tespiti ile derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi isabetli olup, aksi yöndeki davalı vekili istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf süresi geçirildikten sonra istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmakla, ilk derce mahkemesinin ek kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve maddesi uyarınca reddine dair aşa ğıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın HMK 353/1.b.1 maddeleri uyarınca, davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28.09.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.