Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1321 E. 2023/1216 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1321
KARAR NO: 2023/1216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03.04.2023 tarihli ara karar
NUMARASI: 2023/124 Esas
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili banka ile borçlu … Sat. Dağ. Tic. A.Ş arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olup davalıların murisi … ve diğer borçlular usul ve yasaya uygun olarak söz konusu sözleşme ve akdedilecek diğer sözleşmeler çerçevesinde asıl borçlunun bankaya karşı sorumlu olacağı borçlardan ve fer’ilerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, davalının kredi risklerinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, bunun üzeri Beyoğlu … Noterliği’nin 06.10.2015 tarih … yevmiye no’lu ihtarname tebliğ edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediğini, borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas kayıtlı dosyası takip başlatıldığını, takip başlatıldığı sırada borçlu …’in vefat ettiğinin müvekkili banka tarafından bilinmediğini, mirasçılar tarafından da bu hususun ile ilgili müvekkili bankaya hiçbir bildirimde bulunulmadığını, davalının vefatının öğrenilmesinin ardından Beyoğlu … Noterliği’nin 12.01.2022 tarih … yevmiye sayılı mirasçılık belgesi dosyaya ibraz edilerek mirasçılara ödeme emri çıkarılması talep edildiğini, mirasçılar tarafından takibe itiraz edildiğini, mirasçıların mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini belirterek İhtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalıların muris imzasını reddettiği, mirasın hükmen reddi için dava açtıkları, bu kapsamda alacağın varlık ve miktarı yargılamayı gerektirdiği, İİK 257 ve 258.maddeleri gereğince ihtiyati haciz talebinde bulunanın talep dilekçesindeki iddiaları ve alacağının varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi ve şu aşamada yaklaşık ispat koşulunun oluşmaması nedeniyle…” ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararının verilmesi için; ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafın kendisinin haklılığını ispat etmek zorunda olduğunu, ispat ölçüsünün ise ”yaklaşık ispat” kuralına göre belirleneceğini, davalılar tarafından icra memur muamelesine şikayet için İstanbul 22.İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2022/79 Esas no 2023/72 karar nolu dosyasının gerekçeli kararında;” icra dosyasının incelenmesinde …’e çıkartılan tebligatın muhattabın vefat ettiği tebliğ imkansızlığı nedeniyle merciiye iade kaydıyla bila iade edildiğinin anlaşıldığı yine icra müdürlüğüne takibin kesinleşip kesinleşmediği yönünden yazılan müzekkereye yanıtta … yönünden takibin kesinleştirilmediğinin bildirildiği anlaşıldığı, diğer davacılar yönünden yapılan incelemede takibin ilamsız icra takibi olduğu, kambiyo senetlerine mahsus takiplerde icra mahkemesine şikayette bulunulabileceği, ilamsız icra takiplerinde ödeme emrinde de belirtildiği üzere itirazın icra dairesine yapılması gerektiği, Yargıtay 12. H.D2016/30095 Esas, 2018/3125 Karar sayılı kararında da görüldüğüüzere ”..Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK’nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Bu durumda, borçluların itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olmaları fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz…” şeklinde belirtildiği dikkate alınarak açıklanan nedenler ve Yargıtay kararı gereği davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçeli kararda belirtilen hususlar dikkate alındığında yaklaşık ispat kuralını karşılar nitelikte olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde hüküm tesisinin hatalı olduğunu, farkın kaynağı faiz, bsmv ve ihtiyati haciz masrafından kaynaklı olup bu konularda da yine dava dilekçesinde belirttikleri üzere 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 8/1. Maddesinde açıkça ‘’ Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.’’ ve 9.maddesinde açıkça ‘’ Ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümleri uygulanır.’’ denildiğini, bu nedenle müvekkili banka tarafından davaya konu sözleşmelerde düzenlenen ve davalı-borçlulara gönderilen kat ihtarında da açıklanan oranlardaki temerrüt faizi hukuka uygun olduğunu, Mahkeme tarafından verilen ara kararda bu hususlara ilişkin değerlendirme yapılmaksızın ve gerekçesinin bulunmaması sebebi ile mahkeme kararının bu yönüyle ortadan kaldırılması gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararının kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, dava dışı şirkete kullandırılan kredinin tahsili için müteselsil kefilin mirasçılarının takibe vaki itirazlarının iptali davası içinde istenen ihtiyati haciz talebinin reddi ara kararının istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davalılar murisinin kredi sözleşmesine müteselsil kefil olduğunu, bu nedenle davalıların da ödenmeyen kredi borcundan muris sıfatıyla sorumlu olduklarını ileri sürerek davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın yerinde olup olmadığı, somut olayda ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Somut olayda davalılar tarafından murisin kefalet sözleşmesindeki imzasına itiraz edildiği gibi murisin mirasının hükmen reddi yönünde İstanbul 30. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/72 Esas sayılı dosyasında dava açılmış olduğu ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. İlk derce mahkemesince de ihtiyati haciz talebinin reddi kararında iş bu mirasın hükmen reddi davası gerekçe gösterilerek, davalıların borçtan sorumlu olup olmayacakları ve miktarının iş bu dava sonucunda belli olabileceği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalılar tarafından açılmış olan ve derdest olan mirasın hükmen reddi davası da dikkate alındığında, İlk derce mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı ara karar tarihi itibariyle kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Buna göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan incelemede, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12.07.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.