Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1314 E. 2023/1210 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1314
KARAR NO: 2023/1210
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06.04.2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2023/207 Esas
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti ve Meni
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti ve meni davası içinde istenilen ihtiyati tedbirin, ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, İsveçte bulunan … isimli firmanın … markalı ürünlerinin Türkiye’de yetkili distribütörlüğünü yaptığını, … markasının Türkiye tek distribütörlüğü 2011 yılından bu yana, … Endüstri tarafından yürütüldüğüne ilişkin açıklama yaptığını, davalı firmanın bu açıkla ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketin internet sitesinde yayınladığı haksız, yanıltıcı ve gerçek dışı açıklama ile TTK madde 55 hükmünde yer alan haksız rekabet sayılı hallerden birden fazlasını ihlal etmiş olduğunun açık şekilde görüldüğünü, müvekkili şirketin ticari itibarının bu açıklama ile zedelendiğini, ticari faaliyetlerinin zarar gördüğünü, söz konusu haksız rekabet fiillerinin tespiti ve önlenmesini talep ettiklerini belirterek, öncelikle söz konusu haksız rekabet teşkil eden açıklamanın yer aldığı davalı şirket internet sitesine “www…..com.tr” tedbiren erişim engeli getirilmesine, müvekkilinin bu fiiller nedeniyle uğramış olduğu zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİİlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 06.04.2023 tarihli ara kararıyla; “…HMK’nın 389.maddesi: “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” belirtmiş olup, davacının talebinin haksız rekabete ilişkin olmakla; davacının bu talebinin esas hakkında yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren hususta karar verilemeyeceği, anlaşıldığından…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yetkili distribitör olduğu halde davalı şirketin internet sitesinde yer alan açıklama açık şekilde haksız rekabete konu olduğundan ve ayrıca müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini ve müvekkil şirket bakımından telafisi imkansız zarara sebebiyet verdiğinden söz konusu haksız rekabet teşkil eden açıklamaya karşı yer aldığı davalı şirket internet sitesine ” www…..com.tr” tedbiren erişim engeli getirilmesi talep edildiğini, tedbir talebinin usul ve yasaya uygun ve haklı olmasına karşın İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesince 29.03.2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebimizin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,Davalı şirketin internet sitesinde yer alan haksız, gerçek dışı ve yanıltıcı açıklamanın yargılmayı gerektirmeksizin açık şekilde haksız rekabet teşkil ettiğinin aşikar olduğunu, bu halde “davacının talebinin haksız rekabete ilişkin olmakla; davacının bu talebinin esas hakkında yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren hususta karar verilemeyeceği, anlaşıldığından, davacının talebinin reddine yönelik karar verilmiştir.” gerekçesi açık şekilde haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin internet sitesinde yer alan açıklama yargılama gerektirmeyecek şekilde açık ve haksız olduğunu, kaldı ki ihtiyati tedbirin amacı dava sürecinde, gecikme sebebiyle davacının zarar görmesi, hakkın elde edilmesinin zorlaşması ya da imkânsız hale gelmesi gibi mağduriyetlerin önüne geçtiğini, ihtiyati tedbirin yargılamanın uzun sürmesi ve açılmış bir davanın sonucunun etkisiz hale gelmesini önlemeye yarayan geçici himaye olduğunu, mahkemece verilen kararın gerekçesinin ihtiyati tedbir kurumunun amacına ve ruhuna aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası içinde aynı Kanun’un 61.maddesi uyarınca ihtiyati tedbire ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde, İsveçte bulunan … isimli firmanın … markalı ürünlerinin Türkiyede yetkili distribütörlüğünü yaptığını, davalının kendine ait “www. …. Com.tr” adresli internet sitesinde … markasının Türkiye dağıtıcısının kendileri olduğunu iddia ettiğini, bununla yetinmeyip internet sitesinde yer alan açıklamayı müvekkili müşterilerine ve piyasadaki diğer tüketicilere mesaj olarak da gönderdiğini, bu surette davalının haksız rekabet fiil işlediğini ileri sürerek davalı şirket internet sitesine erişiminin engellenmesinin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.İlk derece mahkemesince davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından iş bu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti, önlenmesi davası olup, davacı taraf, davalı şirketin sahibi olduğunu ileri sürdüğü internet sitesi üzerinden haksız rekabet fiili işlediğini ileri sürerek, internet adresine erişimin dava sonucuna kadar tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1.maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre davacının, TTK’nın 56 ve devamı maddelerine dayalı talebine ilişkin olarak ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. HMK’nın 389/1.maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ”Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir. Haksız rekabetin koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. İlk derece mahkemesince talep HMK’nın 389 vd maddelerine göre değerlendirilmiş ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Oysa, öncelikle özel hüküm olan TTK’nın 61. maddesinin uygulanması gerekir. Somut olayda, dosyanın mevcut durumu itibariyle davacı vekilinin TTK’nın 56 vd maddelerine göre talepleri yönünden haksız rekabet koşullarının mevcudiyetine dair ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Mahkemece ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmiş olup, ihtiyati tedbirin gerekli olduğuna ve davacı iddialarının yerinde olduğuna ilişkin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıt bulunmamaktadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen durumlara göre ilk derece mahkemesinde yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin ihtiyati tedbirin reddine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin tedbirin reddine yönelik ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.07.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.