Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1266 E. 2023/1199 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1266
KARAR NO: 2023/1199
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08.05.2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2023/78 Esas
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında 08.05.2023 tarihli ara kararda yazılı nedenlerle istinaf başvurusunun reddine dair verilen ara karara karşı, davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi … ile davalılardan …’in kardeş olduklarını, tarafların geçmişte kurulan … Kollektif Şirketinin ortağı olduklarını, gerçekte şirkete ait olması gereken bir çok taşınmazının şirket tüzel kişiliği adına değil de ortaklar adına tescil edildiğini, bu hususun sunulan protokoller ile sabit olduğunu, dava konusu edilen Beşiktaş İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde bulunan 1,2,3,4,5,6,7 numaralı bağımsız bölümlerin de şirkete ait olduğunu, fakat düzenlenen protokoller gereğince davalı … adına tescil edildiğini, şirketin tasfiye sürecinde olduğunu, davalı … tarafından bu protokollere konu edilen başkaca taşınmazlarla ilgili olarak ve diğer ortaklar adına olan taşınmazlarla ilgili olarak aynı mahiyette Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinde 1993/320 Esas sayılı, Kuşadası 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2012/2 Esas sayılı ve Kartal 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/494 Esas sayılı davalarının açıldığını, davaların kabulle sonuçlandığını ileri sürerek, anılan taşınmazlarının şirket ortaklarının mirasçıları olan davacılar adına hisseleri olan 1/5 oranda tapu kayıtlarının iptalini ve tescilini talep ve dava etmiştir.Davalılar …, …, … ve … savunmasında özetle; dava konusu taşınmazların şirkete ait olmadığını, taşınmazın 1972 yılında … tarafından satın alındığını, diğer kardeşlerinin taşınmaza katkısının bulunmadığını, kardeşlerin aileden kalan paralarıyla hep birlikte veya ayrı ayrı taşınmazlar satın aldıklarını, bir süre kollektif şirket ortaklığı altında ticaret yapıldığını, daha sonra davalı …’nin kardeşlerinden ayrı çalışma hayatına başladığını ve taşınmazın bu tarihteki kazançlarla alındığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Davalı …, savunmasında özetle; asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, harcın eksik alındığını ve tamamlanması gerektiğini, dava konusu taşınmazların şirkete ait olmadığını, taşınmazın 1972 yılında … tarafından satın alındığını, diğer kardeşlerinin taşınmaza katkısının bulunmadığını, kardeşlerin aileden kalan paralarıyla hep birlikte veya ayrı ayrı taşınmazlar satın aldıklarını, bir süre kollektif şirket ortaklığı altında ticaret yapıldığını, daha sonra davalı …’nin kardeşlerinden ayrı çalışma hayatına başladığını ve taşınmazın bu tarihteki kazançlarla alındığını, davacıların kötüniyetli olduğunu ve tazminat ödemeleri gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, 06.04.2023 tarihli duruşmada verdiği 7 numaralı ara kararı ile; “Davalı tarafın dava konusu taşınmaz üzerindeki tedbir nedeniyle alınan teminatın artırılması talebinin, teminatın dava dilekçesinde belirtilen 50.000,00-TL değer üzerinden alındığı, dava konusu taşınmazın (1/5 hissesinin) dava tarihi itibariyle değerinin 1.600.000,00-TL olduğu bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden tedbire ilişkin teminatın artırılarak dava değeri olan 1.600.000,00-TL’nin %15’i olan 240.000,00-TL nakdi veya gayri nakdi teminat yatırılmasına, bu hususta davacılar vekiline daha önce yatırılan 7.500,00-TL teminatın mahsubu sonrası ilave 232.500,00-TL nakdi veya gayri nakdi teminat yatırması veya önceki sunduğu 7.500,00-TL teminat mektubunun 240.000,00-TL miktarında teminat ile değiştirmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine aksi halde taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılacağı hususunun ihtarına (ihtar edildi)” karar vermiştir. Bu ara karara karşı, davalı … tarafından 07.05.2023 tarihli dilekçesi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesi, 08.05.2023 tarihli ara kararı ile; ” … Mahkememizin 2023/78 Esas sayılı derdest dosyasından oluşturulan 06/04/2023 tarihli tensip tutanağının 7. Maddesinin Davalı tarafından istinaf edilmiş olmakla dosya incelendi. Davalı …’in İstinaf başvurusunun , Mahkememiz ara kararına yönelik olduğu, mahkememiz ara kararına karşı istinaf yasa yolunun açık olmadığı ancak esas hükümle birlikte istinaf edilebilmesi mümkün olduğundan istinaf başvurusunun REDDİNE, …” karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı …, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin 08.05.2023 tarihli ara kararı ile 06.05.2023 tarihli istinaf başvurusunun reddedildiğini, mahkemenin ihtiyati tedbir kararına karşı yaptığı itirazı üzerine verdiği bu karara karşı süresi içinde HMK’nın 341/1, 391/3 maddeleri uyarınca istinaf yoluna başvurmak zarureti doğduğunu, 25.3.2023 tarihli cevap dilekçesi ile tedbire itiraz ettiğini, ancak itiraz üzerine mahkemenin 07.04.2023 tarihli duruşma tutanağının 7.maddesindeki kararın verildiğini, istinaf başvurusu yapması gerektiğini, güncel dava değer tespiti için bilirkişi incelemesini talep ettiğini, gerçek dava değerinin belirlenmesinin ivedilikle gerektiğini, zira devletin harç vergi kaybı yaşadığını, dava açılışında kötü niyetli şekilde dava değeri 50.000 TL gösterildiğini, bunun %15’i olan 7.500 ,00 TL’nin teminat olarak alındığını, talebi üzerine 20.000,00 TL’ye yükseltildiğini, dava değerinin bilirkişi tarafından tespiti üzerine 8.000.000 TL’nin 1/5 hissesi olan 1.600.000 TL üzerinden 240.000 TL teminata karar verildiğini, ancak güncel gerçek değerin yeni bilirkişi hesabıyla tespit edileceğini, taşınmazın gerçek değerinin 50.000.000 TL’nin üstünde olduğunu, istinaf yoluna başvurması gereği hasıl olduğunu, 8.000.000 TL ile 50.000.000 TL arasında çok büyük fark olduğunu, malın tamamına konulan ihtiyati tedbir ( Dava miktarı olan 1.600.000 TL değil) 0.0048 seviyesinde kaldığını, oysa ki gerçek tespit yapılsaydı kıyas yoluyla bu oranın 6.25 kat arttırılması, 1.500.000 TL olması gerektiğini, şirket sebebiyle dava konusu yapılan alacağın şirkete yöneltilmesi gerektiğini, şirketin tasfiye tesciline itirazın Çayeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/138 Esas sayılı dosyası ile görülüp reddedildiğini, şahsının iddia konusu şirketle bir alakası olmadığını, binadaki daireyi 2009 yılında satın aldığını, dava ile ilgisi olmadığını, husumetin yanlış yöneltildiğini, eğer teminat gereği gibi alınmaz ise bundan böyle örnek teşkil edecek şekilde; herhangi binayı gözüne kestiren şahsın dava açabileceğini, devletin harç kaybı olduğunu, davacının kötü niyetle hileli yolla düşük gösterdiği ava değerinin kendisinin ısrarlı talebi ile bilirkişiye tevdi edilerek gerçek dava değerinin 2021 yılı rayiçleriyle belirlendiğini, harç miktarı artmasına rağmen 2023’e gelindiğinde harca esas değer tespiti yapılmadığını, ihtiyati tedbir teminatının çok düşük kaldığını, avukatlık bedelini, zararını karşılamaya yetersiz olduğunu, taşınmaz ticaretiyle uğraştığından potansiyel kârının da garanti altına alınması gerektiğini, tedbir nedeniyle meydana gelebilecek zararımın da teminat altına alınmasını talep ettiğini, mahkemenin davacıdan en az 2.500.000 TL kâr kaybı tazminatı teminatı alması gerektiğini, taşınmazın güncel değeri bilirkişi tarafından tespit edilmeden teminat alınmasının hatalı olduğunu, 50.000.000 TL üzerinden teminat alınması gerektiğini, yeniden güncel tespiti yapılmasa bile taşınmazın dava konusu 1/5 değeri olan 1.600.000 TL’lik kısmına ihtiyati tedbir konulması gerektiğini, aksi halde taşınmaz malın toplam değeri 8.000.000 TL dava konusu taşınmazın %15’i olan 1.200.000 TL teminat gösterilmesini talep ettiğini, cevap dilekçesi ile delil tespiti istemesine rağmen bilirkişinin değer artışı yapmadığını, aynı adreste İtri sokak, 456 /1 parsel, 504 m2 alanlı (daha küçük) arsanın 2.564.000 dolara yani 50.000.000 TL’ye Şubat 2023 tarihinde satıldığını, emsal alınabileceğini, dava konusu taşınmazın da aynı sokakta olduğunu, talebinin reddedilmesi üzerine istinaf yoluna gitmesinin gerekli olduğunu, ancak bu başvurusu reddedilince yine istinaf yoluna gitmesi gerektiğini, mahkemenin, talebi üzerine 07.04.2023 tarihli duruşmada 7 numaralı ara kararı aldığını, tedbirin mahkemece açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığının belirtilmediğini, yeniden bilirkişi tespiti yapılarak dava değerinin güncellenmesi zarureti hasıl olduğunu, teminat miktarının çok düşük kaldığını, davalıların sadece avukatlık masrafının 935.000 TL tuttuğunu, eğer bilirkişi tespiti yapılır güncel değer üzerinden dava görülürse avukatlık ücretinin 349X5= 1.745.000 TL olacağını, mahkeme masrafları da ayrıca hesaplanması gerektiğini, görüldüğü gibi mahkemece takdir edilen 240.000 TL’nin çok az kaldığını, yeni bilirkişi tespiti ile gerçek dava değeriyle 10.000.000 TL teminat yüzdesi kıyaslandığında 10.000.000 TL X % 15= 1.500.000 TL teminat alınması gerektiğini, bu arsanın üzerindeki dairelerin alım satıma tabi olacağı ve kar elde edileceğinin düşünülmesi gerektiğini, 50.000.000 TL değerindeki gayrimenkulünü satışa konu edebilir olduğunuzdan burada kâr kaybının olduğunu, şahsının taşınmaz ticaretiyle uğraştığından potansiyel kârının da garanti altına alınması gerektiğini, dava süresi ortalama 5 yıl boyunca müşteri kaybı olduğunu, fiyatların elverişli durumda olmasından istifade edemediğinden tazminata konu olacak miktarda ihtiyati tedbir teminatı alınması gerektiğini, mahkemenin davacıdan en az 2.500.000 TL kâr kaybı tazminatı teminatı alması gerektiğini, taşınmazın dava konusu 1/5 değeri olan 1.600.000 TL’lik kısmına ihtiyati tedbir konulması gerektiğini, 50.000 TL taşınmaz için dava değerinin sadece 1.600.000 TL’ye çıktığını, kaldı ki bunun 2 yıl önceki tespit olduğunu, bu sadece davacının iddia ettiği beşte bir paya tekabül ettiğini, oysa malın toplamına ihtiyati tedbir konulduğunu, malın tamamına ihtiyati tedbir konulması halinde taşınmazın güncel toplam değeri 50.000.000 TL dava konusu taşınmazın kıyas ile ilk karar %15’i olan 7.500.000 TL teminat gösterilmesi daha uygun olduğunu, teminat miktarı yeterince açık olmadığını, bilirkişi tespiti yapılmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bilirkişi marifetiyle dava konusu taşınmazın güncel değerinin tespiti ile yeni dava değeri üzerinden harçlar ve teminat alınmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, tapu iptal ve tescil istemine; istinaf, ilk derece mahkemesinin 06.04.2023 tarihli duruşmanın 7.numaralı ve ihtiyati tedbir teminat tutarının arttırılmasına dair ara kararına davalı … tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine dair verdiği 08.05.2023 tarihli ara karara ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında davalı …’nin 06.04.2023 tarihli ve 7 numaralı ara karara yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; 08.05.2023 tarihli bu ara karara karşı davalı … tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamının incelenmesinden; davanın ilk olarak açıldığı İstanbul 12.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/66 Esas sayılı dosyası üzerinden dava konusu taşınmaz üzerine mahkemenin 28.05.2019 tarihli ara kararı ile ” Davacı vekilinin 12/04/2019 tarihli ihtiyati tedbir talebi yönünden yapılan incelem eegreğince 6100 Sy’nın 389. Md. Gereğince taşınmazın aynına yönelik dava nedeniyle mevcut durumda meydana gelebilecer bir değişme halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi, ciddi zarar doğması ihtimalinebinaen dava değerinin (50.000,00-TL) %15’i oranında teminat mektubu mukabilinde İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … mahallesi, … ada, … parselde bulunan taşınmaz davalılar adına kayıtlı ise tapu tedbir konmasına…” karar verildiği, mahkemece daha sonra, 01.06.2021 tarihli duruşmanın 6 no’lu bendi ile teminatın 20.000,00 TL olarak arttırıldığı, bu karara davalı … tarafından yapılan itirazın reddine dair verilen 06.07.2019 tarihli ara kararın istinaf edildiği, Dairemizin 21.10.2021 tarih ve 2021/1802 Esas, 2021/1276 Karar sayılı kararı ile teminat miktarının yeterli olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verildiği, daha sonra mahkemece görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılamada 04.07.2022 tarih ve 2022/419 Esas, 2022/465 Karar sayılı yetkisizlik kararının Dairemizin 19.01.2023 tarih ve 2022/1886 Esas, 2023/28 Karar sayılı kararı ile, mahkemenin yetkili olduğu gerekçesiyle kaldırılması üzerine mahkemece 2023/78 Esas sayılı dosya ile yeniden yargılamaya başlandığı, 27.03.2023 tarihinde davalı … tarafından sunulan dilekçe ile teminat miktarının yeniden belirlenmesini talep edildiği, mahkemece 06.04.2023 tarihli duruşmada verilen 7 no’lu ara karar ile bilirkişi raporuyla dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak tespit edilen dava değeri olan 1.600.000,00-TL’nin %15’i olan 240.000,00-TL nakdi veya gayri nakdi teminatın alınmasına karar verilerek teminat miktarının arttırıldığı, bu ara karara karşı davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine mahkemece 08.05.2023 tarihli ara karar ile davalı …’in istinaf başvurusunun kararın istinafa tabi olmaması sebebiyle reddine karar verildiği, bu kez davalı … tarafından işbu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu ve teminatın miktarının arttırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 341/1. maddesinde istinafa tabi kararlar açıkça sayılmıştır. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararlarıyla, bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ayrıca, yüze karşı verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı da doğrudan istinaf kanun yoluna başvurulabilir. İstinafa konu ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir teminatının arttırılması kararına karşı davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, davalı …’in davalının mahkemeye itirazı üzerine verilen bir karara karşı istinafa başvurmadığı, 06.04.2023 tarihli ara kararın istinafı kabil bir karar olmadığı, bu nedenle mahkemece, 08.05.2023 tarihli ara karar ile davalının 06.04.2023 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair 08.05.2023 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun olup davalı …’in istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı … vekilinin 08.05.2023 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı … tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12.07.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.