Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/12 E. 2023/83 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/12
KARAR NO: 2023/83
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11.11.2022 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/1004
DAVANIN KONUSU: Haksız Rekabetin Tespiti Önlenmesi ve Tazminat
Taraflar arasında görülen haksız rekabetin tespiti önlenmesi ve manevi tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirketin yetkili bayisinden araç satın aldığını ve davacının sürekli şekilde araçta arıza bulunduğu iddiasıyla servis hizmeti talep ettiğini, müvekkilince gerekli onarımların yapıldığını, bir kısım servis başvurularının ise gerçek bir arızaya dayanmaması nedeniyle arıza tespiti yapılamadığını, onlarca kez servise başvurulmasına rağmen müvekkili hakkında arabuluculuğa başvurma dışında davalı tarafından yapılan başka bir işlem bulunmadığını, davacının aracın misliyle değiştirilmesi talebinin yapılan inceleme sonucu reddedildiğini, bunun üzerine davacının başta Youtube olmak üzere, birçok sosyal medya mecrasında asılsız iddialarla müvekkilinin markasını ve iş ürünlerini kötülediğini, bunun üzerine aracın rayiç değeriyle satın alınmasının teklif edildiğini, ancak davalının protokolü imzalamaya yanaşmadığını ve protokol sürecini de sosyal medya mecralarında müvekkilinin ürün ve markasını kötüleme amacıyla kullandığını, yapılan paylaşımlara tüketiciler tarafından olumsuz yorumlar yapıldığını, davacının video ve paylaşımlarıyla müvekkilinin marka değerinin ciddi şekilde zarara uğradığını ileri sürerek, davacının Youtube, Tiktok ve Twitter’deki yayınlara erişiminin tedbiren durdurulmasına, eylemlerinin haksız rekabet olduğunun tespitine ve önlenmesine, 100.000 TL manevi tazminatında davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi tedbir talebini değerlendirdiği 11.11.2022 tarihli ara kararında; “Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme ‘Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.’ hükmünü haizdir.Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Başka bir ifade ile ihtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada ‘mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından’ söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi,gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir.Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Somut olayda erişimin engellenmesine ilişkin talebe konu paylaşımların içeriğinin yanlış veya yanıltıcı açıklama olup olmadığı ve bu kapsamda lüzumsuz yere incitici beyan olup olmadığı hususlarının bilirkişi incelenmesisi gerektirmekte olup, ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerektiğinden haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyulmadığı gibi davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talebinin reddine…” gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davalının, müvekkil şirket aleyhine sosyal medya platformlarında sistematik olarak devam eden ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespiti ile haksız rekabetin men’i ve TTK’nın 61.maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep edildiğini, mahkemece tedbir talebinin reddine ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, davacının satın aldığı araç için bir yıl içinde resmi olarak yaklaşık 25 servis kaydı bulunduğunu, bir kısım başvurularda arıza tespiti yapılarak giderilmesine rağmen, bir kısım başvurularda da arıza tespiti yapılamadığını, davacının buna rağmen arabuluculuk dışında bir hukuki yola başvurmadan sürekli şekilde sosyal medya platformlarında müvekkilinin ürün ve markasını kötülediğini, yapılan paylaşımlara ilişkin görsellerin delil olarak dosyaya sunulduğunu, haksız şekilde müvekkilinin markasını kötülemesi nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının paylaşımları sonucu başka tüketicilerin de müvekkilinin markası ve ürünleri hakkında olumsuz yorum yapmaya başladıklarını, davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ve TTK’nın 61.maddesi gereğince tedbir kararı verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası içinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, talep eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56. maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda talep edilebilecek ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın bu maddesine göre değerlendirilmelidir.Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. İlk derece mahkemesince talep HMK’nın 389 vd maddelerine göre değerlendirilmiş ve mahkemece uyuşmazlığın esasını çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Oysa, öncelikle özel hüküm olan TTK’nın 61. maddesinin uygulanması gerekir. İlk derece mahkemesinin bu yasal düzenlemeyi dikkate almaksızın verdiği tedbirin reddi gerekçesi usule aykırı olmuştur.Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği aşamada, henüz cevap dilekçesi sunulmamış ve deliller toplanmamıştır. Sunulan delillerin çözümünün yapılarak hukuka uygunluk nedenleri konusunda tarafların delilleri dikkate alınarak bir değerlendirme henüz yapılmamıştır. İlk derece mahkemesince istinafa konu ara kararının verildiği tarih itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti ve dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar incelenmiştir. İstinafa konu karar davanın açıldığı aşamada sunulan deliller incelenerek verilmiştir. Mahkemece savunma alınıp, yayın içeriklerinin incelenmesinden sonra elde edilecek deliller üzerine, talep edilmesi halinde her zaman ihtiyati tedbir hakkında yeniden karar verebilir. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanmadığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının sonucu itibariyle doğru olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 99,20 TL peşin karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.01.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.