Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1168 E. 2023/1495 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1168
KARAR NO: 2023/1495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2022
NUMARASI: 2021/564 Esas – 2022/361 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
Taraflar arasındaki zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin oyuncak sektörünün en önde gelen aktörlerinden biri olmakla beraber Türkiye’nin dört bir yanında farklı mağazalar aracılığıyla faaliyet gösterdiğini, Türkiye’nin farklı şehirlerde bulunan muhasebe evrakları ile defterlerin tutulduğunu, adrese gönderildiğini ve bu şekilde TTK ve VUK uyarınca öngörülen kanuni yükümlülüklerini yerine getirildiğini, gider pusulası, faturalar, yazar kasa fişleri ve benzeri evrakların ilgili adrese teslim edilmesi amacıyla kargoya teslim edildiğini, olayın akabinde ilgili muhasebesel evrakların belirli bir süre içerisinde ulaşmamasından dolayı kargo şirketiyle müvekkil şirket yetkililerinin görüştüğünü, kargo şirketi tarafından ilgili evrakların kaybedildiğinin anlaşıldığını, kargo şirketinden alınan 04.08.2021 tarihli zimmet listesinden de görüldüğü üzere 21 adet kargonun kargo şirketinin sorumluluğu altındayken kaybolduğunu, müvekkilinin hiçbir kusuru olmadan ilgili evrakların zayi olduğunu, bu sebepten dolayı müvekkili şirketin herhangi bir idari yaptırımla karşı karşıya kalmasını da önlemek amacıyla zayi olan muhasebesel evraklar için zayi belgesi verilmesini gerektiğini ileri sürerek, zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, hukuki niteliği itibari ile Zayi Belgesi verilmesine ilişkindir. Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi müdürlüğüne yazılan müzekkerelere ikmalen cevap verildiği, cevapların dosya arasına alındığı anlaşıldı. 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğraması halinde, tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş olup, maddede belirtilen 15 günlük süre hak düşürücü nitelikte olmakla, başlangıcı zıyaının öğrenildiği tarihtir.Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu gider pusulası, faturalar, yazar kasa fişleri vb. ilgili adrese teslim edilmesi amacıyla … A.Ş. adlı kargo şirketine teslim edildiğini,taşıma esnasında kargo şirketi tarafından evrakların kaybolduğunu bildirdiği,Vergi Dairesinden gelen cevabi yazıda davacı şirketin 2015 yılından itibaren elektronik deftere tabi olduğunun bildirildiği, her ne kadar gider pusulalarının elektronik ortamda muhafaza edilmediği bildirilmiş ise de TTK 82/7 maddesinde sayılı seseplerin tahdidi olduğu,kargoda kaybolma vakasının bu sebepler arasında sayılamayacağı kaldı ki davacı vekilinin zayiini istediği belgelerin kargo yoluyla gönderilen belgeler olduğunun muallakta olduğu, zimmet listesi olarak sunulan evrakta zayii istenen belgelerin açıkça yazılı olmadığı,belirsiz olduğu dolayısıyla davaya konu belgelerin kaybolduğunun kesin delillerle davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin oyuncak sektörünün en önde gelen aktörlerinden biri olmakla beraber Türkiye’nin dört bir yanında farklı mağazalar aracılığıyla faaliyet gösterdiğini, hiçbir kusuru olmadan muhasebel evrakları kargo şirketi tarafından kaybedilerek zayi olduğunu, evrakların ilgili adrese teslim edilmesi amacıyla … AŞ adlı kargo şirketine teslim edildiğini, olayın akabinde ilgili muhasebesel evrakların belirli bir süre içerisinde ulaşmamasından dolayı kargo şirketiyle müvekkil şirket yetkilileri görüştüğünü, kargo şirketi tarafından ilgili evrakların kaybedildiğini anlaşıldığını, kargo şirketinden alınan 04.08.2021 tarihli zimmet listesinden de görülebileceği üzere 21 adet kargonun kargo şirketinin sorumluluğu altındayken kaybolduğunu, zimmet listesinin sunulduğunu, kaybolan 21 adet kargonun içerdikleri belgelere dair detayların dava dilekçesine eklenen listelerden açık şekilde görüldüğünü, basiretli bir tacir olarak muhasebesel bu evrakları Türkiye’nin en bilinen kargo şirketlerinden biri aracılığıyla gerçekleştirmiş olmasına rağmen evrakların kargo şirketinin kusurundan dolayı kaybolduğunu, kaybolmada müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmadığını, esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu türden davalarda, davacının mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunmasını yeterli saymak gerektiğini, aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanması, zayi belgesi verilebilmesini imkansız hale getireceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve zayi belgesi verilmesine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7.maddesi uyarınca, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili, müvekkili şirketin Türkiyenin farklı mağazalarına ait gider pusulası, faturalar, yazar kasa fişleri ve benzeri evrakların ilgili adrese teslim edilmesi amacıyla kargoya verildiğini, ancak bu evrakların kargoda kaybolduğunun öğrenildiğini, buna ilişkin 04.8.2021 tarihli zimmet tutanağında belirtildiğini ileri sürerek bu belgeler ve evraklar için zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.TTK’nın 82/7.maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.03.2016 tarih ve 2014/827 Esas, 2016/311 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi zayi belgesi verilmesi davaları sonuçları itibariyle sadece davacı taraf yönünden değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerindendir. Mahkemece bu tür davalarda yapılacak incelemeler, sadece davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalı, zayi belgesi verilmesi istenilen belgelerin, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerden olup olmadığı, maddedeki afet kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği gözetilerek tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni gösterip göstermediği değerlendirilmelidir. Bir diğer deyişle,TTK’nın 82/7.maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. Somut olayda, mahkemece maddede sayılan hallerin tahdidi olduğu ve kargoda kaybolma vakıasının maddede sayılan hallerden olmadığı belirtilmiş ise de, gerek madde metninden gerekse Yargıtay uygulamasından Türkiyenin faklı illerinde mağazaları bulunduğu anlaşılan davacı şirketin mağazalar arası kargo yoluyla evrak ve belgelerinin gönderilmesi sırasında kaybolmasının maddede sayılan hallerden kabul edilmesi gerekir.Öte yandan mahkemece, davacının zayi belgesi verilmesini istediği belgelerin kargo zimmet belgesinde yazılı belgeler olup olmadığının belirsiz olduğu ve davacının belgelerin kaybolduğunu ispatlayamadığı belirtilmiş ise de, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği görülmektedir. Zira davacı vekilinin 19.08.2021 tarihli tensip ara kararı uyarınca sunduğu dilekçesinde, her bir mağazaya ilişkin kaybolan fatura numaralarını tek tek bildirdiği, e fatura tutulsa da müvekkiline hitaben düzenlenen faturaların tümünün e fatura olmadığını, ayrıca iade alınan ürünlere ilişkin gider pusulalarının müşteriye imzalatılarak fiziken saklandığını bildirdiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece, yukarıda yer verilen Yasa maddesinde tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerin de sınırlı sayılmadığı nazara alınarak, davacı tarafından sunulan belgelerin davacının saklamakla yükümlü olup olmadığı, yine başka yerden temin edilebilip edilemeyeceği araştırılıp, yine ilgili kargo şirketine müzekkere yazılarak davacının kaybolduğunu iddia ettiği evrak ve belgelerin kargoda kaybolup kaybolmadığı, kayboldu ise bu belgelerin davacının sunduğu belgeler olup olmadığı hususunda gerekli araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28.09.2023