Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1121 E. 2023/1020 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1121
KARAR NO: 2023/1020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06.04.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/90 E.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbir talebinin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin güzellik endüstrisinde dünyanın önde gelen şirketlerinden olduğunu, müvekkilinin … isimli yastık tasarımını uzmanlarla birlikte geliştirildiğini, yapılan tasarım ve kullanılan malzemenin yüz ve boyun şekline uygun olarak vücut ağırlığına ve ısısına tepki verdiğini, ürünün birçok sosyal medya mecrasında tanıtımının yapılarak satıldığını, birçok ülkede tasarım tescil belgesi alındığını, davalı tarafından üretilip satışa sunulan ürününde müvekkiline ait ürün ile birebir aynı tasarımda olduğunu ve davalının müvekkilinin tanınmışlığından haksız şekilde yararlandığını, davacının eylemlerinin TTK 54 ile 55/1.a.4 maddesine göre haksız rekabet oluşturduğunu, müvekkilinin uzun emek ve masrafla ürettiği ürününün kopyalanarak haksız menfaat elde edildiğini, ihtarlara rağmen haksız rekabetin sonlandırılmadığını ileri sürerek, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine, dava sonuna kadar tedbiren davalı tarafından üretilen ürünlere el konulmasına, internet ortamında ve fiziken satışının, söz konusu ürünlerin her neviden tanıtım ve reklamının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi istenilen ürünün müvekkili adına tescilli olduğunu, davacı tarafından ilgili tasarımın hükümsüzlüğü istemiyle açılan davanın derdest olduğunu, tescilli marka veya tasarıma yönelik dava bulunduğundan mahkemenin görevsiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 06.04.2023 tarihli ara kararında; “… HMK.m.389/1 hükmüne göre ‘Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.’ hükmü yer almakta olup, somut olayda davacının işin esasına ilişkin netice talebinin tedbiren uygulanmasını talep ettiği, uyuşmazlığı esastan çözecek mahiyette tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı gibi bu talebe ilişkin verilecek karar ancak tarafların delillerinin toplanmasıyla yargılama sonucunda belirlenebileceğinden ve talep yargılamayı gerektirdiğinden… ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava dilekçesi ile hükmün etkinliğini sağlamak ve davacının zarara uğramasını engellemek için tedbir talep edildiğini, mahkemece talebin tam olarak incelenmeden, uyuşmazlığı esastan çözecek mahiyette tedbir kararı verilmeyeceği ve talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verildiğini, oysa dilekçede açıklandığı üzere müvekkilinin uzun uğraşlar sonucu “…” isimli orijinal yastık tasarımını gerçekleştirerek birçok ülkede tescil ettirdiğini, ürünün tasarım ve malzemesinin cilt ile uyum göstererek, uyku sırasında kırışıklıkları giderdiğini, ürünün birçok sosyal medya mecrasında tanıtılarak pazarlandığını ve ciddi sayıda takipçiye ulaşıldığını, davacının herhangi bir emek sarf etmeksizin müvekkilinin tasarımını birebir kopyalayarak ürettiği ürünleri pazarladığını, ihtara rağmen hukuka aykırılığın sonlandırılmadığını, yasadaki açık düzenleme karşısında uyuşmazlığı esastan çözecek mahiyette tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığına ilişkin gerekçenin hatalı olduğunu, uzun uğraş ve emekler sonucu yaratılan tasarımın davalı tarafça bilinçli şekilde taklit edildiğini, bu tür bir eylemin açıkça haksız rekabet oluşturduğunu, haksız rekabetin tespiti için ayrıca bir rapora veya belirlemeye ihtiyaç bulunmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası içinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, talep eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, kaldırılması davası olup, davacı taraf, davalı şirketin ürettiği ürünlerin üç adet makinenin üretilmesinin ve satışının engellenerek ürünlere el konulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56. maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda talep edilebilecek ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın bu maddesine göre değerlendirilmelidir. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. İlk derece mahkemesince talep HMK’nın 389 vd maddelerine göre değerlendirilmiş ve mahkemece uyuşmazlığın esasını çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Oysa, öncelikle özel hüküm olan TTK’nın 61. maddesinin uygulanması gerekir. İlk derece mahkemesinin bu yasal düzenlemeyi dikkate almaksızın verdiği tedbirin reddi gerekçesi usule aykırı olmuştur.Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği aşamada, henüz dava ve dilekçesinde sunulan toplanmamıştır. Sunulan delillerin çözümünün yapılarak hukuka uygunluk nedenleri konusunda tarafların delilleri dikkate alınarak bir değerlendirme henüz yapılmamıştır.İlk derece mahkemesince istinafa konu ara kararının verildiği tarih itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti ve dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar incelenmiştir. İstinafa konu karar davanın açıldığı aşamada sunulan deliller incelenerek verilmiştir. Mahkemece savunma alınıp, davalıya ait ürün üzerinde incelemeler yapılarak davalı savunmaları denetlendikten sonra elde edilecek deliller üzerine, talep edilmesi halinde her zaman ihtiyati tedbir hakkında yeniden karar verebilir. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanmadığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının sonucu itibariyle doğru olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.06.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.