Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1120 E. 2023/1023 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1120
KARAR NO: 2023/1023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20.03.2023
NUMARASI: 2023/59 E.
DAVANIN KONUSU: Tespit
Taraflar arasında görülen yönetim kurulu kararının butlanının tespiti davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbir talebinin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirkette bulunan merhum …’nun terekesine dâhil payların hukuka aykırı şekilde pay defterine işlenmesine yönelik 06.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı yönetim kurulu kararının 2 numaralı maddesinin TTK’nın 391.maddesi uyarınca batıl olduğunu, müvekkilinin murisin dört çocuğundan biri olduğu gibi, müvekkilinin ayrıca terekeden bağımsız olarak da şirketin paydaşı olduğunu, 24.12.2022 tarihinde vefat eden …’nun vefatı üzerine paylarının mirasçılarına intikaline ilişkin kararın batıl olduğunu, belirtilen intikalin miras hukukuna aykırı şekilde pay edildiğini, terekeye dair tüm mal varlığı üzerinde mirasçıların el birliğiyle mülkiyeti bulunduğu için oy birliğiyle karar verilmesi gerektiğini, belirtilen aykırılığın giderilerek pay defterindeki kaydın hukuka uygun hale getirilmesi gerektiğini, dava sonuçlanıncaya kadar önüne geçilmesi telafisiz zararların oluşmasına engel olunması amacıyla, 06.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı yönetim kurulu kararının pay defterine kayda ilişkin 2. maddesinin tedbiren yürütülmesinin geriye bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 20.03.2023 tarihli ara kararında; “…davalı şirketin 06.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile şirket ortağının vefatı nedeniyle mirasçılara intikal etmiş hisse geçişinin tespiti konusunda karar alındığı, dava konusu yapılan ve icralarının geri bırakılması istenilen kararın nitelik ve konusu itibariyle icra edilmesi halinde, HMK’nın 389 maddesinde öngörülen hakkın elde edilmesinin zorlaşmayacağı gibi bu nedenle ciddi bir zararın doğma olasılığının bulunduğu yönünde yaklaşık ispat kuralı gereği somut herhangi bir delilin bulunmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi halinde geriye doğru talep edilen hakların elde edilmesinin her zaman olanaklı olduğu, dolayısıyla tedbir koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;HMK’nın 389.maddesinde belirlenen koşulların gerçekleştiğini, arıca TTK’nın 449.maddesi uyarınca iptal davası açıldığında yönetim kurulu kararının geri bırakılmasına karar verilebileceğini, yönetim kurulu kararlarının butlanının tespiti davaları bakımından da TTK’nın 449.maddesinin kıyasen uygulanarak karar verilebileceğini, dosyadaki beyanlardan kararın icra edilmesi halinde bu kayıtlar esas alınarak genel kurul toplantısı yapılacağını ve geri dönülemez kararlar alınma tehlikesi bulunduğunun belirtildiğini, nitekim 21.02.2023 tarihinde yapılan genel kurulda da yönetim kurulu kararı geçerliymiş gibi karar alındığını, pay sahiplerinin bu haksız ve hukuka aykırı hazirun ile kar dağıtımı, yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinin tespiti gibi çok önemli mali konular ile yönetim kurulu üyelerine şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı (TTK m. 395) ile rekabet yasağına (m. 396) ilişkin muamelelerin ifası hususunda izin verilmesi gibi kararlar aldığını, bu toplantıda Av. …’ün İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/1 Tereke dosyasından aldığı yetki belgesi doğrultusunda, muris …’nun terekesinin temsilcisi olduğunu beyan ederek toplantıya katılmak istediğini, ancak dava konusu yönetim kurulu kararının yürürlükte olduğu gerekçesiyle, …’nun bir hissesi ya da terekesi söz konusu olmadığı belirtilerek temsilcinin toplantıya katılımının engellendiğini, yönetim kurulu kararı ile terekeye dahil payların gasp edilmesi suretiyle hukuka aykırı bir çoğunluk yaratıldığını, sözde çoğunlukla karar alındığını, ölüm ile mirasçıların tereke payları üzerinde el birliği ile mülkiyete sahip olduklarını, ortakların paylarının belirli olmadığını ve tereke paylaşılmadan tüm işlemlerin oy birliği ile yapılması gerekirken, payların usulsüz şekilde bölüştürülerek işlem yapılmasının hatalı olduğunu, usulsüz işlemlerle bir kısım ortakların çoğunluk paylarına sahip olarak şirket yönetiminde ağırlığa sahip olduklarını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, terekedeki payların hukuka aykırı şekilde pay defterine işlenmesine yönelik 06.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı yönetim kurulu kararının TTK’nın 391.maddesi uyarınca batıl olduğunun tespiti ile pay defterindeki kaydın düzeltilmesi, talibi ile birlikte, yönetim kurulu kararının yürütmesinin geri bırakılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, davalı şirketin 06.01.2022 tarihli ve 2023/1 sayılı yönetim kurulu kararının 2.maddesinin batıl olduğunu, yönetim kurulu kararında miras hukuku ilkelerine aykırı işlem yapılarak, mirasçıların murisin terekeye dahil olan ortaklık payları üzerinde TMK’nın 640.maddesi uyarınca el birliği ile mülkiyete sahip olmaları gerekirken, yasanın emredici hükmüne aykırı şekilde mirasçıların paylarının belirlenerek pay defterine işlenmesine ilişkin işlemin yönetim kurulu kararının da batıl olduğunun tespitini istemiştir. Davacı vekili, yönetim kurulunun TTK’nın 391 ve TMK’nın 640.maddesine aykırı kararı ile hukuka aykırı ortaklık yapısı oluşturulduğundan ve bu kararla esasen ortakların el birliğiyle mülkiyet hakkına sahip oldukları miras paylarını usulsüz şekilde paylaştırılarak şirketin zararına neden olacak esaslı kararlar alındığını ileri sürmektedir. İlk derece mahkemesi kararı asıl davaya ilişkin olduğu gibi, istinaf başvurusu da bu davaya ilişkindir.HMK’nın 389/1.maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ”Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir.Yönetim kurulunca alınan 06.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararın ikinci maddesi ile şirket ortağı …’nun 24.12.2022 tarihinde vefatı üzerinde sahibi olduğu B, C, D ve E grubu 8800 adet payının Beyoğlu …Noterliğinin 26.12.2022 tarih ve … yevmiye nolu mirasçılık belgesi kapsamında TTK’nın 494/2.maddesi kapsamında 2200’er paylarla mirasçılara geçirilmesine oy çokluğu ile karar verilmiştir. TMK’nın 640.maddesi gereğince; birden fazla mirasçı bulunması halinde mirasın geçmesi ile birlikte paylaşıma kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Buna göre mirasçılar, terekeye el birliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil yada yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TTK’nın 494/2.maddesinde ise şirket paylarının miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebri icra hükümleri gereği iktisap edilmeleri halinde bunların mülkiyeti ve bunlardan kaynaklanan mal varlığına ilişkin haklar derhal; genel kurula katılma hakları ile oy hakları ise ancak şirketin onayı ile devir alana geçer. Mirasçıların şirket ortağı olması karşısında, HMK’nın 389.maddesinde belirtilen tedbire karar verilmemesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağına ilişki herhangi bir kanıt bulunmaması nedeniyle mahkemece bu gerekçeyle tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olup, yargılamanın ilerleyen aşamalarında koşulların oluşması ve talep halinde mahkemece her zaman tedbir kararı verilebileceği göz önüne alınarak, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvuru nedenlerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin 20.03.2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin 20.03.2023 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.06.2023 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.