Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1079 E. 2023/1424 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1079
KARAR NO: 2023/1424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 16/03/2023
NUMARASI: 2023/24 E. – 2023/212 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takipte, borçlunun terkin edilmesi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edilemediğini, sicil kaydının silinmesi ile alacakların tahsilinin engellendiğini ileri sürerek, davalı tarafından re’sen terkin edilen … Ltd Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin TTK’nın 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 34.maddesi çerçevesinde işlem yaptığını, re’sen terkin işleminin TTK’nın Geçici 7. maddesi ve ilgili yasal mevzuata uygun olduğunu, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketin tekrar sicile tescil edilemeyeceğini, müvekkilinin gerekli ilanları yaptığını ve mevzuattaki prosedürü uyguladığını ve davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkilinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Bu haliyle ihyası istenilen şirket hakkında usulsüz resen terkin işleminden sonra başlatılan icra takibi nedeniyle şirketin ihyasının gerektiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan, … Ltd. Şti. unvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyasının yürütülmesi işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile aynı unvanla ticaret siciline tescili sureti ile ihyasına ve şirketin son yetkilisi olan … vefat etmiş olması başkaca ortak ve yetkilisinin bulunmaması nedeniyle Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.İhyası talep edilen şirket hakkındaki TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 07/07/2014 tarihinde re’sen terkin işleminin usulüne uygun olmadığı, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının ‘a’ bendi uyarınca sicil kayıtlarına göre şirkete ve şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadığı, buna ilişkin tebliğ mazbatalarının dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla, terkin işlemini TTK’nın Geçici 7. maddesine uygun olarak yapmayan davalı kurum yargılama giderlerinden sorumlu olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/4755 Esas, 2019/8101 Karar sayılı içtihadı da bu doğrultuda olduğundan davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünden tahsili” gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünde kayıtlı iken 07.07.2014 tarihinde TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca re’sen sicilden terkin edilen …Ltd. Şti’nin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının yürütülmesi işlemleriyle sınırlı olarak ihyasına, şirketin son yetkili temsilcisi öldüğünden TTK’nın 547/2.maddesi uyarınca Mali Müşavir … tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemeci müvekkilinin hukuki hukuki dinlenilme hakkının ihlâl edildiğini, sunulan cevap dilekçesinin dikkate alınmadığını, dilekçede bulunmayan açıklamaların kısaltılarak karara yazıldığını, cevap dilekçesindeki savunmaların tartışılmayarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, dava dilekçesinde ve yargılama boyunca ileri sürülmeyen bir iddianın araştırılarak müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin dava konusu şirket bakımından üçüncü kişi olmasına rağmen ve davacının terkinin usulsüzlüğüne ilişkin bir iddiasının bulunmamasına rağmen yargılama giderinden davalının sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, davaya esas icra takibinin terkinden sonra açılması nedeniyle müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, müvekkilinin terkin işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu, yasal hasım olan davanın açılmasına neden olmadığını, TTK’nın geçici 7/4.maddesine göre ilgililere tebligat yapılmadığının bildirilmesine rağmen, buna ilişkin belgelerin dosyada bulunduğunu, ayrıca davacının da buna ilişkin bir iddiasının bulunmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğünce re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru … vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Yasal hasım konumunda olan davalı Sicil Müdürlüğünün, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğuna ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı gibi, terkin işleminin usulsüzlüğüne dair başkaca bir sebep ve delil de ileri sürülmediğinden; yasal hasım konumunda olan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılmıştır. Diğer yandan ilk derece mahkemesince TTK’nın 7/4.maddesi uyarınca şirket yetkililerine yapılması gereken tebligatların yapılmadığı gerekçesiyle davalı yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur. Davalı vekili ise, şirketi temsilen yetkili kişilere tebligat yapıldığını, kaldı ki dava dilekçesinde her kimin usulsüzlüğüne ilişkin bir iddianın ileri sürülmediğini, hukuk davasını taraflarca hazırlanması ilkesince davacı tarafından ileri sürülmeyen bir hususun mahkemece dikkate alınarak yasal hasım olan davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini savunmaktadır. TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası “…Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesini içermekte olup, davacının da anılan bu hükme dayanarak şirketin ihyası isteminde bulunduğu dikkate alındığında ve geçici 7. maddede gösterilen şartlar gerçekleşmeden şirketin terkin edildiğini ileri sürmediğine göre, mahkemece davalının tesis ettiği işlemin hatalı olduğu kabul edilerek yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinini istinaf başvurusu bu nedenle yerinde görülmüştür ( Emsal nitelikte, Yargıtay 11. HD’nın 2020/2299 E- 2020/4113 K sayılı, 14.10.2020 Tarihli kararı). TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilmiş olan bir şirketin ihyasına karar verildiğinde, ayrıca tasfiye memuru atanmamalıdır. Çünkü şirket, tasfiyesiz olarak sicilden terkin edilmiştir. Buna rağmen ilk derece mahkemesince ihya kararıyla birlikte tasfiye memuru atanması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bu bakımdan resen düzeltilmesi gerekmiştir. Çünkü iş bu kararla şirket varsa terkin öncesi organlarıyla temsil edilecektir. Yöneticilerin süresi dolmuşsa, şirket kendi organlarını seçebileceği gibi, bunun gerçekleşmemesi halinde, şirket aleyhine açılan dava içinde, esas davayı gören mahkemece bir temsil kayyımı atanması suretiyle yargılamaya devam edilebilecektir. Şirketin veya bir mal varlığının tasfiyesi söz konusu olmadığından, tasfiye memuru atanması da söz konusu değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilmesi gerekmiştir. Kararın düzeltilmesi sonucu tasfiye memuru atanmasına ilişkin hüküm bölümü çıkarılacağından, hükümde atanan tasfiye memuru ücret avansına ilişkin hüküm bölümü de ortadan kalkmış olmaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, HMK’nın 33 ve 355. maddeleri uyarınca resen gözetilen sebeplerle ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca, resen gözetilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Memurluğunun … sicil numarasına kayıtlı iken TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edilmiş olan … Ltd. Şti’nin sicil kaydının, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası yönünden yapılacak işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, 2-Kararın kesinleşmesi hâlinde, ticaret siciline tescil ve kararın özetinin Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanına, 3-Davalı yasal hasım konumunda olduğundan, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş ise de; davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının, karar kesinleştikten sonra, yatıran tarafa iadesine,7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b-Davalı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, c-Davalı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf başvuru harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,8-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.09.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.