Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1043 E. 2023/1529 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1043
KARAR NO: 2023/1529
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04.10.2022
NUMARASI: 2022/306 E. – 2022/579 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda talebin reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirketin … Mah. … Sok. No:… Beykoz/İstanbul adresinde faaliyetini sürdürdüğünü, her dönem kanunun emrettiği şekilde ticari evraklarını düzenlemekte ve TTK ‘nın 82. maddesi uyarınca tüm evrakların saklanması konusunda gerekli dikkat, özen ve ihtimamı gösterdiğini, davacıya ait muhasebe evraklarının, şirket kuruluşundan beri aynı yerde muhafaza edildiğini, şirket mobilyalarında değişikliğe gidildiğini ve yeni mobilyalar alındığını, muhasebe çalışanı tarafından yapılan evrak düzenlemeleri sırasında şirketin kurulduğu tarihten bu yana olan belge ve defterlerinin kaybolduğunun ortaya çıktığını ileri sürerek, davacı şirkete ait 2016-2017-2018-2019-2020-2021-2022 yıllarına ait yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, Ortaklar Kurulu Karar Defteri ve Müdürler Kurulu Karar Defterinin zayi olduğunu kanıtlayan zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacı tarafından şirket mobilyalarında değişikliğe gidildiği ve yeni mobilyalar alındığını, muhasebe çalışanı tarafından yapılan evrak düzenlemeleri sırasında şirketin kurulduğu tarihten bu yana olan tüm belge ve defterlerinin kaybolduğunun anlaşıldığını ve davacı şirkete ait 2016 yılından itibaren tüm yıllara ait yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, Ortaklar Kurulu Karar Defteri ve Müdürler Kurulu Karar Defterinin zayi olduğu ileri sürülmüş ise de; Mahkememiz tensip zaptı 5. ve 7. Numaralı ihtar şerhi havi ara kararlarının davacı vekiline UTS yoluyla usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, buna karşın davacı tarafından herhangi bir beyanda bulunulmadığı, Mahkememizin 04/10/2022 tarihli celsesinde davacı vekili tarafından şirket muhasebecesinin defterlerin noter onaylı olup olmadığı hususunda bilgi sahibi olmadığını, ayrıca zayii ile ilgili savcılığa yapmış oldukları bir şikayetin bulunmadığı ve sunacakları başkaca bir delillerinin de bulunmadığını beyan ettiği,Tüm bunlardan davacı tarafından davaya konu defter ve belgeler yönünden somutlaştırma yükümlülüğü yerine getirilmediği gibi, zayi durumunun davacının elinde olmayan sebepler ile gerçekleştiği hususunda dosya kapsamında ispata elverişli somut bir delil bulunmadığı, bu kapsamda yapılan değerlendirmede zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olarak da değerlendirilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla… ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kendi içerisinde çelişkili olduğunu, Beykoz Vergi Dairesinin cevabı yazısında tespitin yer aldığını, söz konusu yazıda, defterlerin incelemeye başlandığına veya inceleme yapıldığına dair bir belgeye rastlanmadığının bildirildiğini, mahkeme tarafından bu şekilde bir tespit yapılmasına rağmen ispat külfetinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, Vergi Dairesinden gelen cevabı yazıda da belirtildiği üzere müvekkili şirketin defterlerinin denetlenmesinin hiçbir şekilde söz konusu olmadığını yaşanan olay üzerine zayi talebinde bulunulduğunu, defterlerin kuruluşundan beri aynı yerde muhafaza edildiğini, müvekkili şirketin 2016 ve 2022 yılları dahil yevmiye defteri, kebir envanter defteri, ortaklar kurulu karar defteri ve müdürler kurulu karar defterinin zayi olduğunun yargılama aşamasında tespit edildiğini, mobilyaların değişmesi sırasında evrakların zayi olmasının davacının elinde olan sebeplerden şeklinde yorumlanmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin mahkemeye karşı dürüst davrandığını, gerçeği anlattığını iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından, Beykoz Vergi Dairesi Müdürlüğünün 06.05.2022 tarihli cevabı yazısında, mükellefin 17.10.2016 tarihinde faaliyete başladığı ve 31.08.2018 tarihinde resen terk edildiği, mükellefe ait defterlerin incelemeye başlandığı veya inceleme yapıldığına dair herhangi bir belgeye rastlanılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından 04.10.2022 tarihli duruşma zaptına geçen beyanında şirket muhasebecisinin defterlerin noter onaylı olup olmadığı hususunda bilgi sahibi olmadığını, ayrıca defterlerin zayi ile ilgili savcılığa yapmış oldukları bir şikayetlerinin bulunmadığını, sunacakları başkaca bir delillerinin bulunmadığını belirtmiştir. Aynı tarihli beyanda şirketin muhasebe evraklarının şirketin kuruluşundan beri aynı yerde muhafaza edildiğini, şirket mobilyalarında geçen hafta değişikliğe gidildiğini ve yeni mobilyalar alındığını, şirketin muhasebe elemanı tarafından hafta başında yeniden dolap ve çekmecelere evrakların yerleştirilmeye çalışıldığı, bu düzenlemeler sırasında şirketin kuruluş aşamasından bu zamana kadar ki belge ve defterlerin kaybolduğunun ortaya çıktığını beyan etmiştir. TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7).TTK’nın 87. maddesinde zayi belgesi verilebilmesi için aranan zayi halleri tahdidî olarak sayılmamıştır. Zayi olayının, tacirin engelleyemeyeceği bir olaydan ve tacire atfedilecek bir muhafaza kusuru olmaksızın gerçekleşmiş olması yeterlidir. Somut olayda, davacı vekili tarafından, şirketin mobilyalarının değiştirilmesi sonrasında yerleşme aşamasında iken defter ve kayıtların bulunamadığını iddia ederek, dava konusu defterlerin zayi olduğunun tespitini talep etmiştir. Dosya içerisinde, defterin davacının muhafaza kusuru harici ile zayi olduğuna dair herhangi bir delil mevcut değildir. Davacı dava dilekçesine herhangi bir delil ibraz etmemiş, duruşma zaptına geçen beyanında başkaca bir delilinin bulunmadığını belirterek, Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre kabul kararı verilmesini talep etmiştir. Yani talep edenin ticari defter ve belgelerini koruyup gözetme yükümlülüğünü yerine getirdiğine, zayi durumunun davacının elinde olmayan sebepler ile gerçekleştiğine dair delil sunulmadığı, zayi olayının somutlaştırılmadığı dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin kararında ve gerekçesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05.10.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.