Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1019 E. 2023/1097 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1019
KARAR NO: 2023/1097
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01.02.2023
NUMARASI: 2023/43 D.iş – 2023/43 Karar
TALEP: İhtiyati Hacize İtiraz
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen vekili, talep dilekçesinde özetle; borçlu … tarafından 13.04.2022 tarihinde düzenlenip müvekkili, … A.Ş.’ye teslim edilen 25.10.2022 vade, 4.350.000-TL (Dörtmilyon Üçyüzelli bin Türk Lirası) bedelli senet vadesinde ödenmediğini, taraflarınca borcun ödenmesi için borçlu defaten uyarıldığını, fakat tüm telkinlere rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi gerek borçlu gerekse de kefil tarafından ödeme yapılacağına dair herhangi bir yazılı veya sözlü taahhütte de bulunulmadığını, müvekkillerinin alacağı bir rehinle teminat altında olmadığı gibi, söz konusu kötü niyetli borçluların mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında borçluların, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için; taraflarınca ihtiyati haciz talep etme zarureti hâsıl olduğunu,
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 01.02.2023 tarihli kararla; “…alacaklının borçlulardan alacağı olan (4.350.000,00 )-TL alınmasının temini bakımından vaki isteği İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer taraflarla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yukarıda belirtilen teminat mukabilinde; 1- … ( T.C. No : …) 2- … Malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının; İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, İHTİYATEN HACZİNE…” karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili itiraz dilekçesinde özetle; …, 13.04.2022 düzenleme, 25/10/2022 vade tarihli 4.350.000-TL tutarlı senedin vadesinde ödenmediği iddiası ile ihtiyati haciz kararı aldığını, ancak ihtiyati haciz kararı elde etmeye sebep gösterilen, yanıltıcı beyana konu senedin ödendiğini, talep eden şirket tarafından yalan beyanlarda bulunarak tarafına hem de banka aracılığıyla resmen yapılan ödemeleri inkâr ederek hilafı hakikat beyanında bulunduğunu, unvanında holding ibaresi bulunan firmanın elinde bulunan fakat bedelsiz kalan senede ilişkin ihtiyati haciz kararı elde ederek müvekkilleri aleyhine icra takibine geçilmesinin kötüniyetli ve hukuksuz menfaat temini gayesinden ibaret olduğunu, ödeme banka aracılığıyla yapılmamış olsa, 4.350.000-TL tutarlı senet için ihtiyati haciz kararı almak, aleyhe takibe geçmek hata ile açıklanamayacağını, müvekkiline yüklenebilecek olan tek kusurun, …Şti elindeki senedin ödeme yapılır yapılmaz alınması için hukuki yollara başvurmamak olduğunu, ancak resmi ödeme yapıldığından bu konuda bir sorun olmayacağının düşünüldüğünü, İİK’nın 257.maddesi gereği, müvekkilinin, bilakis borcunu bihakkın ödediğini fakat aleyhine yalan beyanlarla ihtiyati haciz kararı elde edildiğini, İİK’nın 265.maddesi gereği, ödedikleri senet için yeniden ihtiyati haciz kararı elde edilip, aleyhe icra takibine geçilmiş olmakla, sebep, konu ve teminat bakımından en geniş biçimde ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, sebep-konu itibariyle hukuka aykırılık söz konusu olduğu gibi, zaten ödenen senedin bir kez daha ödenmesi talep edildiğine göre teminatın çok daha yüksek olması gerektiğini, itirazlarının ve özellikle de sundukları banka dekontu dikkate alınmak suretiyle aleyhe geçilen icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince ihtiyati hacze itirazın değerlendirildiği 27.02.2023 tarihli kararla; “…İhtiyati hacze itiraz eden borçlular ihtiyati haczin dayanağı olan bonoyu ödediklerinden bahisle ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir. İtiraz eden borçlu tarafın ödeme beyanı yargılamayı gerektirmekte olup, İİK 265 de sayılan itiraz sebeplerinden değildir. Ayrıca verilen ihtiyati haciz kararında %15 oranında yasal miktar üzerinden teminat alınmış olup daha yüksek oranda teminat alınmasını gerektirir husus tespit edilmemiştir. İtiraz eden tarafın teminatın iade edilmemesi talebi; dosyanın ve takibin geldiği aşamada erken bir taleptir.Bu nedenle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Mahkememiz ihtiyati haczin geçici olarak durdurulması konusunda yetkili ve görevli olmayıp bu husus alacak konusunda yapılacak yargılamada görevli mahkemece değerlendirilebileceği…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İtiraz dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrarla; emsal Yargıtay kararlarını sunduklarını, somut olaydaki ihtiyati haczin sebebine yönelik itirazlarının ilk derece mahkemesince “İhtiyati hacze itiraz eden borçlular ihtiyati haczin dayanağı olan bonoyu ödediklerinden bahisle ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir. İtiraz eden borçlu tarafın ödeme beyanı yargılamayı gerektirmekte olup, İİK 265 de sayılan itiraz sebeplerinden değildir.” gerekçe gösterilerek değerlendirilmediğini, oysa İİK 265 amir hükmü uyarınca borçlu olduğu iddia edilen kişi ihtiyati haciz sebeplerinin bulunmadığını bildirerek ihtiyati haciz kararına itiraz edebildiğini, huzurdaki borcun ifa edildiğine yönelik itiraz da esasen içerisinde ihtiyati haczin sebebine itirazı da barındırdığını, zira itiraza uğrayan ihtiyati haciz kararının, kambiyo senedine konu bedelin ödenmediği ve müvekkilinin mal kaçırdığına yönelik iddialardan kaynaklı olarak tesis edildiğini, basiretli bir tacir olan müvekkilinin kambiyo senedinden kaynaklı borcunu tam ve eksiksiz şekilde ödediği, senedin vade tarihinde ödendiğini gösterir ödeme dekontunun sunulduğu, dolayısıyla ihtiyati haciz talebine sebep gösterilen müvekkilinin mal kaçırmaya yönelik iddialarının da geçerlilik barındırmadığı göz önünde bulundurulduğunda; mahkemeye sunulan itirazların ihtiyati haczin sebebine itiraz teşkil ettiğinin açıkça ortada olduğunu, bu nedenlerle mahkemece haczin dayandığı sebeplere ilişkin itirazları değerlendirilmeksizin itirazın reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararının kaldırılmasına ve ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itirazın reddi kararının istinafına iilişkindir. İlk derece mahkemesinin, borçlular vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine dair verdiği ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İhtiyati haciz talep eden alacaklının 13.04.2022 düzenleme ve 25.10.2022 vade tarihli, 4.350.000 TL bedelli bonoya dayanarak alacağın vadesinde ödenmemesi üzerine ihtiyati haciz talep ettiği, senette düzenleyenin borçlu …, kefilin … Ltd. Şti olduğu, lehtarın ise ihtiyati haciz isteyen/alacaklı olduğu, mahkemece ihtiyati haciz isteminin alacağın %15’i oranında teminat karşılığında kabulüne karar verildiği, bu karara borçlular vekilince yapılan itirazın reddine ilişkin ek karara karşı istinaf isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme İİK’nın 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir. Öte yandan, İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaate varılması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulmasıdır. İİK’nın 265/1.maddesi hükmü uyarınca ise borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde; ihtiyati haciz talep eden alacaklının 13.04.2022 düzenleme ve 25.10.2022 vade tarihli, 4.350.000 TL bedelli bonodan kaynaklanan alacak nedeniyle ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, somut olayda ihtiyati hacze konu kambiyo senedinin bononun tüm unsurlarını taşıdığı, ihtiyati haciz talebinde bulunan alacaklının lehtar olduğu ve bononun lehtar alacaklı elinde olduğu anlaşılmaktadır. İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili, taraflar arasında 13.04.2022 tarihli … A.Ş hisselerinin devri sözleşmesi ile aynı tarihli Hisse ve Varlık Devir Protokolü bulunduğunu, uyuşmazlık konusu bononun bu sözleşmeler uyarınca verilmiş bono olup, sunulu ödeme dekontu ile ödenmiş olduğunu ileri sürmüştür. İhtiyati haciz isteyen vekili, borçlu vekillerinin itirazında ileri sürdüğü ödeme dekontu kapsamında yapılan ödemenin, talep konusu bonoya ilişkin yapılmadığını, taraflar arasında birden fazla ilişki bulunduğunu, talep konusu bononun müvekkilinin borçluya verdiği nakdi borç karşılığı alınana bono olduğunu, bononun müvekkili elinde olmasının da ödenmediğine karine teşkil ettiğini ileri sürerek talebin reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ihtiyati haciz kararına konu bononun ödenerek bedelsiz kaldığından bahisle yapılan itirazın, 2004 sayılı İİK’nın 265. maddesi hükmünde sayılan sebeplerden olmayıp, alacağın esasına ilişkin olduğu, ayrıca teminata yönelik itirazın da reddi gerektiği gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2013/8538 E 2013/11343 K 31.05.2013 tarihli emsal karar içeriği de gözetildiğinde, Borçlular vekilinin uyuşmazlık konusu bononun ödenmiş olması nedeniyle bedelsiz kalan bono olduğu yönündeki itirazın 2004 sayılı İİK’nın 265. maddesi hükmünde sayılan sebeplerden olmayıp, alacağın esasına ilişkin olduğu gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddi kararı isabetli olup aksi yöndeki borçlular vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz kararının %15 teminat karşılığında verildiği de dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin teminat miktarı tutarı yönündeki takdirinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığından, borçlular vekilinin teminatın arttırılması yönündeki itirazının reddi de isabetli olup, bu yöndeki aksi istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.İlk derce mahkemesinin ihtiyati hacze yöneltilen itirazın reddi kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 ve İİK 265/son maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 15.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son. maddeleri uyarınca karar kesindir.