Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1009 E. 2023/1416 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1009
KARAR NO: 2023/1416
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2023
NUMARASI: 2022/998 E. – 2023/191 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari nedeniyle düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine Edirne İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin yerleşim yerinin Edirne ilinde olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin de Edirne olduğunu, bu nedenle takibin Edirne İcra Müdürlüğünde başlatıldığını, savunarak, davanın öncelikle yetki yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… 6100 sayılı HMK’ nın 19/2 maddesinde ‘Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz’ şeklindedir. HMK’nın 6.maddesinde ‘Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.’ şeklindedir. HMK’nın yukarıda belirtilen maddeleri nazara alındığında; açılan davada dava şartları mevcut olup, davalının usulüne uygun yetki itirazı bulunmaktadır. Dava dosyasında taraflarca mutabık olunan bir yetki sözleşmesi de bulunmamaktadır. Nitekim davalının vergi mükellefiyetinin Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Arda Vergi Dairesi olduğu görülmüştür. Dolayısıyla davalı vekilinin yerinde görülen yetki itirazının kabulü…” gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dava dilekçesinin reddine, HMK’nın 20. maddesindeki usul çerçevesinde başvuru hâlinde dosyanın yetkili Edirne Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen yetkisizlik kararının hatalı olduğunu, takip sonrası arabuluculuk aşamasında davalının adresi itibariyle Büyükçekme Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu, mahkemece dava tarihindeki yerleşim yeri araştırılmadan, dava tarihinden sonraki yerleşim yerinin esas alınarak yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında satım sözlemesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak sözleşmenin ifa yeri bakımından, davacının yerleşim yerinin mahkemenin yetki sınırları içinde kalmaması nedeniyle para borcu yönünden TBK’nın 89.maddesi ile HMK’nın 10.maddesinin değerlendirilmesine gerek duyulmamıştır. HMK’nın genel yetkili mahkeme başlıklı 6. maddesi, “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklindeki düzenlemeyi içermektedir. Yerleşim yeri 22/11/2001 tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenmelidir. Davacı vekili dava tarihinde davalı gerçek kişinin yerleşim yerinin “… Mahallesi … Caddesi No:.. E Büyükçekmece/İstanbul” olduğunu ileri sürmüştür. Dava dilekçesinin de bu yerde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. UYAP ortamında yapılan adres araştırmasında belirtilen adresin de davalının eski yerleşim yerleri arasında olduğu görülmektedir. Ancak hangi tarih itibariyle bu yerin terk edildiği kayıtlardan anlaşılmadığından, mahkemece dava tarihindeki yerleşim yerinin ilgili kurumlardan sorularak yetki konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yetkiye ilişkin deliller toplanmadan, dava tarihinden sonraki bir dönemde yapılıp yapılmadığı anlaşılamayan adres değişikliğinin esas alınarak karar verilmesi yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. Kabule göre de kamu düzenine ilişkin olmayan yetki itirazının kabulü hâlinde mahkemenin vereceği karar sadece yetkisizlik kararıdır. Buradaki yetki dava şartı niteliğinde olmadığından, usulden ret kararı verilemez. Sadece mahkemenin yetkisizliğine ve HMK’nın 20.madesindeki usul çerçevesinde talep hâlinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmekle yetinilmelidir. Ayrıca “dava dilekçesinin reddine” de karar verilemez. Çünkü HUMK’tan farklı olarak HMK’da böyle bir karar verileceğinden söz edilmemiştir. HMK’nın 20. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesinde, yetki itirazının kabulü hâlinde verilecek karar açıkça “yetkisizlik kararı” olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla mahkemece verilen usulden ret kararının ve dilekçenin reddi kararının da yasal dayanağı bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.20.09.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.