Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/1005 E. 2023/1015 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1005
KARAR NO: 2023/1015
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09.03.2023 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2023/17 E. – 2023/18 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan talep dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talebinde bulunan alacaklı vekili tarafından verilen dilekçede; taraflar arasında 24/04/2020 tarihinde borç ikrarı ve geri ödeme planı sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkiline sözleşmenin akdedildiği tarih itibariyle 365.269,89 Euro borçlandığını ikrar ettiğini ve borcu ödemeyi taahhüt ettiğini ancak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin 19/10/2021 tarihinde İsviçre Tahkim Mekezine başvurduğunu, … numaralı dosya üzerinden yargılama yürütüldüğünü ve 13/05/2022 tarihli tahkim kararı verildiğini, bu kararın ülkemizde tenfizi için Bakırköy 5.ATM 2022/835 Esas sayılı dosyasının ikame edildiğini, ihtiyati haciz kararının tenfiz edilmesine karar verilen tahkim kararına dayandığı için ilamlı olarak kabul edilerek teminatsız olarak verilmesini talep ettiklerini, ayrıca verilecek ihtiyati haciz talebine konu alacağın yabancı para olan bölümleri hakkında ihtiyati haciz kararının yabancı para cinsinden verilmesini talep ettiklerini, dilekçede talep konusu alacağın TL cinsinden 9.175.586,59 TL olarak bildirilmesinin sebebinin ihtiyati haczin bu tutar üzerinden uygunlanması değil, teminat karşılığı verilebilecek ihtiyati haciz kararında teminatın tutarının belirlenebilmesi olduğunu ancak müvekkilinin teminat gösterme zorunluluğu olmadığını, ihtiyati haciz kararının TL cinsinden verilmesi halinde dövizde yaşanan dalgalanmalar neticesinde alacağının belli bir miktarı, verilmiş olan miktarının verilmiş olan ihtiyati haciz kararıyla güvence altına alınmaktan çıkabileceğini, 354.500,00 Euro ana para ile 01/07/2021 tarihinden itibaren %8 oranında işleyecek faizi olan 43.588,00 Euro olmak üzere toplam 398.088,00 Euro ile 55.328,55 İsviçre Frangı ve 9.452,90 TL tutarındaki alacağın toplamı için borçlu şirketin kendi yedinde veya üçüncü kişiler nezdinde olan menkul ve gayrimenkul malları ile her türlü hak ve alacaklarının haczini teminen, teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebinin değerlendirdiği 19.01.2023 tarihli değişik iş kararıyla; “… İİK 257/1 madde kapsamında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257/2 maddesindeki koşulların gerekmediği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın sağlanmasının yeterli olduğu ve talep dilekçesi ekinde sunulan belgeler ile alacağın varlığı ve muacceliyeti hakkında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği gözetilerek, şartların oluşması nedeniyle İİK 257. maddesi gereğince alacağın %15 oranında teminat karşılığında (Emsal İstanbul BAM 05.03.2020 Tarih ve 2020/353 E. – 2020/328 K. Sayılı ilamı dikkate alınarak) ihtiyati haczine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle, İİK’nın 257/1. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin kabulüne, karar vermiştir.İhtiyati haciz kararına karşı, borçlu vekili tarafından İİK’nın 265. maddesi gereğince itiraz edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazını değerlendirdiği 09.03.2023 tarihli ek kararla; “…Yargıtay kararları uyarınca, henüz tenfiz davasının devam ettiği sırada dahi ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkündür. Tenfiz kararının amacı, yabancı ülkelerde hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesini sağlamaya yöneliktir. Buna göre yabancı mahkeme veya hakem heyeti tarafından verilen bir kararla tespit edilen alacak hakkında tedbir niteliğinde bulunan ihtiyati hacze karar verilmesi için yabancı kararın tenfizi koşulunun aranmasına gerek bulunmamaktadır. Tahkim yargılamasından önce veya tahkim yargılaması sırasında ihtiyati hacze karar verilmesi mümkün bulunduğuna göre, kararın verilmesinden sonra da ihtiyati hacze karar verilebilir. Tenfiz kararı kesinleşmeden infaz edilemez ise de, bu karara dayanarak ihtiyati haciz istenmesine yasal bir engel bulunmadığı anlaşılmakla istemde bulunan tarafından sunulan delil ve belgeler dikkate alındığında alacağın varlığının yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığı, bu nedenle ihtiyati haczin yasal koşullarının oluştuğu; halen ihtiyati haciz şartlarının varlığını koruduğu, itirazların mahiyetinin kararı değiştirecek nitelikte olmadığı görülerek itirazın reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle, borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmiştir.Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece teminat yatırılması koşuluyla ihtiyati haciz kararı verildiğini, itirazların ise reddedildiğini, kararın kaldırılması gerektiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257 sayılan şartların gerçekleşmesinin gerektiğinin tartışmasız olduğunu, sadece vadesi gelmiş para borcu hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceğinin hüküm altına alındığını, taraflar arasında görülmekte olan tanıma/tenfiz davasının bulunduğunu, kararın henüz kesinleşmediğini, 5718 sayılı MÖHUK Kanunu 59.maddesinde yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceğine ilişkin olduğunu, kesinleşmemiş tenfiz kararlarının icra edilebilir nitelikte olmadığını, emsal Yargıtay kararları gereğince tenfiz kararı kesinleşmeden alacağın vadesinin geldiğinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını ve ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinin hükme bağlandığını, kamu düzenine ilişkin yasağın delindiğini, kanun koyucunun iradesine aykırı şekilde icrai işlemlere başlandığını, İİK 257.maddesinde ihtiyati haczin düzenlenmiş olduğunu, ayrıca yetkisiz mahkemeden talepte bulunulmuş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK kapsamında yetkiye dair hükümlerin kıyas yoluyla uygulanacağını, ihtiyati haciz talebinin derdest bulunan dava sırasında isteniyorsa davaya bakan mahkemenin ihtiyati haciz kararı verilmesinde yetkili olduğunu, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/835 Esas sayılı dosyasında derdest olduğundan ilgili mahkeme tarafından ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesinin gerektiğini, yetki yönünden de itiraz ettiklerini, henüz vadesi gelmemiş bir alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal mevzuata aykırı olduğunu iddia ederek, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasını, yapmış oldukları itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi gereğince ihtiyati hacze itirazın reddine dair ek kararın istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş; itirazının reddine dair verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, İsviçre Tahkim Merkezine ait 600656-2021 numaralı 13.05.2022 tarihli kararda, tarafların sözleşmeyi 24 Nisan 2020 akdettikleri davacının davalıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği, borçlunun 15.06.2021 tarihinde muaccel hale gelmiş olmasına rağmen sözleşme kapsamındaki 4.taksiti ödememiş olduğu hususunda ihtilafın olmadığı, davacıya sözleşmeyi derhal feshetme ve davalının tüm borcundan geriye kalan bakiyenin derhal ödenmesini talep hakkı verdiği, ihtiyati haciz talep edenin davacı, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin davalı olduğu hakem kararında gerekçelerine yer verilerek 354.500,00 EURO yanı sıra tamamen ödeme yapılana kadar %8 oranında faiz ödemesine ayrıca masraflar için 55.328,55 CHF ödemesine hükmedildiği, ihtiyati haciz talep eden tarafça Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesine 21.09.2022 tarihinde başvurularak tenfiz talebinde bulunduğu, mahkemenin 2022/835 Esas 2022/1225 Karar ve 28.12.2022 tarihli kararı ile davanın kabulü ve İşviçre Tahkim Merkezine ait … numaralı 13.05.2022 tarihli hakem kararının davacı lehine tenfizine karar verildiği, karar tarihinin 28.12.2022 olduğu, ihtiyati haciz talep eden vekilinin 17.01.2023 tarihli dilekçeyle hakem kararında belirtilen 354.500,00 EURO ana para ile 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren yıllık %8 oranında işleyen faiz olan 43.588,00 EURO toplamı 398.088,00 EURO ve 55.328,55 İsviçre Frangı ile 9.452,9 TL tutarındaki alacağın temini için İİK’nın 257 vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz talep ettiği, tarafların arasında 24.04.2020 tarihinde borç ikrarı ve geri ödeme planı sözleşmesinin akdedilmiş olduğu, mahkemece 19.01.2023 tarihli değişik iş sayılı kararla emsal kararlar gereğince tenfiz kararı kesinleşmeden infaz edilemez ise de bu karara dayanak ihtiyati haciz istenmesine bir engel bulunmadığı gerekçeleri ile İİK’nın 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin kabulüne 9.175.586,59 TL alacak için %15 oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenin yapmiş olduğu ihtiyati hacze itirazının reddedilmesi neticesinde söz konusu ek kararın istinaf edilmiş olduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, tenfizine karar verilen yabanca hakem kararının kesinleşmemiş olmasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olup olmadığı, mahkemenin bu konuda yetkili olup olmadığı ile İİK’nın 257 vd. maddelerinde yer alan ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir.MÖHUK’un 2.bölümünde “Yabancı Mahkeme ve Hakem Kararlarının Tenfizi ve Tanınması” üst başlığına yer verilmiştir. Kanun’un 60-63. maddelerinde yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. Buna göre, “kesinleşmiş” ve “icra kabiliyeti kazanmış” veya “taraflar için bağlayıcı olan” yabancı hakem kararlarının tenfiz şartlarını, yabancı mahkeme kararlarının tenfizi şartlarından farklı olarak ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu durumda, tenfizine karar verilen yabancı hakem kararında hükme bağlanan alacağın İİK’nın 257/1. maddesi anlamında “vadesi gelmiş alacak” olarak kabul edilmesi gerekir. Zira dava konusu alacak, kesin nitelikteki bir yabancı hakem kararıyla hükme bağlanmış bir alacaktır. Alacak belirli ve muaccel bir alacak olup İİK’nın 257 vd. maddelerinde gösterilen ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunun kabulü gerekir. Tenfiz ilamına karşı kanun yoluna başvurulması icra takibini durdurur ise de bu husus ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Yukarıda açıklanan MÖHUK’un ilgili maddeleri ve emsal yargı kararları kapsamında yabancı hakem kararının tenfizine dair hüküm kesinleşmemiş olsa dahi ihtiyati haciz kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından ve ayrıca ihtiyati haciz talebi tenfiz kararı sonrasında değişik iş sayılı dosyasından talep edilmiş olduğundan ve aynı yetkili yer mahkemesinden talep edilmiş olduğundan itiraz eden vekilinin aksine iddiaları yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5 maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 265/5 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.