Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/997 E. 2022/875 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/997
KARAR NO: 2022/875
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2022
NUMARASI: 2022/125 E. – 2022/148 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin takip tarihi itibariyle davalılardan alacaklı olduğunu, borçluların 2019 yılı Ekim dönemi içerisinde müvekkili dahi olmak üzere hava yolu şirketlerine ödemesi gereken bilet satış bedellerini ödememesi nedeniyle 17.10.2019 tarihinde davalıların IATA akreditasyonunun dondurulduğunu, borçlulara 30.11.2019 tarihine kadar bilet bedellerinin ödemeleri için süre verildiğini ancak, bedelin ödenmemesi üzerine IATA akreditasyonlarının feshedildiğini, feshin hava yollarına olan borçların ödenmemesinden kaynaklandığını, borçluların hava yolu şirketlerine ait biletleri satarak kazanç elde ettiklerini, hava yolu nam ve hesabına tahsil edilen bilet bedellerinin ödenmeyerek borçluların sebepsiz zenginleştiğini, IATA bünyesindeki teminat mektuplarının bozularak alacak oranında ödendiğini, sonuçta … AŞ’nin 1.067.295,10 TL, davalı … AŞ’nin 1.631.442,10 TL ve davalı … AŞ’nin 3.378.096,90 TL olmak üzere toplam 6.076.834,10 TL borçları bulunduğunu, davalı şirketlerin ödeme güçlüğü içerisinde olduklarını ve müvekkilinin alacağının tehlikeye girdiğini, alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, borçluların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazlarının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; davacının yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, davanın kimin adına açıldığının belirsiz olduğu gibi dosyaya sunulan vekaletnamenin de kimin adına düzenlendiğinin belirsiz olduğunu, vekaletnamede yetkili gözüken kişinin gerçekten yetkili olup olmadığının anlaşılamadığını, müvekkillerinin adresinin … Mah. … Sak. No:… İç Kapı No:… Muratpaşa/Antalya olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava dışı …’nin (…) kayıtlarına dayanılarak müvekkillerinin davacıya borçlu olduğunun ileri sürüldüğünü, ancak … tarafından düzenlenen kayıtların bu dava açısından delil niteliği bulunmadığını, müvekkilleri … ve … tarafından dava dışı … aleyhine, …’nin müvekkillerine yönelik haksız uygulamaları sebebiyle İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/732 Esas sayılı dosyasında tazminat davası açıldığını, davacının delil olarak dayandığı kayıtların müvekkili ihtilaf içerisinde bulunan … tarafından hazırlandığını, davanın …’na ihbar edilmesi gerektiğini savunarak, davanın usul ve esas yönünden reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava; İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 6.598.068,29 -TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalıların yasal süresi içinde vaki itirazları sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur. Davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibi ile …, … ve … Şirketleri aleyhine sözleşmeye dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmış, tüm takip borçlularının takibe itiraz etmeleri neticesinde mahkememizin 2021/262 esas sayılı dosyasında yargılaması deva eden itirazın iptali davası açılmıştır. Anılan dosyada tüm davalılar tarafından yetki itirazı ileri sürülmüş; … Turizm şirketinin adresinin Şişli/İSTANBUL sınırları içerisinde olduğu ve HMK’nun 6 maddesi uyarınca bu davalıya karşı açılan dava yönünden mahkememizin yetkili bulunduğu anlaşılmakla, davalı … şirketi vekilince ileri sürülen yetki itirazının reddine, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davalılardan … şirketi ile … Şirketi yönünden, bu iki davalıya karşı açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. Haklarında açılan itirazın iptali davası tefrik edilen bu iki şirket yönünden iş bu esas üzerinden yargılamaya devam edilmiştir. Davalı …, … ve … Şirketleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Nitekim mahkememizce 2021/262 esas sayılı dosyada bu gerekçe ile tefrik kararı verilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamından; iş bu dosya davalıları tarafından icra dairesinin yetkisine, borca ve faize itiraz edildiği, itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Yine davalıların mahkememizin yetkisine yönelik ilk itirazlarını da, süresinde sundukları cevap dilekçesi ile ileri sürdükleri görülmüştür. Davalı şirketlerin sicil kayıtları getirtilerek incelenmiş, … şirketi ile … Şirketinin adreslerinin takip ve dava tarihi itibariyle Muratpaşa/ANTALYA sınırları içerisinde olduğu tespit edilmiştir. İİK’nun 50.maddesi para borçlarının takibinde hangi icra dairelerinin yetkili olduğu hususunda HMK’nun yetkiye dair hükümlerine atıf yapmaktadır. TBK’nun 89, 6100 Sayılı HMK’nun 6 ve 10 maddeleri uyarınca somut olayda davacının ve her bir davalının yerleşim yeri icra dairelerinin yetkilidir. Somut olayda davacı şirketin yerleşim yeri Katar’da, her bir davalı şirketin yerleşim yeri ise Muratpaşa/ANTALYA adresinde bulunmaktadır. Davacı şirketin Türkiye Şubesi bulunmakla birlikte, davalılar ile davacı arasındaki acentelik ilişkileri şubenin işlemlerinden doğmadığı için HMK’nun 14/1 maddesinin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Şu halde davacı tarafından varlığı iddia olunan para alacağının takibinde her iki davalı yönünden de, bu şirketlerin yerleşim yeri olan Antalya icra daireleri yetkilidir. Tacir olan taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi de bulunmamaktadır. İtirazın iptali davalarında takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması özel dava şartıdır. Davalıların yerleşim yerlerinin İstanbul icra dairelerinin yetki sınırı dışında bulundukları, dava konusu takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı anlaşılmakla davalılara karşı açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 fıkraları gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 117/2 fıkrası uyarınca ilk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. Davanın özel dava şartı yokluğundan reddine karar verildiğinden, mahkememizin yetkisine yönelik yetkisizlik itirazı değerlendirilmemiştir. ” gerekçesiyle HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin 2021/262 Esas sayılı dosyasının 16.02.2022 tarihli celsesinde verdiği ara kararla … şirketinin adresinin Şişli ilçesi sınırları içerisinde olduğundan bu davalıya karşı açılan dava yönünden mahkemenin yetkili olması nedeniyle yargılamanın devamına, diğer davalılar … Şirketi ile … Şirketleri yönünden ise açılan davanın ayrılarak ayrı bir esasa kaydına karar verildiğini, mahkemenin 2022/125 Esas sayılı dosyasında devam eden davada usulden ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu; Takip konusu borcun, birden fazla borçlusu bulunması halinde, alacaklının, bunlardan birisinin ikametgahının bulunduğu yerde tüm borçlular hakkında icra takibi yapabileceğini, davalı … Ticaret A.Ş.’nin adresinin Şişli ilçesinde olması nedeniyle mahkeme ve icra dairesinin yetkili olduğunu, ancak davalının sanki tüm davalıların yerleşim yerinin Antalya ilindeymiş gibi beyanda bulunarak mahkemeyi aldatma çabasına girdiğini, HMK’nın 7. maddesine göre davalının birden fazla olması halinde davanın, davalılardan birinin yerleşim yerinde açılabilmesinin usul ekonomisi ve çelişkili kararların önlenmesi ile davaların seri şekilde sonuçlanması için gerekli olduğunu, davacının, davalılardan birini, sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir yer mahkemesine getirmek amacıyla davayı açması halinde ilgili davalının itirazı üzerine, o davalı hakkında yetkisizlik kararı verilebileceğini, ancak somut olayda böyle bir durumun ispat edilmediğini, davalılar arasında HMK’nın 57. maddesinde düzenlenen ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğunu, davanın temelini oluşturan vakıalar ve hukuki sebebin aynı olduğunu, davalı şirketlerin üçünün de ortakları ve yöneticilerinin aynı kişilerden oluştuğunu, davanın hukuki sebeplerinin her bir borçlu şirket için de temelde aynı olması nedeniyle aynı şirketler topluluğuna mensup üç şirket için takip başlatılarak dava açıldığını; Her üç şirketin borcuun … akreditasyonu kapsamında ödenmeyen bilet bedellerinden kaynaklandığını, şirketin yöneticileri aynı kişiler olduğunu, üç şirket de … grup adı altında hareket ettiğini, … grubun internet sitesinde gerek davalı …’nin gerekse davalı …’nin diğer davalı …’nin alt acentesi gibi hareket ettiği ve … altında bilet satışı gerçekleştirdiğinin görüleceğini, şirketlerin bütün olması nedeniyle sadece bir tanesinin … akreditasyonun sonlandırılmasının mümkün olmadığını, borç miktarının tespit edilmesi için BSP kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, arabuluculuk aşamasında yetkiye yönelik itirazların bu gerekçelerle sulh hukuk mahkemesince reddedildiğini, benzer bir davada verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik itirazın mahkemece kabulü üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2021/976 E. 2021/821 K sayılı kararında da bu şekilde değerlendirmeler yapıldığını;Benzer bir uyuşmazlıkta alınan uzman görüşünde de üç davalının her biri hakkında açılan davanın hukuki sebebinin aynı olduğu ve bu hukuki sebebin; “acentelik sözleşmesine aykırılık” olarak belirlenerek aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğunun tespit edildiğini, HMK’nın 7.maddesi uyarınca birden fazla davalı bulunan hallerde davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğini, bu kuralın istisnasının davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığının ispatı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili istinaf başvurusuna karşı sundukları cevap dilekçesinde özetle; yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takibin bulunmasının itirazın iptali davalarında dava şartı olduğunu, her üç davalının dava dışı … ile yaptığı sözleşmelerin farklı olması nedeniyle davalıların arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığını, davacının da her bir davalıdan farklı sözleşmeler kapsamında farklı miktarlarda alacak talep ettiğini, farklı sözleşmelerden kaynaklanan alacaklar nedeniyle davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, yolcu bileti satışı acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine, ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalılar ile dava dışı … arasında düzenlenen sözleşmeler kapsamında, davalılar … sistemi üzerinden çeşitli havayolu şirketlerine ait uçak biletlerini satmışlardır. Bu kapsamda davacı şirkete ait uçak biletlerinin de satıldığı sabittir. Davacı, davacının nam ve hesabına satılan bilet bedellerinin davacının hesabına ödenmemesi üzerine, … tarafından sözleşmesinin feshedildiğini, birçok havayolu şirketine ait bilet paralarının ödenmemesi nedeniyle davacılar tarafından verilen teminat mektubunun nakde çevrilerek bedelinin alacaklılar arasında paylaşıldığını ve bakiye alacağı bulunması nedeniyle takip başlatıldığını ileri sürmüştür. İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, davacı tarafından 16.07.2020 tarihinde davalılar … AŞ, … AŞ, ve davası tefrik edilen … aleyhine takip başlatılmış, borçlular vekilinin süresinde icra dairesinin yetkisi ve borca yönelik itirazları nedeniyle takibin durduğu görülmüştür. Davacı vekilince her üç borçlu hakkında İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/262 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açılmıştır. İlk derece mahkemesinin 15.02.2022 tarihli oturumunda davalı … AŞ’nin yerleşim yerinin Şişli ilçesi olması nedeniyle icra dairesi ve mahkemenin yetkili olduğu belirlenmiştir. Diğer davalıların yerleşim yerinin Antalya ilinde olması nedeniyle bu davalılara ait dava tefrik edilerek mahkemenin 2022/105 Esasına kaydedilmiştir. İlk derece mahkemesince davası ayrılan davalılar yönünden yapılan yargılama sonucunda istinaf başvurusuna konu karar verilmiştir.HMK’nın 57.maddesi gereğince, birden çok kişi hakkında maddede sayılan durumların bulunması halinde birlikte dava açılabileceği, bu kapsamda davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olmasını ihtiyari dava arkadaşlığı sebebi olarak görüldüğü anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki belgelerden davalıların grup şirketleri olduğu ve dava dışı … ile yaptığı sözleşmeler kapsamında birçok hava yolu şirketi ile birlikte davacı şirkete ait biletleri sattıkları bu nedenle ticari ilişkinin bir bütün olarak değerlendirilerek borç ve alacak yönünden belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu ve davalarını HMK’nın 166.maddesi gereğince birlikte görülmesi gerektiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğ edilmesi, HMK’nın 114/2. maddesi anlamında özel dava şartıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davası ayrılan iki davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun (hadise) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2.anlamında özel dava koşuludur. Somut uyuşmazlıkta, davası tefrik edilen … AŞ’nin yerleşim yerinin Şişli/İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Diğer davalıların yerleşim yeri ise Antalya ilidir. Davalılar vekili takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını belirterek icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. HMK’nın 6. maddesi gereğince her dava (takip) dava tarihindeki davalının yerleşim yerinde açılmalıdır. Davalının (borçlunun) birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde dava (takip) açılabilir. Ancak, dava sebebine göre Kanun’da davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmiş ise, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir. Somut olayda davalılarla … arasındaki sözleşme ve davalıların ortaklık yapısı nedeniyle ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, ilk derece mahkemesinin davaların ayrılmasına ilişkin kararı yerinde değildir. HMK’nın 7.maddesi gereğince takibin yapılmış olduğu, İstanbul İcra Müdürlüğü İİK’nın 50.maddesi yollamasıyla HMK’nın 6. ve 7. maddeleri gereğince yetkili olduğundan tüm davalılar yönünden takibin yetkili mahkemede yapıldığının kabulü gerekir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin davası ayrılan iki davalı yönünden, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine verdiği kararın yerinde olmadığı ve tüm davalılara yönelik davanın birlikte görülmesi gerektiğinden, ayırma kararının HMK’nın 353/1.b.5.maddesine aykırı olduğu, mahkemenin dava şartına aykırı karar verdiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, mahkemece dava şartının hatalı değerlendirilmesi nedeniyle usul hatalarının giderilmesi için ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nun 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-İlk derece mahkemesince verilen hüküm, Dairemizin iş bu kararı ile ortadan kalktığından, İİK’nın 36/5. maddesi gereğince teminatın yatırana iadesine, 6–Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.