Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/957 E. 2022/771 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/957
KARAR NO: 2022/771
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2022
NUMARASI: 2022/56 D.İş – 2022/56 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlu tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, itiraz eden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin 26.02.2020 vade tarihli 975.000 TL bedelli bono nedeniyle alacaklı olduğunu, bononun vadesinde ödenmediğini ve borçlunun mallarını kaçırma ihtimali bulunduğundan alacağın tahsilinin tehlikeye girdiğini ileri sürerek, 26.02.2020 ödeme tarihli 975.000 TL bedelli bononun şimdilik 350.000 TL’si için borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 16.02.2022 tarihli kararında; “…Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlulardan alacağı olan 350.000,00 TL’nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.’nın 257. maddesi 1. fıkrasına uygun bulunmuş ve alacak rehinle temin edilmemiş olduğundan; karşı taraf ile üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı tayin edilen teminatın yatırılması halinde adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, ” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne, karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin Gaziosmanpaşa ilçesinde ikamet ettiğini, bu nedenle yetkili mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin karşı tarafa borcu olmadığını, sözde belgenin karşı tarafça maksatlı şekilde ve sahte olarak tanzim edildiğini, belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, sözde tanzim tarihi olan 10.06.2019 tarihinde sözde alacaklının müvekkilinin oğlu ile evli olup soyadının o tarihte … olduğunu, dolayısı ile 10.06.2019 tarihinde müvekkilinin … adına borç belgesine imza atmasının ve …’ün de … olarak böyle bir belge tanzimini talep etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, söz konusu belgeden borçlunun kim olduğunun dahi açıkça anlaşılmadığını, vade tarihinin üzerinden iki yıl geçtiğini, alacaklının bu sürede alacağını tahsil etmek için oldukça imkanı olduğunu belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 21.03.2022 tarihli ek kararında; ” Senet sahteliği iddiasının menfi tespit davasının konusu olduğu, esas hakkında açılacak davaya bakan mahkemece irdelenebilecek hususlardan olduğu, ayrıca somut olayda itiraz edenin ikametgah adresinin 14/02/2022 tarihli itiraz dilekçesinde bahsettiği Gaziosmapaşa ilçesi olduğu, Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 karar sayılı kararı uyarınca anılan ilçenin mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı anlaşıldığından, borçlu vekilinin itirazının yetki yönünden de reddine..” gerekçesiyle itirazın reddine, karar vermiştir.Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İhtiyati haciz talepli başvuruya ilişkin sunulan borç belgesinde TTK’da belirlenen kambiyo senedi vasıflarından, düzenleme yeri, borçluya ait T.C. kimlik numarası ve adres unsurlarının eksik olduğunu, belgeden borçlunun kim olduğunun dahi açıkça anlaşılamadığını, kambiyo senedi vasıflarına haiz olmayan bir belgeye dayanılarak ihtiyati haciz kararı verilmeyeceğini, müvekkilinin hiçbir tarihte karşı tarafa borcu bulunmadığını, belgenin karşı tarafça maksatlı şekilde ve sahte olarak tanzim edildiğini, belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bununla beraber sözde tanzim tarihi olan 10.06.2019 tarihinde sözde alacaklınını müvekkilimin oğlu ile evli olduğunu ve soyadının o tarihte … olduğunu, bu nedenle 10.06.2019 tarihinde müvekkilinin … adına borç belgesine imza atması kadar, …’ün de … olarak böyle bir belge tanzimini talep etmesinın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sahte belge tanzimi sırasında soyadı ve tarihlerin karıştırıldığını, ilgili senedin kambiyo vasfında olmaması nedeniyle takibin asılda ilamsız icra takibi şeklinde açıldığını, başlatılan takibe de itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durmasına rağmen müvekkilinin ihtiyati haciz nedeniyle mağdur olduğunu, bu tür bir belgeye karşı menfi tespit davası açılmasının beklenemeyeceğini, alacaklının süresinde itirazın iptali davası açladığını, bu nedenle ihtiyati haczi tamamlayan merasimin yerine getirilmediğini, İİK’nın 257 ve devamı maddelerindeki ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, sözde belgenin vade tarihinden itibaren iki sene geçmesine rağmen alacağın tahsiline çalışılmamasının manidar olduğunu Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati hacze yönelik itirazın kabulü ile kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyada mevcut senet bilgileri incelendiğinde, keşidecisi …, lehdarı … olan 975.000,00 bedelli, 10.06.2019 düzenleme tarihli, 26.02.2020 ödeme tarihli, senedin keşide yerinin senet üzerinde yazılı olmadığı anlaşılmaktadır. Keşidecinin adının alt kısmında adres bilgileri yer almamaktadır. Belgenin mevcut şekli ile bono vasıflarını taşımadığı açıktır. Ancak belgede borçlunun imzası ve borçlunun kim olduğu anlaşılmaktadır. Talep, ihtiyati haciz istemine istemidir. İhtiyati hacze konu senedin kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren belge olduğu aşikardır. İİK’nın 257. maddesine göre, ihtiyati haciz kararı verilmesi için senedin bono vasfında olması şartı bulunmamaktadır. Senedin kambiyo senedi vasfında olmadığına yönelik itirazların İİK’nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmış bulunan sebeplerden olmayıp, mahkemenin ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu husus ancak yapılabilecek icra takibinin mahiyetini değiştirebilecek bir husustur. Dolayısıyla mahkemece ihtiyati haciz isteyenin dayanak yaptığı senedin bono vasfını taşımadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmemelidir ( Emsal, Yargıtay 11.HD’nin 2011/1456 E- 2011/2378 K sayılı, 07.03.2011 tarihli kararı). Borçlu vekili istinaf başvurusunda, kambiyo senedi niteliğinde bulunmayan belgeye dayalı olarak ilamsız takip başlatıldığını ve takibin itiraz üzerine durduğunu belirtmiştir. Bu durumda ihtiyati haciz kararının süresinde uygulandığı anlaşılmıştır. Süresinde itirazın iptali davası açılmaması, açılacak itirazın iptali davasında değerlendirilmelidir. Senedin sahte olduğuna ilişkin iddialar menfi tespit davasına konu edilebilir. Bu tür iddiaların ihtiyati hacze itirazda ileri sürülmesi mümkün değildir. Senedin takibe konu edilmesi ve itirazın iptali davasının açılmamasına rağmen, borç tehdidi altında olan borçlunun menfi tespit davası açabileceği anlaşılmakla, borçlu vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesi kararı isabetli olmakla, itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.09.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca karar kesindir.