Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/954 E. 2022/884 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/954
KARAR NO: 2022/884
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2021
NUMARASI: 2018/237 E. – 2021/805 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı sattığı motosikletler için verdiği bir kısım bonoları ödemediğini, satılan ürünler için düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edildiğini ve davalının bu faturalara karşı süresinde bir itirazda bulunmadığını, satımdan kaynaklanan cari hesap borcunun ödenmemesi üzerine alacağını tahsil amacı ile davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin davacıdan satın aldığı 4 adet motosikletin bedelinin sözleşmede 13.743,00 TL olarak belirlendiğini ve bu tutarın davacıya ödendiğini, buna ilişkin satış sözleşmesinde “satıcı nitelikleri ve bedeli yazılı aracı alıcıya halihazır durumu ile satarak bedelini nakden aldığını ve aracı teslim ettiğini beyan ve taahhüt eder” ifadesi ile belirtildiğini müvekkilinin bedeli nakden ödediğine ilişkin noter tasdikli davacı şirket vekilinin imzası bulunan satış sözlemesinin bulunduğunu, davacının elindeki bonoların satış öncesi teminat olarak verildiğini, dava dilekçesinde satım bedelinin bir kısmı için bono verildiği belirtilmesine karşın ne kadar bono verildiğinin ve ne kadar nakit ödendiğinin açıklanmadığını savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 7.367,99 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan motosiklet satışına ilişkin ticari ilişki gereğince düzenlenen fatura borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır. Yukarıdaki bilgiler ışığında tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davalı tarafundan davacı tarafa motosiklet satışı bedeli olarak iki parça halinde banka havalesi ile 3.000 TL ödemenin yapıldığı, 9.000 TL faturalar karşılığı kalan 6.000 TL ‘nin davalı tarafça noterde elden ödendiğinin iddia edildiği, ancak buna ilişkin yazılı delil sunulmadığı, ödeme iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan davacı tarafça ceza yansıtma faturası olarak talep edilen 1.250,00 TL’lik kısım için davalı ile arasında ceza şartına ilişkin sözleşmenin bulunmadığı, ceza alacağının neye ilişkin olduğunu ve ne şekilde hesaplandığının davacı yanca ispatlanamadığı, buna ilişkin delil sunmadığı; ayrıca davacı tarafça talep edilen 117,99 TL senet iade masrafına ilişkinin de belgenin sunulmadığı, buna ilişkin masrafın da ispatlanamadığı görüldüğünden davalının 6.000 TL’lik faturalardan dolayı davacıya borçlu olduğunun saptanması nedeniyle davalının itirazında kısmen haksız olduğu anlaşılmakla itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir. İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre ‘Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.’ İşbu davada davalı mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile kısmen haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine,..” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yönelik itirazının 6.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, alacağın %20’si oranında 1.2000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ve araştırmayla karar verildiğini, tarafların muhtelif plakalı motosikletlerin alım satımı hususunda anlaştıklarını bu kapsamda araçların Beyoğlu … Noterliğinin 25.07.2016 tarih ve … yevmiye numaralı araç satış sözleşmeleri ile müvekkiline satıldığını, sözleşmede satım bedelinin nakden alındığının yazıldığını, HMK’nın 201/1.maddesi gereğince senede karşı iddiaların aynı kuvvette belgele kanıtlanması gerektiğini, davacıdan satın alınan 4 adet motosikletin toplam bedeli 9.000,00 TL (4 adet motosiklet * 2.250,00 TL)’ nin müvekkilince davacıya nakden ödendiğinin noterde düzenlenen belgeyle sabit olmasına rağmen, satın alınan araçların bedelinin ödendiğini ispat eden resmi senetlerin kuvvetini ortadan kaldıracak herhangi bir belgeyi dosyaya sunulmadığını, Ancak noterden düzenlenen resmi belgede araç bedelinin nakden ödendiğinin belirtilmesine rağmen, bu belgenin gücünü ortadan kaldıracak bir kanıt sunulmadan davanın kabulüne karar verilemeyeceğini, ispat yükü, satış bedelini nakden ödediğini savunan davalıda olmayıp, ödenmediğini ileri süren davacıda olduğunu, mahkemece ispat yükünün davacı tarafta olduğu gözetilmeksizin eksik incelemeyle karar verilmesinin hatalı olduğunu, satım sözlemesinin peşin olduğuna ilişkin TBK’nın 207.maddesinde karine bulunduğunu, satımın vadeli yapıldığını ve emtianın teslimine rağmen bedelinin ödenmediğinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, araçların noterde satılarak müvekkiline teslim edilmesinin yasal karineye uygun olduğunu buna rağmen bu hususta tanık dinlenilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu; Davacı tarafından sunulan whatsapp konuşma kayıtlarında yer alan mesajların, müvekkil … tarafından gönderilmediğini, mesaj içeriklerinde taraflar arasındaki ilişkiden kaynaklanan yada bu ilişkiyi ispata yarayan herhangi bir emare bulunmadığını, davacı tarafça dosyaya sunulan ve mahkemece delil başlangıcı olarak kabul edilen whatsapp kayıtlarına, davacı tarafça ekleme ve çıkarma yapılmış olabileceği gözetilmeden bu kayıtların delil başlangıcı olarak değerlendirilmesi ve davacının kesin delille ispat etmesi gereken hususta mahkemece tanık dinlenilmesi usule ve yasaya aykırı olduğunu; Dava dilekçesinde müvekkilin motosikletlerin bedelinin bir kısmına karşı bono verdiğinin iddia edildiğini, ancak bu hususta satış sözleşmesine kayıt düşülmediğini, bu nedenle bonoların satış öncesi teminat amacıyla verildiğinin kabulü gerektiğini, satış sırasında bedelin nakden ödenmesiyle bonoların bedelsiz kaldığını, kötü niyetle bedelsiz kalan bonoların iade edilmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesi alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ve bu kapsamda 4 adet motosikletin satılarak davalıya teslim edildiği sabittir. Noterde düzenlenen sözleşme ile 4 adet motosiklet davalıya satılarak teslim edilmiştir. Resmi senette araç bedelleri belirlenmiş ve bedelin nakden ödendiği açıklanmıştır. Davacı, borçlunun satım bedelinin karşılığında vermiş olduğu bir kısım bonoların ödenmediğini ve takibin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, cari hesapta bulunan ödenmeyen satım bedelinin tahsilini istemiştir. Takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından satım sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, borca itiraz üzerine takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı, satım bedelinin peşin ödendiğini, noterlikte düzenlenen satım sözleşmesinde de satım bedelinin peşin olarak alındığının yazılı olduğunu, bonoların sözleşmenin hazırlık aşamasında teminat bonosu olarak verildiğini savunmuştur. Dosya içinde bulunan bonolarda, bonoların teminat amacıyla verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi, bu bonoların teminat bonosu olarak verildiğine ilişkin yazılı bir sözleşme de bulunmamaktadır. Bu nedenle bonoların teminat bonosu olarak verildiğine ilişkin davalı savunması ispat edilmemiştir. Bonoda malen kaydı bulunmaktadır. Bono satım sözleşmesi ile aynı gün düzenlenmiş olup, bedelinin malen alındığı yazılıdır. Bu husus, bononun araç satım sözleşmesi kapsamında verildiğini doğrulamaktadır. Esasen, bonoların araç satışı için verildiği tarafların da kabulündedir. Bu durumda, davalının teminat bonosu iddiasını kesin delillerle kanıtlamaması karşısında bononun teminat amacıyla verilmediği kabul edilmelidir. Satım sözleşmesi kapsamında bono verilmesi, satım bedelinin de ödendiği anlamına gelmez. Bono ödenmedikçe, bonoda belirlenen bedelin ödendiği kabul edilemez. Bono ile aynı tarihte düzenlenen resmi satım sözleşmesinde, bedelin peşin alındığının belirtilmesi de bono ile ifanın yapıldığını doğrulamaktadır. Bono bedellerinin ödendiğini davalı yanca savunulmamıştır. Bu davada bono verilerek ödenen bedelin tahsiline karar verilmesi karşısında artık, bonoların bedelsiz kaldığı açıktır. Satım sözleşmesinde tarafların edimlerini aynı anda ifa etmesi TBK’nın 207.maddesinde ilke olarak kabul edilmiştir. Ancak, satım bedelinin bir kısmının bono ile ödendiği kabul edildiğine göre tarafların bu ilkenin aksini kabul ederek vadeli satım konusunda anlaştıkları kabul edilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 307,39 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.