Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/940 E. 2022/843 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/940
KARAR NO: 2022/843
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2022
NUMARASI: 2021/672 E. – 2022/190 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliği kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 14.05.2021 tarihinde müvekkilinin kullandığı cep telefonuna üçüncü kişiler tarafından gönderilen bir yazılım sonucu, cep telefonun bloke edilerek kullanılmaz hale geldiğini, müvekkilinin davalı bankanın Çemberlitaş Şubesinde bulunan hesabından 1.565 USD’nin ve kredili mevduat hesabında bulunan 265 USD’nin Türk Lirasına çevrildiğini, müvekkilinin bilgisi ve onayı olmadan üçüncü kişiler tarafından, müvekkilinin banka hesabından toplanan 15.000 TL kripto para alım satım platformu olan … A.Ş nezdinde bulunan müvekkiline ait hesaba paranın aktarıldığını, müvekkilinin bilgisi ve onayı olmaksızın gerçekleştirilen işlemlerin sadece başka bankadaki hesaplarda da gerçekleştirildiğini ileri sürerek, müvekkilinin bilgisi ve onayı olmaksızın gerçekleşen işlem ve işlemler neticesinde uğranılan zarar miktarı olan 15.000 TL’ nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin davacı tarafından iddia edilen olayda taraf olmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından davaya konu işlemler nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını gerektiğini, davacı tarafından yapılan işlemlerin gerçekleştirilmesi için kendisine banka tarafından doğrulama ve onay kodu gönderilmediğini iddia ettiğini, ancak işlemlerin davacının onayı ile gerçekleştiğini, işlemlerin sistem üzerinden davacıya ait bilgilerin doğru girilmesiyle tamamlandığını, müvekkili tarafından davacıya bilgilendirme SMS’leri atıldığını, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava; kusurlu bankacılık hizmetlerinden kaynaklı zararın tazmini davasıdır. 28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı ‘bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar’ şeklinde açıklanmıştır. Kanunun ‘tanımlar’ başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, ‘Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.’ biçiminde tanımlanmıştır. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73.maddesinde de Tüketici Mahkemeleri düzenlenmiş ve ‘Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir’ denilmiştir. Somut davada; dosyaya sunulan bankacılık hizmetleri sözleşmesinin gerçek kişiler için düzenlenen sözleşme olduğu, işlem yapılan hesapların mevduat hesapları olduğu, ticari sözleşme ve ticari hesaplar olmadığı, davacının gerçek kişi olduğu bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır. Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde, TTK 4. ve 5. Maddesi ve 6502 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine” gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı banka ve başka bankalar nezdindeki hesaplarından onayı ve bilgisi dışında üçüncü kişilerce internet bankacılığı yoluyla havaleler yapıldığını, işlemlerin ayrıntısının dava dilekçesinde anlatıldığını, acılan davada mahkemece verilen görevsizlik kararının hatalı olduğunu, zira TTK’nın 4.maddesi uyarınca bankacılık işlemlerinin ticari dava olarak belirlendiğini, Yargıtay içtihatlarında da internet bankacılığına ilişkin düzenlemelerden doğan uyuşmazlıkların mutlak ticari dava olarak kabul edildiğini, aynı zamanda bankaların karşısındakinin tacir olmaması halinde de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un uygulanmayacağının Yargıtay kararlarıyla sabit olduğunu, müvekkilinin gerçek kişi olmasının göreve etkisinin bulunmadığını, bankaların bütün faaliyetlerinde basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunması nedeniyle zarardan bankanın sorumlu olduğunu, özen yükümlülüğünün belirlendiği bu tür davaların da ticari dava olarak kabul edildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilemesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, bankacılık işleminden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince uyuşmazlığın tüketici işlemlerinden kaynaklandığı, davacının tüketici konumunda olduğu, bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalı banka nezdinde hesabı bulunduğunu, internet bankacılığı üzerinde hesaptaki bir kısım paranın davacının bilgisi dışında transfer edilmek suratiyle üçüncü şahıslara ait hesaplara aktarıldığını öne sürmektedir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” Tanım başlıklı 3. maddesinin “(1) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” düzenlemeleri bulunmaktadır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Açıklanan hususlar gözetildiğinde somut olayda, davacının yukarıdaki tanıma uygun tüketici konumunda olduğu, davalı bankanın yasal tanıma uygun hizmet sağlayıcı konumunda olduğu, ayrıca davacının iddiasına banka hesabının açılmasına ve işletilmesine dair bankacılık hizmet sözleşmesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ticari veya mesleki amaçla hareket ettiği konusunda bir iddia ve delil mevcut olmadığı da gözetildiğinde, davacı tüketici olarak kabul edilmelidir. 6502 sayılı kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.16.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca karar kesindir.