Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/907 E. 2022/739 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/907
KARAR NO: 2022/739
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2022
NUMARASI: 2022/152 2022/148
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; davalıların açıklamaları sebebi ile dilekçe ekinde sunulan haber yazılarından da görüleceği üzere müvekkili firmanın zarara uğradığını, bu sebeplerle; fazlaya dair tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1-TL maddi tazminat ile 1-TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …, savunmasında özetle; davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin kusurlu ve hukuka aykırı herhangi bir davranışı neticesinde davacı şirket nezdinde bir zarar doğmamış olması nedeniyle müvekili hakkında açılmış bulunan kötü niyetli, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. (İstanbul 13 BAM Hukuk Dairesi 15/12/2020 tarih, 2020/1754 E.-2020/1467 K. sayılı kararı) Dava dilekçesi ekinde, davacı yanın, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin veya arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin belgenin yer almadığı anlaşılmakla davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve Mahkemece taraflarına herhangi bir tebligat ve ihtarat yapılmadığını, zaten görevsizlik kararının kesinleşmesinden hemen sonra dosyanın görevli mahkemeye gelmesinden önce arabuluculuk faaliyetinin tamamlandığını, Mahkemenin herhangi bir araştırma faaliyeti içerisine girmeden arabuluculuğa başvurulmadığını gerekçe göstererek haksız şekilde usulden red kararı verdiğini, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacıya ait hisselerin davalının haksiz fiil niteliğindeki manifülatif eylemlerinden dolayı değer kaybettiği ve şirketin zarara uğradığı iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın zorunlu arabuluculuk başvuru şartı gerçekleşmediğinden usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince , yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde: davacının iş bu davadaki talebi, davalıların haksız fiil niteliğindeki eylemleri nedeniyle uğradıkları maddi manevi zararların tahsiline ilişkindir. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Görevsiz İlk derece mahkemesince 12.11.2020 tarihli ön inceleme tensip tutanağında ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildiği, 05.03.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında her iki tarafın da hazır olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle usulden red kararı verildiği, söz konusu karara ilişkin istinaf kanun yoluna başvurulduğu, Dairemizin 02.12.2021 tarihli 2021/1118 Esas 2021/1494 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı hukuka uygun bulunarak istinaf başvurusunun kesin olarak reddedildiği, bu karardan sonra ilk derece mahkemesine gönderilen dosyanın 01.03.2022 tarihinde İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği, yine aynı tarihte ilk derece mahkemesi tarafından uyuşmazlığın 6362 sayılı SPK’dan kaynaklandığı bahisle dosyanın 6, 7, 8, 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna gönderildiği, davacı vekilinin 20.01.2022 tarihli dilekçesiyle dosyanın görevli nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi için talepte bulunduğu, dosyanın 03.03.2022 tarihinde İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.03.2022 tarih 2022/152 Esas 2022/148 Karar sayılı ilamı ile arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili 09.03.2022 tarihli dilekçesinde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2021 kararı üzerine taraflarınca 20.01.2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğunu, 15.02.2022 tarihinde yapılan görüşmede tarafların anlaşamadığını, arabuluculuk tutanağını dilekçenin ekinde ibraz ettiğini, dolayısıyla ön inceleme duruşması yapılmadan ve sonradan tamamlanabilir bir dava şartı noksanlığının giderilebilmesi için süre verilmeden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir. Dilekçe ekinde 15.02.2022 tarihli arabuluculuk son tutanağı sunulmuş olmakla arabulucuk sürecinin başlama tarihi 20.01.2022 bitiş tarihi ise 15.02.2022 tarihidir. Davanın öncelikle Asliye Hukuk mahkemesinde açıldığı, verilen görevsizlik kararının istinaf incelemesi neticesi hukuka uygun bulunduğunun 02.12.2021 tarihinde kesin olarak karara bağlandığı, dosyanın 03.03.2022 tarihinde görevli Asliye Ticaret mahkemesine tevzi edildiği anlaşılmaktadır. Zorunlu arabuluculuğun sonuçlandığı tarih ise 15.02..2022’dir. Yani görevsizlik kararı kesinleştikten sonra ancak dosyanın görevli Ticaret mahkemesine tevzi edilmesinden önce zorunlu arabuluculuk şartının tamamlandığı anlaşılmaktadır. Davacının ilk olarak davayı açtığı asliye hukuk mahkemesinde arabulucuya başvurma şartı bulunmadığından, asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verildikten sonra ve ancak dava ticaret mahkemesinin esasına kaydedilmeden davacının arabulucuya başvurmuş olması ve arabulucu tarafından son tutanağın düzenlenmesi nedeniyle ticaret mahkemesinde görülen davada arabulucuya başvurulmasına dair dava şartının yokluğundan bahsedilmesi olanaklı değildir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3187 E. 2021/762 K. 04.02.2021 Tarihli ilamı) Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.06.20222
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.