Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/906 E. 2022/858 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/906
KARAR NO: 2022/858
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
NUMARASI: 2021/447 E. 2021/500 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; Müvekkilinin Türkiye’de yerleşik sanayi sektöründe faaliyet gösteren sermaye şirketi olduğunu, davalılar …, …, … Ltd. Şirketinin ise donatanı veya işleteni oldukları gemiler ile deniz taşımacılığı alanında faaliyet gösterdiklerini, davalı … A.Ş’nin ise geminin … sigortacısı olduğunu, davacının … ile yapmış olduğu sözleşmeyle Fildişi Sahili Cumhuriyetinde çimento fabrikasının anahtar teslim inşası işini üstlendiğini, müvekkilinin yapımını üstlendiği çimento fabrikasında kullanılacak olan makinanın Portekiz’den denizyolu ile Fildişi Sahiline taşınmak üzere davalı Proje Kargo ile taşıma sözleşmesi yapıldığını, davalı Proje Kargo tarafından yükün taşınacağı tarihlerde en uygun gemi olarak … isimli geminin kiralandığını ve navlun bedeli Proje Kargo tarafından konişimento da düzenleyen …’nın faturası karşılığında bu şirketin banka hesabına ödendiğini, davacının yükü 30.11.2019 tarihinde Setabul/Portekiz Limanı’nda gemiye yüklendiğini, yüklemenin tamamlanması üzerine davalı …. tarafından düzenlenen 30.11.2019 tarihli ve … numaralı konişimentonun davacı yana teslim edildiğini, konişimento içeriği incelendiğinde 18.09.2019 tarihli taşıma sözleşmesinin konişimento ile ilişkilendirildiğini, deniz yolculuğunun 01.12.2019 tarihinde başladığını, fakat yolculuk esnasında ambar içerisine yüklenen kargonun yerinden oynaması neticesinde ambarda bulunan yüklerde hasar oluştuğunu ve yeniden sabitleme yapılması gerektiğinden geminin 02.12.2019 tarihinde Leixoes/Portekiz limanına yanaştığını ve bu limanda yapılan hasar tespitinin ardından yükün sabitlenerek deniz yolculuğuna devam ettiğini, ortak sörvey raporundaki tespitler doğrultusunda hasarın 14 gün içinde tazmin edileceğine dair sigortacısı tarafından düzenlenen Teminat Mektubunun davacıya teslim edildiğini, sörvey raporunun davalılara bildirilmesi üzerine davacı tarafından hasarın tazmini talep edildiğini fakat davalıların geminin sigortacısı vermiş olduğu teminat mektubunu yok saydığını, yüz yüze görüşmelerde gemi ilgililerin kusurlarını ve hasarı kabul ettiğini, yeni imal edilen ürünün tahliye limanına kadar oluşan navlun ve gümrük vergileri dahil olmak üzere sair masrafları karşılığı 41.794,00 Euro bedel ödendiğini, hasarlı … parçaların yerinde teminatı için teknik danışmanlık, iş gücü iaşe ve ibare ve yedek parça masrafların karşılığı olarak 245.600,00 Euro masraf , hasarın incelenmesi için atanan sörvey ve yasal danışmanlık hizmet bedeli için 11.000,00 Euro masraf oluştuğunu, davalılar …., …’nın fiili taşıyan, davalı … Taşımacılık Ltd. Şirketinin ise asıl taşıyan sıfatını haiz olduğunu, zararın tazmini konusunda fiili taşıyan ile akdi taşıyanın müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla; TBK 114/2 maddesine yaptığı atıfla TBK 76.madde uyarınca davacı lehine 240.000,00 Euro geçici ödemeye hükmedilmesini, maddi zararın tazmini olarak 493.393,00 Euro’nun 01.12.2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/A madde uyarınca devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödendiği en yüksek faiz üzerinden işleyecek faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesini, navlunun peşin ödendiğini TTK 1199/1 madde uyarınca navlunun yarı oranında indirilmesini ve indirilen 75.000,00 USD davacıya verilmesini, projenin gecikmesi nedeniyle uğranılan müspet zarara mahsuben HMK 107 madde uyarınca talep artışında bulunma hakkının saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 Euro’nun işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini, manevi tazminat olarak 200.000,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … savunmasında özetle; 2021 yılının Ocak ayında … şirketinin, … şirketini devralarak birleşmiş olduğunu, …’nin 13.01.2021 tarihinde ticaret sicilinden silindiğini,…. adına daha önce sunulan cevap ve ikinci cevap dilekçesinde yer verilen yetki itirazlarının, … bakımından da geçerli olduğunu, taşımaya ilişkin konişimento incelendiğinde arka sayfasında yer alan taşıma şartlarında ; taşıyıcının ana iş yerinin bulunduğu kanunlara göre ve işbu yer mahkemesince karara bağlanır şeklinde düzenlemenin olduğunu, konşimentonun ilk sayfasında müvekkilin adresinin “…, …” şeklinde gösterildiğini dolayısı ile uygulanacak hukukun Alman Hukuku olduğunu, davanın görülmesinde Türk Mahkemelerinin yetkisi bulunmadığını, bu bağlamda, yetki itirazlarının kabulüyle yetkisizlik karar verilerek dosyayı görmekle yetkili olan mahkemenin Almanya Mahkemeleri olduğunun tayinine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafından işbu iddia edilen zararların ispatlanamadığını, davacı tarafından iddia edilen hasarın, hasar nedeninin, miktarının ve tarafların kusurunun somut olarak ispat edilemediğini, dava konusu emtianın taşındığı “…” gemisi seferi sırasında 02.12.2012 tarihinde 9/10 rüzgar şiddetinde kuzeyden güçlü rüzgarla birlikte kötü hava şartlarına maruz kaldığını, davacının tüzel kişilik olduğundan manevi tazminat talep edemeyeceğini beyanla fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla işbu uyuşmazlığa ilişkin …, Almanya Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü ile davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili, savunmasında özetle; müvekkili … A.S.’ye “…” isimli geminin … Sigortacısı olduğunun iddiası ile husumet yöneltildiğini, müvekkilinin Norveç şehrinde mukim bir sigorta şirketi olduğunu, dava konusunun … sözleşmesi iki yabancı tüzel kişi arasında, yurt dışında yabancı bayraklı bir gemiye ilişkin akdedildiğini, işbu … Sigorta Sözleşmesinin bizzat müvekkili tarafından akdedildiğini, … sigorta Sözleşmesinin akdedilmesi aşamasında herhangi bir acente aracılıkta bulunmadığını, dava konusu uyuşmazlıkta MÖHUK’un 46.maddesi hükmünün uygulama bulacağını, sigortacı için yetkinin düzenlendiği birinci fıkra uyarınca sigortacının esas işyeri Türkiye’de ise veya Türkiye’de sigorta sözleşmesi yapan şubesi veya acentesi bulunuyorsa Türk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, somut olayda … Sigorta Sözleşmesinin müvekkili tarafından yapıldığını, sigorta sözleşmesinin yapılmasında herhangi bir acentenin aracılık yapmadığını, müvekkilinin işyerinin … olduğunu, müvekkilinin Türkiye’de herhangi bir şubesinin ya da acentesi bulunmadığını, Türk mahkemelerinin müvekkili bakımından yetkili olmadığını, yetki itirazına halel gelmemesi kaydıyla müvekkili tarafından verilen teminat mektubu kesin mahkeme kararı şartına bağlı olduğu gibi ayrıca İngiliz Hukukuna tabi olduğunu, dolayısıyla İngiliz Hukuku tahtında geçici ödeme kurumunun olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, davacı vekilinin teminat mektubuna dayanılarak müvekkiline husumet yönelttiğini, teminat mektubundan kaynaklı yöneltilecek her türlü talebe İngiliz hukukunun uygulanmasının gerektiğini, davacının zararını somut belgeler ile ispatlayamadığını, davacı tarafından iddia edilen zararların ticari defterler ile kanıtlayamadığını ispat yükü yerine getirilmediğini, dava konusu taşımaya ilişkin 30.11.2019 tarihli konişimento incelendiğinde “Shipper’s declared value” yani “Taşıyan tarafından beyan edilmiş değer” kısmının boş olduğunun görüldüğünü, davacı tarafından … Limited Şirketi ile arasındaki bağlama notunun konişimento ile ilişkilendirildiğinin ileri sürüldüğünü, ancak konişimento incelendiğinde yalnızca “Freight details and charges” yani Türkçesi ” Navlun detayları ve masraflar” kısmında navlunun 18.09.2019 tarihli bağlama notuna göre ödeneceği kaydının bulunduğunun görüleceğini, konişimentoda navlun kısmında atıf yapılan 18.09.2019 tarihli bağlama notunun , … ve … şirketi acentesi arasında düzenlendiğini, … Limited Şirketi ile davalı arasında düzenlenen bağlama notuna …’nin taraf olmadığını, işbu bağlama notunun …’yi bağlamayacağını, akdi taşıyan … Limited Şirketi tarafından gemiye yükleme operasyonundan önce yük birimlerine ait çizimler gönderildiğini, ancak gemiye yükleme yapılmadan önce yükler incelendiğinde, kızakların çizimlerde belirtildiği üzere birimlere kaynaklanmadığının gözlemlendiğini, survey raporlarının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu emtianın taşındığı “…” gemisi seferi sırasında 02/12/2012 tarihinde 9/10 rüzgar şiddetinde kuzeyden güçlü rüzgarla birlikte kötü hava şartlarına maruz kaldığını, davacının tüzel kişilik olduğunu manevi tazminat talep edemeyeceğini, hiçbir kabul anlamına gelmemekle birlikte manevi tazminat talep edebileceğini kabul edilse dahi manevi tazminatın şartları oluşmadığını beyanla fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmilini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Eldeki dosyada davacı ile davalılar … ve …, somut uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, (Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin, 22/06/2020 tarihli, 2019/3799 Esas ve 2020/3051 Karar sayılı ilamına karşılık taşıma akdine davalının Türkiye acentesinin aracılık ettiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığından) deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklandığı, konişmentonun arka sayfasında bulunan yetki klozunun davacı şirketi bağladığı, konişmentodaki yetki şartına göre bu davalılarla ilgili dava yönünden Bremen/ Almanya Mahkemelerinin yetkili olduğu kanaatine varıldığından, davalı …, vekilinin milletlerarası yetki itirazının yerinde olduğu kabulü edilmiştir. Öte yandan Davalı … AS vekilinin 17.11.2021 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunduğu sigorta poliçesi örneği ile tercümesinden, Dosyaya sunulan sigorta poliçesi ile tercümesinden taşımayı yapan … gemisinin davalı … AS tarafından sigortalandığı, sigorta poliçesininde Norveç şubesi tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. 5718 sayılı MÖHUK 46.maddesinde ‘Bir davada ileri sürülen alacak talebi sigorta sözleşmesinden kaynaklanıyor ise davaya bakmaya yetkili olan mahkemenin sigortacının esas iş yeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubenin yada acentesinin Türkiye’de bulunduğu yer mahkemesi’ olduğu kabul edilmiştir. Davacı taraf davalıya karşı ileri sürdüğü tazminat talebini davalı ile donatan arasındaki sorumluluk sigortasına dayandırmış olduğundan yetkili mahkeme MÖHUK 46. maddesine göre belirlenmelidir. Eldeki dosyada, … gemisiyle ilgili sigorta poliçesini düzenleyen Davalı … AS yurt dışında mukim bir şirkettir. MÖHUK 46.maddesine göre, bu davalı ile ilgili uyuşmazlık bakımından mahkememizin yetkili hale gelmesi, sigorta poliçesinin sigortacının Türkiye’de bulunan bir şubesi ya da acentesi tarafından düzenlenmiş olması koşuluna bağlıdır. … gemisinin sorumluluk sigortacısı davalı … AS, Norveç’ de mukim bir şirket olup sigorta poliçeside Norveç şubesi tarafından düzenlenmiştir. Dolayısıyla, MÖHUK 46.maddesine gereğince bu şirket aleyhine açılan dava bakımından mahkememiz yetkili değildir. Yetkili mahkeme davalının faaliyet merkezinin bulunduğu Norveç mahkemeleridir. Yapılan tüm bu değerlendirmeler sonucunda, yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin milletler arası yetki itirazının kabulü ile, mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davalılar vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve 1 ve 2 no’lu davalılar yönünden; konşimentoda yetkili mahkemenin ismen zikredilmemiş olduğunu, dolayısıyla belirli olma kriterinin somut olayda gerçekleşmediğini, zararın deniz yolculuğu sırasında meydana geldiğini, haksız fiillden kaynaklı borç ilişkisinin söz konusu olduğunu, hem zarar görenin hem de akdi taşıyanın Türk şirketi olması sebebiyle haksız fiilin unsurlarının farklı ülkelere dağıldığını, ancak Türk hukukunun en sıkı ilişkili hukuk olması sebebiyle somut olayda Türk mahkemelerinin yetkili olduğunu, 3 no’lu davalı yönünden; … sözleşmesinin niteliği itibariyle sorumluluk sigortası sözleşmesi olduğunu, TTK’nın 1478. maddesi uyarınca ancak Türk mahkemelerinin yetkili olması koşuluyla üçüncü kişilerin sorumluluk sigortalarına karşı dava açma hakkının bulunduğunu, TTK’nın 1400.maddesi uyarınca doğrudan dava açacak üçüncü kişinin poliçenin tarafı olmadığını, Yargıtay’ın emsal kararları doğrultusunda üçüncü kişinin sorumluluk sigortasının lehtarı da olamayacağını, somut olayda mevcut bulunan … sözleşmesinin lehtarının yani menfaati sigortalananın, sigortalı donatan olduğunu, TTK’nın 1478. maddesi ile üçüncü kişiye kanundan doğan bir alacak hakkı verildiğinin görüleceğini, MÖHUK ve HMK hükümleri uyarınca kanundan doğan borçlar için özel yetki düzenlemelerinin bulunmadığını, şu halde zarar gören üçüncü kişi ile … arasındaki davalara bakmaya yetkili mahkemenin HMK’nın ilgili hükümlerince belirleneceğini, … kulüpleri yurt dışında mukim olduğundan HMK’nın 9. maddesi hükmünün önem kazanacağını, buna göre mal varlığına ilişkin davanın uyuşmazlık konusunda mal varlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabileceğini, dolayısıyla üç no’lu davalı … sigortalısının Türkiye’de prim alacağı bulunduğundan Türk mahkemelerinin milletlerarası uluslararası yetkisinin mevcut olduğunu, Bahsi geçen sebeplerle 1,2 ve 3 no’lu davalılar yönünden yetki itirazının kabulüne yönelik kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esasının görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, deniz taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan emtianın taşıma sırsında hasara uğraması neticesi yükleten tarafından akdi ve fiili taşıyıcılar ile … sorumluluk sigortacısına karşı açılmış bir tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda tüm davalılar açısından milletlerarası yetki itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalılar vekilleri, yasal süreler içinde yetki itirazında bulunmuşlardır.Dosya içerisinde taşıtan … A.Ş. ile taşıyan … Ltd.Şti. arasında 18.09.2019 tarihinde imzalandığı anlaşılan yetki sözleşmesi başlıklı belgede; taraflar arasında imzalanan ve konişmentoyla ilişkilendirilen 18.09.2019 tarihli taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda Türk hukukunun uygulanacağı ve uyuşmazlığa bakmakla İstanbul 17.ATM ve İstanbul İcra Dairesinin münasır yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. 5718 sayılı MÖHUK’un “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesi hükmü ile Türk mahkemelerinin yer itibariyle yetki kurallarının münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmalarının Türk hukuku bakımında da geçerli olacağı düzenlenmiştir. Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için öncelikle yazılı ve taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olması gerekir. İkinci olarak, söz konusu uyuşmazlık yönünden münhasır yetkili bir mahkeme tayin edilmemiş olmalıdır. Üçüncü olarak ise yetki anlaşması “uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda” olmalıdır. Diğer yandan yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK’nın 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme ismen zikredilmiş olmalıdır. Davacının gönderen, davalı … ile …’nın fiili taşıyan, davalı … Ltd. Şirketinin ise akdi taşıyan sıfatını haiz olduğu, diğer davalı … A.Ş.’nin ise … sigorta şirketi olduğu anlaşılmaktadır Yargılama aşamasında dava dilekçesinin; davalılar …ile … vekiline Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü kanalıyla istinabe yoluyla tebliğ edilmiş olduğu dosya içerisindeki belgelerden anlaşılmaktadır. Davaya esas … numaralı konşimento; davalı fiili taşıyan … tarafından düzenlenmiştir.Konşimentoda gönderen olarak davacının ünvanı yer almaktadır. Konşimentonun arka sayfasında yer alan taşıma şartlarının “…” (Hukuk ve Yetki) başlıklı maddesi ile konşimentodan doğan uyuşmazlıklarda taşıyıcının ana iş yerinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olacağının ve uyuşmazlığın bu yer hukukuna göre çözümleneceğinin kabul edildiği görülmektedir. Konşimentonun ilk sayfasında … ‘in adresi,“… , …“ olarak gösterilmiştir. Konişmento, donatanın veya onun yetkili acentesinin ya da yükleme limanında acentesi yoksa gemi kaptanının malı yükletene verdigi, nama, emre ve hamile yazılı olarak düzenlenebilen ve belge konusu malların taşınmak üzere kabul edildigini gösteren kıymetli evrak niteliğinde taşıma senedidir. Bu durumda, konişmentonun tarafı olan davacı yükletenin konişmentodaki hüküm ve koşullara itiraz etmediği gibi konişmentoyu düzenleyenin fiili taşıyan olduğu, konişmento arkasında yer alan yetki şartının davacı yükleteni bağlayacağı anlaşılmaktadır. …, diğer davalı fiili taşıyan …’nin yasal halefi olduğundan yetki şartının bağlayıcılığı açısndan söylenilenler, avalı … açısından da geçerlidir. Dosya içerisinde sigorta özeti isimli belgenin incelenmesinde; kargo hasarları, kirlilik hasarları ve enkaz kaldırma hasarlarının teminat altına alındığı, … gemisi konu edilerek düzenlendiği, … Norveç şubesi kuruluş şeklinde gösterildiği, adı geçen geminin sigortalılar hesabına … Ltd. Norveç şubesi bünyesinde sigortalandığı, müşterek sigortalıların … kiracı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan sigorta poliçesi ile tercümesinden … gemisinin … A.S. tarafından sigortalandığı, sigorta poliçesininde yurt dışında düzenlendiği tesbit edilmiştir. Davacı taraf davalı …’a karşı ileri sürdüğü tazminat talebini davalı ile donatan arasındaki sorumluluk sigortasına dayandırmış olduğundan, yetkili mahkeme MÖHUK 46. maddesine göre belirlenmelidir. Sigorta poliçesini düzenleyen …’nın yurt dışında mukim olduğu, anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlık açısından mahkemenin yetkili hale gelmesi sigorta poliçesinin sigortacının Türkiye’de bulunan bir şubesi ya da acentesi tarafından düzenlenmiş olması koşuluna bağlıdır. … gemisinin şu andaki sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketi Norveç’de bulunmakta olup sigorta poliçesininde yurt dışında düzenlendiği dosya kapsamı ile sabit olup, davalı şigorta şirketinin Türkiye acentesi olduğu davacı tarafça ispatlanamadığından MÖHUK 46. maddesine göre davanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir (Yargıtay 11 HD, T: 14/11/2018 2017/646 E, 2018/7058 K sayılı emsal ilamı) Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.