Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/903 E. 2022/761 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/903
KARAR NO: 2022/761
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18.03.2022 tarihli ara karar
NUMARASI: 2020/692
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati haczin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 01.05.2016 tarihli sözleşme kapsamında davalıya sattığı emtia karşılığında, davalı şirketten 01.05.2016- 20.09.2019 tarihleri arasındaki ticari ilişki sebebiyle toplam 170.339,35 TL fatura alacağı bulunduğunu, davalının sözleşmedeki edimlerini ihlal ederek başka şirketten yakıt alması nedeniyle, sözleşmenin 15.09.2019 tarihi itibariyle feshedildiğini, davalının 21.08.2019 tarihinden bu yana ödeme yapmadığı gibi, mal ve hizmette almaya devam ettiğini ileri sürerek, 170.339,35 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline, davacının üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasındaki 01.05.2016 tarihli sözleşme uyarınca müvekkiline akaryakıt satılmasını kabul edildiğini, davacının sözleşmede belirtilen oranda iskonto yapmaması nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu, alacağın tahsili amacıyla İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/200 Esas sayılı dosyasında iskonto alacaklarının tahsili amacıyla dava açıldığını, reddedilen davanın henüz kesinleşmediğini, sözleşmeye göre iskonto yapılmaması nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu, bu nedenle İstanbul 18.ATM’de açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davacı vekili taraf defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinden sonra sunduğu 28.02.2022 tarihli beyan dilekçesinde, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davacının ticari defterleri üzerinde Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/88 Talimat sayılı dosyasıyla yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkilinin davalı şirketten 170.339,35 TL alacaklı olduğunu tespit edildiğini, davalının ticari defterleri üzerinde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/261 Talimat sayılı dosyasıyla yapılan bilirkişi incelemesinde davalının müvekkili şirkete 170.339,35 TL borçlu olduğunu tespit edildiğini, her iki şirketin defterlerinin incelenmesi sonucu iki ayrı bilirkişi raporunda da müvekkilinin davalı şirketten 170.339,35 TL alacaklı olduğunun tespit edilerek davacının alacağının tamamen ispat edildiğini, dosyada hüküm kurmaya elverişli iki ayrı bilirkişi raporu bulunduğundan, davalının yeni bir bilirkişi raporu alınması talebinin yersiz ve davayı uzatmaktan başka herhangi bir amacı bulunmadığını, davalı tarafın iskonto indiriminin uygulanmaması sebebiyle alacaklı olduğu iddiasında bulunmasına rağmen ticari defterlerin incelenmesinde böyle bir alacak bulunmadığının anlaşıldığını, davalının bu alacak talebine ilişkin olarak İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/200 Esas 2020/ 390 Karar sayılı dosyasında açılan davada da alacak bulunmadığı için davanın reddine karar verildiğini, ileri sürerek, davalının borcunu karşılayacak miktarda menkul, gayrimenkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına İİK’nun 257. maddesi uyarınca ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 18.03.2022 tarihli ara kararında; “…Davalının takas mahsup talebine konu dava, bekletici mesele yapıldığından tedbir niteliğindeki ihtiyati haciz talebinin reddine ” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkilinin 01.05.2016 tarihli sözleşme kapsamında davacıdan alacaklı olduğunu, sözleşme kapsamında davalının … sistemine dahil edilerek akaryakıt satıldığını, davalının 30.06.2019 tarihi itibariyle yakıt alımını kesmesi, başka şirketten yakıt alımı yapması nedeniyle Kadıköy … Noterliğinin 24.09.2019 tarihli ihtarıyla sözleşmenin feshedildiğini, davalının 15.09.2019 tarihi itibariyle davacıya olan 170.339,35 TL fatura borcunun tahsili için dava açıldığını, mahkemece her iki taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarında davalının müvekkiline 170.339,35 TL borçlu olduğunun belirlendiğini, davalının iskonto indiriminin uygulanmaması sebebiyle alacaklı olduğu iddiasında bulunmasına rağmen ticari defterlerinin incelenmesinde böyle bir alacak bulunmaması nedeniyle, davalı tarafından İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/200 Esas, 2020/ 390 Karar sayılı dosyasında açtığı davanın reddine karar verildiğini, mahkemenin 22.09.2020 tarihli gerekçeli kararında da davalının alacağının bulunmadığının belirlendiğini, gerekçede ihtirazi kayıt konulmadan yakıt alımına devam edilmesi nedeniyle. İskonto alacağının bulunmadığının belirlendiğini, buna rağmen mahkemece İİK’nın 257.maddesindeki şartlar oluştuğu halde ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yapılan inceleme ve alınan raporlarda alacağın yaklaşık ispatı aşar şekilde kanıtlanması nedeniyle, ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, davalının mal kaçırma çabası içinde olması ve mal varlığı üzerinde haciz bulunması nedeniyle, müvekkilinin alacağına kavuşmasının zorlaştığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, alacak davası içinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı ve mikterı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Burada aranan ispat, kesin bir ispat olmayıp yaklaşık ispattır. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 01.05.2016 tarihli yakıt alım sözleşmesi kapsamında davacının davalıya akaryakıt sattığı sabittir. Mahkemece her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu davacının 170.339,35 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Dosyada bulunan bilirkişi raporlarının incelenmesinde, davalının herhangi bir alacağının bulunmadığı görülmektedir. Davalı tarafından bu sözleşme kapsamında yapılması gereken iskontoların uygulanmaması nedeniyle davalının oluşan zararlarının tahsili amacıyla İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/200 Esas sayılı dosyasında tazminat davası açıldığı, mahkemece yapılan inceleme sonucu 20.09.2020 tarihinde davalının alacağının bulunmadığı belirlenerek, davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Bu dosyadaki gerekçeye göre, sözleşmede belirlenen iskontonun uygulanmamasına rağmen, uzun süre yakıt alımına devam edilmesi ve sözleşmenin 9.maddesinin iskonto oranının değiştirilmesi konusunda davacıya yetki vermesi nedeniyle herhangi bir alacağının bulunmadığı anlaşılarak karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince davalı tarafından açılan tazminat davasının sonucunun beklenmesine karar verilmiş ve ihtiyati haciz kararı bu alacak yönünden yapılan takas mahsup talebi nedeniyle reddedilmiştir. Davacı alacaklı, satıma ilişkin fatura ve tarafların ticari defterleriyle satım konusu alacağının varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık ispatı aşar şekilde ispat etmiştir. Bu belgelerin, İİK’nın 258. maddesi anlamında, alacağın varlığı ve miktarı konusunda kanaat oluşturmaya yeterli olduğunun kabulü gerekir. Yapılan yargılama ve davalı tarafından açılan İstanbul 18.ATM’nin 2020/200 Esas sayılı dosyasında davalının takas mahsuba konu bir alacağının bulunmadığı, bu nedenle ihtiyati haciz talebinde bu savunmanın dikkate alınamayacağı, sonucuna varılmıştır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararı usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kararının kaldırılarak ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine ve ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığı kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin, ihtiyati haciz talebinin reddine dair istinafa konu 18.03.2022 tarihli ara kararınına kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalının 170.339,35 TL alacağı karşılamaya yeterli miktardaki haczi kabil menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE, 2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 25.550,90 TL nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, davacı vekiline verilmesine, 3-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına, 4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 80,70 TL istinaf peşin karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine, 7-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.09.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.