Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/899 E. 2022/791 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/899
KARAR NO: 2022/791
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/139 E.
TARİHİ: 16.02.2022 tarihli ara karar
DAVANIN KONUSU: Borçlu Olunduğunun Tespiti- Alacak (Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanmasından Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen esas hakkındaki dava içinde davacı vekilini ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili ile davalı … Ltd. Şti. arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında müvekkili şirketin alacağının ödenmediğini, davalıların hileli davranışlarla …Tic. Ltd. Şti.’nin borçlarını ödememek amacıyla ana şirketi borca batık gösterdiklerini ve mal varlıklarını yavru şirket olan …’ne aktardıklarını beyanla, … Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkiline olan borcunun tespitine, tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak davalı tüzel ve gerçek kişilerin de davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin borçlarından sorumlu tutulmasına ve tespit edilen alacağın tüm davalılardan tahsiline, davalı tüzel ve gerçek kişilerin mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının alacak iddiasında bulunmasına rağmen müvekkili firma hakkında daha önceden icra takibine dahi geçmediğini, alacak iddiasında bulunan davacının dava dilekçesinden anlaşılacağı üzere iddia edilen alacak tutarının dahi belirsiz olduğunu, davacı tarafça müvekkili hakkında başlatılmış olan çeşitli icra dosyalarının varlığından bahsedilmiş olsa da esasen ortada herhangi bir icra takibi bulunmadığını, müvekkili şirketin tek ortağının … olduğunu, dolayısıyla diğer davalılara karşı dava yönetilmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla … ve … hakkında açılan davanın husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı karşısında esasen alacaklı konumunda bulunduğunu, müvekkili tarafından davacıdan cari alacağa ilişkin başlatılan icra takipleri bulunduğunu, davacının bu takiplere itiraz etmediğini, anak davacı firma yetkilisi …’nın müvekkilinden olan borçlarından kurtulmak için ticari faaliyetlerini kızı adına kurduğu … üzerinden yürüttüğünü, müvekkilinin borca batık bir firma olmadığını belirtere, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARARI İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 16.02.2022 tarihli ara kararıyla; “…Dosya kapsamında davacının alacak iddiasına dayanak kanaat verici herhangi bir kanıt olmamakla birlikte davacı vekili her ne kadar davalı tüzel ve gerçek şirketlerin mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş ise de, davanın konusu para alacağının tahsiline yöneliktir. HMK’nin 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbirin sadece “uyuşmazlık konusu şey hakkında” verilebileceği ve davalı şirketin mal varlıkları dava konusu olmadığından, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkilinin davalıdan alacağının olduğunu, ancak davalı şirketin mal varlığının hileli şekilde kaçırıldığını, bu sebeple müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini, davalı şirketin tek ortağı davalı …’ın eşi davalı … ile … adına başka bir şirket kurararak …’in mal varlığını, bu şirkete ve diğer davalılara aktardığını, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin somut uyuşmazlıkta uygulama bulduğunu, dava dosyasına taraflarınca sunulan deliller incelendiği taktirde iddialarının gerçekliğini ispata yakın şekilde ortaya koymuş olduklarının anlaşılacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı şirketler ve davalı gerçek şahıslar arasındaki tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle biçimsel anlamda farklı olarak gözüken şirketler ve şahısların tamamının borçtan sorumlu olduğunun tespiti ve tespit edilen alacağın tahsili davasıdır. Dava içerisinde, davalıların malvarlıkları üzerine temliki tasarrufları önleyici nitelikte ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir.İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebi reddedilmiş, bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.HMK’nın 389.maddesi, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Davanın konusu olmayan mal varlığı hakkında tedbir kararı verilemez. Para alacağı için açılan davada, mal varlığı üzerine tedbir konulamaz. Koşulları varsa, ihtiyati haciz hükümlerinden yararlanılabilir. Yargıtay’ın emsal içtihadında da durum bu yöndedir (Yargıtay 19. HD. 2012/16760 E-2013/3136 K.sayılı, 19/02/2013 tarihli kararı). Somut olayda, davacı vekili, davalı … Tekstil şirketinden alacaklı olduğunu, ancak muvazaalı işlemlerle borçlu şirketin mal varlığının diğer şirketlere devir edilmesi nedeniyle alacağın tahsilinin imkansız hale getirildiğini ve davalılar arasındaki işlemler dikkate alındığında tüm davalıların borçtan sorumlu olduğu belirterek alacak talebinde bulunmuştur. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince dava konusu olmayan davalılara ait malvarlığına ihtiyati tedbir konulması talebinin reddinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 391/3 maddesi uyarınca karar kesindir.