Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/858 E. 2022/864 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/858
KARAR NO: 2022/864
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22.06.2022
NUMARASI: 2021/79 Esas – 2021/379 Karar
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …den … projesinden 2 adet 96,35 brüt metrekareli ve 61 brüt metrekareli daire satın aldığını, 03/09/2013 tarihinde gayrimenkulun diğer davalı … Tarafından tapu ile teslim edildiğini, müvekkillerinin söz konusu ofisleri teslim aldıktan sonra kendi imkanı ile metrekare alanını ölçtürdüğünde sözleşmedeki metre karelerin çok altında olduğunun anlaşıldığını, müvekkillerine satılan dairelerin brüt metre kareleri ile net metre kareleri arasında fark bulunduğunu, davalı …’dan satın almış olduğu dairelerin eksik metrekare ile teslim edildiğini, bedelin tenzilini talep ettiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasında … projesinde rezidansa ilişin olarak taşınmaz satış sözleşmesi akdedildiğini, davacının ayıp iddiasının 30 gün içinde müvekkiline bildirmediğinden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazı sözleşme ve teknik şartnameye ve projeye uygun olarak imal ettiğini, dava konusu taşınmazın niteliğinin residans olduğu ve davacının da tacir olmadığı nedenle Mahkemenin görevsiz olduğunu dosyanın görevli ve yetkili tüketici mahkemesine gönderilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının tacir olmadığını bu sebeple mahkemenin yetkisiz olduğunu, İstanbul tüketici mahkemesinde açılması gereken işbu dava, ticaret mahkemesinde açılmış bulunduğunu, görev itirazımızın kabulü ile davanın görevli ve yetkili istanbul tüketici mahkemesine gönderilmesini, davacıların daireyi teslim aldıktan 5 yıl sonra davayı açtıklarını davanın zaman aşımına uğrayacağını, müvekkili şirket yönünden husumet itirazlarının olduğunu satışın diğer davalı ile yapıldığını bu sebeple davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini mahkeme aksi kanaatte ise yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, taraflar arasındaki taşınmaz (rezidans) alımına ilişkin anlaşma gereği belirtilen şartlara uymadığı iddia edilen daireler dolayısıyla zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır.Ticari dava” tanımı, 6102 sayılı TTK m.4’te gösterilmiştir. Buna göre, mutlak ticari davalar hariç olmak üzere, asliye ticaret mahkemelerinin görevli olması için, tarafların her ikisinin de tacir olması ve dava konusunun tarafların ticari işletmesine ilişkin olması gerekmektedir. Davacı … her ne kadar tacir ise de dava konusuna esas teşkil rezidans niteliğindeki taşınmazı ticari işletmesi ile ilgili ticari bir amaç için değil, yatırım amaçlı olarak almak istediği kanaatine varılmış, bu davacı yönünden mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır. Netice olarak açıklanan tüm gerekçelerle aşağıdaki şekilde mahkememizin görevli olmadığı, davacının bu taşınmazları ticari işletmesi için değil, yatırım amaçlı aldığı anlaşıldığı…” gerekçesiyle, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kanunda belirli bir uyuşmazlık türü için açıkça özel bir mahkemenin görevli olduğu kabul edilmişse, uyuşmazlığı çözmeye görevli mahkeme kanunun belirlediği o özel görevli mahkeme olduğunu, tüketici mahkemesinin, özel bir kanun olan sözleşmenin imzalandığı tarih olan 2011 yılında yürürlükte olan 4077 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile kurulduğundan özel mahkeme statüsüyle görev yaptığını, Tüketici mahkemesinin, taraflaran en az birinin “tüketici” olduğu uyuşmazlıklara bakmakla görevli olduğunu, tüm tüketici işlemleri ile ilgili davaların tüketici mahkemesinde görüleceğini, “Tüketici” ve “tüketici işlemi” kavramları 6502 sayılı Kanunda şu şekilde açıklanmakta olduğunu, davacı … ile diğer davalı … firmasından Düzenleme Şeklinde Noter Satış Vaadi Sözleşmesi ile satın almış olduğu bağımsız bölümleri, ofis olarak satın almış olduğunu iddia ederek, işbu davayı Ticaret Mahkemesinde açmış bulunduğunu, oysa ki ne satış vaadi sözleşmesinde ne de tapu senedinin üzerinde söz konusu bağımsız bölümlerin iddia edildiği şekilde ofis/işyeri olduğunu gösteren bir bilgi bulunmadığı gibi bilakis tapu senedinde taşınmazın niteliği; residans olarak gösterilmiş bulunduğunu, şahıs olan davacıların tüketicinin Residans niteliğine sahip olarak satın aldığı bağımsız bölümü ne şekilde kullanmayı planladığı yalnız kendisine ait bir durum olup, söz konusu satış işlemi 4077 Sayılı Yasa kapsamında olduğundan, davanın görev itirazının kabulü ile görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Satışa konu bağımsız bölümün konut niteliğinde olduğunu, konut niteliğinde olan taşınmaza ilişkin davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davacı …’ın söz konusu taşınmazı yatırım amacıyla değil, tüketim amacıyla aldığının sabit olduğunu, bu sebeple görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, İlk derece mahkemesince yapılan yargılama kapsamında sundukları dilekçelerde açıkladıkları hususların yanında, uyuşmazlık konusunun çözümünde görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğuna dair detaylı açıklamaları ve Yargıtay örnek kararlarını sunduklarını, davacı ile müvekkili arasında gerçekleştirilen bağımsız bölüm satım sözleşmesinin bir tüketici işlemi olduğunu, yukarıda da detaylıca aktarıldığı, yüksek mahkeme kararlarıyla da desteklendiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olacağının izahtan vareste olduğunu, ayrıca müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde karar tesis edilmemiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın alınıp teslim edilen taşınmazların sözleşmede belirtilen miktar ve nitelikte olmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda eldeki davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince davacı her ne kadar tacir ise de dava konusuna esas teşkil rezidans niteliğindeki taşınmazı ticari işletmesi ile ilgili ticari bir amaç için değil, yatırım amaçlı olarak almak istediği kanaatine varılarak, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmalı (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı yönünde düzenlenme (mutlak ticari dava) olmalıdır. Somut uyuşmazlık bakımından dairemizin daha önce istinaf incelemesi sonucu verdiği 2019/2654 E 2020/876 K sayılı ilamında işaret edildiği üzere, davacı … ın gerçek kişi tacir olduğu, dava dilekçesinde taşınmazı ofis ( işyeri) olarak kullanmak amacıyla satın alındığının ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde, taşınmazın ofis olarak kullanılmak üzere alındığı belirtildiğinden, mesleki faaliyet kapsamında iktisap edilmesi nedeniyle işlemin tüketici işlemi niteliğinde de olmadığı kabul edilmelidir. Bu nedenle davanın, nispi ticari dava tanımına uyduğu anlaşılmaktadır. Buna göre ilk derece mahkemesi davayı görme konusunda görevli olup, yanılgılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olmuştur.Yukarıdaki açıklamalar ışığında her ne kadar davalılar vekilinin görevli mahkemenin Tüketici mahkemeleri olduğu yönündeki istinaf başvuru nedenleri yerinde değil ise de, görevsizlik kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakma konusunda görevli olduğu anlaşılmakla, istinafa konu kararın HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Görevsizlik kararı veren mahkemenin görevli olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hakkındaki kararla birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca karar kesindir.