Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/852 E. 2022/790 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/852
KARAR NO: 2022/790
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2022 Tarihli ek karar
NUMARASI: 2022/214 D.İ – 2022/222 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, talebin kabulüne dair verilen karara karşı borçlular vekili tarafından yapılan itirazın itirazın kabul edilerek bu kez ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü yönünde ek karar verildiği, alacaklı vekili tarafından bu ek karara karşı süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya ele alınıp incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından asıl borçlu Diğdem Dağdalan olan kredi sözleşmesinde …’in müteselsil kefil olarak yer aldığını, borcun ödenmediğini, hesabın kat edilerek borçlulara noter marifetiyle kat ihtarnamesinin gönderildiğini belirterek, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kefil olan borçlular hakkında, 374.564,03 TL alacak yönünden teminatsız olarak ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 08.02.2022 tarihli kararıyla; “…Talep dilekçesi ve belge asılları ile tüm dosya kapsamına göre talebin İ.İ.K’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu ve ihtiyati haciz talep eden banka teminattan muaf olduğu anlaşılmakla TALEBİN TEMİNATSIZ olarak KABULÜNE, Alacaklının iddia ettiği yukarıda belirtilen alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE” karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlular vekili tarafından, İİK’nın 65. maddesi uyarınca, yasal süresi içinde itiraz edilmiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkillerinin mernis adreslerinin Kadıköy/İstanbul’da olduğu gözetildiğinde yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olması sebebiyle yetki itirazlarının olduğunu, müvekkili … adına Balıkesir ili Burhaniye ilçesindeki … ada … parsel sayılı taşınmazın alacağı teminen ipotek verildiğini, müvekkilleri aleyhine bu kapsamda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, müvekkili …’e ait taşınmazın rayiç bedelinin 1.200.000 TL olduğundan onun hakkında verilen ihtiyati haciz kararının haksız olduğunun, müvekkillerinin akdettiği kredi sözleşmeleri uyarınca belirlenen vade henüz dolmadan ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin 08.02.2022 tarihli ihtiyati haciz kararının haksız olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın, 15.03.2022 tarihli mürafaa duruşmasında incelendiği anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU EK KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 15.03.2022 tarihli ek kararında; “…İ.İ.K’nın 257/1. maddesi uyarınca;ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır, yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebilir. İ.İ.K’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin sınırlı olarak sayılmış olup, borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, Mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihi itibariyle 7 gün içerisinde Mahkemesine müracaat ile itiraz edebilir.İhtiyati hacze itiraz edenler; yetkiye ve ihtiyati haczin sebebine itiraz etmiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz edenin yetki itirazı taraflarca imzalanan ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinin 29. Maddesinde İstanbul mahkemeleri yetkili kılındığından yetki itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkememizce 374.564,03 TL alacak üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiği, talep konusu alacak bakımından 340.000- TL ipotek verildiği anlaşıldığından bu yöndeki itirazın kabulü ile 340.000,00 TL fazla miktarda ihtiyati haciz kararı verildiğinden bu miktar için ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle; mahkemece 374.564,03 TL alacak üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiği, talep konusu alacağı teminen 340.000 TL ipotek verildiği anlaşıldığından, bu yöndeki itirazın kabulü ile 340.000,00 TL fazla miktarda ihtiyati haciz kararı verildiğinden bu miktar için ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve hesap kat ihtarnamesine itiraz edilmediğini, böylelikle alacak bakiyesinin kesinleştiğin, borçluların mal kaçırma ihtimalinin olmasının teminat olarak verilen ipoteğin değerinin bilinmemesi nedeniyle ihtiyati haciz kararı alındığını, yine ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesi için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamlı ipotek takibine geçildiğini, ihtiyati haciz talebinin kabulü üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ihtiyati haciz uygulanmak suretiyle tahsile tekerür olmak kaydıyla esas takibe geçildiğini, İpotek resmi senedi incelendiğinde, taşınmazın … adına kayıtlı olduğunu ve taşınmazın asıl borçlu …’nin borcuna teminat olarak verildiğini, Hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, taraflarca itiraz edilmemesi üzerine kesinleştiğini ve alacağın muaccel hale geldiğini, Bu nedenlerle ilk derece ilk derece mahkemesinin itirazın kısmen kabulüne dair verdiği 15.03.2022 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, asıl borçlu ve kefilin ipoteğe dayalı itirazlarının, ipotek tutarı yönünden ve her iki borçlu bakımından kabulü ile ihtiyati haciz kararının kısmen kaldırılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, alacaklı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, talip dilekçesine ekli belgelerden de anlaşılacağı üzere, alacaklı banka ile asıl borçlu … (…) arasında imzalanmış bulunan genel kredi taahhütnamesi ve kredi sözleşmelerine, diğer borçlu da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmuş ve işbu sözleşmeler çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderilmiştir. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği edilmiş olması aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586’ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Alacaklı tarafından, asıl borçluya ve kefile tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, kat ihtarının alacağı muaccel hale getirdiği, TBK’nın 586. maddesine göre de borçluya gönderilen kat ihtarnamesinin sonuçsuz kalması halinde müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz talep edilebileceği, somut olayda asıl borçluya çıkarılan ihtarın sonuçsuz kaldığı, müteselsil kefil adına çıkartılan ihtarın da tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre İİK’nın 257. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının koşullarının oluştuğunun kabulü gerekir. Dosya içerisindeki 26.02.2019 tarihli kredi sözleşmesinde kredi limitinin 350.000 TL, asıl borçlunun … olduğu, …’in ise 350.000 TL brüt dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, yine …’in söz konusu kredi borcu kapsamında kendisine ait bir taşınmazı ipotek verdiği görülmektedir. 08.09.2017 tarihli kredi sözleşmesinde; kredi limitinin 250.000 TL, asıl borçlunun … olduğu, …’in ise 500.000 TL brüt dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu görülmektedir. Dosyada bulunan 14.09.2017 tarihli ipotek akit tablosunun incelenmesinde; banka alacağının müteselsil kefile ait … Mahallesi, … ada, … parsel, … arsa paylı, … kat, … no’lu taşınmaz üzerine, borçlu …. ile Banka arasında kullanılmış ve kullanılacak her türlü krediyle gerek kefalet ve garanti sözleşmeleri gerekse keşideci, ciranta ve/veya aval veren sıfatıyla kambiyo senetlerinden doğmuş ve doğabilecek borçlardan 340.000 TL’ye olan kısmı ile birinci derecede ipotekle teminat altına alındığı anlaşılmaktadır. İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; takip tarihinin 11.02.2022 olduğu, alacaklının … Bankası, borçluların …, …, takibe konu toplam alacağın 375.917,73 TL takip sebebinin 07.09.2017 ve 26.02.2019 tarihli genel kredi sözleşmeleri ile Ankara …Noterliğinin 05.11.2011 tarihli … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi şeklinde belirtildiği görülmüştür. İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip tarihinin 04.02.2022 olduğu, alacaklının … Bankası, borçluların …, … oldukları, takibe konu toplam alacağın 340.000 TL şeklinde gösterildiği ve verilen taşınmazın … adına kayıtlı, Balıkesir ili Burhaniye ilçesi, … Mahallesi, … ada … parsel , … kat,… no’lu bağımsız dönüm olarak gösterildiği görülmektedir. İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Kanun’un 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. …’in az yukarıda bahsi geçen kredi sözleşmelerinin müteselsil kefili olup dosya kapsamında onun tarafından verilen ipoteğin sadece asıl borçlunun borcu için verildiği, asıl borcu teminat altına aldığı, talep konusu kredi sözleşmeleri kapsamında kefilin kefaletten doğan borcun teminatını oluşturmak üzere verilmediği anlaşılmaktadır. Talep dilekçesine bakıldığında, 374.564,03 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, oysa ki talep konusu her iki kredi sözleşmesinin toplam kredi ve kefalet limitin 600.000 TL olduğu, bu kredi sözleşmeleri kapsamında asıl borç için 340.000 TL üzerinden ipotek verildiği, ihtiyati haciz talep dilekçesinde ipoteğin mevcudiyeti dikkate alınmadan asıl borçlu ve kefil yönünden, toplam bakiye alacak için ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, asıl borçlu yönünden ipotek ile teminat altına alınan miktarı da kapsar şekilde ihtiyati haciz istenildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar 374.564,03 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş olsa da talebe konu bu asıl borcun 340.000 TL’lik kısmı asıl borçlu yönünden ipotekle teminat altına alındığından, asıl borçlu yönünden bu miktar düşüldükten sonra ancak 34.564,03 TL için ihtiyati haciz talep edilebilir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin asıl borçlunun itirazının ipotek tutarı yönünden kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İtiraz eden kefil yönünden ise TBK’nın 586. maddesi uyarınca, alacaklının rehni paraya çevirmeden önce, müteselsil kefiller hakkında takip yapmasına ve bu bağlamda ihtiyati haciz talep etmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda, ipoteğin, kefilin kefalet borcunu temin etmek üzere verilmediği, asıl borçlunun borcunun temin etmek üzere verildiği dikkate alınarak, kefaleti nedeniyle borçlu …’in ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, kefil borçlu yönünden de itirazın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve bu borçlu bakımından alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kefil borçlu yönünden kabulüne, asıl borçlu yönünden istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; İlk derece mahkemesinin itiraz üzerine verdiği 15.03.2022 tarihli ek kararın asıl borçlu … yönünden usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, alacaklı vekilinin asıl borçlu hakkındaki istinaf başvurusunun esastan reddine; kefil borçlu … yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca kabulü ile ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın kabulüne ilişkin 15.03.2022 tarihli ek kararının sadece borçlu kefil … yönünden kaldırılmasına, kefil borçlunun itirazı hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-Kefil borçlu …’in ihtiyati hacze itirazının İİK’nın 265. maddesi uyarınca reddine, 2-İş bu itirazın reddi kararıyla birlikte kefil … hakkında ilk derece mahkemesinin 374.564,03 TL üzerinden verdiği 08.02.2022 tarihli ihtiyati haciz kararı geçerli hale geleceğinden (avdet edeceğinden), kefil borçlu hakkında yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf eden alacaklı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 80,70 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 4-İstinaf eden alacaklı vekili tarafından harcanan 220,70 TL başvuru harcı gideri ve 40,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 260,70 TL istinaf yargılama giderinin, alacaklının asıl takipteki haklılık durumuna bağlı olarak, borçlu kefil …’e tahmiline, 5-Alacaklı yararına, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca belirlenen 1.140,00 TL maktu avukatlık ücretinin, alacaklının asıl takipteki haklılık durumuna bağlı olarak, borçlu kefil …’e tahmiline, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09.06.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca karar kesindir.