Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/841 E. 2022/654 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/841
KARAR NO: 2022/654
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2022
NUMARASI: 2022/96 2022/133
DAVANIN KONUSU: Konkordato kapsamında çekişmeli alacak
Taraflar arasındaki konkordatodan kaynaklanan çekişmeli alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; davacı bankanın alacaklısı olduğu …’nin 26/09/2018 tarihli konkordato başvurusu sonrasında Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/936 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda 13/11/2020 tarihinde firmanın revize konkordato projesinin kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararın 25/11/2020 tarihinde ilan edildiğini, davacı bankanın, davalı … Ltd. Şti.’den 11.06.2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerden dolayı alacağı bulunduğunu, davalının Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/936 Esas sayılı konkordato dosyasına müdahil olunduğunu, kaydı talep edilen alacak tutarının 5.267.975,21 TL’lik kısmının borçlu tarafından kabul edildiğini, kabul edilmeyen 1.772.083,00 TL tutarındaki alacak miktarının nisaba dahil edilmesi için 23/10/2020 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğunu, davacı bankanın alacağının rehinle temin edilmiş olması sebebiyle konkordato komiserliğine alacak tutarının 7.040.058,21 TL olarak bildirildiğini, davacı bankanın rehinle temin edilmiş alacağının, adi alacak gibi incelenmesinin ve sonrasında mahkemece kurulan hüküm ile 5.267.975,21 TL olarak nisaba dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının konkordato dosyası kapsamında alacak tutarının yapılacak yargılama ile 7.040.058.21 TL olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ticari davalarda arabuluculuk sistemine başvuru dava şartı olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça, itiraza uğrayan alacakları bakımından, alacaklarının toplamının 7.040.058,21 TL olarak belirlenmesine ilişkin dava açıldığını, davacı banka, alacaklılar toplantısında hem adi alacaklı olarak oy kullandığını hem de … Plakalı aracın rehni için rehinli alacaklı olarak oy kullanmış olduğunu, davacı bankanın iddia ettiği gibi alacağının tamamının teminat altına alınmadığını, araç dışında davalı şirketin mal varlığından davacı bankaya verilmiş bir teminat bulunmadığını,ortada borçlu tarafından bankaya verilmiş bir teminat değil, üçüncü şahıs tarafından verilen bir teminatın sözkonusu olduğunu, davacı banka alacağının 5.267.975,22 TL olarak tespitine, davacı tarafça açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde davacının taleplerinin konkordatodan kaynaklanan çekişmeli alacak istemine ilişkin olduğu, davanın ticari nitelikli bir alacak davası olduğu, bu tür davaların Türk Ticaret Kanunu uyarınca mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, bu nedenle yukarıda izah edildiği üzere bu nitelikte ticari davalarda arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması halinde davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği açıkça düzenlendiğinden ve dava konusu uyuşmazlıkta arabuluculuğa başvurulmadan davanın açıldığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle; 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A. maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun eklenen 18/A. maddesi gereği arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığından davacının davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve çekişmeli alacak hakkında açılacak davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunun kabul edilmesi durumunda alacaklı ile borçlunun dava konusu alacağın varlığı veya miktarına ilişkin olarak arabuluculuk yoluyla anlaşabileceklerini, ancak alacağın ödenmesi hususunda konkordato hükümlerinden farklı bir çözüm üzerinde anlaşamayacaklarını, aksi durumun konkordato hükümüyle bağdaşmayacağını, bu sebeple diğer alacaklılar yönünden İİK’nın 385/f hükmü uyarınca konkordatonun feshini istemek imkanının doğacağını, bu nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, konkordato davasında davalı tarafından itiraz edilen ve çekişmeli hale dönüşen alacağın, konkordato hükümleri kapsamında tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. Mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasında, arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden, davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. Maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, İİK’nın 308/b maddesi uyarınca açılan çekişmeli alacak davasının arabuluculuğa tabi olup olmadığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır. Eldeki uyuşmazlık, İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen ve anılan maddede “alacakları itiraza uğramış”kavramı ile ifade edilen konkordato talep eden borçlunun alacağa itiraz etmesi sonucu “çekişmeli alacak” haline gelen alacaklarla ilgili alacaklının yasada belirtildiği üzere tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde açması gereken alacak davasının TTK’nın 5/A. maddesi kapsamında dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı ve dava şartı olan zorunlu arabuluculuğun dava açıldıktan sonra Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115/2.maddesi kapsamında mahkemece davacıya arabulucuya başvurmak için süre verilmesi suretiyle giderilip giderilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. İİK’nın 301. maddesine göre, konkordato projesinin hazırlanıp alacakların bildirilmesi ve tahkikinden sonra, komiser tarafından yapılacak ilanda yer alan alacaklının bir başka deyişle, konkordato projesine alacağı kaydedilen alacaklının alacağına borçlunun itiraz etmesi halinde bu alacak “çekişmeli alacak” vasfını kazanır. Çekişmeli alacağın oylamaya katılmasına ve katılacağı orana karar veren mahkeme, İİK’nın 308/b-II. bendi gereği tasdik kararında konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebileceği gibi çekişmeli alacağın oylamaya hiç katılmamasına da karar verebilir. Ancak ne yönde karar verilirse verilsin bu karar bağlayıcı olmayıp tasdik kararının ilanından itibaren İİK’nın 308/b-I. bendi gereği alacağı itiraza uğrayan alacaklı tasdik kararından itibaren bir ay içinde dava açmak zorundadır. Çekişmeli alacak hakkında hiç kaynak ayrılmamış veya konkordato mahkemesince yaklaşık ispat ölçüsünde yapılan incelemede daha az bir alacak belirlenerek kaynak ayrılmışsa çekişmeli alacaklıları ile borçlunun arabuluculuk sürecinde daha yüksek bir miktarda alacak belirlemeleri veya farklı koşullarda anlaşmaları konkordato hükümlerinin bütün alacaklılar için bağlayıcı ve zorunlu olması kuralını ihlal edeceğinden ve alacaklılar arasında eşitliği bozacağından kabul edilemez. Aksi takdirde, diğer alacaklılar bakımından İİK 308/f hükmü gereği konkordatonun feshi hakkı doğar. Dolayısıyla, böyle bir anlaşmanın sadece taraflarını bağlaması ve tarafları arasında sonuç doğurması gerekirken tüm alacaklıları etkileyecek sonuçlar doğurur. Yargıtay 6. HD’nin 2022/1692 E- 2022/2094 K sayılı, 13.04.2022 tarihli emsal kararında belirtildiği üzere; İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulması, konkordato hukukunun kamusal karakteri, tüm alacaklıları ilgilendirmesi, tarafların iradeleri ile kendi aralarında yapacakları anlaşmanın konkordato alacaklıları arasında eşitsizlik yaratacak ve konkordatoda ödemeler dengesini bozacak nitelikte olması nedeniyle yasal düzenlemelere uygun görülmemiştir. Bu nedenle eldeki dava, zorunlu arabuluculuğa tabi değildir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesince dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.24.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.