Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/835 E. 2022/655 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/835
KARAR NO: 2022/655
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2022
NUMARASI: 2020/632 E. 2022/100 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 12/03/2020 tarihinde su basması sonucu, müvekkilinin sigortalısına ait inşaatta, özel yapım asansör ve bir takım ekipmanların kullanılamaz hale geldiğini ve hadiseye davalı çalışanlarının tadilat çalışmaları sırasında yapmış oldukları hatanın sebebiyet vermiş olduğunun tespit edildiğini, gerçekleşen hasar sonrası müvekkili şirketin, sigortalısına 15.879,55 TL hasar tazminatını ödediğini, ödenen bu meblağdan davalının ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğunu, rücu amacıyla davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, takibe giren miktar olan 15.879,55 TL ve ferileri yönünden davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı tutulmasını ve alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı vekilinin başlatmış olduğu icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilinin, davacı şirket sigortalısı olan inşaat firmasının alt yüklenici firması olarak mekanik işlerini yapmakta olduğunu, bahsedilen hadisede müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, o tarihlerde inşaatın kaba inşaat halinde olup sürekli yağmur yağmasından dolayı inşaatın hemen her yerine su bastığını, ilgili inşaat firmasının çalışanının tuttuğu tutanak ile ilgili bir bilgilerinin olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, mahkeme masraf , harç ve ücreti vekaletin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Basit yargılama usulüne tabi iş bu davanın davacı veklince takip edilmediğinden ve davalı vekilinin davayı takip emedikleri yönündeki beyanı üzerine 25/06/2021 tarihli celsede 1. kez işlemden kaldırıldığı ve davanın yenilendiği, aynı şekilde 11/02/2022 tarihli celsede de davacı vekilinin duruşmaya katılmadığı, mazeret de bildirilmediği, davalı vekilince de davanın takip edilmeyeceğinin bildirildiği, HMK 320/4. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, açılmamış sayılmasına karar verilir. Bu nedenle HMK 320/4 maddesi bir kere işlemden kaldırılmasına karar verilmiş dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakma hâlinde davanın açılmamış sayılmasını düzenlediğinden HMK 320/4 ve HMK 150/6 maddesi uyarınca iki kez takipsiz bırakma nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle; davalı tarafça davanın takip edilmediği, daha önceden 25/06/2021 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırıldığı ve basit yargılama usulüne tabi olduğu anlaşılmakla, sadece bir kez işlemden kaldırılabileceğinden HMK’nın 150/6 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve dosya kapsamında 25.06.2021 tarihinde ilk takipsizlik sebebiyle yenilen dosyada ilk takipsizliğin ardından ilk defa 11.02.2022 tarihinde mazeretsiz olarak duruşmaya katılamadıklarını, dosyanın işlemden kaldırılması kararı verilmesi gerekirken hukuka aykırı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, risk katılım sigorta poliçesi ile sigortalanan dava dışı sigortalıya ait inşaatta meydana gelen hasar nedeniyle yapılan ödemenin, hasarın taşeronun sorumluluğundan kaynaklı olarak ortaya çıktığı iddiası ile taşeronu çalıştıran davalı şirkete yapılan ödeme tutarında başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, 08.12.2020 tarihinde açılmış olduğundan 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı kanunun 58. maddesiyle değişik TTK’nın 4/2. maddesi somut olayda uygulama bulacaktır. İlk derece mahkemesinin 09.12.2020 tarihli tensip tutanağının ikinci bendinde, dava değerine göre basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yargılama yapılacağına karar verilmiştir. 12.03.2020 tarihli celsede davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunmuş olması sebebiyle hazır olmadığı, ilk derece mahkemesince mazeretin kabulüne, duruşma gün ve saatinin tebliğine karar verildiği, 25.06.2021 tarihli celsede davacı vekiline usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen duruşmada hazır olmadığı, davalı vekilinin de mazeretinin delillendirilmemiş olması sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 02.07.2021 tarihli dilekçesi ile elinde olmayan sebeplerle 25.06.2021 tarihli celsede hazır olmadığını, mazeret de gönderemediğini beyanla, takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılan dosyanın yenilenmesini talep ettiği, 08.07.2021 tarihli yenileme tensip zaptının taraflara gönderildiği, 26.11.2021 tarihli celsede her iki tarafın da hazır olduğu, ondan sonraki duruşma gününün 11.02.2022 tarihi verildiği ancak davacı vekilinin duruşmaya gelmediği, mazeret de bildirmediği, davalı vekilinin davayı takip etmek istemediğine ilişkin beyanı karşısında HMK’nı 150/6. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava basit yargılama usulüne tabi olmakla, HMK’nın 320/4. maddesi hükmü uyarınca da basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa dava açılmamış sayılır. Bu durumda somut olayda ikinci kez dosyanın müracaata kaldığı anlaşıldığından, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde hukuka aykırılık yoktur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.