Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/833 E. 2022/853 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/833
KARAR NO: 2022/853
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2022
NUMARASI: 2021/358 E. 2022/39 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı, davasında özetle; Avrupa insan Hakları Sözleşmesi’ nin 6. maddesi ve 1982 Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen “hak arama özgürlüğü’ nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması” ilkesi , 6100 Savılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 107. Maddesi gereğince ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 1482/11. maddesi gözetilerek istem talebi süresi içerisinde ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu 33. madde hükmü gereği Nispi Harç tutarından muaf tutularak ve 7036 Sayılı İs Mahkemeleri Kanunun 3. madde 3. fıkrasında öngörülen 6102 Savılı Türk Ticaret Kanunu 1484./1. maddesi ve 1473./1.- 2.fk maddesinde öngörülen hükümler gereği, hesap edilen “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından doğan Rücu hakkı” olan alacağın davalı taraftan tahsil edilerek tarafıma ödenmesine ilişkin, davalı “… (…) kulüpleri, … Sigorta Şirketinin Türkiye’de yerleşik muhabir … Limited Şirketi (… Ltd.)” Sigorta Şirketine karşı, “Doğrudan dava hakkı” başlıklı 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 1478. Maddesi uyarınca alacak davasının kabulüne, Bakırköy 10. İş Mahkemesi tarafından işçilik alacağı kapsamında yürütülen “ölüm ve cismani zarar sebebi” ile açılmış olan tazminat davasının yargılaması sonucunda, dosya muhteviyatında mevcut her türlü yasal takdiri kanıt, delil ve ispata dayalı unsurlar ışığında ve Bilirkişi Teknik Keşif ve Tespit Ek ve Ayrık Raporları değerlendirilmesinde; davaya konu somut olayın “Haksız Fiil” sonucu meydana geldiği ve … Ticaret Limited Şirketi/donatanın “ağır ihmal ve kusurlarından mesul”bulunarak “Bakırköy 10. İş Mahkemesi 21.06.2019 tarih. 2019/99 E. – 2019/325 sayılı gerekçeli karar ilamı lehte kesinleştiğinden; “Alacaklı” vasfını haiz olarak , 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 1328. Maddesinde öngörülen hüküm gereği, 2/5/1996 Tarihli Protokolün 3. Maddesi uyarınca, haksız Fiilin meydana geldiği 19.05.2012 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası SDR kur değeri “2.7958 TL esas alınıp Ulusal para birimi (Türk Lirası) üzerinden işlem yapılması sonucu hesap edilen “5.591.600 TL tutarında olan “Koruma ve Tazmin Deniz Alacağı” hakkı ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak suretiyle; haksız Fiilin meydana geldiği 19.05.2012 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası SDR kur değeri “2.7958 TL” esas alınıp Ulusal para birimi (Türk Lirası) üzerinden işlem yapılması sonucu hesaplanan “89.465.600 TL tutarında muaccel olan “Koruma ve Tazmin Deniz Alacağı”nın, haksız fiilin meydana geldiği 19.05.2012 tarihi itibariyle işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 1484./1. Maddesi ve 1473./1.- 2.fk Maddesinde öngörülen hükümler gereği davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini , yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava konusu uyuşmazlık arabulucuya tabi olup, arabulucuya başvurulmuş olması dava ikame edilebilmesi için dava şartı olduğunu, her ne kadar davacı taraf Harçlar Kanunun 33. maddesi uyarınca harç ödemekten muaf olduğunu iddia etmekteyse de söz konusu kanunun 33. maddesinin yalnızca iş mahkemeleri tarafından işçiler lehine hükme bağlanan hak ve alacakların takibinde işçilerden hiçbir harç alınmayacağına ilişkin olduğunu, her ne kadar davacı taraf TTK’nun 1363/3 hükmü uyarınca da harç ödemekten muaf olduğunu ileri sürmüşse, söz konusu hüküm teminat ile ilgili muafiyete ilişkin olarak düzenlenmiş bir hüküm olduğunu, ancak, dava konusu olaydaki uyuşmazlık teminat ile ilgili olmayıp, harçtan muaf olup, olmamaya ilişkin olduğundan huzurdaki davada uygulama alanı bulmasının mümkün olmadığını, huzurda görülmekte olan davada görevli mahkeme, Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatını haiz Asliye Ticaret Mahkemesi olan İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafından dava konusu geminin donatanı aleyhine Bakırköy 10. İş Mahkemesi’nin 2019/99 E. (2013/626 eski esas) sayılı dosyası tahtında maddi ve manevi zararlarının tazmini zımnında dava ikame edilmiş olup, işbu davanın konusu da … isimli geminin alabora olarak batması neticesinde meydana gelen maddi ve manevi zararlarının tazminine ilişkin olup, dava hali hazırda Bakırköy 10. İş Mahkemesi’nin 2019/99 E. sayılı dosyası tahtında derdest olduğunu, işbu dava dosyası nezdinde de, davacı taraf yine aynı olaya ilişkin zararlarının tazmini zımnında huzurdaki davayı ikame etmiş olup, derdestlik sebebi ile işbu davanın usulden reddine, her ne kadar davacı tarafça dava konusu … isimli geminin … Kulübünün … olduğundan bahisle ve Müvekkil … Müş. Ltd. Şti.nin de işbu sigorta kulübünün Türkiye’deki yerleşik muhabiri olduğundan bahisle doğrudan dava ikame edilmişse de önemle belirtmek isteriz ki davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zararın tazmini için dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’da sorumluluk sigortasında zarar görenin doğrudan doğruya dava açabileceği hükme bağlanmadığını, ayrıca Müvekkili ile davacı arasında herhangi bir haksız fiil veya sözleşme ilişkisi de bulunmadığını, müvekkilinin işbu davada davacı tarafından pasif husumet yöneltilmesi hatalı olup, huzurdaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, dava dilekçesinde bahsi geçen 19.11.1976 tarihli deniz alacaklarına karşı mesuliyetin sınırlandırılması hakkında sözleşmenin kapsamına müvekkil şirketin girmediğini, her ne kadar davacı taraf dava dilekçesinde dava dışı … Ticaret Limited Şirketi aleyhine Bakırköy 10. İş Mahkemesi’nin 21.06.2019 tarih 2019/99E., 2019/325K. sayılı ilamında donatan …’in ağır ihmal ve kusurundan sorumlu olduğunun tespit edildiğini ve işbu hükmün kesinleştiğini belirtmişse de söz konusu hüküm kesinleşmediğini, Yargıtay incelemesinde olduğunu, müvekkili Bakırköy 10. İş Mahkemesindeki davaya taraf olmamakla birlikte müvekkilimizin sorumluluğuna ilişkin de herhangi bir inceleme yapılmadığını, müvekkil şirketin ağır kusurunun veya ihmalinin bulunduğundan söz edilmesi de mümkün olmadığını, TTK’NIN 1333. hükmünde belirtilen sorumluluk sınırının dava konusu hadisede uygulanmasının mümkün olmadığını, zira, davaya konu … isimli gemi kanun hükmünde bahsi geçen sondaj gemilerinden olmadığını, işbu hüküm sondaj gemileri için düzenlenen ve sondaj gemileri için geçerli bir hüküm olduğunu, husumete ilişkin itirazlarına halel gelmemek kaydı ile davacının ihtiyati haciz talep edebilmesi için İİK’nun 257. maddesinde belirtilen ihtiyati haciz şartları oluşmamış olup, haksız ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, dava şartı olan arabulucuya başvurulmamış olması sebebi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, başvuru harcının ve peşin harcın tensip zaptı ile davacıya verilen iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmamış olması sebebi ile HMK 150. maddesi gereğince harç tamamlanıncaya kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına, görev itirazlarının kabulüyle görevsizliğine karar verilerek dosyanın görevli olan İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, huzurdaki davanın derdestlik nedeni ile usulden reddine, müvekkil şirket bakımından davanın pasif husumet yokluğundan reddine, her halükarda davanın esastan reddine, haksız ihtiyati haciz talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce davacının eksik harcı tamamlaması için 11.06.2021 tarihli tensip tutanağının 15. bendi gereğince 2 haftalık kesin süre verildiği halde eksik başvuru ve nisbi harcın verilen kesin süre içinde tamamlamadığından Harçlar Kanunun 28, 30 ve 32. Maddesi ve HMK’nın 150. Maddesi uyarınca dosyanın 25.10.2021 tarihi itibariyle işlemden kaldırılmasına, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren başlayarak 3 ay içinde harç tamamlanmadığından HMK’nın 150/5. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine ilişkin 25.10.2021 günlü kararımıza rağmen davacı yan tarafından 3 aylık yasal harç tamamlanmasına yönelik yasal süre içerisinde harç tamamlanmamıştır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede;Davacının gerek dava açarken yaptığı talepleri, gerekse ihtiyati haciz başvuruları, harç yatırmadan müteakip işlemlere devam edilemeyeceğinden, Harçlar Kanunu 28, 30, 32. Maddeleri gereğince verilen 2 haftalık kesin süreye rağmen harcın tamamlanmaması ve dosyanın 25.10.2021 günü işlemden kaldırılmasına rağmen, davacı yan tarafından Harçlar Kanunun 30, 32. Maddesi gereğince başvuru ve peşin nisbi harç yatırılmaması ve davanın bu süre içerisinde harç yatırılarak yenilenmemesi sebebiyle 6100 sayılı HMK’nın 150/1 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle, davacı tarafından açılan işbu davanın Harçlar Kanunu’nun 28, 30 ve 32. maddeleri gereğince ve HMK’nın 150/1-5 maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve ilk derece mahkemesinin 11.06.2021 tarih 2021/358 Esas sayılı temsil tutanağında; tarafımıza 59.9 TL başvuru harcı 1.527.848,78 TL peşin harç yatırılması hususunda iki haftalık kesin süre verildiği aksi taktirde HMK 150.maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği hususunun ihtaren bildirildiği, yine aynı tutanakta arabuluculuk son tutanak aslı veya onaylı suretinin bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması, aksi taktirde dava şartı yokluğundan usulden red kararı verileceğinin ihtar edildiği, ancak 22.06.2021 tarihli tensibe cevap dilekçesinde beyan etmiş oldukları üzere söz konusu davanın işçi alacakları kapsamında rücuen tazminat davası olması sebebiyle 492.sayılı Harçlar Kanunun 33.maddesinde görülen harç mükellefiyetinden muafiyet durumunun mevcut olduğunu, ancak ilk derece mahkemesince sadece harçta muafiyet durumunun iş mahkemeleri tarafından işçiler lehine hükme bağlanmış olan harç ve alacakların takibinde geçerli olduğundan bahisle 11.06.2021 ve 22.06.2021 gününün davacı taraf dilekçelerinde yer alan taleplerin harcın yatırılması için davacıya tensiple verilen sürenin dolmasından sonra karara bağlandığı, davacının açtığı davanın harç yatırılmakla sayılması gerektiğinden harç yatırması hususunda davacıya tensip talebinden sürenin dolmasının beklenmesi yönünde karar oluştuğu, ilk derece mahkemesinin bu şekildeki kararı ile 6100 sayılı HMK’nın 143/1, 353/1-a ve 371/1-c hükümlerini ve yine 46/1.c maddesindeki hükmü ihlal ettiğini, Somut davanın açılış tarihi olan 09.06.2021 tarihinde İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosunun 2021/70937 hukuk tevzi dosya numarası ile 60 TL’nin yatırılmış olduğunu, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin davacının 59.30 TL başvuru harcı yatırmamış olduğu gerekçesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, ilk derece mahkemesinin 25.10.2021 tarihli ara kararında davacının 1.527.848,78 TL peşin harcı yatırmamış olduğuna ilişkin değerlendirme yapıldığı ve eksikliğin ikmali için verilen kesin sürenin 28.06.2021 tarihinde dolmuş olması sebebiyle dosyanın 25.10.2021 tarihi itibariyle işlemden kaldırılmasına karar verildiği, halbuki somut olayda harç muhafiyetinin söz konusu olduğunu, zira bu hususu 492 sayılı Harçlar Kanunun 32.maddesinde açıkça kaleme alındığını, Emsal teşkil eden İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.06.2021 tarih 2021/358 Esas sayılı dosyası ve İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.07.2021 tarih 2021/463 Esas sayılı dosyalarında benzer nitelikte taleplerinin olduğunu ve söz konusu dosyalarda “harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına” şeklinde karar verildiğini; peşin alındığından bahsedilen harcın maktu harç olduğunu, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesince verilen davanın açılmamış sayılmasına yönündeki kararın kaldırılmasına karar verildiğini, 7036 sayılı İş Mahkemelerinin 3/3 maddelerinde görülen hükümlerin somut uyuşmazlıkta dava şartı niteliğindeki arabuluculuk yoluna başvurulmasının gerekmediği zira bu madde gereği müvekkilinin arabuluculuk mükellefiyetinden muaf tutulmasına ilişkin talebinin İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/358 Esas ve 22.06.2021 tarihli ara karar ile İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/358 Esas 25.10.2021 tarih ve aynı mahkemenin 2021/358 Esas 04.02.2021 tarihli kararlarında kabul edildiğini, 6102 sayılı TTK’nın 1362.maddesi gereği dosya içerisindeki bilirkişi teknik kişi ve tespit ek ve aylık raporlarını 6100 sayılı HMK’nın 204/1 fıkrası uyarınca ispata dayalı kesin delil niteliğinde olduğunu, yine İİK’nın 68.maddesi ve 38.maddelerinde öngörülen ilam niteliğini haiz belge yeterliliğine haiz olduğunu, 3102 sayılı TTK’nın 1350/4 maddesinde öngörülen alacağın aynı kanunun 1352.maddesinde sayılan deniz alacaklarından olmasının ihtiyati haciz sebebi olduğu yönünde hüküm bulunduğunu; somut olayda deniz alacaklısı vasfına haiz hak sahibi olarak İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.06.2021 tarih 2021/358 Esas sayılı dosyası kapsamında alacaklarını teminen başlatılan takip dosyasında da harç mükellefiyetinden muafiyet hususunun uygulaması gerektiğini, Somut olayda 492 sayılı Harçlar Kanunun 33.maddesi uyarınca harç mükellefiyetinin, 6102 sayılı TTK’nın 1363/3 sayılı uyarınca teminat mükellefiyetinin 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3/3 uyarınca arabuluculuk mükellefiyetinin aranmaması gerektiğini, yine 6102 sayılı TTK’nın 1353/4 maddesi gereğince 2004 sayılı İİK’nın 204 sayılı maddesi gereğince ihtiyati haciz işlemlerinin uygulanması gerektiğini, Yukarıda bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin 2021/358 Esas 22.06.2021 tarihli ara kararının, 2021/358 esas 25.10.2021 tarihli ara kararının, 2021/358 Esas 04.02.2022 tarihli kararın kaldırılması yönünde karar verilmesini; … Sigortacısı … adına temsil ve iczama yetkili … Denizcilik… Şirketi tarafından tanzim edilen M/V poliçe aslının ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazarak celbine; Bakırköy İş Mahkemesinin 21.06.2019 tarih 2019/99 Esas 2019/325 Karar sayılı ilamının kesinleşmiş olduğu somut olayın mali sorumluluk sigortasından doğan deniz alacağını tahsil ve temin amaçlı olarak açılan eldeki istinafa konu dava dosyasında iş mahkemesinin vermiş olduğu ilamın hukuki himayesi ve bağlayıcılığına dayalı olarak nispi harç tutarında muaf tutulan arabuluculuk şartı aranmaksızın deniz alacakları hakkında uygulanacak usul ve esasları düzenleyen 19.11.1976 tarihli deniz alacaklarına karşı mesuliyetin sınırlandırılması hakkındaki sözleşmede öngörülen alacaklı vasfının haiz olarak yine 1979 tarihli konvansyonun tadil edilen 1996 protokolü 3.maddesinde öngörülen hükmün esasına göre 1976 konvansyonunun 8.maddesinin birinci paragrafını somut olaya uygulaması suretiyle; haksız fiilin meydana geldiği 19.05.2012 tarihindeki Merkez Bankası SDR kur değeri 2.7958 TL esas alınıp hesap edilen 5.591.600 TL muaccel alacak hakkı ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla Bakırköy 10.İş Mahkemesinin 21.06.2019 tarih 2019/99 Esas 2019/325 Karar sayılı ilamında sigorta ettiren …’nın ağır ihmal ve kusurların mesul bulunmasından dolayı 1976 Londra Konvansyonu 4.maddesindeki sorumluluk sınırlama hakkının kaldırılmasının ve böylece haksız fiilin meydana geldiği 19.05.2012 tarihi itibariyle işleyecek yasal faiz ile birlikte 6102 sayılı TTK’nın 1484/1 ve 1473/1-2 maddesinde öngörülen hükümler gereği davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini, 6102 sayılı TTK’nın 1353/4.maddesinin hukuki koruması altında 1976 Londra Konvansyonunun 15.maddesinin 94.paragraf ve a bendinde görülen hükmün 6102 sayılı TTK’nın 1333/1-a bendinde öngörülen hükümle karşılık bulduğu sebepleriyle 32.000.000 özel çekme hakkı üzerinden 19.05.2022 tarihli güncel SDR kur değeri 2.7958 TL esas alınıp ulusal para birimi üzerinden işlem yapılması üzerine hesaplanan 89.465.600 TL tutarında olan alacağın davalı borçlu …şirketine ait olduğu belirtilen ve istinaf dilekçesinde yer alan varlıklarına 492 sayılı Harçlar Kanununun 33.maddesinden muaf tutularak ihtiyati haciz kararı verilerek uygulanmasını talep etmiştir. İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/358 Esas sayılı dosyasına HMK’nın 28/2maddesi uyarınca gizlilik kararı verilmesini, Davalının 6100 sayılı HMK’nın 29.maddesini ihmal suretiyle her türlü adaleti yanıltıcı nitelikteki haksız şekilde yapmış olduğu tüm iddia ve itirazlarının yok hükmünde sayılmasını, İstinaf ve başvuruları ve temyiz başvuruları da dahil olmak üzere her türlü feri yargılama giderlerinin TTK’nın 1349/1 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 33.maddesi gereğince karşı tarafa tahmine karar verilmesini talep etmiştir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine ve neticede davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, … sigorta poliçesi uyarınca sigorta tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy 10.İş Mahkemesinin 21.06.2018 tarih 2019/99 Esas 2019/325 Karar sayılı ilamın incelenmesinde; davacının … davalının … Ltd.Şti olduğu, dava konusunun davacının 19.03.2012 tarihinden 23.05.2013 tarihine kadar davalının donatanı olduğu, … gemisinde gemi adamı olarak çalıştığını, gemide görev başındayken 19.05.2012 tarihinde geminin yapısına uygun olmayan yükün kabul edilmesi hatalı yükleme yapılması kaptanın yüklemeye nezaret etmemesi sebepleriyle geminin alobora olarak battığını, gemi personelinden üç kişinin hayatını kaybettiğini, müvekkilinin gece karanlık suda boğulma tehlikesi geçirdiğini, beyanla maddi manevi tazminat talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü yoluna giderek 3.330 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 19.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça eldeki istinafa konu dava dosyasında, az yukarıda bahsi geçen Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2019/99 Esas sayılı dosyasının davalısının dava konusu hadisenin yaşandığı … yük gemisinin olayın meydana geldiği 19.05.2012 tarihinde geçerliliği olan … koruma ve tazmin sigortasının, uluslararası … and … kulüpleri, … sigorta şirketinin Türkiye’de yerleşik muhabir firması olan … Limited Şirketi tarafından düzenlenip onaylanan … koruma ve tazmin sigorta poliçesi gereği 6102 saylılı TTK’nın 1330/2 1330/1-d ve 1333/1-a bendinde öngörülen hükümlerin ve 1976 konvansyonu madde 8 paragraf 1 usulüne göre haksız fiilin meydana geldiği 19.05.2012 tarihli Merkez Bankası SDR kur değeri olan 2.7958TL esas alınarak hesaplanmış olan 89.465.600 TL’nin haksız fiilin meydana geldiği 19.05.2012 tarihiyle hesaplanacak yasal faiziyle birlikte talep etmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/1.fıkrası gereği dava, tazminat davası olmakla niteliği gereği nispi harca tabiidir. Nispi harç konusu para ve para ile değerlendirilebilen şey ile ilgili davalarda hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır. Davacı vekili dava dilekçesinde 89.465.600 TL’nin tahsilini talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince; tensip zaptında 59.9 TL başvuru harcı, 1.527.848.78 TL nispi harç olarak hesaplanan tutarların Harçlar Kanunu 28, 30, 32. maddeleri gereğince iki haftalık kesin sürede yatırılmasına karar verilerek verilen sürede harç yatırılmamasının yasal sonuçları davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Kesin süreye rağmen harç yatırılmayınca dosyanın 25.10.2021 günü işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, davacı yan tarafından Harçlar Kanunun 30, 32. maddeleri gereğince başvuru ve peşin nisbi harç yatırılmaması ve davanın bu süre içerisinde harç yatırılarak yenilenmemesi sebebiyle 6100 sayılı HMK’nın 150/1 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması yoluna gidilmiştir. İş bu davadaki talep, … sigortasına dayalı sigorta tazminatı talebine ilişkindir. Dava, HK’nın 28.maddesi uyarınca nispi harca tabi olup peşin harcın yatırılması yasal zorunluluktur. HK’nın 30.maddesi uyarınca, harç yatırılmadan müteakip işlemler yapılamaz, harç yatırılıncaya kadar dosya işlemden kaldırılır. Davacının önceden aynı zarar kalemlerine ilişkin olarak iş mahkemesinde dava açmış olması; somut davada da harçtan muaf sayılmasını gerektirmez. Zira bunu gerektiren yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Kaldı ki istinafa konu dava; işçi-işveren ilişkisi dışında … sigortacısına karşı yöneltilmiş, sigorta ilişkisinden kaynaklı bir davadır. Harç konusu, mahkemenin görevinden önce değerlendirilmesi gereken bir husus olup mahkemece öncelikle harcın değerlendirilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Davacının talebi, sigorta tazminatına ilişkin olup HK’nın 28. maddesinde bedensel zararlar için öngörülen 1/20 oranı uygulanmaz. İlk derece mahkemesince 1/4 oranında peşin harcının yatırılması konusunda karar oluşturulması bu nedenle usule aykırı bulunmamıştır. Yukarıda anlatılanlardan dolayı, ilk derece mahkemesi kararı isabetli olduğundan HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.